TamSaha 165. Sayı / Ağustos 2018

İtalya, o güne kadar ilk kez bu sevi- yeye yükselen rakibi karşısında favori olan taraftı ama Meksika, karşılaşmanın 13. dakikasında Jose Luis Gonzalez’in attığı golle 1-0 öne geçmişti. İlk yarının ortalarına ge- lindiğindeyse Javier Guzman ters bir vuruşla kendi ağlarını havalandırı- yor ve böylece devre arasına 1-1’lik eşitlikle giriliyordu. Bu noktada teknik direktör Valcareggi’nin durağan giden oyunu değiştirmek adına artık bir hamle yapması gerekmekteydi ve o da ilk devrede tutuk bir oyun ortaya koyan Sandro Mazzola’yı çıkartıp yerine Rivera’yı sahaya sürerek bu adımı atıyordu. Rivera’nın sahaya girmesiyle birlikte takımın çehresi belirgin bir biçimde değişmişti. 63. dakikada da Luigi Riva’dan gelen golle GökMavi- liler 2-1 öne geçiyordu. Dakikalar 70’i gösterdiğindeyse Rivera ceza alanı içinde topla buluşacak ve düzgün bir vuruşla fileleri havalan- dırarak skoru 3-1’e getirecekti. 76. dakikada da Meksika’nın artık kontrolsüz bir biçimde üstüne gel- mesinden faydalanan İtalya, Rivera ile hızlıca kontratağa kalkıyor ve onun 50metrelik deparının ardın- dan pasını aktardığı Riva da ceza sahasına girmesinin ardından topu bir kez daha filelerle buluşturarak maçın skorunu ilân ediyordu. İtalya, 4-1’lik galibiyetle yarı finale yüksel- meyi başarmıştı. İtalya’nın bu turdaki rakibiyse Federal Almanya olmuştu. İtalya’nın Meksika karşısında elde ettiği galibiyette her ne kadar Rive- ra’nın önemli bir etkisi olsa da yıldız oyuncu, Federal Almanya karşı- sında da maça yedek kulübesinde başlamaktan kurtulamıyordu. İtalya, maçın başlarında Roberto Boninsegna’nın golüyle 1-0 öne geçmiş ve sonrasında da birçok kez başarıyla uyguladığı skorun üs- tüne yatma anlayışını devreye sok- muştu. İlk yarının da İtalya’nın tek gollü üstünlüğüyle geride kalması sonrasında Rivera yine ikinci yarıda Sandro Mazzola’nın yerine oyuna giriyor, maçtaysa son dakikaya kadar pek bir değişiklik yaşanmı- yordu. Ancak son düdük gelmek üzereyken gelişen Federal Almanya atağında Karl-Heinz Schnellinger topu ağlara gönderince normal süre 1-1’lik eşitlikle tamamlanacak ve maçta uzatmalara geçilecekti. Bundan sonrasıysa belki de Dünya Kupalarının en heyecanlı yarım saatine sahne olacaktı. İlk olarak dakikalar 94’ü gösterirken Gerd Müller’den gelen golle Almanlar 2-1 öne geçiyordu. Dört dakika sonra- sındaysa İtalya’nın rakip yarı alanın ortalarında kazandığı bir serbest atışın ardından Rivera’nın ceza sahasına doldurduğu topu Sigi Held sektirecek ve boşta kalan topu da Tarcisio Burgnich ağlara göndere- rek skora bir kez daha dengeyi getirecekti. Uzatmaların ilk devresi bitmek üzereyken de bu defa Luigi Riva sahneye çıkacak ve on sekiz üzerinden yaptığı sert vuruşla file- leri havalandırarak İtalya’yı yeniden üstünlüğe taşıyacaktı: 3-2. Ancak Almanların da daha söyleyecek sözü vardı. 110. dakikada Gerd Mül- ler bir kez daha fırsatçılığını konuş- turacak ve onun attığı golle skora 3-3’lük eşitlik gelecekti. Yalnız İtalyanlar bu defa tepkilerini çok çabuk gösterecekti. Golün santrası yapıldıktan sadece 20 sa- niye sonra Boninsegna, Willi Schulz’dan sıyrılarak soldan ceza sahasına giriyor ve yerden penaltı noktasına doğru çıkardığı topu Rivera şık bir plaseyle ağlara göndererek İtalya’nın bu unutulmaz maçı 4-3 kazanarak finale yüksel- diğini ilân eden isim oluyordu. Finaldeyse İtalyanların karşısında, şampiyonluğun 1 numaralı favorisi olan Brezilya vardı. 