Page 86-87 - TAMSAHA 114

Basic HTML Version

TamSaha
87
86
TamSaha
yorlar. Bayern Münih’le tek maç
üzerinden, yani finalde karfl›laflt›kla-
r› takdirde hepsi de “O sene bu se-
ne” diyor. 12 senelik bu çile, bitecek
art›k bu sene. Avrupa’da iyimserler,
ancak bu üçlü gruptan ayr› olarak
konufltu¤um bir di¤er Madridista ise
ligde flampiyonluk flanslar›n›n kal-
mad›¤›n› ve Atletico’nun mutlu sona
yak›n oldu¤unu çok üzülerek söylü-
yor.
Dede, Nuri, Hummels
Turu cepte görerek yapt›klar› hata-
n›n henüz fark›nda olmayan Mad-
ridlilerden uzaklafl›p gözüme bir
Dortmundlu kestirmeye çal›fl›yorum.
Bu s›rada formas›nda “Dede” yazan
birini görünce hedefim belli oluyor.
Formas›na neden Dede yazd›rd›¤›n›
sorunca, “Bizim için bir simge. Tak›-
ma geldi¤inde (kamburunu ç›kara-
rak) çok gençti, tak›mdan ayr›l›rken
ise (dik bir duruflla) böyle.”
Marcus Hampe için birer sene aray-
la Bayern ile imzalayan Dortmund-
lular Götze ve Lewandowski aras›n-
da büyük bir fark var. Götze, Dort-
mund çocu¤u: “Götze bu kulübü
sevdi¤ini ve daha uzun y›llar burada
forma giyece¤ini söylemiflti. Yalan-
m›fl. Birkaç hafta sonra Bayern’le
sözleflme imzalad›. Lewandowski
ise hiç böyle bir fley söylemedi,
onun gitmek istedi¤ini hepimiz bili-
yorduk. Götze’nin böyle bir fley yap-
mas›n› kimse beklemiyordu. Bunu
kald›rmak daha zor oldu.”
Dede formal› Hampe de dâhil ko-
nufltu¤um yaklafl›k alt›-yedi Dort-
mundlunun hiçbiri tur için ümitli de-
¤il. En iyimserinin bile cüret edebil-
di¤i cümle, “Çok az flans›m›z var.”
Saatler ilerledikçe etraftaki Dort-
mund formal›lar›n say›s› artmaya
bafll›yor. Neredeyse iki formadan bi-
rinde bu kadar sevildi¤ini önceden
bilmedi¤im Hummels’in ad› var.
Hatta yine tur flans›n› sordu¤um bir
taraftar, onun sözlerine at›f yap›yor:
“Hummels’in de dedi¤i gibi, tur flan-
s›m›z yüzde üç.”
Nuri fiahin formal› taraftarlar da yok
de¤il. Arkas›nda “Sahin” ya-
zan bir han›mefendiye soru-
yorum, “Sizin için Nuri ne
ifade ediyor?” diye: “Nuri’yi
hepimiz çok seviyoruz. fiam-
piyon oldu¤umuz ilk sene ta-
k›m›n en iyisiydi, ‹spanya’ya
transferi bizi çok üzdü. Geri
döndü¤ü için de çok mutlu-
yuz. fiu anda iki sene önceki
kadar iyi de¤il belki ama bu-
radaki en sevilen oyuncular-
dan biri.”
Dortmund Seddi
Bizlerdeki tükürük köfte, on-
larda sosisli. ‹kisinin ortak
özelli¤i, ekme¤in damak par-
çalamas›. Bunu test ettikten
sonra, maça yaklafl›k bir saat
k›rk befl dakika kala stada gi-
riyorum. Kart› ya da bileti
okutmak için yüzlerce yelek-
li görevli yok turnikelerin ba-
fl›nda, o zorlu hareketi insan-
lar›n kendisinin yapabilece-
¤ine inanm›fllar. Bu ne gü-
ven! Yerimi bulup oturunca
do¤al olarak neredeyse bom-
bofl bir arena karfl›l›yor beni.
Stat ekran›nda “Dünyan›n en
güzel stadyumuna hofl geldi-
niz” yaz›s›na, bofl koltuklara
bakarak burun k›v›r›yorum,
maç›n ard›ndan yaz›y› yazar-
ken ise “Galiba gerçekten
dünyan›n en güzel stadyu-
mundayd›m” diyorum kendi
kendime. Bofl tribünleri ince-
lerken bir yandan gözüm hep
o efsane Güney Duvar›’nda.
Stada girdi¤imde ço¤unlukla
bofl olan Güney taraf›, maç-
tan on dakika önce çalan
“You’ll Never Walk Alone”
s›ras›nda t›kl›m t›kl›m dolu.
Benim bulundu¤um bölgede
ise (Do¤u) yaklafl›k 20 kiflilik
bir kombine dostlu¤u kurulmufl. 10
senedir ayn› yerden kombine alan
bu insanlar art›k birbirini çok yak›n-
dan tan›yor, maç boyunca flakalafl-
malar eksik olmuyor.
‹lk düdükle birlikte çok methedilen
o “Sar› Duvar”›n benzerini veya da-
ha iyisini görmüfl olabilece¤im dü-
flüncesi yavafl yavafl terk ediyor bey-
nimi. fiunu kesinlikle anl›yorum, da-
ha önce böyle bir fley görmemiflim.
