Adalet ve güven duygusunu sağlamak için çalışıyoruz

Ben Federasyonu Türk Futbolunu denetleyen, yöneten ve projelerini hazırlayan bir kurum olarak görüyorum. Bunu da çok önemsiyorum. Eğer Türk Futbolu'nun yarınları inşa edilecekse bunu inşa edecek kurum TFF'dir.

Futbol Federasyonu oyunun dışında kalarak düzenleyen, denetleyen kurum olmalıdır. Federasyonda, UEFA'da, FIFA'da olduğu gibi kurumsal bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz. Hakemin yanlış bir düdüğünde federasyonun suçlandığı bir ülke olmaktan hızla çıkmalıyız. Çünkü bu futbolumuza gerçekten çok büyük bir zarar veriyor.

3 aydır yoğun bir çalışma temposu içindeyiz. Haftaiçleri federasyonda geç saate kadar çalışıp, haftasonları da mutlaka 2. ve 3. lig kulüpleri ağırlıkta olmak üzere seyahatler düzenliyoruz. Önemli olan kulüp başkanının beni bulması. Herhangi bir kulüp başkanı bana anında ulaşır. Bunu sağlamak son derece önemli. Herkesin rahat ulaştığı, rahat görüştüğü, dertlerini anlatabildiği bir federasyon olmaya çalışıyoruz. Güvenilir bir federasyon olduğumuzu anlatmaya çalışıyoruz.

Türk futbolunun ana problemi güven. Güveni dalga dalga yaymalıyız. Sorunların en başında güven ve adalet duygusu bulunuyor. Adalet ve güven sıkıntısını en kısa zamanda çözmeliyiz. Adalet ve güveni tesis etmek işin başlangıcıdır. Benim anlayışımda sadece Milli Takım başarılarına endeksli bir federasyon başkanlığı yok. Bunu açıkça ifade etmem gerekir.

Milli Takım mükemmel bir dönem geçiriyor

Milli Takım her anlamıyla mükemmel bir kamp dönemi geçiriyor. Fatih Terim'in önderliğinde çok iyi bir arkadaşlık var. Fatih Terim çok heyecanlı, prensipli, çalışkan, önemli bir teknik adam. Böyle bir isim Federasyon için şans. Bir kamp bu kadar güzel olabilir. Arkadaşlık da var. Disiplin de var. Kamp yerinin seçimi harika. Her şey uyumlu ve mükemmel. Teknik düzeyde herhangi bir eksikliğin olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Şu anda oyuncularımızın form durumu, arzuları, istekleri ve bize has bir özellik de var. Bizim oyuncularımız Milli formayı giyince kendi performanslarının da üzerine çıkabiliyor. Bunu da hesaplarsak oldukça ümitliyiz.

Fatih Hoca ile daima uzun vadeli projeleri konuşuyoruz

Fatih Terim ile çalışma kararlığımız İsviçre'deki maçların sonuçlarına hiçbir şekilde bağlı değildir. Biz hoca ile saatlerce uzun vadeli projeleri, futbolun geleceğini inşa etmeyi konuşuyoruz. Bu konuda kendisi de biz de heyecanlıyız. Fatih hoca gibi bir hocanız varsa ve böyle bir projeniz varsa o zaman onunla devam edersiniz. Doğrusu budur. Aramızda projeleri konuşuyoruz. Ama ertesi gün bir bakıyoruz gazetelere, Fatih hoca anlaşmış bile bir takımla. Tabi ki bunların astı ve astarı yoktur!

Kurulların saygınlığı kulüplerin menfaatine

Herhangi bir kurulun oluşturulması, üyenin seçimi konusunda herhangi bir kulüp başkanının ya da başka birinin hiçbir etkisi olmamıştır.

Kulüp başkanları ile ciddi bir iletişimimiz mevcut. Futbol Federasyonu ile başkanlar birbirleriyle medya aracılığı ile konuşmamalı. Biz aynı gemideyiz ve aynı işi yapıyoruz. Bu kurullar kulüplere hizmet ediyor. Kurulların saygınlığı kulüpler için, futbolumuz için iyi bir durum.

Ben elimden geldiğince bu işin dış müdahalelere kapalı olması için mücadele ediyorum. Hakemlerle yaptığım toplantıda kendilerine: "Size kim etki etmeye niyetlenirse beni arayın. Dik durun. Kimseden çekinmeyin. İşini iyi yapanların önü açık olacaktır" dedim. Bu düşüncemi kulüp başkanları ile de paylaştım.

