Page 46-47 - fgd-bulten2

Basic HTML Version

Grassroots Futbol’un bugünü ve geleceği üzerine teorik altyapı
Grassroots futbolun geleceğini tartış-
madan önce kavram üzerinde muta-
bık kalmak önemli. Çünkü Grassroots
Futbol’dan ne anladığımızı tam olarak
netleştirmeden, konunun geleceği
üzerine görüşler bildirmek sağlıklı ol-
mayacaktır.
Grassroots Futbol kavramı, sadece ül-
kemizde değil, birçok ülkede tam an-
lamıyla anlaşılır olmamıştır. Bu durum
bir çok zaman ülke federasyonlarının
Grassroots Futbolu’nda neler yapma-
ları gerektiği konusunda fikir ayrılıkla-
rı oluşmasına sebebiyet vermektedir.
En genel geçer tanımı yapıldığında
Grassroots Futbol; Profesyonel Fut-
bol ve Elit Genç Futbolcu Gelişimi’nin
dışında kalan tüm futbol alanlarını
kapsamaktadır. Tanım bu şekilde ya-
pıldığında Grassroots Futbol hemen
iki ana kategoriye ayrılabilir;
• Elit futbolcu havuzuna aday oyun-
cuların oynadığı futbol (çocuk ve
genç futbolu)
• Elit futbolcu havuzuna aday olma-
yan oyuncuların oynadığı amatör ve
rekreasyonel futbol, (amatörler, ve-
teranlar, halı saha futbolu, engelliler,
futsal, plaj futbolu)
Dolayısıyla Grassroots Futbolu’nda
yapılacakları
düşünmeye
başla-
dığınızda önce bu iki ana damar
üzerinde konuya yaklaşımın tespit
edilmesi ve bunların ayrı mecralar
olduğunun netleştirilmesi gerekmek-
tedir. Türkiye’de yetişkinlerin oyna-
dığı amatör ve rekreasyonel futbolda
yeterince zenginlik olmasa da ülke-
mizde Grassroots Futbol’da sorunun
bu alanda olmadığını düşünmekte-
yim. Amatör futbolumuzda A takım
düzeyinde illerde futbola katılım ye-
tersiz olmakla birlikte kötü düzeyde
değildir. Bunun yanı sıra son yıllarda
oluşturulan kayıt ve alternatif lisans
sistemleri ile zaten bir şekilde yaşa-
dığı ilde/ilçede turnuvalarda futbol
oynayan insanlar da kayıt altına alın-
mıştır. Almanya, İngiltere gibi ülke-
lerle karşılaştırıldığında Türkiye’deki
rakamlar oldukça yüksek olmamakla
birlikte sorunumuzun temeli kesinlik-
le burada değildir. Engelli futbolunda
ise ülkemizin bir çok UEFA üyesi ülke-
ye nazaran daha fazla yol aldığını ra-
hatlıkla söyleyebiliriz.
Esas önemli ve büyük sorunumuz,
elit futbolcu havuzuna aday oyun-
cuların yani çocukların ve gençlerin
oynadığı futboldadır. Öncelikle bu
tanımı biraz daha açmak gerekir. Bu
gruptaki çocuklar 6 ila 15 yaş arasın-
dadır. Hepsi yetenekli değildir, böy-
le bir beklenti ya da ayırım yoktur.
Amaç bu grupta mümkün olduğu
kadar çocuğa futbol oynatıp, onların
bu oyunu sevmelerini sağlamak, ha-
yatları boyunca onların bir şekilde bu
oyunda katılımcı veya izleyici olarak
var olmalarını sağlayacak temelleri
atmak, futbol oyununun temelle-
rini doğru öğrenmelerini sağlamak
ve dolayısıyla aralarında daha sonra
elit futbola geçecek yetenektekilerin
doğru becerileri öğrenmiş bir şekilde
yukarı çıkmalarını sağlamaktır. Bu ço-
cuklardan çok azı daha sonra futbola
hizmet edeceklerdir, önemli olan ço-
Futbolumuzun geleceğinin planlamasını doğru kurgulamak için öncelikle ülke gerçeklerinin tes-
pitini yapmak gerekir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de doğal futbol alanları kaybolmaya
yüz tutmuş, ayrıca oyunun karşısına bilgisayar gibi çok çetin bir rakip çıkmıştır. Bu nedenle geçmi-
şin zengin kaynaklarının yerini alacak, çocukların eğlenerek gelişecekleri yeni ortamlar yaratmak
bir zorunluluktur.
Yazan: Serbülent Şengün
cukların sağlıklı büyümesi ve sosyal-
leşmesine katkı sağlayacak şekilde
futbolun çocuklara hizmet etmesidir.
Bu sağlandığı zaman zaten bu çocuk-
ların arasından ülke futboluna önemli
hizmetler verecek olanlar çıkacaktır.
Bir futbol federasyonunun iki ana
çerçevede de Grassroots Futbolu’na
yatırım yapması, konulara eğilmesi
şarttır. Bununla birlikte bir ülkede fut-
bolun geleceğine dair yatırımın ağır-
lık olarak yetişkinlerin rekreasyonel
futboluna olan yatırımından kat be
kat fazla olması da bir diğer zorunlu-
luktur.
