TR
EN
Milli Takımlar » U-21 » U-21 Milli Takım Haber Detay Sayfası
Zafer Yelen: Rostock'un 'elmas'ı 1.10.2007
Zafer Yelen: Rostockun elması

İstanbullu bir ailenin Almanya'da Zafer Bayramı'nda dünya gelen çocuğu. Geçtiğimiz sezon Hansa Rostock'u Bundesliga'ya çıkartan golün alında onun imzası vardı. Zaten şehir de onun değerini biliyor ve "Rostock'un elması" lakabıyla çağırıyor. Henüz 21 yaşında ama gerçek bir frikik ustası. Daha önce Genç Milli Takımlar tezgahından geçmeden Ünal Karaman tarafından Ümit Milli Takım'a alınan bir oyuncu ve hem golleri hem de asistleriyle formasının hakkını veriyor.

Mazlum Uluç

Ümit Milli Takım'daki ve Bundesliga takımı Hansa Rostock'taki başarılı performansınla futbolla yakından ilgilenenlerin ümit bağladığı bir oyuncu oldun. Ancak kamuoyu seni çok yakından tanımıyor. İstersen Almanya'daki hayatından başlayalım.

30 Ağustos 1986'da Berlin'de doğdum. Zafer Bayramı'nda dünyaya geldiğim için adımı Zafer koymuşlar. 4'ü kız, 3'ü erkek 7 kardeşin en küçüğüyüm. Ailem Almanya'ya İstanbul'dan gitmiş. Babam Beşiktaşlı, annem Maltepeli.

Futbola nasıl başladın peki?

7 yaşımda Berlin'de küçük bir takımda başladım. 10 yaşımda bir saat uzaklıktaki başka bir takıma geçtim. Babam futbolcu olmamı çok istiyordu ve her gün bir saatlik mesafeye onunla gidip geliyordum. Babamın işi olduğunda ağabeyim veya ablam beni antrenmana götürüyordu. Normaina'da başlayan futbol hayatımı, Reinickendorfer Füchse, Türkiyemspor ve Tennis Borussia'dan sonra üç sezondur Hansa Rostock'ta sürdürüyorum. Profesyonelliğe de Hansa Rostock'ta geçtim.

Üç maçta da gol atınca Rostock'lu oldum

Hansa Rostock'a transferinden söz eder misin? Seni nerede izleyip beğendiler?

Onlarla Almanya Kupası'nın yarı finalinde karşılaşmıştık. Sakattım ve yedek kulübesinde oturuyordum. Takımımız 1-0 mağluptu. Teknik direktörümüz beni sahaya sürdü ve beraberlik golünü attım. Ardından da bir asist yaptım ve maçı 2-1 kazandık. Onlara karşı lig maçlarında da oynamış ve her iki maçta da gol atmıştım. Bunun üzerine beni transfer ettiler. Önce PAF takımında oynadım, ardından da A takıma alındım.

Ailen Berlin'de, sen Rostock'ta yaşıyorsun. Böyle bir yaşam senin için zor olmuyor mu?

Ailem beni hiç yalnız bırakmıyor. Babam her maçıma geliyor. Eğer maçın ardından takımın izin günüyse onlarla geri dönüyorum. Birbirimizden hiç kopmuyoruz.

Türkiye'de bekâr futbolcular genellikle kulübün tesislerinde kalır. Almanya'da durum nasıl?

Almanya'da kulüplerin bu amaçla yapılmış tesisleri yok. Futbolcular kendi hayatlarını yaşar. Ben de Rostock'ta tuttuğum bir evde yaşıyorum. Öğle yemeklerini kulüpte yiyorum, akşam yemeklerini de kendim yapmaya çalışıyorum. Bu konuda çok becerikli olduğumu söyleyemem. Genellikle tostla idare ediyorum. (Gülüyor)

Altyapı eğitimini Almanya'da almış bir oyuncusun, Türkiye'deki oyuncuları da Ümit Milli Takım'dan tanıyorsun. Sence arada bir fark var mı?

Bence bir fark yok. Buradaki arkadaşlarım müthiş yetenekli. Ayrıca takımdaki insanlık harika. Hepsi çok efendiler. Buraya geldiğim zaman kendimi çok iyi hissediyorum. Aslında Hansa Rostock'taki takım arkadaşlarımla da aram gayet iyi ve hiçbir sorun yaşamıyorum. Ama Türk insanının sıcaklığı çok farklı.

Almanya'da Türk oyuncu olmanın zorluğunu yaşadın mı? Genellikle Türk oyuncuların belli bir noktanın üzerine çıkmasının çok güç olduğu söyleniyor.

