Page 82-83 - gri-sablaon1

Basic HTML Version

utbol sürprizlere aç›k bir oyundur
ve dünya genelinde futbolun en
popüler spor olmas›n›n sebeple-
rinden biri olarak da bu durum
gösterilmektedir. En basitinden
futbolun düflük skorlu yap›s› (bas-
ketbolda ço¤u maçta 200 say› ba-
raj› afl›l›rken futbolda 10 golün
at›ld›¤› bir maç nadiren oynan›r)
tesadüflere olanak tan›r. Kazan-
mak için tek bir say›n›n yetebildi-
¤i bu oyunda flans eseri gelebile-
cek bir gol bile bazen tarihin ye-
niden yaz›lmas›na yol açabilir.
Haliyle futbol tarihi, bir bak›ma sürprizlerin de tari-
hidir. Futbolun geçmifliyle ilgili hikâyeler içerisinde
en çok dikkat çekenlerin bafl›nda, ak›l almaz sürpriz-
leri içeren an›lar yer al›yor. Bunlar›n içindeyse baz›la-
r› var ki, üzerlerinden y›llar geçse bile insan hâlâ ger-
çekliklerine inanmakta zorlan›yor. Yunanistan ve Da-
nimarka’n›n Avrupa flampiyonluklar›, Brian Clough’›n
Nottingham Forest’ta, Alex Ferguson’›n da Aberde-
en’de yazd›¤› destanlar, bunlar›n içinde belki de en
çok ön plana ç›kanlar.
Euro 2004 ve Yunanistan mucizesi
Portekiz’de düzenlenen 2004 Avrupa fiampiyonas›
öncesinde bafll›ca favoriler ev sahibi Portekiz, son Av-
rupa flampiyonu Fransa, tarihinin en iyi orta saha ve
defans hatlar›ndan birine sahip ‹ngiltere ve her daim
Avrupa’n›n en renkli hücum oyuncular›n› bünyesinde
bar›nd›ran Hollanda’yd›. Bu ülkelerin yan› s›ra her ne
kadar o s›ralar eski gücünden uzak görünse de iki se-
ne önce Dünya Kupas›’nda final oynam›fl, turnuva ta-
82
TamSaha
TamSaha
83
Onur Erdem
Böylesi
bir daha
olmaz!
Kat›lamad›¤›
turnuvada
flampiyon
olan tak›m!
Avrupa fiampiyona-
lar› tarihinin tek bü-
yük sürprizi Yuna-
nistan’›n 2004’teki
o mitolojik flampi-
yonlu¤u de¤il. Yu-
nanl›lardan 12 sene
öncesinde de bu
kez sanki ‹skandi-
nav mitolojisinden
esintiler yaflanm›fl
ve Danimarka mut-
lu sona ulaflan taraf
olmufltu.
Her ne kadar Dani-
marka, Yunanistan’a
k›yasla daha köklü
Futbol tarihinde öyle ilginç baflar›
öyküleri var ki insan›n okudu¤unda bile
böyle baflar›lar›n yaflanm›fl olabilece¤ine
inanas› gelmiyor. Kat›lamad›¤› turnuvay›
kazanan tak›m m› istersiniz yoksa ‹kinci
Lig’deyken iki sene içinde Avrupa
flampiyonlu¤una uzanan› m›?
F
k›m› dendi¤inde akla gelen ilk isim
olan Almanya ve ‹talya da favori gös-
terilmekteydi. Hemen hemen her za-
man süperstar oyunculara sahip olan
fakat büyük turnuvalarda basireti
ba¤lanan ‹spanya plase konumun-
dayken, H›rvatistan, Çek Cumhuriye-
ti, ‹sveç ve Rusya gibi tak›mlar da
sürpriz adaylar› olarak göze çarp›-
yordu.
Güçlüler bir yana, turnuvadaki en
zay›f ülkeler olarak da -turnuvaya
kat›lmas› büyük bir flok olarak de-
¤erlendirilen Letonya hariç- Bulga-
ristan ve Yunanistan gösterilmektey-
di. Zaten bahis flirketlerinin flampi-
yonluk için Letonya’dan sonra en az
flans tan›d›¤› iki tak›m da onlardan
baflkas› de¤ildi.
