Page 60-61 - TamSaha 123. Sayı

Basic HTML Version

Almanya, 28 milyon spor yapan
arasından yarışmacı sporcuları-
nı çıkarırken, biz onların nere-
deyse onda biri bir hacimden
şampiyonlar çıkarmaya gayret
ediyoruz. Yani şapkadan tavşan
çıkarmaya uğraşıyoruz. Ülke
olarak, uzun süreli projeler ya-
pıp hayata geçirmekte çok ba-
şarılı olamadığımız için her za-
manki gibi kısa süreli çözümler
oluşturmaya çalışıyoruz. Hatta
bu yüzden devşirmelere yöneli-
yoruz…
Gelelim futbola; öncelikle siz-
lere, benim gördüğüm ülke fut-
bolu, benim yaşadığım ülke fut-
bolu hakkında bilgiler vermek
istiyorum. Bazı çarpıcı rakamları ve karşılaştırmaları si-
zinle paylaşacağım, paylaşacağım ki önce ayaklarımız
bir yere bassın, nerede ve ne hâlde olduğumuzu bir gö-
relim.
Oyuncu sayısında UEFA’da 48. s›raday›z
Unutmayalım ki; durumumuzu tespit etmeden, teşhisle-
ri doğru koymadan tedavileri doğru yapamayız.
Global anlamda futbola bakarsak; dünya üzerinde 265
milyon insanın kayıtlı olarak futbol oynadığını görürüz.
5 milyon da hakem ve ofis çalışanı görev yapıyor; top-
lam 270 milyon insan. Bu sayı dünya nüfusunun % 4-
5’i kadardır. Ülkemizde ise 273.000 lisanslı futbolcu var
ve maalesef bu sayı da şaibeli. Bu sayının doğru oldu-
ğunu kabul ettiğimizde bile ülkemizdeki oran ne yazık
ki %0.33’te kalıyor. 273.000 kişinin nüfusumuza oranı
bizi UEFA’daki 54 ülke içinde kırk sekizinciliğe getiri-
yor. Bu durumu futbol ekonomisinde Avrupa’da yedin-
ci olan, dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye
için izah etmemiz mümkün değil. Tabiî ki izah edeme-
yeceğimiz bir durum da 3500 civarındaki kadın futbol-
cu sayısıdır. Bütün dünyada hızla gelişen kadın futbolu-
na Türkiye seyirci kalamaz. Üstelik voleybol ve basket-
bol gibi takım sporlarında kadınlarımızın başarısı orta-
dayken. Hedef lisanslı futbolcu sayısının en az %15’inin
kadın sporcu olması olmalıdır.
Bir önemli sorunumuz da futbolun yaygınlaştırılması ve
yarışmacı sporcu ile bu sporcuların oynadığı kulüp ve
takım sayısı konusundaki kısıtlılıklarımızdır.
Almanya 7 milyona yakın lisanslı oyuncu havuzuna sa-
hipken, biz, sayı konusundaki şüphelerim olmakla bir-
likte yaklaşık 270 bin profesyonel ve amatör futbolcuya
sahibiz. Bu havuzdan U14, U15, U16, U17, U18, U19,
U20, U21, A2 ve A takım sporcularımızı bulmak ve seç-
mek zorundayız. Diğer
rakiplerimizle de ara-
mızda uçurum olduğu-
nu net olarak görebili-
yorsunuz.
Buradaki
mağlubiyetimiz sahada-
ki başarısızlıklarımız-
dan çok daha önemli.
Sahada bir maç kaybe-
diyorsunuz, burada ise
maalesef geleceğimizi
kaybediyoruz.
Daha ilginç bir bilgiyi
sizinle paylaşmak isti-
yorum. Avrupa’nın ge-
nelinde, ülkelerdeki
yaşlara göre takım ve
futbolcu
durumuna
baktığımızda tabanı ge-
niş bir piramit görürsünüz. Beklenen, ülkemizde de
benzer bir yapılanmanın olmasıdır. Bizde bir piramit
var ama başı sonu karışmış, her şeyimiz ters olduğu gi-
bi piramidimiz de ters hâle gelmiş. A takımlarda oyna-
yan futbolcu sayısı U13 takımlarında oynayan futbolcu
sayısının 3 katı kadar. Futbolumuzun geleceğini varın
siz düşünün. Ben düşündükçe uykularım kaçıyor çün-
kü…
Profesyonel kulüp say›s› çok fazla
Ülkemizde futbol ekonomimizin büyüklüğü ile öğünül-
düğünü biliyorsunuz. Biz ekonomimizle öğüneduralım,
ekonomisi bizden büyük ülkeler bu ekonomiyi daha az
profesyonel kulübün elit futbolcu yetiştirmesi için ve
uluslararası yarışmalardaki başarıları için kullanıyor.
Avrupa’nın en büyük 7. futbol
ekonomisine sahibiz. Peki, bu tek
başına ne ifade ediyor? Cevap ko-
ca bir hiç. Yalnız başına hiçbir
şey ifade etmiyor. İfade edebilme-
si için yanını bezeyebiliyor olma-
mız gerekiyor. Bezeyebiliyor mu-
yuz? Buna da ben cevap vereyim;
maalesef hayır. Biz ne yapıyoruz?
127 profesyonel kulüple uluslara-
rası rekor sahibi oluyor, öğündü-
ğümüz 7. büyük ekonomimizle
bu kadar çok kulübü besleyip fut-
bolumuzu kalkındırmaya çalışı-
yoruz. Nafile çabalar içindeyiz…
Kulüplerimizin durumu nedir diye
göreve geldiğim andan itibaren
bir çalışma başlattım. Manzara
kelimelerle tarif edilemeyecek kadar vahim. Eğer kulüp-
lerimiz birer ticari şirket olsaydı birkaç kulüp dışındaki-
lerin tamamı iflas ettiklerini açıklamak zorunda kalırdı
herhalde. Birçok kulübümüzde kaynağı olmayan para-
lar harcanıyor, ülke kaynakları, kulübün kaynakları ba-
şarı kaygısı ile yok ediliyor, üstelik geleceğe yönelik ge-
lirler bile kullanılıyor ve hiçbir şekilde yanlış harcama-
ların hesabı da sorulmuyor. Böyle bir düzen olur mu?
Böyle bir kulüp yapısı olur mu? Siz müsaade ederseniz
oluyor işte…
Kulüplerimizin durumu hepinizin malumu, ama ben yi-
ne de kısa bir hatırlatma yapayım.
2014-15 sezonunda UEFA Kulüp Lisansı almaya hak ka-
zanan kulüplerimizin sayısında ciddi düşme mevcut.
PTT 1. Lig’de mücadele eden hiçbir kulübümüzün UE-
FA Kulüp Lisansı bulun-
mamakta. İlginç olan hiç-
birinin başvurusu da yok.
Bu ligdeki 18 kulüpten sa-
dece yarısının, yani 9 ku-
lübün ulusal kulüp lisansı
mevcut. Bırakın PTT 1.
Lig’deki kulüpleri, Süper
Lig’de ulusal kulüp kriter-
lerine uymayan kulüpleri-
miz bulunmakta.
FIFA’daki uyuşmazlık dos-
yalarımızın sayısı 600’ü
aşmış. Bu konuda Make-
donya ve Bulgaristan’la re-
kora koşuyoruz. Bu sene
FIFA üç kulübümüze bu
dosyalar nedeniyle puan
tenzili cezası vermiş du-
rumda. İki kulübümüz
oyuncu sözleşmesine ay-
60
TamSaha
TamSaha
61