Tribünden çok kez Galatasaray-Fe-
nerbahçe maç› izledim, meflhur Tür-
kiye-‹sviçre maç›nda kale arkas›n-
dayd›m, ancak maç›n geneline bu
kadar dengeli yay›lan, böylesine
ateflli bir destek görmedim. 80 bin
kiflilik stad›n orkestra flefi
olarak çal›flan 25 bin kiflilik
sar› duvar, kalan 55 bini tek
sözle aya¤a kald›r›yor, tak›m
bask›y› kurdu¤unda onlar da
tempoyu artt›r›yor, hakemin
emin olmad›¤› kararlar› çok
iyi analiz edip ona göre tep-
ki veriyor. Yani hakemin
do¤ru oldu¤unu bildi¤i ka-
rarlara karfl› gereksiz bir is-
yan ç›kart›p tepkinin de¤eri-
ni düflürmek yok. Tersine,
her tepki yerinde veriliyor,
öyle ki henüz ilk yar›da ha-
kem Damir Skomina, Real
Madrid’in zaman geçirerek
tempoyu düflürme çabalar›-
na “Duvar”dan gelen büyük
tepkiyle müdahale etme ge-
re¤i hissediyor.
Tribünlerin tempoyu bu ka-
dar ayarlayabilmesinin en
önemli sebebi ise tezahürat-
lar›n yap›s›. Türkiye’de en
k›sa birimlere ay›rd›¤›n›zda
en az befl saniye süren teza-
hüratlar yerine, en ateflli yer-
de yükselen “Borussia, Bo-
russia, Borussia” ya da
“Dortmund,
Dortmund,
Dortmund” gibi basit ama
hep bir a¤›zdan hayk›r›labi-
len kelimeler tak›m›n tribün-
le bütünleflmesini sa¤l›yor.
Tabiî bütünleflme demiflken
saha içinde Jürgen Klopp’un
yaratt›¤› tak›ma da de¤in-
mek
gerekiyor.
Dort-
mund’un o müthifl yükselifli-
nin yetenekli hücumcular›
ve müthifl set hücumlar›na
oldu¤u kadar, top rakiptey-
ken yap›lan inan›lmaz bas-
k›ya da dayand›¤›n› tak›m›
canl› izleyince anl›yorum.
Öyle ki, Dortmund’un iki
golü de ileride yap›lan ak›ll›-
ca bask›n›n ard›ndan dengesiz yaka-
lanan Madrid savunmas›na karfl› ge-
liyor. Canl› izleyince Lewandows-
ki’yle birlikte en üst seviyeye ç›kabi-
lecek çeviklik, sürat ve yetene¤e sa-
hip oldu¤una emin oldu¤um Reus,
Signal Iduna’y› ayakland›r›yor. Bu
sezon Dortmund formas›yla ilk kez
ilk 11’de flans bulan 20 yafl›ndaki
S›rp Milos Jojic orta sahada öyle bir
maç ç›kar›yor ki herhalde birçok ki-
flinin gözünde birkaç y›l içinde Ba-
yern
formas›yla
canlan›yor.
Klopp’un büyük bir sürpriz yaparak
sahaya sürdü¤ü Kirch-Jojic orta sa-
has›, s›n›f› takdirle geçiyor.
‹kinci devre bafllarken Sar› Duvar’da
aç›lan Almanca bir pankart dikkati-
mi çekiyor. Yan›mdakilerden tercü-
mesini istiyorum, böylece pankart›n
biletlerin pahal›l›¤›na karfl› bir flikâ-
yet içerdi¤i ortaya ç›k›yor. Maç son-
ras›nda konuyu araflt›r›nca Dort-
mund’un 2010’dan bu yana “Kein
Zwanni (Yirmili¤e Hay›r)” ad›nda,
en düflük bilet fiyat›n›n 20 euroya
ç›kmas›na karfl› bir kampanyan›n
bafl›n› çekti¤ini ö¤reniyorum. Türki-
ye’de “ucuz bilet” deyince ilk akla
gelen kulüp olan Dortmund’un bu
protestonun bafl›n› çekti¤ini ö¤ren-
mek önemli; demek ki art›k neredey-
se her yerde, taraftar fiyatlara yetifle-
miyor.
‹kinci yar›da Dortmund kaç›r›yor,
kaç›r›yor, kaç›r›yor. Uzarsa treni ka-
ç›raca¤›m› bilmeme ra¤men deli gi-
bi istiyorum Dortmund’un golünü.
Uzas›n, ben futbol tarihinin en
önemli geri dönüfllerinden birine ta-
n›kl›k edeyim istiyorum, 2005’te Li-
verpool-Milan’a yafl haddinden do-
lay› gidememenin de verdi¤i eziklik-
le. Ancak olmuyor. ‹lk 70 dakikada,
yani savunmay› çok ileriye tafl›mad›-
¤› sürede Di Maria’n›n penalt›s› d›-
fl›nda rakibe pozisyon vermeyen
Dortmund, Real Madrid’i periflan et-
ti¤i maçta eleniyor. Forma arkas›n›n
çok tercih edilen ismi Hummels,
maç sonras›nda, “Bu maç› kimse ko-
lay kolay unutmayacakt›r. Tarihin en
büyük geri dönüfllerinden birinin k›-
y›s›ndan döndük” diyor. Hiç merak
etme Mats’c›¤›m, ben bu maç› bü-
yük ihtimalle hiç unutmayaca¤›m.
Ne diyorduk, “Heja BVB” ve tabi-
î ki, “Heja bütün bunlar› yaflamam›
sa¤layan anne, Ç›nar ve Bülent Gö-
nül…”