TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Bacary Sagna: "Medya başarısızlığımızı istedi" 31.07.2010
Bacary Sagna: "Medya başarısızlığımızı istedi"

Dünya Kupası'na ilk turda veda eden Fransa Millî Takımı'nın sağ beki, yaz tatilini geçirmek için Türkiye'ye geldi. "İlk kez geçen yıl gelmiştim. Keyifli günler geçirdiğim için şimdi ikinci defa ülkenizdeyim. Antalya ve çevresi çok güzel" diyen Arsenalli ile Antalya'nın Kemer ilçesinde buluştuk. "Tatil nasıl geçiyor" sorumuza, "Dinleniyorum. Çok yoğun bir sezonu geride bıraktık. Yeni sezon için enerji topluyorum" cevabını veren ve bulunduğu tatil köyünde en çok salsa derslerine ilgi gösteren Fransız oyuncuyla, Dünya Kupası'nı konuştuk.

Röportaj: Dr. Cem Çetin

Türkiye'deki tatilin sırasında Dünya Kupası maçları da devam etti. Yarı finalleri izleme fırsatın oldu mu?

Sadece Hollanda-Uruguay maçını izledim. Bizimle aynı grupta yer alan Uruguay, gerçekten çok başarılı bir performans ortaya koyarak son dörde kaldı. Hollanda-Uruguay maçını izlerken, "Uruguay'ın yerinde biz de olabilirdik" diye aklımdan geçirdim. Bu çerçevede çıkartmamız gereken çok önemli derslerin bulunduğunu düşünüyorum.

Kuralar çekildiğinde Fransa'da herkes çok mutluydu. Ne var ki grup maçları sonunda Fransa son sırada kalarak herkesi fazlasıyla şaşırttı. Bu olumsuzluğu nasıl değerlendiriyorsun?

Evet, kuralar çekildiğinde gerçekten de hepimizde iyimser bir hava oluşmuştu. Genel kanı, ilk turu geçeceğimiz yönündeydi. Çünkü rakiplerimiz bizden daha güçlü değildi. Ancak hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyor. İstediğimiz futbolu oynayamadık. 2006 performansımızın oldukça gerisinde kaldık. Böyle bir tabloyla karşılaşacağımızı beklemiyorduk. Ancak gelecek için ümitli olduğumu ifade etmeliyim. Fransız futbolu, bu başarısızlığı unutturacak potansiyele sahip.

Biraz spekülatif bir soru olacak ama Fransa Millî Takımı'nda oynamayı hak ettiğini düşündüğün oyuncular var mı?

Oyuncu tercihleri teknik kadronun işi. Bu konuda bize bir yorum yapmak düşmez. Ancak sorduğunuz için söylüyorum, mesela Arsenal'de takım arkadaşım olan Samir Nasri bana göre iyi bir sezon geçirdiği için millî formayı hak etmişti.

Fransa Millî Takımı'nın başarısızlığının Fransız medyasına yansıma şekli hakkında neler söyleyeceksin? Son derece ağır eleştiriler yapıldı hatta bu eleştiriler suçlama derecesine kadar çıktı.

Gazetelerin yayın politikalarına bakıldığında sanki bizim başarısızlığımızı ister gibiydiler. Evet, iyi bir Dünya Kupası geçirmedik, beklentileri karşılayamadık ama medyanın yaklaşımı ve kullandığı ifadeler kabul edilir cinsten değil. Geçmişte yaşanan bir takım olayları sanki yeniymiş gibi gündeme taşıdılar. Her halde tüm bunları tiraj kaygısıyla yaptılar. Daha çok gazete satabilmek için olayları büyüttüler.

Güney Afrika'nın Dünya Kupası'na ev sahipliği konusunda neler söyleyeceksin? Yaklaşık iki hafta orada kaldınız.

Her şeyden önce, böyle büyük bir organizasyonun Afrika Kıtası'nda gerçekleşmesi çok önemliydi. Bana göre Güney Afrika çok başarılı bir ev sahipliği yaptı. Bizim kaldığımız süre içinde hiçbir sorun yaşanmadı. Özellikle güvenlik konusunda bazılarının endişeleri vardı ama tüm bu endişelerin ne kadar yersiz olduğu görüldü. Ayrıca statlar çok iyiydi, Avrupa'daki örneklerinden farklı değildi. Çim kalitesi de arzu edilen seviyelerdeydi. Dile getirebileceğim tek olumsuzluk hava şartlarıydı. Bir benzetme yapmam gerekirse; maçları sanki Avrupa'nın Şubat'ında oynar gibiydik.

Futbola orta saha oyuncusu olarak başladın, sonra forvet oynadın. Şimdi savunmadasın. Gol yollarında oynayan biri olarak kalmak ister miydin?

