TR
EN
Ligler » Trendyol Süper Lig » Süper Lig Haberleri
Andre Castro: Aşk, profesyonellik ve çalışma
2.09.2016
Andre Castro: Aşk, profesyonellik ve çalışma
Geri
İleri

Kasımpaşa'nın 28 yaşındaki orta saha oyuncusu üç sezondur ligimizde forma giyiyor ve hem istikrarı hem de iki yönlü oynayabilme becerisiyle takdir topluyor. Porto altyapısında yetişip Olhanense ve Sportign Gijon tecrübeleri de yaşayan Portekizli oyuncu, başarı sırlarının futbola duyduğu aşkta, profesyonelce yaşamakta ve başarılı olduktan sonra da çok çalışmakta yattığını anlatıyor.

Öncelikle Avrupa Şampiyonluğu sebebiyle ülken Portekiz'i tebrik edelim. Portekiz'den yetişen bir futbolcu olarak bu konuda neler hissediyorsun?

Oldukça sevindim ülkem adına. Dünyanın her tarafında Portekizli oyuncular var. Genç oyuncular da bu turnuvada çok önemli bir başarı gösterdi. Her gün gelişen bir futbol Portekiz futbolu… Daha önceki turnuvalarda da çeyrek finallerde, yarı finallerde kendimizi göstermiştik. Ama eksik olan bir şampiyonluk unvanı vardı. O şampiyonluk unvanını da sahip olduğumuz oyuncularla ve yaptığımız yatırımlarla kazandık. Bunun için oldukça mutluyum.

2 Nisan 1988 Leiria doğumlusun. Nasıl bir çocukluk geçirdin?

Oldukça mutlu bir çocuktum ve mutlu bir çocukluk dönemi geçirdim. Her zaman futbola karşı içimde büyük bir tutku vardı. Ne legolara ne arabalara futbola duyduğum ilgi kadar ilgi duydum. Yalnız olmak veya arkadaşlarımla olmak, futbol oynamak için çok önemli bir faktör değildi benim için. Kendi başımayken de futbol topunu alır, duvarla paslaşırdım. Sürekli futbol topu elimdeydi ve benim için büyük bir tutkuydu.

Futbolla tanışman nerede ve ne zaman oldu?

Futbolla tanışmam çok erken oldu. Henüz 5 yaşındaydım. Dramatico isimli bir futbol kulübünde başladım. Oldukça küçüktüm. Daha sonra 8 yaşına kadar orada devam ettim. 8 yaşındayken başka bir kulübe geçtim. 11 yaşındayken de zaten Porto altyapısına gittim ve böylece kariyerim devam etmiş oldu.

Seninle futbola başlayan birçok arkadaşın şu an futbol oynayamıyor ancak sen bunu başardın ve önemli noktalara geldin. Geriye dönüp baktığın zaman seni, başaramayan arkadaşlarından ayıran özellikler nelerdi?

Gerçekten de birçok genç ve yetenekli oyuncuyla birlikte oynadım. Kimisi 15, kimisi 17 yaş altı millî takımlara kadar geldi. Bunların çok azı profesyonel futbolcu olabildi. Aslına bakarsanız bunların altındaki sır bence profesyonel olmakta yatıyor. Çünkü belli bir yerden sonra gösterdiğiniz davranışlar sizin profesyonel yolu çizip çizemeyeceğinize karar veriyor. Özellikle 14-15 yaşındayken benim de arkadaşlarımla dışarı çıkıp gezme isteğim vardı. Fakat dinlenmeyi tercih ettiğim zamanlar çok oldu. Çünkü bir sonraki gün idman vardı. Her zaman kendime dikkat ettim. Yapmak istediğim şeye her zaman fazlasıyla odaklıydım. Bunu başaramayan oyuncular akşamları alkol alırken ya da sigara içerken veya daha farklı şeyler yaparken ben biraz daha profesyonelce yaklaştım. Her şeyime dikkat ettim. Aramızdaki fark bu olabilir. Sadece kaliteden kaynaklanan bir şey değil yani… Çünkü kaliteli oyuncular aynı zamanda profesyonel de olmak zorunda. Bunu başarabildiğiniz zaman ancak profesyonel futbolcu olabiliyorsunuz.

Profesyonel kariyerin Portekiz'in dev takımı Porto'da başladı. O günlere geri döndüğünde nasıl bir eğitimden geçtin? Size neler öğrettiler, hangi konular üzerinde durdular?

