sezon sonu ayrıldı.
Sezonu tek teknik
adamla tamamlayan
diğer takımlar da Mer-
sin İdman Yurdu ve
Gaziantepspor’du.
Mersin İdman Yurdu,
Rıza Çalımbay’la tüm
sezonu geçirirken
sezon sonunda yöne-
timle yaşanan anlaş-
mazlık sonucu tecrü-
beli teknik adamgö-
revinden ayrıldı. Gazi-
antepspor ise sezonu
Okan Buruk’la geçirdi.
Sezon boyu istikrarlı
bir grafik çizen Gazi-
antepspor, genç tek-
nik adamyönetiminde
sezonu 10’uncu sırada
tamamladı. Ancak
sezon sonunda Okan
Buruk’la da yollar ay-
rıldı.
Avrupa sabırlı
Ülke futbolundaki tez-
canlılığa rağmen, Avrupa’nın beş
büyük ligine göz attığımızda çok
farklı bir tablo karşımıza çıkıyor.
Beş büyük ligin son üç sezonda,
sezon ortası teknik direktör deği-
şikliklerini incelediğimizde bize
göre çok daha sabırlı oldukları net
bir şekilde ortaya çıkıyor. Beş
büyük ligin arasından da Fransa
Ligue 1, büyük bir farkla diğerle-
rinden ayrılıyor. Özellikle geçtiği-
miz sezon ülkemizde 18 teknik
direktör değişikliği yaşanmışken,
Fransa Ligue 1’de sadece üç tek-
nik adamdeğişikliği oldu.
Ligue 1’de 2012-2013 sezonunda
dört değişiklik olmuşken,
2013-2014 sezonunda ise altı
teknik direktör değişikliği yaşan-
mıştı. Bu rakamlar son üç sezonda
Avrupa’nın en büyük beş ligi ele
alındığında en sabırlı ligin Fransa
Ligue 1 olduğu gerçeğini ortaya çı-
karıyor. Fransa’nın ardından
Alman Bundesliga geliyor. Al-
manya’da geçtiğimiz son iki se-
zonda sadece sekiz teknik direk-
tör değişikliği yaşandı. 2012-2013
sezonunda ise bu sayı altıydı. Pre-
mier Lig’de bu sezon yedi teknik
adamın sezon içerisinde görevine
son verildi. 2012-2013 sezonunda
bu sayı altı iken 2013-2014 sezo-
nunda İngilizler de alışılmışın dı-
şına çıkarak 10 değişiklik yapmış-
tı. Ancak İngiliz takımların, teknik
adamlarıyla uzun yıllar çalışmaya
en yatkın kulüpler olduğunu da
aklımızdan çıkarmamak gerek.
İtalya’da da durumpek farklı
değil. 2012-2013 sezonunda 13
değişiklik yapan İtalyanlar,
2013-2014 sezonunda sadece dört
değişiklik gerçekleştirdi. Geçtiği-
miz sezon ise bu sayı yediye çıktı.
Kulüp yapılarına da göz attığı-
mızda sportif açıdan karar verme
mercilerinin bu kararlarda etkili
olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Ülkemizde ise kulüplerin uzun ve
kısa vadeli sportif politi-
kalarını oluşturan ve
planlama yapan bir po-
zisyonunun olmaması,
bu konuda uzman pro-
fesyonellerle çalışılma-
ması günlük başarılara
odaklı bir anlayışı ortaya
çıkarıyor. Alınacak bir
karar, bir başkanın ya da
bir yöneticinin iki duda-
ğının arasında olduğu
için, ülke futboluna hiz-
met eden teknik adam-
lar da çalışmalarını bu
yönde şekillendiriyor.
Ancak özellikle Avru-
pa’nın beş büyük liginde
sportif karar mercii olan
sportif direktörler, kulüp
içi uzun ve kısa vadeli
politikaları belirlemede
sorumlu kişiler olarak
görevlendiriliyor. Yapılan
bu planlamalara göre de
teknik direktör görev-
lendirmeleri ve oyuncu
transferleri gerçekleşti-
riliyor. Böylelikle de elde
edilecek günlük başarıların ya da
günü kurtarmaya yönelik hamle-
lerin önüne geçilmiş oluyor. Süper
Lig’de ise işleyişin bu şekilde ol-
maması alınacak ani kararların
önünü açıyor.
Trabzonspor’un efsane oyuncu-
ları arasında yer alan Şota, bordo-
mavililerde göreve başlayıp,
kendisine 25 yıl sabredilmesi ge-
rektiğinden bahsetmeden önce,
bir televizyon programında, en
son Trabzonspor’u çalıştırmak is-
temediğinden bahsetmişti. Çünkü
güzel anılar biriktirdiği takımve
şehirle, alınacak birkaç kötü
sonuç sonrası arasının açılmasın-
dan ya da kötü bir şekilde takım-
dan gönderilmesinden korkuyor-
du. Bu korku ülke futbolunda alış-
kanlığa dönüşmüş durumda. Bu
alışkanlık da her yıl yaklaşık 15
teknik adamın Süper Lig seviye-
sinde bir sirkülasyona dâhil ol-
ması ile sonuçlanıyor.
82
Arsenal’in istikrar abidesi
ArseneWenger
