Previous Page  60-61 / 140 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 60-61 / 140 Next Page
Page Background

Turnuvada Kamerun’dan sonra

önemli sürprize imza atan bir diğer

takımsa Kosta Rika’ydı. Tarihinde

ilk kez Dünya Kupası’nda boy gös-

teren Orta Amerika temsilcisi; Bre-

zilya, İskoçya ve İsveç’le birlikte yer

aldığı C Grubu’nda Avrupalı rakiple-

riyle yaptığı iki maçı da kazanarak,

Brezilya’nın ardından ikinci sırayı

aldı ve Sambacılarla birlikte grup-

tan çıkmayı başardı. Öte yandan

önemli bir sürprizin yaşanmadığı

gruplardan D Grubu’nda Federal

Almanya, Yugoslavya ve Kolom-

biya, E Grubu’ndan da İspanya,

Belçika ve Uruguay ikinci tura

çıkan diğer takımlar oldu.

İtalya 90’da ilk turun en çekişmeli

grubuysa İngiltere, Hollanda, İrlanda

ve Mısır’ın yer aldığı F Grubu’ydu.

Grupta sonmaçlar öncesinde

herkes birbiriyle berabere kalmıştı

ve ikişer puanla sıralanmaktaydı.

Sonmaçlardaysa İngiltere, Mısır’ı

tek golle geçerek grubu lider bitirdi

ve rakibini de son sıraya itti. İrlanda

ile Hollanda arasındaki maçın da 1-1

sona ermesi iki takıma da ikinci tur

için gerekli vizeyi getirmişti belki

ama puanları, averajları hatta attık-

ları goller eşit olunca kimin ikinci,

kiminse üçüncü olacağının belirle-

nebilmesi için kura çekilmesi

gerekti. Kura neticesinde de İrlanda

ikinci sırayı alan taraf oldu. Böylece

İrlanda ikinci turda Romanya’nın

rakibi olurken Hollanda ise Federal

Almanya ile eşleşti.

Son iki Dünya Kupası’nda final

oynayan Almanlarla son Avrupa

şampiyonu Hollanda arasındaki

maç, ikinci turun en dikkat çekici

iki karşılaşmasından ilkiydi. Federal

Almanya, ev sahipliğini yaptığı

EURO 88’in yarı finalinde Hollanda

tarafından kupanın dışına itilmiş ol-

manın acısını İtalya’da çıkaracak ve

rakibini Klinsmann ile Brehme’den

gelen gollerle 2-1 mağlup edecekti.

Ronald Koeman’ın son dakikadaki

penaltısı, Hollanda için yeterli olma-

mıştı. İkinci turun diğer devmüca-

delesindeyse Brezilya ile Arjantin

karşı karşıya geliyordu. Brezilya ilk

turdaki üç maçını da galibiyetle

kapatmışken Arjantin bir tek

SSCB’yi mağlup edebilmişti belki

ama ilk turda ve hatta bumaçın

büyük bir bölümünde ortalarda

görünmeyen Maradona’nın bitime

10 dakika kala aniden ortaya çıkıp

Caniggia’nın önüne harika bir pas

atması sonucunda Arjantin genç

golcüsüyle maçtaki tek golü bula-

cak ve adını çeyrek finale yazdıran

taraf olacaktı.

İlk turun sürpriz ekibi Kamerun,

ikinci turda da şaşırtmaya devam

ediyordu. Kolombiya ile karşılaşan

Afrika temsilcisine zaferi getiren

isimse, tıpkı Romanya maçında ol-

duğu gibi ikinci yarıda oyuna giren

Roger Milla’ydı. Karşılaşmanın nor-

mal süresi ve uzatma bölümünün

ilk devresi golsüz tamamlandıktan

sonra 38’lik yıldız ikinci uzatma

devresinin başında sahneye çıkmış

ve dört dakika içinde iki kez rakip

fileleri havalandırarak -ki bunlar-

dan birini de Kolombiya’nın şovmen

kalecisi Higuita’nın ayağından topu

kapmak suretiyle kaydetmişti-

takımının 2-1’lik galibiyetinde

başrol oynamıştı. Bu turdaki diğer

mücadelelerdeyse Çekoslovakya,

Kosta Rika’yı 4-1, İtalya, Uruguay’ı

2-0, Yugoslavya, İspanya’yı 2-1,

İngiltere, Belçika’yı 1-0mağlup

etmiş, İrlanda’ysa Romanya’yı,

golsüz biten 120 dakika sonrasında

penaltılarla devirmeyi başarmıştı.

Buna göre çeyrek final eşleşmeleri

de İtalya-İrlanda, Federal Almanya-

Çekoslovakya, Arjantin-Yugos-

lavya ve Kamerun-İngiltere

şeklinde gerçekleşmişti.

Çeyrek finalin ilk üç karşılaşması,

futbol açısından bir hayli tatsızdı.