Aslına bakarsanız Porto'da size sadece nasıl futbolcu olacağınız öğretilmiyor. Aynı zamanda nasıl bir insan olacağınız da öğretiliyor. Mesela küçükken, akademideyken eğer okulda notlarınız iyi değilse hafta sonundaki maçlarda forma giymeniz mümkün değildi. Hem okulunuza hem futbolunuza önem vermeniz gerekiyordu. Bu Porto'nun yapmış olduğu en önemli hamlelerden birisiydi. Aynı zamanda taktik ve teknik açıdan düşünürsek, futbolun temelinde nasıl pas yapılacağı, nasıl şut çekileceği, verilen pasın nasıl önünüze alınacağı ya da nasıl topa sahip olunacağı gibi birçok şey öğretiliyor. Profesyonel olduktan sonra oldukça fazla bir çalışma var orada. Size çok yükleniyorlar. Bu şekilde bir eğitim aldım Porto'da.

2008-2010 yılları arasında Sporting Olhanense takımında kiralık olarak forma giydin. Oradaki günlerini bize anlatır mısın?

Sporting Olhanense'ye gittiğimde 2. Lig'de oynuyordu ve 47 senedir 1. Lig'e çıkma başarısı gösterememişti. Porto'da eskiden futbol oynayan Jorge Costa oraya teknik direktör olarak gitmişti. Beni aradı ve teklif yaptı. Porto'da oynuyordum ve bu teklife sıcak bakmadım. Çünkü Porto'da oynarken 2. Lig takımına gitme fikri cazip gelmedi. Ama Jorge Costa bana, "Bu kulübün tarihine geçmek istemez misin?" diye sordu. Bana çok güvenince cazip geldi teklif. Oraya gittim. Şampiyonluk kazandık. Hedef zaten 1. Lig'di. Oldukça güzel bir zaman geçirdim. Benim için çok önemli bir başarıydı.

Porto'ya geri döndükten hemen sonra bu kez İspanya'nın yolunu tuttun ve Sporting Gijon takımında forma giydin. İlk yurtdışı tecrübendi. İspanya günlerin nasıldı?

Fantastik günler geçirdim İspanya'da… Zaten bana göre İspanya ligi, dünyanın en iyi ligiydi. Sporting Gijon'daki hedefimiz ligde kalmaktı. Bu hedefi de gerçekleştirdik. Çok güzel maçlar oynadık. Dünyanın en iyi oyuncularına karşı oynama fırsatı buldum. Ronaldo'ya, Messi'ye karşı oynadım. Real Madrid'in sahasında maç kazandık. Oldukça tarihi bir andı bizim için. Büyük maçlar oynadık. Güzel zaman geçirdim. İyi de performans gösterdim. Goller attım. İyi mücadele ettim. Her şey yolunda gitti benim için. Oradaki insanlar da beni sevdi. Halen dönmem için yazanlar var. Sporting Gijon'un yeri benim için ayrıdır. Kalbimde ayrı bir yer ayırdım kendilerine.

Porto ile iki Portekiz, bir UEFA Kupası şampiyonluğu yaşadın. Böylesine büyük başarılar elde etmek, genç bir oyuncu için nasıl bir duyguydu?

Oldukça harika bir duyguydu. Takımın as oyuncusu değildim belki ama oldukça fazla şans buluyordum. Özellikle son sezonumda 26 maç oynadım. Genç bir oyuncu için önemli istatistikler… Bu başarılar çok önemliydi. Çok güzel bir arkadaş grubumuz vardı. Güzel bir takım ruhu vardı orada. 20 maç üst üste kazandık. Sürekli kazanmayı isteyen ve sadece kazanma ihtimalini düşünen bir oyuncu grubuyla birlikteydim. O yüzden 20 maç üst üste kazandık. Oldukça güzel duygular, oldukça güzel zamanlardı.

Bu büyük başarılar geriye dönüp baktığın zaman çok önemli tecrübeler… Sana neler öğretti?

Birçok şey öğrendim. Çok büyük oyuncularla oynadım, çok büyük teknik direktörlerle çalışma fırsatı buldum. Hepsinden de bir şeyler öğrendim. Onların başarılı oldukları yolları taklit etmeye, anlamaya çalıştım. Profesyonelliği öğrendim. Başarılı olduktan sonra daha çok çalışmak gerektiğini öğrendim. Bir şey kazandıktan sonra kutlama yapıyorsunuz tamam ama kutlama zamanı kutlama; çalışma zamanı çalışma gerekiyor. Hepsinden çok önemli tecrübeler kazandım.

2013-2014 sezonunda yolun Kasımpaşa ile kesişti. Önce kiralık olarak geldin, daha sonra da bonservisin alındı. Kasımpaşa'ya transfer sürecini bize anlatır mısın?

