TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Halil Altıntop: "Hedefim Premier Lig" 31.10.2009
Halil Altıntop: "Hedefim Premier Lig"

İkizi Hamit'le birlikte Almanya'da yetişip Türk futboluna hizmet veren, kalitesi tartışma götürmez bir oyuncu. Yıllardır Bundesliga'nın üst düzey takımlarında forma giyiyor ve 2010'da Schalke ile sona erecek sözleşmesinin ardından İngiltere Ligi'nde oynamayı planlıyor. Türkiye'ye transferi konusunda ise "Her zaman cazip teklifler aldım. Ama kariyerimi Türkiye'de sürdürmeyi şimdilik düşünmüyorum" diyor.

Röportaj: Türker Tozar / TamSaha

Milli Takım kadrosunda seni bazen görüyoruz, bazen de göremiyoruz. Bunun sebebi ne?

Bunu biraz Fatih Hocanın felsefesine bağlamak lâzım. Kendisi, oyuncunun kalitesini ve ondan ne beklediğini düşünüp kadro tercihini belirliyor. Rakip takımın da bu seçime etkisi oluyordur ama Fatih Hocanın kadrosunu şekillendirirken kendi düşünceleri daima en büyük etkendir.

Kaiserslautern'de 15-20 gol attığın sezonları hatırlıyoruz. Schalke'de sanki aynısı olmadı gibi. 30 maçta 4 golde kaldın. Teknik direktörün seni oynatma tarzıyla bir ilgisi var mı bunun?

Teknik direktörün beni daha çok orta saha ağırlıklı olarak sahaya sürmesi gol sayımın azalmasında etkili oldu. Her ne kadar Schalke'de Kaiserslautern'deki gol sayıma ulaşamasam da bunu hiç sorun etmiyorum. Sonuçta, önemli olan takımın başarısı ve her maçtan üç puan çıkartabilmek.

En çok hangi pozisyonda verimli olduğunu düşünüyorsun?

Takımın oyun stiline göre değişir. Genel olarak, ofansif olan her bölgede oynayabileceğimi düşünüyorum.

Schalke 04 Teknik Direktörü Felix Magath'ın geçtiğimiz ay yaptığı açıklamaları takip ettik. Önce senin potansiyelini yeterince kullanamadığını söyledi, daha sonra kendine güven eksikliğinden söz etti. Almanya Kupası'nda Bochum'a gol atınca bu kez de kendine güven kazanmanla ilgili bir yorum yaptı. Sence neden bunun üzerine vurgu yapıyor?

Magath son iki senede birçok takımda görev yaptı. Futbola bakış tarzı diğer hocalara nazaran biraz değişik. Daha önceki teknik direktörlerimin benden istemediği tarzda şeyleri yapmamı bekliyor. Ben, daha çok topa sahip olmak ve set oyunu üzerine kurulu stillere alışkınım. Bu yüzden de içgüdüsel olarak topu korumaya ve saklamaya çalışıyorum. Oysa Magath benden biraz daha risk almamı, hemen kaleye gidecek şekilde topu kullanmamı istiyor. Taktiksel olarak da uzun toplarla akın geliştirmeye çalışıyoruz. Kendisiyle görüşmeler yaptık ve artık onu anladığımı fark etti. Ben de iki maç üst üste gollere ve asistlere imza attım. Bana güvenebileceğini gösterdiğimi düşünüyorum.

Schalke'de 2008-09 sezonunda takımla ve bireysel performansınla ilgili bir değerlendirme yapar mısın?

Geçen sezon bizim için oldukça kötüydü. Son 5 senede Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası'nda oynadığımız için beklentiler yükseldi ama geride kalan sezonda Şampiyonlar Ligi'nin ön elemelerinden geçemedik. Bu bizde bir hayal kırıklığı yarattı. Bunun ardından sezona girdik ama bir türlü kendimizi toparlayamadık. Klasik problemler bizde de mevcuttu tabii. Formsuz ve sakat futbolcular bizim için sıkıntı oluşturdu. Her takım bu tür dönemler geçirebiliyor. Bu sezon aynısının olmayacağını düşünüyoruz ve iyi yolda ilerliyoruz. Kişisel performansıma gelirsek, 34 lig maçının 30'unda görev aldım. Kendim ön plana geçmesem bile takım için yararlı işler yaptığım görüşündeyim.

