Türkiye - İsveç Maç Kitabı

İstikrar hayatın her dalında önemli olduğu gibi futbolun da önemli unsurlarından birisi. Günübirlik başarılar pek çok kişiyi tatmin etse bile başarı sürekli olduğu zaman daha anlamlı olur. Meseleyi kazanmak ya da kaybetmenin ötesine taşıyan futbol ülkelerinin istikrarlı bir çizgide yürümeleri de bir rastlantı değil. İsveç bu anlayışın başını çeken futbol ülkelerinden birisi. Her zaman zorlu bir rakip, dünya futboluna sürekli yıldızlar armağan eden bir ülke. İsveç futbolu 1870’li yıllarda jimnastik kulüplerinde oynanmaya başlayarak yaygınlaştı. Futbol dünyanın her yerine nasıl İngiltere ve İskoçya’dan yayıldıysa, İsveç’e de bu ülkelerden geldi. İlk kulüpler Göteborg, Stockholm ve Visby kentlerinde kurulurken, ilk uluslararası kulüp müsabakası 1890’da, evrensel kurallarla ilk futbol karşılaşması ise 1892’de oynandı. İsveç’in ilk federasyonu 1895’te kuruldu ve lig ilk kez 1896’da organize edildi. Bu şampiyonayı Orgyte IS kazandı. Bu turnuva, ulusal lig olan Allsvenskan 1925’te oynanana kadar devam etti. Günümüz İsveç futbolunda 3 bin 300 kulüp ve 32 bin 700 takım yer alıyor ve yaklaşık 1 milyon lisanslı oyuncu var. Fakat millî takım oyuncularının büyük çoğunluğu futbol yaşantılarını Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde sürdürüyor. İsveç Millî Takımı ilk resmi maçını komşusu Norveç’le oynamış ve 11-3 gibi farklı bir skorla sahadan galip ayrılmıştı. Millî takımın aldığı en farklı sonuçlardan birisi olan bu skor, 1927 yılında Letonya ve 1948 yılında ise Güney Kore maçlarında elde edilen 12-0’lık galibiyetlerle aşıldı. İsveç Millî Takımı’nın en farklı mağlubiyeti ise İngiltere Amatör Millî Takımı’na karşı 1908 yılında uğranılan 12-1’lik yenilgidir. Kuzeyin istikrar markası İsveç Millî Takımı Şimdi İsveç’in Olimpiyatlar, Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası platformunda neler yaptığına yakından bakalım. 1924 Olimpiyatlarında bronz madalya kazandılar. 1930’da Uruguay’da düzenlenen ilk Dünya Kupası’na pek çok Avrupalı gibi onlar da katılmadı. 1934’te ise ilk turda Arjantin’i 3-2 yenip çıktıkları çeyrek finalde Almanya’ya 2-1 yenilerek elendiler. 1938’de Fransa’da düzenlenen kupada ise oldukça şanslıydılar. Almanya’nın ilhak ettiği Avusturya turnuvaya katılmadığı için ilk turu maç yapmadan geçtiler, çeyrek finalde Küba’yı 8-0’la bozguna uğrattılar. Yarı finalde ise bozgun sırası onlardaydı. Macaristan’a 5-1 yenilerek final şansını kaybettikten sonra üçüncülük maçında da Brezilya’ya 4-2 yenildiler. Kısacası iki yenilgi, bir galibiyetle dünya dördüncüsü unvanını kazandılar. Savaş yıllarının ardından 1948 Olimpiyat Oyunları’nda altın madalyayı boyunlarına taktılar. Wembley Stadı’nda oynanan finalde Yugoslavya’yı 3-1 mağlup etmeyi başarmışlardı. 