Kiralık olarak satın alma opsiyonuyla geldim. Kiralık olarak forma giydiğim süreçte iyi bir form grafiği yakaladım. O süreçten sonra bana Beşiktaş da ilgi duydu. Fakat Kasımpaşa satın alma opsiyonunu kullanmak istedi. Ben de istedim. Çünkü burası hedeflerini gerçekleştirmek istiyordu. Burası önemli bir proje ve önemli bir kulüp. Sürekli Avrupa hedefimiz var. Bu hedefe yakın gidiyoruz. Bu hedefin peşindeyiz. Bunun için de çok çalışıyoruz.

Kasımpaşa'ya geldiğin ilk sezondan bugüne kadar istikrar abidesi oldun. İlk sezonunda 34, ikinci sezonunda 32, üçüncü sezonunda da 34 maçta forma giydin. Sporting Gijon hariç bu istikrarı forma giydiğin diğer takımlarda yakalayamadın. Sence bunun sebepleri neler?

Aslına bakarsanız Porto hariç diğer forma giydiğim takımlarda düzenli oynadım. Aynı istikrarı yakaladım. Buna Gijon ve Olhanense de dâhil. Porto'da da çok görev aldım ama aynı rakamı yakalayamadım. Bunun sebebi Porto'da çok iyi orta saha oyuncuları vardı. Bunların arkasında bekledim. Şans geldiğinde oynadım. Çoğu maçta görev aldım. Onun dışında diğer takımlarda düzenli olarak forma giydim.

28 yaşında bir futbolcusun. Kasımpaşa ile gelecek sezonun sonuna kadar sözleşmen var. Kariyerinin bundan sonrasını nasıl planlamak istiyorsun?

Şu anda kısa vadede planım Kasımpaşa ile güzel bir sezon geçirmek ve elimden gelenin en iyisini takıma verebilmek. Kontratım bitince de her oyuncu gibi hedeflerim var. Daha ileriye gidebilmek ve daha büyük takımlarda forma giyebilmek istiyorum. Ama tabiî bunu kontratım bittiği zaman görebileceğiz. Bu sezon iyi bir performans gösterip Kasımpaşa için elimden geleni yapmak istiyorum. Her zaman gelişmeyi hedefliyorum.

45 kez genç, 10 kez de A millî takımda forma giydin. Millî takım olgusunu nasıl değerlendiriyorsun? Nasıl bir heyecan?

Oldukça büyük bir gurur ve tatmin duygusu… Millî takıma hizmet etmek her zaman çok önemli bir şey… Zaten ulaşılabilecek en büyük hedeflerden birisi de millî takım oyuncusu olabilmek. Bu hedef doğrultusunda çalışmaya devam ediyorum. Bu hedefim hâlâ var. Orada bulunabilmek ve o takımın içinde yer alabilmek çok gurur verici. Ben de millî takıma dönmeyi çok istiyorum.

Futbola bir gün nokta koyduktan sonra neler yapmayı hayal ediyorsun?

Futbol dünyasının içinde kalmak isterim. Genç çocukların teknik direktörlüğü ya da kondisyoner tarzı bir iş yapabilirim. A takım teknik direktörlüğünü de çok istiyorum.

İstanbul'daki boş vakitlerini nasıl değerlendiriyorsun?

Zaten vaktimin hepsini ailemle geçiriyorum. İstanbul'un çok önemli yerlerini ziyaret ettim. Kalan zamanlarda ailemle alışverişe gidiyorum. Ailemle vakit geçiriyorum.

Türkiye'de yapmayı en çok sevdiğin şeyler neler?

Dediğim gibi restoranlara gitmeyi seviyorum. Boğaziçi'nde olmayı seviyorum. Türk insanını da çok sevdiğim için genelde dışarıda oluyorum.

Türk yemekleriyle aran nasıl?

Türk mutfağını çok seviyorum. Bazı yemekler fazla baharatlı ama yine de çok seviyorum. Özellikle baklava çok hoşuma gidiyor.

Dünyada en çok hangi futbolcuyu beğeniyorsun?

Aslında biraz daha gençken şöyle düşünüyordum. Deco çok iyiydi. Neler yaptığını iyi izliyordum. Ama gelişen futbol dünyasında birçok oyuncu var. Xavi, Iniesta gibi büyük futbolcular var. Onlar benim bölgemde oynadıkları için daha bir dikkatli izliyorum. Onları seyretmek bana büyük bir zevk veriyor. Bu soruya tek bir cevap vermek kolay değil.

Geri
İleri