Evet, zor gerçekten de. Mesela Berlin'deki takımların altyapılarında çok sayıda Türk oyuncu var. Ama A takımlara baktığınızda çok az sayıda Türk oyuncu görebiliyorsunuz.

Galatasaray'a gelen Barış Özbek bunu biraz da Türk oyuncuların profesyonelce yaşamamasına bağlıyor.

Ben bu görüşe katılmıyorum. Berlin'de yakından tanıdığım arkadaşlarım son derece profesyonelce yaşıyor. Ama her nedense olmaları gereken noktalara gelemiyorlar. Zaten ben de bu yüzden Berlin'de kalmak istemedim ve Hansa Rostock'a gittim.

Futbola başladığında örnek aldığın oyuncular var mıydı?

Sadece Zidane. Bence dünyanın en iyi oyuncusu oydu.

Sen bir orta saha oyuncususun ama gol ortalaman oldukça yüksek. Oysa bütün orta saha oyuncularının golcü kimliğine sahip olduğunu söyleyemeyiz.

Ben orta sahada hücuma dönük oynuyorum ve forvetin hemen arkasında görev yapıyorum. Dolayısıyla gol atmam normal. Herhalde bu konuda biraz da yeteneğim var.

Futbol motivasyonunu sağlayan en önemli faktör ne? Para, şöhret, oyun sevgisi?

Ben futbolu çok sevdiğim için futbolcu oldum. Bir de maçlara binlerce seyirci geliyor. Size sevgi gösteriyorlar. Bu mutluluk verici bir şey tabii. Bir de babamı mutlu etmek istiyordum açıkçası. Çünkü futbolcu olmamı çok istemiş ve bunun için oldukça emek sarfetmişti.

Futbolcuya gösterilen ilgiden söz ettin. Türkiye'deki ilgi sadece sahayla sınırlı kalmaz. Futbolcu sokağa çıktığında adeta çevresi sarılır. Rostock'ta da aynı durumla karşılaşıyor musun?

Evet, orada da ilgi var. İnsanlar beni tanıyor ve selam veriyor. Bazıları yanımıza gelip futbolla ilgili sohbet ediyor. Ama rahatsız edici boyutta değil.

Hansa Rostock'taki antrenörün Frank Pagelsdorf'la ilişkilerin nasıl?

Çok iyi. Zaten beni PAF takımdan A takıma o aldı ve sürekli şans veriyor, arkamda duruyor. Bu çok mühim bir şey. Bana güven duyması, performansımı yükseltmemi sağlıyor.

Türkiye için oynamak istedim

Almanlar seni kendi milli takımları için istemiş miydi?

Evet, bana "Almanya için oynar mısın?" diye sordular, ben de onlara "Türkiye için oynuyorum" cevabını verdim.

Daha önce Genç Milli Takımlarda yer almadan direkt Ümit Milli Takım kadrosuna alındın. Seni keşfeden kim oldu?

Beni kadroya Ünal Karam Hocamız aldı. İlk maçımı da Gürcistan'a karşı oynadım.

Milli formayı giymek senin açından heyecan verici bir şey miydi?

Heyecan verici olmaz mı? İlk defa ay-yıldızlı formayı giymek çok farklı bir duyguydu. Çok mutlu olmuştum. Büyük bir gurur duymuştum. Bu duyguları her milli formayı giydiğimde yeniden hissediyorum.

Kazım'la iyi bir ikili oluşturdunuz. Gol atıyorsunuz, birbirinize gol attırıyorsunuz.

Kazım çok yetenekli bir oyuncu. Üzerinde iki kişi bile olsa topu verebiliyorsunuz. Topu çok iyi saklayabiliyor. Onun gibi bir oyuncuyla oynamak benim için de bir şans.

11 yaşımdan beri frikik çalışıyorum

Yaşın çok genç ama çok ustaca frikik kullanabiliyorsun. Üstelik bu doğuştan gelen bir özellik değil. Bir çaba gerekiyor yani.

11 yaşımdan beri frikik çalışması yapıyorum. Her antrenmandan sonra en az 100 tane frikik kullanırım. Nazar değmesin, iyi gidiyor.

Vuruş tekniğini örnek aldığın bir oyuncu var mı?

Bu konuda örnek aldığım kimse yok. Dediğim gibi, yaklaşık 10 yıldır her gün frikik antrenmanı yapıyorum ve kendi tecrübemle bir vuruş tekniği geliştirdim.

