teknik direktörlükte kişisel markayı
oluşturan başlıca etkenlerin neler ol-
duğunu bilmenizde yarar var.
• Teknik direktörlük kariyerinde elde
edilen başarılar:
Bir teknik direktörün markalaşma-
sında en önemli unsur teknik direk-
törlük kariyerinde elde etmiş olduğu
başarılardır. En alt liglerde dahi gö-
rev alan teknik direktörlerin başarıya
ulaşmak istemesinin en büyük nedeni
takımı bir üst lige taşımanın yanı sıra
bireysel olarak bir üst ligde çalışabi-
lecek yeterliliğe sahip olduğunu gös-
termektir. Her başarı, teknik direktör
için yeni kapıların açılması anlamına
gelmektedir. Bu noktada şans da el-
bette çok önemli bir faktördür. Mev-
cut takım kadrosu, kulübün yapısı, se-
zon içerisinde yaşanan olaylar; bütün
bunlar teknik direktörün markalaş-
masında olumlu veya olumsuz etkiler
yaratabilmektedir. Teknik direktörlük
kariyerlerinde elde ettikleri sonuçlar
teknik direktörlerin markalaşmasında
farklı sonuçlar doğurmaktadır. Bu so-
nuçlar doğrultusunda teknik direktör-
ler “Düşme hattından kurtaran teknik
direktör”den “Gittiği takımı şampiyon
yapan teknik direktöre” kadar farklı
şekillerde markalaşabilmektedir. Tek-
nik direktörün ne şekilde zihinlerde
yer ettiği kendisine gelecek teklifle-
ri de şekillendirmektedir. “Düşme
hattından kurtaran teknik direktör”
olarak markalaşmış bir ismin şampi-
yonluk hedefleyen bir takımın başı-
na geçmesi pek de mümkün değildir.
Nasıl ürün piyasasında her markanın
alıcısı farklı ise aynı durum teknik di-
rektörlere teklifte bulunacak kulüpler
için de geçerlidir.
• Sporculuk geçmişi:
Bir teknik direktörün sporculuk
geçmişi kişisel marka yönetiminde
önemli bir yer teşkil etmektedir. Tek-
nik direktörün oyuncular üzerindeki
etkisinin sporculuk geçmişine bağlı
olarak arttığı düşünülmektedir. Hangi
takımlarda oynadığı, oynadığı mevki,
kaç kez şampiyonluk yaşadığı, kaç kez
milli olduğu bu noktada ön plana çıkan
hususlardır. Ancak bu durum, sporcu-
luk geçmişi parlak olmayan isimlerin
teknik direktörlükte marka konumu-
na gelemeyeceği anlamına da gelme-
mektedir. Futbol geçmişinde üst düzey
futbol oynamamış isimlerin de bugün
önemli teknik direktörler arasında
yer aldığı görülmektedir. Çok başarılı
sporculuk geçmişine sahip isimler ara-
sında teknik direktörlük kariyerinde
aynı seviyeyi yakalayamayanlara da
rastlanmaktadır. Bu nedenle sporcu-
luk yıllarından başlamak üzere kişinin
teknik direktörlük hedefi varsa buna
yavaş yavaş kendini hazırlaması gerek-
mektedir. Hatta bu noktada kulüplerin
futbolculuk yıllarının sonuna gelmiş
oyuncuları teknik direktörlüğe hazırla-
malarında yarar vardır.
• Beden dili ve imaj:
Kişisel markalaşmada kişinin çevre-
sindekilere vermiş olduğu mesajlar ve
bu mesajları ne şekilde ilettiği olduk-
ça önemlidir. Verilen mesajların karşı
taraf üzerindeki etki düzeyi yüzdesel
olarak baktığımızda % 55 beden dili,
% 38 ses tonu, % 7 kullanılan kelime-
ler şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu
oranlardan da anlaşılacağı üzere tek-
nik direktörlerin başta sporcular ol-
mak üzere tüm çevresindekiler ile ile-
tişimde beden dilini doğru kullanması,
ses tonuna dikkat etmesi ve kullandığı
kelimeleri iyi seçmesi gerekmektedir.
Argo kelimelerden kaçınması, söylem-
lerinde ne kendini çok övmesi ne de
çok alçakgönüllü davranmaması bu
noktada önemlidir. Dış görünüş açı-
sından bakıldığında teknik direktörün
bakımlı olmaya özen göstermesi, gi-
yim kuşamına dikkat etmesi, bir bütün
olarak kendi tarzını oluşturmaya çalış-
ması gereklidir.
• Takım çalıştırmıyorken yapılan işler:
Futbol dünyasında dengeler çabuk
değişmektedir. Teknik direktörlerin iş
garantileri yoktur ve üst üste gelen
başarısız sonuçlarda hemen yeni isim-
ler gündeme gelmektedir. Bu nedenle
sürekli olarak bir takımın başında ol-
mak oldukça zor bir iştir. Böyle kay-
gan bir zeminde teknik direktörlerin
kişisel markalarını sürekli geliştirme
çabasında olması, işlerin kötü gittiği
dönemlerde dahi en azından isimle-
rini aynı seviyede tutmaya çalışmaları
gerekmektedir. Boşta olan bir teknik
direktörün yapabileceği işleri futbol
içi veya futbol dışı olarak iki kategori-
ye ayırmamız mümkündür. Bir teknik
adamın futbolun içinde kalarak tele-
vizyonda yorumculuk yaptığını var-
sayalım. Hangi kanalda yorumculuk
yaptığı, ne kadar nitelikli yorumlarda
bulunduğu, yaptığı espriler, anlattığı
hikayeler ve daha da önemlisi yorum-
culuk sürecinde girdiği polemikler ki-
şisel markasını etkiler. Futbol dışı işler
arasında sayabileceğimiz TV şovları,
reklamlar, sosyal sorumluluk projele-
ri gibi etkinliklerde dahi teknik direk-
törlerin ne şekilde yer aldığı markası
üzerinde olumlu veya olumsuz etkiler
yaratır.
