Page 14-15 - TÜRKİYE - İSVEÇ MAÇ KİTABI

Basic HTML Version

siyle birlikte gidebildi. Seçmeler kalabal›kt›. Antrenör Ahmet
Genç, “Şimdi yer yok, beklemen lâz›m” demişti ama çocuk o
kadar hevesliydi ki, saatlerce değil, günlerce Florya’da yatma-
ya bile raz›yd›. Biraz sonra hocan›n sesi yeniden duyuldu, “Gel
bakal›m, geç arkaya…”
15 dakika oynamas› yetmişti çocuğun. Hocalar›n gözüne gir-
miş, 7 Eylül’deki ikinci seçmeye çağr›lm›şt›. 1999’un 17 Ağus-
tos’unda Adapazar›’n›, Yalova’y›, Gölcük’ü, ‹zmit’i yerle bir
eden depremi yaşayan çocuk, geceleri “Allah’›m bir kere Ga-
latasaray’la antrenmana ç›kmay› bana nasip et, öleceksem on-
dan sonra öleyim” diye dua ediyordu.
Tahmin ettiğiniz gibi o çocuğun ad› Arda Turan’d›. Elbette ikin-
ci seçmeyi de kazand› ve önce Galatasaray’›n altyap›s›nda, ar-
d›ndan da 14 yaş›ndan itibaren Genç Millî Tak›mlar›n bütün
yaş kategorilerinde oynamaya başlad›. A tak›m kadrosuna al›n-
d›ğ›nda henüz 16.5 yaş›n-
dayd›. Fizik gücü yetersiz ol-
duğu için oynama şans› bu-
lamam›şt› ama Fatih Terim
ona özel programlar gönderi-
yor ve kuvvet çal›şmalar›
yapt›r›yordu.
Hagi döneminde sürekli A tak›mla antrenmanlara ç›kmaya baş-
lam›şt› art›k. Geçirdiği talihsiz sakatl›k nedeniyle sadece iki
maçta oynasa bile Hagi’den rakibini nas›l kolay geçeceğini, sa-
ha içinde nas›l davranmas› gerektiğini, ciddiyeti, yeteneklerini
nas›l kullanacağ›n› öğrendi. Genç bir oyuncunun her zorluğa
göğüs germesi gerektiğini de…
Ancak tak›m›n baş›na Gerets’in gelmesiyle rüzgâr da Arda için
ters yönden esmeye başlam›şt›. Tak›m kamptayken o Olimpik
Millî Tak›m’la Akdeniz Oyunlar›’ndayd›. Oyunlar onun aç›s›n-
dan çok verimli geçmiş, kendisinden 3 yaş büyük oyuncular›n
aras›nda 3 gol atarak tak›m arkadaş› Cafercan’la birlikte krall›-
ğ› paylaşm›şt›. Ancak dönüşte Bursaspor’la oynanan maçta Ge-
rets’in gözündeki imaj› bir anda değişiverdi. O maçta basit oy-
namak yerine kurtar›c›l›ğa soyunmuş, bu tavr› Belçikal›n›n hiç
hoşuna gitmemişti. 6 hafta boyunca kadroya giremeyince PAF
tak›m›na gitmek istedi. Gerets’in buna bir itiraz› yoktu zaten.
‹şte tam bu s›rada Manisaspor’un baş›ndaki Ersun Yanal’dan
“Buraya gel” teklifini ald›. “Gitmek mi zor, kalmak m›?” diye-
rek uykusuz geçirdiği gecelerde, “Ağabeyim” dediği Orhan Ak
destek oldu ona. Çal›m atmay› seven Arda’ya basit futbol oy-
namay› öğreten Orhan, transfer noktas›nda da ona doğru adre-
si göstermişti.
Manisa’ya gittiğinde Ersun Yanal’›n “Bu forma senin” diyerek
direkt oynatmas› kendisine olan inanc›n› bir kez daha tazele-
mesi aç›s›ndan bir dönüm noktas›yd›. Art›k kendini sadece bir
futbolcu gibi değil, o tak›m›n y›ld›z› gibi hissediyordu. Mani-
saspor’da al›şt›ğ› orta sahada değil sağ bek pozisyonunda oy-
nam›ş, savunma yönünü güçlendirip fizik kapasitesini art›rarak
dönmüştü Galatasaray’a. Art›k banko oynuyor ve yüzü gülü-
yordu. Bu arada ay-y›ld›zl› formayla da s›n›f atlam›ş, Ümit Mil-
lî Tak›m formas›n› giymeye başlam›şt›.
Böyle bir Arda’n›n Galatasaray’a dönüşü muhteşem olacakt› ve
oldu da. 2006-2007 sezonunun başlang›c›nda öyle bir Mlada
Boleslav maç› oynad› ki onu izlerken parmaklar›n› ›s›ranlar›n
üzerinde hemfikir olduğu tek bir düşünce vard›: “Bu çocuk
Türk futbolunun yeni y›ld›z› olacak!”
Galatasaray’da yine al›şt›ğ› orta sahada oynuyordu ama bu kez
daha çok kanatlarda görev al›yordu. Topu saklama becerisi, ra-
kiplerini geçmedeki yeteneği, arkadaşlar›n› ateşleyen h›rs› ve
tüm bunlara eklenen golcülüğüyle Arda kendisine “y›ld›z” ya-
k›şt›rmas› yapanlar› yan›ltmad›.
Ancak buras› Türkiye’ydi ve y›ld›z oyuncular ne kadar genç
olursa olsunlar ac›mas›z eleştirilerden kendilerini kurtarmalar›
14
Yeni neslin
rol modeli
Bir büyük kulübün altyapısında başlayıp çok
genç yaşta kaptanlığa ve Millî Tak›m’a
uzanan, oradan dünyan›n en büyük
liglerinden birisinde y›ld›z kategorisinde
an›lmaya yönelen ve kupa zaferleriyle
süslenen kariyer yolculuğu, Arda Turan’› yeni
neslin rol modeli haline getiriyor. Fatih
Terim’in reform sürecinde kuracağ› yeni
düzende de Türk futbolunun ve Millî
Tak›m›m›z›n lokomotifi Arda Turan.
Arda Turan
üçük çocuk maç s›ras›nda ye-
diği darbenin etkisiyle oyun-
dan ç›km›ş, bir yandan can›-
n›n ac›s› diğer yandan da kenarda
kalman›n üzüntüsüyle gözyaş› dö-
küyordu. Saha Merter sahas›, ço-
cuğun formas›n› giydiği tak›m da
amatör kümeden Alt›ntepsi’nin mi-
nik tak›m›yd›. Boynunu büküp ar-
kadaşlar›n› izlerken h›çk›ran ufak-
l›ğ›n yan›na yaklaşan bir adam,
ad›n›n Fatih olduğunu söyleyerek,
“Ben avukat›m. Oynad›ğ›n futbolu
da çok beğendim. Hayalin ne?” di-
ye sordu. Çocuk, “Hasta Galatasa-
rayl›y›m. Galatasaray’›n altyap›s›n-
da bir gün bile antrenmana ç›kmak
bana yeter” cevab›n› verdi. Adam,
Galatasaray’›n altyap›s›na yak›n
birisiydi ve çocuğa üzerinde Ah-
met Ceylan’la Ahmet Genç’in
isimleri olan bir kart verip, “Hadi
Florya’ya git, seni bir denesinler”
dedi.
Çocuk 11 yaş›ndayd› ve Florya’ya
ancak elini s›k› s›k›ya tuttuğu anne-
K
15