Bu sezon takım olarak hedefiniz ne?

Öncelikli olarak ilk 5'in içerisinde yer alabilmek. Bu sezon beklentiler çok üst düzeyde değil. Hocamız daha çok genç oyunculara güveniyor. Yaş ortalamamız da 23-24'lerde. Şampiyonlar Ligi'ne veya UEFA Avrupa Ligi'ne kalmak istiyoruz.

Ernst çok akıllı bir futbolcu

Takım arkadaşın Fabian Ernst, Beşiktaş'a transfer olduktan sonra takımın şampiyonluğunda önemli rol üstlendi. Bunu nasıl değerlendirirsin?

Ernst, Beşiktaş'a ilk transfer olduğunda kendisini çok yakından takip ediyordum. Son zamanlarda ise aynı yakınlıkla izleyemedim. Bence Ernst, çok akıllı bir futbolcu. Takıma gelir gelmez de bunu hemen gösterdi. Bir takımı yönlendirebilecek beceriye sahip. Geçen sezon hem lig hem de kupanın kazanılmasında büyük pay sahibiydi.

2008 Avrupa Şampiyonası'nın kadrosunda yer alamamıştın. Bunun yarattığı bir moral bozukluğu olmuştur şüphesiz. Şimdi bunu atlatabildin mi?

Tabii ki atlattım. Eğer moral bozukluğunu yenemeseydim, şimdi Milli Takım'la birlikte olmazdım. Türk Milli Takımı son derece yetenekli futbolculardan oluşuyor. O dönemde, Fatih Hoca için aralarından seçim yapmak, bazılarını dışarıda bırakmak zorunda olmak hiç de kolay değildi. Maalesef sadece 23 futbolcu seçilecekti. Bir yandan üzüldüm, 1-2 gün olay kafama takıldı ama böyle şeylerin futbolda olduğunu aklımdan çıkarmayarak profesyonelce yoluma devam ettim.

Yarı final maçında Almanya'ya yenilerek elenmemiz belki senin için farklı açılardan bir anlam ifade ediyordur. Takım arkadaşlarının bununla ilgili bir yorumu oldu mu?

Arkadaşlarım maçın kendileri için şanssız geçtiğini ifade etmişlerdi. Bence tüm turnuva boyunca en iyi futbolumuzu o karşılaşmada ortaya koymuştuk. Maalesef sonuçta yenildik. O maçta oynamak isterdim. Sadece Almanya'ya karşı forma giymeyi değil, bütün turnuvada yer almayı isterdim.

2010 Dünya Kupası eleme maçlarında beklenenin altında bir tablo çizdik. Bunun nedeni olarak neyi gösterirsin?

2008 Avrupa Şampiyonası sonrası oyuncularımızdan bir kısmı sakatlık problemi yaşarken, diğer bir kısmı da formsuzdu. O turnuvada sergilediğimiz futbolun devamını getiremedik. İlk başlarda oynadığımız maçlarda kaybettiğimiz puanlar bize büyük sıkıntı oldu. Özellikle Estonya ve Belçika maçlarını kast ediyorum.

Schalke ile sözleşmen Haziran 2010'da bitiyor. Bundan sonrası için bir karar verdin mi kafanda? Schalke ile devam mı edeceksin yoksa kariyerine farklı bir yön çizmeyi mi düşünüyorsun?

İngiltere Ligi'nde forma giymeyi düşünüyorum. Kafamda ise özel bir takım yok.

Türkiye'ye transfer soruları sorulur hep. Biz de sormadan geçmeyelim.

Türkiye'den her zaman cazip transfer teklifleri aldım. Ama kariyerimi Türkiye'de sürdürmeyi şimdilik düşünmüyorum.

Milli Takım'daki hücum oyuncuları arasında yaşanan rekabet için ne diyeceksin?