• Özel hayat:
Teknik direktörlerin özel hayatları
da kişisel markalarına etki etmektedir.
Aile yaşantısı, çevresindeki kişiler, iyi
ve kötü alışkanlıkları bu noktada çok
önemlidir. Yapılan yanlış bir açıklama,
basına yansıyan olumsuz bir haber
dahi markanın zarar görmesine sebep
olabilir. Bu nedenle teknik direktörle-
rin her zaman sahnede duruyormuş-
çasına kontrollü olması gerekir.
Markalar dünyasında yaşıyoruz. Te-
levizyonlarda, gazetelerde, internette,
sokakta, alışveriş merkezlerinde haya-
tımızın her anında etrafımız markalar-
la çevrili. Bu kadar markanın yaratılma
ve tanıtılma amacı rekabetin üst dü-
zeyde olduğu piyasalarda farklılıkları
ön plana çıkararak, belli bir mesaj ve-
rerek tercih edilir olmak. Peki, iş dün-
yasında insanlar arasında bir rekabet
yok mu? Elbette var. Seçilme yüzdesi-
nin düşük, seçilmiş olmanın getirisinin
yüksek olduğu alanlarda artık kişile-
rin nasıl marka haline gelebilecekleri
tartışılıyor. Uzmanlar kişisel markayı
“kişinin hayattaki duruşuyla ilgili dış
dünyaya yansıttığı mesaj, aynı işi ya-
pan insanlara göre yarattığı fark ve işi-
ne kattığı değerlere dayalı bir kimlik”
olarak tanımlıyor. Bir başka deyişle
kişisel marka; adından, kimliğinden ve
nasıl göründüğünden daha fazlasını
kapsıyor. Kişilerin verdikleri mesajlar,
kendilerini sunumu ve pazarlama tak-
tikleri gibi kendilerini farklılaştırma ve
pazarlama adına yaptığı her şey kişisel
markayı ifade ediyor.
Marka olmanın getirileri büyük
Kişisel marka kavramı pek çok iş
kolunda olduğu gibi günümüz futbo-
lunda da büyük önem kazanmaya baş-
ladı. Oyuncular ve teknik direktörler
birer marka haline gelebiliyor. Futbol
dünyasında kişisel marka olmanın
hem saha içinde hem de saha dışın-
da getirileri büyük. Farkındaysanız üst
düzey takımların başına geçen teknik
direktör isimleri hep aynı oluyor. İsim
yapmış teknik direktörler arasında
adeta bir köşe kapmaca söz konusu.
Teknik direktörlük kariyerinin başla-
rında olan, başarılı olma potansiyeli-
ne sahip pek çok isim, daha bu ağır-
lığı kaldıramaz gerekçesiyle gündeme
dahi gelmiyor. Kısacası günümüz fut-
bolunda bir teknik direktörün ne ka-
dar nitelikli olduğu kadar ne kadar
markalaştığı transferde belirleyici bir
unsur oluyor.
İyi bir teknik direktör olabilirsiniz.
Çok çalışıyor, doğru işler yapıyor ve
takımın performansını istikrarlı bir
şekilde artırıyor olabilirsiniz. Gelişime
açık olmanız sebebiyle sürekli okuyor,
araştırıyor ve yeniliklere de imza atı-
yor olabilirsiniz. Siz bütün bunları ya-
parken her yönden daha üstün oldu-
ğunuz bir başka teknik direktör sizden
çok daha yüksek ücretle, çok daha iyi
şartlarda bir başka kulüpte çalışıyor
olabilir. Bu durum gücünüze gidiyor
ve nedenlerini sorguluyorsanız işte
size cevap; “kişisel marka”.
Markayı oluşturan başlıca etkenler
Tüm iş kollarında olduğu gibi tek-
nik direktörlükte de kişisel marka ol-
mak kolay değil. Herkes kişisel marka
olacak diye bir durum da yok. Ancak
markalaşmak isteyen ve bu yolda doğ-
ru adımları atan teknik direktörlerin
marka haline gelmesi mümkün. Bu
yolda ilerlemek istiyorsanız öncelikle
Yazan: Dr. Erden Or - Kadın Futbolu Müdürü
Teknik direktörler için kişisel marka yönetimi
Kişisel marka kavramı pek çok iş kolunda olduğu gibi günümüz futbolunda da büyük önem
kazanmaya başladı. Tüm iş kollarında olduğu gibi teknik direktörlükte de kişisel marka olmak
kolay değil. Herkes kişisel marka olacak diye bir durum da yok. Ancak markalaşmak isteyen ve
bu yolda doğru adımları atan teknik direktörlerin marka haline gelmesi mümkün.
Futbol Gelişim
60
61
Futbol Gelişim