1948 Olimpiyatlarının altın madalyalı takımıyla katıldıkları Brezilya’daki 1950 Dünya Kupası’nda da üçüncü oldular. İtalya, Paraguay ve Hindistan’la aynı grupta yer almışlardı ancak Hindistan turnuvaya katılmadı. İtalya’yı 2-1 yenip, 2-0 öne geçtikleri maçta Paraguay’la 2-2 berabere kalarak grubu ilk sırada tamamladılar. Dört grup birincisinin yer aldığı puan usulüyle oynanan final grubunda ise Brezilya’ya 7-1, Uruguay’a 3-2 yenildikten sonra İspanya’yı 3-1 mağlup ederek dünya üçüncülüğünü elde ettiler. 1954 Dünya Kupası’na katılamayan İsveç, 1958’de ise ev sahibi olarak boy gösterdi. Bu turnuvada profesyonel oyuncularla sahadaydılar. Grupta Meksika’yı 3-0, 1954’ün finalisti Macaristan’ı 2-1 yenip, Galler’le de golsüz berabere kalarak birinci oldular. Çeyrek finalde Sovyetleri 2-1’le, yarı finalde de Federal Almanya’yı 3-1’le geçerek finale çıktılar. Dünya Kupası’na uzanmalarına bir adım kalmıştı ancak Pele ve arkadaşları karşısında tutunamadılar. 5-2’lik skor Brezilya’nın kupayı aldığına, İsveç’in ikincilikte kaldığına işaret ediyordu. 1962 ve 1966 Dünya Kupası finallerine katılamayan İsveç, Meksika 1970’te İtalya, Uruguay, İsrail’le birlikte yer aldığı grupta İtalya’ya 1-0 yenilip, İsrail’le 1-1 berabere kaldıktan sonra Uruguay’ı 1-0 yense de averajla Latin Amerikalıların arkasında kalıp elendi. 1974 Almanya’da da İsveç’in gruptaki rakipleri Hollanda, Bulgaristan ve bir kez daha Uruguay’dı. Bulgaristan ve Hollanda’yla golsüz berabere kaldıktan sonra Uruguay’ı 3-0 yenen İskandinavlar, ikinci sırada yer alıp bir üst tura çıktı. Bu defa gruptaki rakipleri Federal Almanya, Polonya ve Yugoslavya’ydı. Polonya’ya 1-0, Almanya’ya 4-2 yenilip yarı final şansını kaybettikten sonra Yugoslavya’yı 2-1 yenmeleri onlara sadece prestij sağladı. Arjantin 1978’e Brezilya’yla 1-1 berabere kalarak iyi sayılacak bir başlangıç yapsalar da Avusturya ve İspanya’ya aynı skorla 1-0 yenilip gruptan çıkamadılar. 1982 ve 1986 Dünya Kupalarına katılamayan İsveç, İtalya 90’da ise sıfır çekti. Brezilya, İskoçya ve Kosta Rika’ya aynı skorla 2-1 yenilip elendiler. İlginçtir, Dünya Kupası’nın gediklisi İsveç’in Avrupa Şampiyonası finallerine ilk katılışı ancak ev sahipliği sayesinde olabildi. EURO 1992’yi ülkelerinde düzenlediler ve 27 26 1930 ile 1960 arasında dünyanın en iyi futbol ülkelerinden biri olmayı başardılar. 1938 ve 1950 Dünya Kupaları’nda yarı final gördüler, 1958’de şampiyonluğu finalde Brezilya’ya kaptırdılar. 1948 Londra Olimpiyatlarında altın madalyayı boyunlarına takarken, 1924 ve 1952’de de iki bronz madalya kazandılar. 1990’larda son altın jenerasyonlarını yakalayıp 1994 Dünya Kupası’nda bir kez daha üçüncülük kürsüsüne çıktılar. Sonrasında üç kez Dünya Kupası, beş kez de Avrupa Şampiyonası finallerine katıldılar ve 2018 Rusya’da çeyrek final oynadılar. 1927’de Letonya’yı 12-0 yenen İsveç Millî Takımı kadrosu İsveç Millî Takımı, altın madalya kazandığı 1948 Londra Olimpiyatlarında kürsünün en üst basamağında... İsveç’in kaptanı Liedholm ile Brezilya’nın kaptanı Bellini, 1958 Dünya Kupası finalinin seremonisinde...

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==