Bütün forvet oyuncularımızın kaliteli olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda çok şanslıyız. Rekabetinse Milli Takım için çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, gol yollarında yeterince etkili olamadığımız görüşüne de katılmıyorum.

Kendini bu rekabetin neresinde görüyorsun?

Benim nasıl gördüğümden çok, teknik ekibin beni nasıl gördüğü önem taşıyor.

Türkiye'deki son dakika golleri şaşırtıcı

Uzun yıllardır Bundesliga'da oynayan bir oyuncu olarak Alman Ligi'nde oynanan futbolla Türkiye'deki futbol arasında nasıl bir mukayese yapabilirsin?

İki lig arasında çok fark var. Almanya'da maçlar çok daha tempolu geçiyor ve lig fiziksel olarak daha üst seviyede. Bir de Türkiye'de futbol hâlâ oyuncuların bireysel yetenekleriyle taşıdığı takımlar arasında geçiyor. Almanya'da ise takım oyunu ön planda. Bir de beni çok şaşırtan, Türkiye'de takımların son dakikada yediği goller ve karşılaşmanın bitimine yakın kaybedilen maçlar. Bu sorunu aştığımızı düşünüyordum ama bu maçları izleyince Alman futboluna kıyasla inanılmaz eksiklikler gördüğümü söyleyebilirim.

Türkiye'deki genç oyuncuların yetiştirilmesi aşamasında Almanya'ya göre ne gibi farklılıklar olduğunu düşünüyorsun?

Sorunuzun cevabını tam olarak veremeyeceğim. Çünkü Türkiye'deki altyapılar konusunda yeterince fikir sahibi değilim. Ancak, futbol anlayışı konusunda bir fark olduğu ortada. Türkiye'de bireysel olarak yetenekli birçok futbolcu bulunuyor ve Almanya'daki akranlarına göre çok üstünler. Ama takım oyununa geldiğimiz zaman iş değişiyor. Burada da Almanlar üstün. Futbolun da takım oyunu olduğunu düşündüğümüzde, cevabı veriyoruz sanki…

Genç Milli Takımlarımızda forma giyen birçok oyuncu U21 seviyesinden sonra beklenen aşamayı yapamayıp A Milli Takım'da kendini gösteremeden kalıyor. Bahsettiğimiz konunun bir sonucu olabilir mi bu?

Genç Milli Takım seviyesi ile, ki buna U21 de dâhil, A Milli'yi karşılaştırmak bence çok yanlış. Çünkü arada gerçekten çok büyük bir fark var.

Almanya'da rezerv takımlar var ve oynayamayan oyuncular bu platformda kendilerini geliştirme fırsatını bulabiliyor. Türkiye'de de şimdi A2 Ligi kuruldu. Bu ligin Türk futboluna katkı yapmasını bekleyebilir miyiz?

Eğer A2 takımları A takımın oynadığı sistemle oynuyorsa bu liglerden başarı elde edilebilir ve Türk futboluna katkı yaparlar.

Son dönemde Almanya'da yetişen birçok genç oyuncu Türkiye'ye gelmeyi tercih etti. Ömer Şişmanoğlu, Serdar Kesimal, Zafer Yelen, Tevfik Köse gibi… Bu tersine göçün sebepleri nedir? Almanya'da Türk oyuncular yeterince şans mı bulamıyor?

Bence bu oyuncular sabırsız davranıyor. Yetenekli olabilirler ama daha pişmeden hemen ağabeyleriyle kendilerini kıyaslamak istiyorlar. Çabucak 1. Lig'de oynamak amacındalar. Türkiye'den de cazip teklif alınca, kolaylıkla kendilerini gösterebileceklerini düşündükleri için geliyorlar.

Bu oyuncuların Bundesliga yerine Turkcell Süper Lig'de oynayacak olması onların gelişimini nasıl etkiler?

Bu durum, her oyuncunun kendi yeteneğine göre değişir. Bundesliga için bekleyecek kadar sabırlı olsalar daha iyisini yapabilirler.