Dolay›s›yla kimse bu flartlar alt›nda
Yunanistan’dan turnuvada bir baflar›
elde etmesini beklemiyordu. Her ne
kadar elemelerde ‹spanya’y› geride
b›rak›p gruplar›n› birinci s›rada ta-
mamlam›fl olsalar da bunun tesadüfi
bir baflar› oldu¤u düflünülüyor ve
Yunanl›lar›n Portekiz, ‹spanya ve
Rusya ile birlikte yer ald›klar› A Gru-
bu’nda son s›rada kalaca¤›na kesin
gözüyle bak›l›yordu.
Gelgelelim turnuvan›n aç›l›fl maç›n-
da Yunanistan, ev sahibi Portekiz’i
2-1 ma¤lup ederek herkesi flaflk›na
çeviriyordu. Yine de ço¤u kifli bu
durumu Portekiz’in ifli ciddiye alma-
mas›na ba¤lay›p Yunanistan’›n bir
daha böylesine flansl› olamayaca¤›n›
düflünüyordu. Ne var ki Yunanl›lar
bir sonraki maçlar›nda da ‹spanya
ile 1-1 berabere kal›yor ve son maç-
ta Rusya’ya yenilseler bile gruptan
ç›kmay› baflar›yordu.
Çeyrek finalde Yunanistan’›n rakibi
Fransa olmufltu. ‹talyanlara bile par-
mak ›s›rtacak kadar kat› bir savunma
yapan Yunanl›lar, Frans›zlara gol at-
ma flans› tan›mad›klar› gibi Chariste-
as’la kontrataktan bir de gol buluyor
ve bir büyük sürprize daha imza ata-
rak yar› finale yükseliyorlard›. Yar› fi-
nalde de o ana kadar turnuvan›n en
iyi futbol oynayan tak›m› olarak gös-
terilen Çek Cumhuriyeti’ne prangala-
r› vurup maç› uzatmalara götüren
Yunanistan, burada da bir duran top-
ta Dellas’›n kafas›yla gümüfl golü
atarak ad›n› finale yazd›r›yordu.
Yunanistan basamaklar› birer birer
ç›karken, futbol kamuoyunda her se-
ferinde “bu sefer sondu, çekirge da-
ha fazla s›çramaz” düflüncesini olufl-
turuyor ama hemen ard›ndan da bü-
yük bir maharetle o düflünceyi çürüt-
meyi baflar›yordu. Finalde de ayn›s›
oldu. Aç›l›fl maç›ndaki gibi Portekiz’i
seyircisi önünde bir kez daha hüsra-
na u¤ratan Yunanistan, Charisteas’›n
att›¤› tek golle kupaya uzan›verdi.
O güne dek Avrupa fiampiyonas›’yla
(1980) Dünya Kupas›’nda (1994) bi-
rer kez boy gösteren ve bu turnuva-
larda yapt›¤› alt› maçta sadece bir
beraberlik alabilen, kulüpler düze-
yinde herhangi bir tak›m› Avrupa’da
bir kupa kazanamam›fl olan, kadro-
sundaki en flöhretleri oyuncular›n
oynad›klar› kulüp tak›mlar›nda (Ka-
ragounis-Inter, Dellas-Roma, Charis-
teas-Werder Bremen) kadroya gir-
mekte zorland›¤›, 15 y›ll›k kariyerin-
de tek bir lig flampiyonlu¤u yaflama-
m›fl bir oyuncunun (Zagorakis) kap-
tanl›k yapt›¤› bir tak›m›n Avrupa
flampiyonu olmas› herhalde ancak
futbol masallar›nda rastlanabilece¤i-
ne ihtimal verilen bir olayd›. Euro
2004’teyse o masal, Yunanistan için
gerçek olmufltu. Ve elbette böylesine
bir masal›n bir daha yaflanmas› da
adeta Kaf Da¤›’n›n ard›nda…