Ertuğrul Sağlam’ın antrenörlük felse-
fesi nedir?
Soruyu yanıtlamadan önce teknik
direktörlük öncesi geçirdiğim süre-
ci aktarmakta yarar var. Yaklaşık 17
sene profesyonel olarak futbol oyna-
dım. Bu sürede Daum, Scala, Feld-
kamp, Toshack, Rasim Kara, Fatih Te-
rim, Mitroviç, Multescu, Yılmaz Vural,
Zeynel Soyuer ve Erdoğan Arıca gibi
üst düzey teknik adamlarla çalıştım.
Dört sene Beden Eğitimi Spor Yük-
sek Okulu’nda okudum ve üç sene
de aynı bölümde master yaptım. Bu
değerli teknik adamlarla çalışmak artı
üst düzey bir futbolculuk geçmişi ve
ayrıca bugünler için hazırlanmış bir
eğitim hayatı sonunda kendimi bu
işe hazırladım. Bugün ülkemize bak-
tığımızda teknik adamlıkta yaşanan
alaylı mektepli tartışmalarına noktayı
koyabilecek bir konumdayım. Bu beni
antrenörlük hayatımda öne çıkaran
bir avantaj. Kendimce çok önemli bir
tecrübe edindiğime inanıyorum ve bu
geçmiş de bana mesleğimde büyük
katkı sağlıyor. Bu gerçekler doğrul-
tusunda işi şu şekilde özetleyebiliriz;
Geçmişteki futbolculuk yaşantımdan
esinlenerek, çalıştığım antrenörler-
den katkı alarak, işin içine bilimsel
eğitimi de ekleyerek bir antrenörlük
felsefesi ortaya koymaya çalışıyorum.
Çalışmak ve fedakarlık üzerine kurul-
muş, futbolun performans açısından
destek alabileceği bütün destek un-
surlarını içine katan; geçmişten gelen
gözlemler çerçevesinde futbolcu-ant-
renör ilişkisini ön plana çıkaran bir
antrenör profili oluşturduğumu dü-
şünüyorum.
Teknik direktörün kulüp stratejisi ve
hedef belirlemedeki fonksiyonu ne
olmalıdır?
Teknik direktör, kulüple iç içe olmak
yani kendini kulüpten birisi saymak
zorunda. Teknik direktörün “ Ben bu-
raya gelirim. Çalışır paramı kazanırım.
Bir hedef belirlerim; olursa olur ol-
mazsa olmaz” deme şansı yok. Antre-
nörün bugün kulübün içinde takımın
performansını olumlu ya da olumsuz
etkileyecek tüm faktörlerle ilgilenme-
si gerekir. İşe karışması demiyim ama
ilgilenmesi gerekir. Hep söylediğimiz
bir şey var. Uzun vadeli bir plan prog-
ramla işe başlayıp, kulübün gerçek-
lerini de ön plana çıkararak bu planı
programı çok mantıklı yapıp taraftara
ve camiaya sunmak başkan, yönetim
ve antrenörün işidir. Günümüzde de
çok rastlıyoruz; bir antrenör geliyor,
kulübün gerçeklerini ve imkanlarını
bir kenara atarak çok uçuk bir hedef
ortaya koyuyor ve bunu camiayla pay-
laşıyor. Daha sonra kulübün gerçekle-
ri bu amaca ulaşma konusunda yeterli
olmayınca erken ayrılıklar yaşanıyor.
Antrenörün isteklerini kendi imkan-
larını zorlayarak oluşturmaya çalışan
kulüp çok büyük sıkıntılarla karşıla-
şıyor.Dolayısıyla başkan, yönetici ve
antrenör, camianın ve taraftarın bas-
kısına direnerek, kulübün imkanlarını
ve gerçeklerini çok reel, objektif bir
şekilde ortaya koyarak bir stratejik
plan yapmak zorundalar.
Antrenörün bütçe belirleme ve kul-
lanmada rolü ne olmalı?
Strateji saptarken, plan program
yapılırken en belirleyici unsur kulü-
Ertuğrul Sağlam: “İstikrar başarıyı getiriyor”
Röportaj: Burak Uçar
bün bütçesi oluyor.
Bütçeyi de belirler-
ken başkan, yöne-
tim ve antrenör iliş-
kisi, uyumu ön plana
çıkıyor.
Kulübün
ekonomik imkanları-
nı takım performan-
sına yönlendirirken
başkan, yönetim ve
antrenör arasında
çok iyi bir bütünlük
sağlanması ve buna
göre bir ekonomik
yol haritası çizilmesi
lazım.
Teknik adam istikra-
rının kulübe ne tür
katkıları olur?
Yakın geçmişe de
bugüne de baktığı-
mızda ülke futbolun-
da başkan, yönetim
kurulu, teknik adam ve oyuncu kadro-
su konusunda bir istikrar, uyumlu bir
çalışma ortamı sağlandığında kesin-
likle ortaya başarı çıktığını görüyoruz.
Ülkemizde başarı sadece rakamlar
üzerinden değerlendiriliyor. Kazanılan
şampiyonluklar, alınan kupalar, topla-
nan puan, alınan galibiyet üzerine ku-
rulu bir kültür var. Oysa uyum içinde
çalışan yönetim ve teknik adam ara-
sındaki uzun beraberliklerden sonra
bir takımı başarılı kabul edebilecek
değişik futbol değerleri de ortaya çı-
kabilir. Oynanan iyi futbol, oturtulan
başarılı bir sistem, altyapıdan yetişen
oyuncular, futbolumuzun hizmetine
sunulan yetenekler, güzel oluşturul-
muş bir kulüp kültürü, taraftar kültü-
rü gibi... Bizde başarı ne yazık ki sonuç
odaklı olduğundan bizim söyledikle-
rimizle insanların duymak istedikleri
farklı olabiliyor.