Futbolda gol atmak önemli. Bunun için belki forvet mevkiinde oynamak isterdim. Ancak pozisyon değiştirmeme rağmen bir savunma oyuncusu olarak sürekli futbolumu geliştirdiğim için oynadığım mevkiden memnunum. Hem sadece savunmada da kalmıyorum, bek oyuncusu olarak hücumlara da katılıyorum.

Oynadığın mevkii itibariyle en beğendiğin isimler hangileri?

Inter'de oynayan Maicon. 2004-2006 yılları arasında Monaco'dayken de çok iyiydi. Çok yetenekli bir oyuncu ve futbolunu sürekli geliştiriyor. Hayranlık duymamak elde değil. Ayrıca Mourinho'nun katkısını da göz ardı etmemek gerekiyor. Maicon dışında Dani Alves ve Lahm'ı da çok beğeniyorum.

2007'den bu yana Arsenal'desin. Kariyerini Londra takımında uzun yıllar sürdürme arzun var mı?

Arsenal bana çok şey kazandırdı. Dolayısıyla burada kalmayı çok istiyorum. Elimden geldiğince en iyisini yapmaya çalışan biri olarak, futbolumu daha da geliştirip, Arsenal forması altında daha başarılı olmak en büyük arzum. Ancak hepimiz profesyoneliz, günün birinde Arsenal'den ayrılmam gerekirse ayrılırım.

Premier Lig takımlarında çok fazla yabancı futbolcu var. Dil sorunuyla karşılaşıyor musunuz?

Böyle bir sorunumuz olmuyor, çünkü her futbolcu İngilizce konuşabiliyor. Ayrıca saygı unsurunu da göz önünde bulundurup, antrenmanlarda ya da grup olarak birlikteyken Fransız bir arkadaşımla hiçbir zaman Fransızca konuşmuyoruz.

Geride bıraktığımız sezon itibariyle Premier Lig'de Big Four tekeli kırıldı. Ada futbolunda rekabetin boyutları büyüyor diyebilir miyiz?

Big Four olarak isimlendirilen takımlar eskisi gibi ligi domine edemiyor. Geride kalan sezon Liverpool ilk dördün dışında kaldı. Son bir-iki yıldır Manchester City ve Tottenham çok güçlendi. Rekabet artıyor. Yeni sezon Manchester United, Chelsea ve Arsenal için daha da zorlu geçecek. Dikkat çekici sürprizler yaşanabilir. Ancak biz Arsenal olarak bütün kupaları kazanmak istiyoruz.

Sezon başladıktan sonra Londra'daki bir günün nasıl geçiyor?

Normal bir günü anlatmam gerekirse; 10.30'da kulüpte bir araya geliriz. Saat 11'de antrenman başlar. Yaklaşık iki saat sürer. Öğleden sonraları ise bize aittir. Herkesin düşündüğü gibi yoğun bir antrenman programımız yok. Ancak formda kalabilmek için kendimize dikkat etmemiz gerekiyor.

Profesyonel futbol kariyerinde iki teknik direktörle çalıştın. Bunlardan bir tanesi Guy Roux, diğeri Arsene Wenger. Bu iki futbol adamı hakkında neler söyleyeceksin.

Hem Roux hem de Wenger'le çalıştığım için çok mutluyum. Çünkü her ikisi de gençlere önem veren ve onların önünü açan teknik direktörler. Çok çabuk bir ilerleme kaydettiysem, bu ikiliye çok şey borçluyum. Kesinlikle üzerinizde bir baskı oluşturmuyorlar. Bir aile ortamı atmosferi yaratıp, nelerin yapılması gerektiğini çok iyi anlatabiliyorlar.

Türk futbolu hakkında bir şeyler biliyor musun?

2008'de Avrupa Şampiyonası'nda yarı final oynadınız. Bu da Türk futbolunun Avrupa'daki yerini göstermesi açısından çok önemli. Ayrıca Şampiyonlar Ligi'nde de mutlaka her yıl Türk takımları oluyor. İsim olarak Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ı biliyorum. Son yıllarda Avrupa'nın tanınmış oyuncularını transfer ediyorsunuz. Ribery Galatasaray'da forma giydi, Anelka Fenerbahçe'de oynadı.

Sen de bir gün Türkiye'de oynamak ister misin?

Neden olmasın? Bu şekilde çok sevdiğim ülkenizi daha yakından tanıma şansına sahip olurum.

Futbol dışında ilgi duyduğun bir başka spor dalı var mı? Mesela Thierry Henry, Tony Parker'ın yakın arkadaşı ve bunun için basketbol maçlarını yakından takip ediyor.

Ben sadece futbol maçlarını takip ediyorum. Yakın bir zamana kadar elimden geldiğince bütün maçları izlerdim. Artık aileme daha çok zaman ayırıp, eskisi kadar futbol maçı izlemiyorum.