TamSaha 124. Sayı - page 34-35

Premier Lig’de Aston Villa ve Manchester
City formaları giyen, bu takımlarda
gösterdiği performans sonrasında da
millî takıma kadar yükselen Darius
Vassell, City’de tek bir gol dahi atamadan
geçirdiği 2008-2009 sezonu sonrasında
boşa çıkarılmıştı. Kariyerinde adeta dibe
vurmuş bir durumda olan tecrübeli
oyuncu, ülkesindeki takımlardan cazip
bir teklif gelmeyince yurtdışında oynama
kararı almıştı ve bu noktada da elini
çabuk tutan Ankaragücü, İngiliz yıldızı
kadrosuna katmıştı. Sarı-lacivertli ekibin
o ana kadarki belki de en flaş transferi
olan Vassell’i havaalanında binlerce kişi
karşılamıştı fakat o sezon sadece dört gol
atabilmesi sonrasında rotasını yeniden
İngiltere’ye çeviren sönük yıldızın
gidişinden neredeyse kimsenin haberi
olmamıştı.
Sivasspor, Süper Lig’de
geçirdiği ilk sezonun
sonrasında 2006 yazında
takıma uluslararası
düzeyde tanınan bir isim
getirmeyi kararlaştırmış ve
bu vesileyle de Hollandalı
sağ kanat oyuncusu Nordin
Wooter’i kadrosuna
katmıştı. Wooter, Ajax’ta
başladığı kariyerinde
Amsterdam ekibinin
genellikle yedek
kulübesinde görülen bir
isimolsa da 1996 yılındaki
Şampiyonlar Ligi finalinin
uzatma dakikalarında
forma giymişti. Ajax
sonrasında da Zaragoza ve
Watford takımlarında
oynamış, Sivasspor’a ise
Panathinaikos’tan gelmişti.
Ne var ki Wooter’in
Sivasspor’daki varlığıyla
yokluğu belli değildi.
Bunun sonucunda da
yarım sezonun ardından
kendisiyle yollar ayrılmak
zorunda kaldı.
34
35
Monaco’nun 2003-2004 sezonundaki sürpriz
Şampiyonlar Ligi finalistliğindeki en büyük pay
sahiplerinden biri Rothen’di. Forvette takımın gol
yükünü çeken Dado Prso ve Fernando
Morientes’i sağdan Ludovic Giuly ve soldan da
Rothen’le besleyen Monaco, tarihinin en büyük
başarısını elde ederken, Rothen de tüm
Avrupa’nın dikkatini üzerinde topluyor, Fransa
Millî Takımı’nda da forma giyme şansı
yakalıyordu. Sonrasında Paris St. Germain ve
Rangers’ta da oynayan Rothen, burada Monaco
günlerini aratınca yavaş yavaş gözden düştü ve
2009-2010
sezonunun devre
arasında PSG
tarafından
Ankaragücü’ne
kiralandı.
Ne var ki
Ankaragücü’nde
de hiçbir iz
bırakamayan
Fransız oyuncu
sezon bitiminde
takımdan ayrılarak
Bastia’ya transfer
oldu.
Juventus’un Güney Amerika’daki scout’ları kendisini
keşfettiğinde henüz 18 yaşındaydı. Önemli bir golcü olacağı
düşünülerek Penarol takımından Torino’ya getirilen genç
Uruguaylı, yaklaşık 10 yıl boyunca Juventus’un
kadrosunda yer aldı. Üç sezonu kiralık olarak başka
takımlarda geçiren, kalan süre içerisinde de genellikle
siyah-beyazlıların nöbetçi golcüsü olarak görev yapan
Zalayeta’nın Juve’deki en önemli başarısı 2003’te
Şampiyonlar Ligi’nde final oynamaktı belki ama
penaltılara gidenmaçta kaçan penaltılardan birinin altında
onun da imzasının olması, bu finali hatırlanmak
istenmeyen bir anı haline getirecekti. Ardından Napoli ve
Bologna formaları da giymiş fakat hiçbir sezon çok önemli
gol sayılarına ulaşamayınca 2010 yazında Serie A defterini
kapatmak zorunda kalmıştı. İtalya’dan sonraki adresiyse
Kayserispor oldu. Sarı-kırmızılı ekipte de tâbiri caizse
yarımyamalak forma giyen Zalayeta, Türkiye’deki tek
sezonunu yedi golle tamamlayabildi ve sonrasında çareyi
Penarol’e dönmekte buldu.
Jerome Rothen (Ankaragücü)
Darius Vassell (Ankaragücü)
NordinWooter
(Sivasspor)
Manucho Gonçalves (Bucaspor-Manisaspor)
Sir Alex Ferguson’ın eşsiz başarılarla dolu
kariyerinde belki de en az anlam
verilebilecek transferlerden biri
Manucho’ydu. 2008 yılında Angola
Ligi’nden United’a transfer edildiğinde
25 yaşındaydı ve gelecek vaat eden bir
oyuncu olabilecek yaşı çoktan geçmişti.
Zaten United forması altında topu topu bir
ligmaçına çıkabildi. Daha sonra
Panathinaikos, Hull City ve Valladolid for-
maları da giyen Manucho, 2010-2011
sezonunda Süper Lig’e yükselen
Bucaspor tarafından Valladolid’den
kiralandı. İzmir ekibinde geçirdiği yarım
sezonda sadece iki gol atabilen Angolalı
oyuncu, sezonun ikinci yarısınıysa
Manisaspor’da geçirdi fakat bu kez tek bir
gol dahi atamadı. Kısacası Türkiye Ligi’nde
bıraktığı iz, Manchester United tarihindeki
yerinden farksız oldu.
Mörten Gamst Pedersen (Karabükspor)
Norveçli oyuncu, Tromsö’de başlayan kariyerinde ülkesini sık sık ziyaret eden İngiliz yetenek
avcılarının dikkatini fazlasıyla çekmiş ve Ocak 2004’te 22 yaşındayken Blackburn Rovers’a
transfer olmuştu. Premier Lig’e çok çabuk adapte olan Pedersen, kısa süre içinde ligin iyi sol
kanat oyuncularından biri olarak görülmeye başlanacaktı. Özellikle ilk dört sezonunda çok iyi
bir grafik çizmiş ve daha büyük kulüplerden önemli transfer teklifleri de almaya başlamıştı.
Ancak Blackburn’ün kendisini satmaması, sonucunda zarar edilen bir kumar olacaktı. Nitekim
sonraki yıllarda Pedersen’in performansı yavaş yavaş azaldı. İşin kötüsü takımı da ona paralel
bir çizgide gitti ve 2012’de küme düştü. Blackburn formasını bir yıl da Championship’te
giydikten sonra İngiltere’den ayrılan Pedersen, 2013 yazında beklenmedik bir biçimde
Karabükspor’a transfer oldu. Ülkemizde bile birkaç sene öncesinde ara sıra adı Beşiktaş,
Fenerbahçe ve Galatasaray’la anılan Norveçlinin Karabük’te ne yapacağı hâliyle büyük merak
konusuydu ama o da yolu Anadolu’ya düşen birçok sönmeye yüz tutmuş yıldız gibi beklentileri
karşılayamadı ve yarım sezonun ardından Karabük’ten ayrıldı.
Marcelo Zalayeta (Kayserispor)
1...,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33 36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,...138
Powered by FlippingBook