Türkiye'den transfer teklifleri alıyor musun?

Henüz hiçbir teklif almadım.

Peki, böyle bir teklif aldığında Türkiye'de mi oynamak istersin, yoksa yoluna Almanya'da mı devam edeceksin?

Benim açımdan hangi ülkede futbol oynayacağım hiç fark etmez. Önemli olan kendimi geliştirmek ve daha iyi bir futbolcu olabilmek için nerede daha iyi fırsatlar bulacağım. Şimdilik öncelikli hedefim sezona kötü başlayan Hansa Rostock'ta iyi işler yapmak.

Herhangi bir kariyer planlaman yok mu? Mesela üç sezon sonra şu takımda olacağım gibi hedefler koymuyor musun kendine?

Öyle bakarsak, üç sene sonra Barcelona'da oynamak isterim tabii. (Gülüyor). En beğendiğim takım Barcelona ve kendi futbol stilim için en uygun gördüğüm lig de İspanya Ligi. Ronaldinho ve Messi'yi çok beğeniyorum.

Ümit Milli Takımımızın eleme grubundaki şansını nasıl değerlendiriyorsun? Ukrayna galibiyetiyle iyi bir başlangıç yaptınız.

Bence uzak hedefler yerine maç maç düşünmemiz ve her maça kazanma parolasıyla çıkmamız gerekiyor. Böyle düşünürsek elemelerin sonunda Avrupa Şampiyonası finallerine gideriz. Çünkü gerçekten çok iyi takımımız ve bizi anlayan, sürekli pozitif futbol oynatmaya çalışan başarılı bir teknik direktörümüz var.

A Milli Takımımız Almanya'dan bakıldığında nasıl görünüyor?

Bundan 10 yıl öncesine kadar o kadar iyi değildi. Ama son yıllarda Milli Takımımızın elde ettiği başarılar Almanya'da da ilgiyle izleniyor ve bizlerin de göğsünü kabartıyor. Artık Avrupa'nın önemli liglerinde geçmişe oranla çok daha fazla Türk oyuncu oynuyor. Orada edindikleri tecrübeleri Türkiye'ye getiriyorlar ve bence bu durumun A Milli Takımımıza büyük katkısı oluyor. O takımdaki oyuncuların hepsi de çok yetenekli. Bu sezon başında ilk maçımız Bayern Münih'e karşıydı ve o maçta Hamit ağabeye karşı oynamıştım. Gerçekten de inanılmaz yetenekli bir oyuncu.

Sen kendini ne zaman için A Milli Takım'da görüyorsun?

Önce Ümit Milli Takım'a hizmet etmek istiyorum. Bu takımda oynamak için önümde iki senem daha var. İki sene sonra da A Milli Takım'da oynamak istiyorum ve kendimi her an davet alıp oynayacakmış gibi hazır tutuyorum.

İyi oyuncu olmak yetmez

Oyuncu özelliklerini değerlendiren antrenörlerin senin için neler söylüyor?

Eksik yönüm kafa toplarım. Bu konuda yeterince iyi değilim. Bunun dışında ne kadar iyi oyuncu olursanız olun, oynadığınız takımın taktiğine uyum sağlamanız gerekiyor. Ben de Hansa Rostock'ta olsun, Ümit Milli Takım'da olsun teknik direktörlerimin benden istediklerini yerine getirmek için elimden gelen çabayı harcıyorum.

Futbolun dışındaki hayatında neler yapıyorsun?

Başka bir şehirde yaşadığım için bütün boş zamanlarımı ailemle geçirmeye çalışıyorum. Bunun dışında sinemaya gitmekten hoşlanıyorum. İnternette dolaşmayı seviyorum.

Unutamadığın bir futbol anın var mı?

Geçtiğimiz sezon Unterhaching'e karşı oynuyorduk. Rakip takımda da Ümit Milli Takım'dan arkadaşım Ceyhun Gülselam vardı. O maçta attığım golle Hansa Rostock 1.Lig'e çıkarken, Unterhaching de maalesef 3.Lig'e düşmüştü.

Attığın golle bir takımı şampiyon yaparken, rakip takımı da düşüren bir oyuncusun. Alman medyası seni nasıl değerlendiriyor?

Rostock'taki gazetelerde sık sık benimle ilgili haberler çıkıyor. Benim için Rostock'un 'elmas'ı diyorlar. Doğrusu bu da hoşuma gidiyor.

İlgilendiğin başka sporlar da var mı?

Basketbol oynuyorum ama o kadar iyi bir oyuncu olduğumu söyleyemem.