Biz kurulları oluştururuz, ondan sonrasına müdahale etmeyiz. Başarılı iseler arkalarında dimdik dururuz. MHK'yi de oluştururken kılı kırık yardık. Bu camiada saygınlığı ile ünlenmişleri bu kurulda topladık.

Hiçbir kurula hiçbir şekilde telkinde bulunmam. Onlara güveniyoruz. Hakemleri, cezaları herkesle birlikte öğrenirim. İşim onlara destek olmak. Onların işlerini iyi yapabilmesi için destek olmak. Bizleri mahcup etmediler.

Özellikle 2.liglerde büyük bir değişim yaşanıyor. Orada geçmişte mağdur olan kulüpler defalarca arayıp teşekkür ediyor.

Maçların seyircisiz oynanmasına en çok ben üzülüyorum

Maçların seyircisiz oynanmasına en çok ben üzülüyorum. Seyircisiz maç topsuz oyun gibi. Küfür ve şiddet konusunu Kulüpler Birliği toplantısında da dile getirdim. Bu toplantıda; "Siz zaten küfüre karşı savaş açmış durumdasınız. Ancak lütfen bu kararlılığınızı devam ettirin. Mutlaka kayıtlara da geçirin ki biz Türkiye'de seyircisiz maç oynanmasını istemiyoruz. Hele son haftalarda bu durumla karşılaşmak istemiyoruz" diye konuştum. Kulüp yöneticileri de bu toplantıdan sonra sezonun bitimine kadar ellerinden gelen çabayı gösterdi.

Önümüzdeki dönemde talimatı değiştirerek seyircisiz maç sayısını azaltmayı hedefliyoruz.

Küfür ve şiddeti bir tek ceza ile önlemek mümkün değildir. Uygulanabilir bir şiddet yasasına ihtiyacımız bulunmakta. Bu yasanın yanı sıra gelişen teknolojilerden de yararlanacağız.

Bunlara ilaveten şikenin suç olarak yasalarda yer alması, spor polisi ve spor mahkemesi oluşumunun da devreye girmesi önemli. Ayrıca stadyumların fiziki koşullarını da değiştirmek gerekiyor.

Lisanslı futbolcu sayısı bir milyona ulaşacak

"Türkiye Futbolu Kucaklıyor" projesi ile Türk halkının futbol oynama kapasitesinden en üst düzeyde faydalanacağız. Amacımız herkese futbol oynatmak, ilk etapta bir milyon lisanslı futbolcuya ulaşmak. İnsanları kahve köşelerinden kurtarmaya çalışacağız. Onları iyi birey yapacak. Onlar yarın yönetici olduklarında ya da taraftar olduklarında o özlediğimiz profili çizecek.

Kulüplere futbol okulları kuracağız

Kulüplere de futbol okulları kuracağız. Futbol akademilerini belli bir yıl içerisinde Süper Lig ve Bank Asya için mecburi tutacağız. Her kulübün bir futbol akademisi olacak. Bu futbol akademilerinde bu çocuklar hem normal eğitimlerini hem de futbol eğitimlerini bu akademilerde alacak.

150 altyapı hocasına Eylül ayına kadar 2 aylık eğitim vereceğiz. Bu isimlerden 60-70 tane çok yetenekli, seçilmiş hocayı altyapısı olan kulüplere vereceğiz. İnce eleyip, sık dokuyacağız. Bu eğittiğimiz teknik adamları futbol kulüplerimizin altyapılarına federasyondan maaş ödenmesi kaydıyla yeni sezonda göndereceğiz. Böylece altyapıdaki eğitimin standardını belirleyeceğiz.

Sponsorluk gelirlerini 3 ayda yüzde 50 artırdık

Kısa sürede sponsorluk gelirlerini önemli oranda artırdık. 3 ay içerisinde 14 milyon dolardan 23 milyon dolara çıkardık. Amacımız hem gelirleri yükseltmek hem de sponsorlara daha fazla imkan sunarak işin ekonomisini büyütmek. Sponsorlarla çok iyi bir diyaloğumuz var. Rakamları yukarıya çektiğimiz halde bütün sponsorlarla çok iyi ilişkilerimiz var. Onlar da yeni yönetimden çok memnunlar. Bu büyük projelerde katkılarının bulunmasını istiyoruz. Yeni dönemde çok daha iyi şartları sağlamış olacağız.