Bursaspor sistem konusunda da is-
tikrarlı. Uzun süredir kullandığınız
sistemin temel özellikleri, anahtar
faktörleri neler?
Sistemlerde çok fazla rakamlara
takılan bir insan değilim. Bugünün
futbolunda biz takımın ofansif etkin-
liğine kaleciyi bile dahil etmeye ça-
lışıyoruz. Kaleci topu kaptığı zaman
nasıl çabuk hücum yapılırı düşünüyo-
ruz. Yani bu demektir ki takımda 11
oyuncu varsa 11’ i de takımın savun-
masına ve ofansif gücüne katkı sağla-
mak zorunda. Bugün artık sağ bekleri,
sol bekleri, defansın ortasında görev
alan oyuncuları da oyuna çıkartarak
rakibin dengesini bozmaya çalışan ve
takımın ofansif anlamdaki üretken-
liğine destek olan bir oyuncu profili
istiyoruz . Tam tersinde de top rakibe
geçtiği zaman da, artık en önde oyna-
yan forvet oyuncularından da takım
savunmasına yardım etmesini istiyo-
ruz. Dolayısıyla bizim oyun anlayışı-
mız sistemimiz içerisinde çok fazla
rakamlara takılı kalmadan, her oyun-
cumuzu takım savunmasına ve hücu-
muna destek verecek şekilde oyuna
katmaya çalışmak. Böyle olunca 3-5-2
oynamışsın, 4-4-2 oynamışsın, 4-5-1
oynamışsın inanın çok fazla fark etmi-
yor. Yani tabii ne kadar böyle oyuncu
bulabiliyoruz, üretebiliyoruz burası
tartışılır ama artık bir çok antrenörün
modern futbolun gerektirdiği şekilde
bu tür bir oyuncu profilini takımında
istediğini görüyoruz. Şuna da şahit
oluyoruz artık; takımlar dünyanın en
yetenekli oyuncularını bile takım sa-
vunmasına katkı sağlamadıkları için
çok kolay biçimde feda edebiliyorlar.
Günümüz futbolun-
da mücadele üst dü-
zeyde sahaya yansı-
yor ve belki bir tane
takım savunmasına
yardım edemeyen,
fizik kapasitesi dü-
şük oyuncuyu çok
yetenekliyse tutabi-
liyorsunuz ama bu
sayı iki olunca sıkın-
tı çekebiliyorsunuz.
Dolayısıyla
bence
sistemden
ziyade
oyun felsefesi, oyun
anlayışı istikrarı çok
daha önemli.
Bize teknik ekibiniz
hakkında bilgi verir
misiniz? Hangi ant-
renör hangi rolleri
üstleniyor?
Ben ekip çalış-
masına çok inanan ve güvenen bir
insanım. Dolayısıyla ekibimizdeki her
insana çok önemli sorumluluklar ve-
riyoruz. Sezon başında oyuncuları-
mızla yaptığımız toplantıda ekibimle
ilgili ilk söylediğim cümle şudur: “Ben
ne isem ekibimdeki her antrenör de
odur, bana ne yapıyorsanız bu arka-
daşlarımıza da bunu yapacaksınız,
onlara yapılmış her şeyi bana yapılmış
olarak addederim, ona göre muame-
lede bulunurum.” Sağ olsun ekibi-
mizdeki arkadaşlarımız da bizi hiç ya-
nıltmadılar ve onlara olan güvenimizi
boşa çıkarmadılar. Güzel bir ekip bü-
tünlüğü oluşturduk. Bizim ekibimizde
6 tane antrenörümüz var. Mutlu Top-
çu benim birinci yardımcım, ekipteki
birinci antrenörümüz. Bunun dışında
kaleci antrenörümüz Öztürk Tanrıbi-
lir. Kendisi ülkedeki çok önemli kaleci
antrenörlerinden birisidir. Ersel Uzgur,
takım içerisinde saha çalışmalarında
bize yardımcı olan antrenörümüz. Bi-
rol Berkem de sahada bizle beraber
fakat daha fazla oyuncu izleme ve oy-
nayacağımız rakip takımları izlemeyle
alakalı sorumluluğu var. Özhan Pulat
ise istatistik, analiz ve fitness antren-
manlarından sorumlu.
Saha içindeki çalışmalarımızla ilgili
Bursaspor’u Süper Lig’de şampiyonluğa taşıyarak büyük bir başarıya imza atan Ertuğrul Sağ-
lam; başkan, yönetici, teknik ekip ve oyuncu kadrosunda sağlanacak istikrarın kesinlikle olumlu
sonuçlar vereceğine inanıyor. Teknik direktörün kulüp stratejisinin ve hedeflerinin belirlenme-
sinde önemli rol üstlenmesi gerektiğinin altını çizen Sağlam, bu röportajda antrenörlük felsefe-
sini, kendini geliştirmek için neler yaptığını ve Bursaspor’da hangi faktörlerin zaferi getirdiğini
de anlatıyor.
Futbol Gelişim
24
25
Futbol Gelişim