İtalya, İrlanda’yı; Federal Almanya

da Çekoslovakya’yı tek golle

geçerken, Yugoslavya ile Arjantin

arasında 120 dakikası golsüz sona

eren eşleşmeden gülerek ayrılan

taraf, penaltılarla son şampiyon

oldu. Ancak turun Kamerun ile İn-

giltere arasındaki sonmaçı, önceki

karşılaşmalardaki futbol fakirliğini

unutturacak kalitedeydi. Maçın ilk

yarısını İngiltere, David Platt’in

golüyle 1-0 önde tamamlarken

Kamerun’da her zaman olduğu gibi

ikinci yarıda Roger Milla oyuna gir-

miş ve maçın seyrini değiştirmişti.

İhtiyar kurt önce 61. dakikada bir

penaltı yaptırmış ve Kunde’nin atışı

gole çevirmesiyle fark bire inmişti.

Milla dört dakika sonra da bu kez

Ekeke’ye bir asist yapınca Kamerun

2-1’lik üstünlüğü ele geçirmişti.

Ancak penaltı kazanma sırasının

İngilizlere geçmesiyle birlikte işler

de yeniden değişecekti. Önce bitime

yedi dakika kala, sonra da uzatma-

ların ilk yarısının sonunda olmak

üzere iki penaltı kazanan ve ikisini

de Lineker’in ağlara yollamasıyla bir

kez daha öne geçen İngiltere, maçı

da bu skorla tamamlayarak, şampi-

yon olduğu 1966’dan sonra ilk kez

son dörde kalma başarısını gösterdi.

Kamerun ise belki de turnuvanın

en çok alkış alan takımı olarak

ülkesine dönüyordu.

İtalya 90’ın yarı finalinin, aynı za-

manda kupa tarihine “penaltılar

yarı finali” olarak geçtiğini de söyle-

yebiliriz. Zira iki maçta da nihai

netice 11 metreden belirlenmek

zorunda kalmıştı. İtalya ile Arjantin

arasındaki ilkmaçta, İtalyanlar kar-

şılaşmanın ilk yarısını Schillaci’nin

golüyle 1-0 önde tamamlasa da

ikinci yarının ortalarında Caniggia,

Arjantin’inmaça tutunmasını

sağlamıştı. Bu gol aynı zamanda

İtalya’nın turnuvada o ana kadar

kalesinde gördüğü ilk goldü ve

ev sahibi ekibin file bekçisi Walter

Zenga da 517 dakikalık gol yememe

süresiyle kupa tarihine geçmişti.

Sonrasında skorda daha başka bir

değişiklik olmayınca da iş penaltı-

lara kalmıştı. Buradaysa gülen taraf,

4-3’le Arjantin oldu. Benzer se-

naryo, Federal Almanya ile İngiltere

arasındaki yarı final müsabaka-

sında da yaşanacaktı. Orada da 120

dakika Brehme ve Lineker’in karşı-

lıklı golleriyle 1-1 sona ermiş ve

Almanlar rakiplerine penaltılarda

4-3’lük üstünlük sağlayarak finale

kalmıştı. Böylece kupa tarihinde ilk

kez üst üste iki final aynı takımlar

arasında oynanacaktı.

Finalden bir gün önce oynanan

üçüncülükmaçında İtalya, İngil-

tere’yi 2-1 yenerek en azından şeref

kürsüsüne çıkmakla teselli bulur-

ken, maçta takımının galibiyet go-

lünü kaydeden Salvatore Schillaci

de altı gole ulaşarak turnuvayı gol

kralı olarak tamamlıyordu. 8 Tem-

muz’daki Federal Almanya-Arjan-

tin finaliyse dört sene önce yine iki

takım arasında oynanan ve beş gole

sahne olan finali mumla aratacak

kadar yavan bir maçtı. Hatta çoğu

kişiye göre bumaç, kupa tarihinin

o ana kadarki en sıkıcı finaliydi.

Arjantin tamamen gol yememeyi

düşünen bir oyun ortaya koyarken

ikinci yarının ortalarında Mon-

zon’un atılmasıyla birlikte iyice

kendi ceza sahasına gömüldü. Öyle

ya da böyle bu strateji de tutacak

gibiydi çünkü Almanların da önemli

bir gol pozisyonu yoktu. Ancak bi-

time beş dakika kala Völler ile Sen-

sini arasındaki mücadelede Völler’in

yerde kalması üzerine Meksikalı

hakemCodesal tartışmalı bir bi-

çimde penaltı noktasını işaret etti

ve atışı kullanan Brehme’nin köşe-

den ağları bulmasıyla birlikte Fede-

ral Almanya tarihinin üçüncü dünya

şampiyonluğunu kazandı. Almanlar

böylece Brezilya ve İtalya ile birlikte

kupaya en çok uzanan takım olu-

yordu. Bir Dünya Kupası finalinde

bir Güney Amerikalı karşısında

sahadan zaferle ayrılan ilk Avrupalı

olma başarısı da cabası…

60

61

Almanları kupaya götüren

penaltı golünün sahibi Brehme