Çocuk ve Genç Futbolu
için gereklilikler ve
bazı veriler
Grassroots
Futbol’da
vurgunun çocuk ve genç
futbolda olması gerek-
tiğini ifade ediyorsak
Grassroots Futbol’un
gelişimi için bazı gerek-
liliklerin altı çizilmelidir.
Bir Grassroots Futbol
faaliyetinde aşağıda sı-
ralanan unsurların var-
lığı önemlidir:
Çocukların futbol oynayacakları alan-
ların olması
Bu alanların öğrenmeye ve gelişime
müsait olması
Bu alanlardaki faaliyetlerin eğlenceli
olması
(Eğer varsa) Bu alanlardaki eğitmen-
lerin/antrenörlerin çocuklara bu ge-
lişim imkanlarını sağlayabilecek bilgi
ve becerilere sahip olmaları
Dolayısıyla ne yapacağımızı tam anla-
mıyla bulabilmek için sorularımızı bu
çerçevede sormamız doğru olacaktır,
bugün;
Çocuklarımızın futbol oynayacakla-
rı alanlar var mıdır? Ne kadar vardır?
Nerelerdedir?
• Bu alanlar çocukların gelişmesine
müsait midir?
• Çocuklarımız bu alanlarda eğlen-
mekteler mi? Alternatif hangi eğlen-
celer çocuklarımıza sunulmaktadır?
Alternatif eğlencelere erişim daha mı
kolaydır?
• Çocuklarımıza futbolu öğretenler
kimlerdir? Çocukların dünyasına göre
bir eğitim sunmaktalar mıdır?
Bu noktada biraz zamanımız çocuk-
larının içerisinde bulunduğu ortamı
tanımlamaya çalışalım;
• Türkiye nüfusunun %70’ i kentlerde
yaşamaktadır
• Türkiye nüfusunun %50 ‘si 8 kentte
yaşamaktadır.
• Nüfus artışı 4 senede ülke genelinde
%4 iken, bu sekiz şehirdeki nüfus artı-
şı %16 civarında olmuştur.
• Türkiye de büyük şehirlerde inter-
net penetrasyonu haneler göz önüne
alındığında %50’lerde. Bu her iki ev-
den birinde bilgisayar ve internetin
var olduğu anlamına gelir. İnternet
kafelerin yaygınlığı da düşünüldü-
ğünde çocukların internete erişiminin
yüksekliğinin çok daha yüksek oran-
larda olduğu gözükmektedir.
• TV kanallarının artışına paralel ço-
cuklara yönelik yayın yapan kanal-
ların çoğalması ve hatta belirli öl-
çülerde evlerdeki TV sayısının artışı
çocuğun zaman kullanımı konusunda
alternatif eğlencelerinin bolluğu an-
lamına gelmektedir.
• 2010 yılında TBMM’ye verilen bir
soru önergesine gelen cevapta gö-
rüldüğü üzere Türkiye’de dershaneye
gitme yaşı 10 dan başlamaktadır. Eği-
tim sistemi ile ilgili bir Dünya Bankası
raporunda ifade edildiği üzere mev-
cut eğitim sistemi ve dershane mode-
li çocuklarda ciddi biçimde bunalım/
depresyon yaratmaktadır.
• Bir çok şehirde tam gün eğitim uy-
gulaması ile birlikte öğrenciler eğitim
yılının önemli bir kısmında gün ışığı-
nın olduğu saatlerde okullarda bulun-
maktadır.
Yukarıdaki dağınık verileri biraz top-
lamaya gayret gösterirsek ve konu-
yu biraz da karikatürize edersek ül-
kemizdeki ortalama bir çocuk; her
geçen sene daha çok kalabalıklaşan
büyük bir şehirde ya-
şıyor. Etrafında oyun
oynayabileceği alanlar
ise son derece kısıtlı.
Okuldan 3.30 gibi çıkı-
yor, eğer yaşı 11-12 ise
muhtemelen bazı gün-
ler dershaneye de gidi-
yor, dolayısıyla kendine
ancak akşam saatleri
dışında pek zaman ayı-
ramıyor. Muhtemelen
evinde bilgisayar var, ya
da en azından civarda
bir internet kafeden in-
ternet kullanabiliyor. Akşamlarını TV
ve/veya bilgisayar başında geçiriyor,
ulusal sınavlardan birine girme yaşın-
daysa bazı akşamlarında okul ve ders-
hane sonrasında evde de ders çalışı-
yor ve/veya ailesinin ders çalışması
yönündeki baskısıyla karşı karşıya.
O zaman geleceği nasıl
kurgulamalıyız?
Tüm bu gerçekleri önümüze koyma-
dan futbolun geleceğinin planlaması-
nı yapmak mümkün değildir. Bunların
yanı sıra bir de zihinsel bazı alışkanlık-
larımızı da net olarak tanımlarsak, bir
sonuca gitmek adına düşünsel altya-
pımızı tamamlamış oluruz.
Bugün Türk Futbolu’ndaki enteresan
sorunlardan biri de, oyuncuların ku-
lüplere katılım yaşına ulaştıklarında
onların, yaşlarına göre (görece) ha-
zır olarak gelmelerinin beklenmesi.
Bunu açmak gerekirse; bazı antre-
Futbol Gelişim
42
43
Futbol Gelişim