21 Haziran’da Azteca Stadı’nda oynanan karşılaş- mada, son iki maçta da takımının turu geçmesinde kilit rol oynayan Rivera yine ilk on birde kendisine yer bulamamıştı. Valcareggi, Rivera’yı yanında tutarak uğur mu yapmaya çalışmıştı bilinmez ama maçtaki ilk gol de çoğunluğun beklediği üzere 18. dakikada Pele ile Brezilya’dan geliyordu. Sambacılar, üstün oyunlarını skora da yansıt- makta gecikmemişti. Buna rağmen 37. dakikada Brezilya savunmasının bir anlık dalgınlığından çok kurnazca istifade eden Roberto Boninsegna araya girip skora dengeyi getirmeyi başarmış ve maçın ilk yarısı da 1-1’lik eşitlikle sona ermişti. Bu eşitlik, Valcareggi’nin de beklen- tilerini herhalde karşılıyordu ki kendisi, önceki üçmaçta yaptığı gibi Rivera’yı ikinci devrenin başında oyuna almayı düşünmedi. İtalya ise Brezilya’nın peş peşe gelen atakları karşısında 66. dakikaya kadar direnebiliyor ve bu dakikada Gerson’un, beş dakika sonrasında da Jairzinho’nun attığı goller netice- sinde bir anda 3-1 geriye düşüyordu. Rivera ise anca 84. dakikada oyuna girebilmişti lâkin sadece iki dakika sonrasında Brezilya’nın Carlos Al- berto ile dördüncü golü bulmasıyla birlikte İtalya’nın şansı tamamen sıfırlanacaktı. Brezilya, maçı 4-1’lik skorla kazanıp üçüncü dünya şam- piyonluğunu elde ederken İtalyanlar bu fırsatı kaçırıyor ve ikincilikle yetinmek zorunda kalıyordu. Rivera’nın turnuva boyunca hak ettiği ölçüde forma şansı bulama- masıysa, İtalya’da turnuva sonra- sında da uzun süre tartışılan bir konu olacaktı. Kupa koleksiyonundaki son parçalar Dünya Kupası sonrasındaki ilk sezonda Rivera, Milan’la ligde ikin- cilik yaşarken bir sonraki sezonda da ligde yine aynı noktada kalıyor ancak bu kez İtalya Kupası’nı kaza- narak teselli buluyordu. 1972-73 sezonundaysa Kupa Galipleri Kupa- sı’nda mücadele eden Milan, sıra- sıyla Red Boys, Legia Varşova, Spartak Moskova ve Sparta Prag’ı eledikten sonra çıktığı finalde Leeds United’a rakip olmuştu. 16 Mayıs’ta Selanik’te oynanan finalde de rakibini 1-0mağlup eden kır- mızı-siyahlılar, beş yıllık bir aranın ardından bu kupayı yenidenmüze- lerine götürüyordu. Rivera da böy- lece kariyerindeki dördüncü Avrupa kupasını kazanmış oluyordu ki bunların üçünde takımkaptanı olarak kupayı ilk kaldıran isimde o olmuştu. 1972-73 sezonunda Milan ayrıca bir kez daha İtalya Kupası’nı müzesine götürürken, Rivera de 43 maçta 20 kez rakip fileleri havalandırarak kariyerinin belki de en verimli dönemine imza atmıştı. Rivera, ka- riyerinin son yıllarındaysa, elbette tevellüttenmütevellit biraz gerileme içerisine girmişti ama kupa koleksiyonuna buna rağmen eklemelerde bulunmaktan da geri kalmamıştı. 1976-77 sezonunda bir İtalya Kupası zaferi daha yaşayan Rivera, futbolu bırakacağı 1978-79 sezonunda da Milan’la son Serie A şampiyonluğunu yaşıyor ve futbol hayatına da son derece anlamlı bir biçimde noktayı koyuyordu. Rivera ayrıca 1974 Dünya Kupası’nda da forma giyerek bu kupada dört kez boy gösteren sayılı isimler arasına girmişti ancak ilk turda oynamadığı tekmaçta İtalya, Polonya’ya 3-2 yenilerek grupta Polonya ve Arjan- tin’in gerisinde kalıp elenmekten kurtulamamıştı. Rivera, futbolu bıraktıktan son- raysa, çoğu futbolcunun yaptığı gibi teknik adamlık veya spor yazarlığı güzergâhında ilerlemektense çok da alışılmadık bir tercihte buluna- cak ve şansını siyasette deneme kararı alacaktı. Önce İtalyan, ardın- dan da Avrupa parlamentosunda milletvekilliği yapan, arada da İtal- yan Savunma Bakanlığı’nda müste- şarlık görevi üstlenen Rivera, son olarak 2013 yılında senato seçimle- rine katıldıysa da senatör olması için yetecek oy oranına ulaşamadı. Dolayısıyla kendisinin beş senedir artık siyasi arenanın da biraz uza- ğında durduğu söylenebilir. 132 133 1973’te Kupa Galipleri Kupası’nı kazanan Milan kadrosu ve kaptan Rivera Mazzola ve Rivera

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==