TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
H. Üçüncü: "Yıldız değilsen hayat çok zor" 1.01.2007
H. Üçüncü: "Yıldız değilsen hayat çok zor"
Trabzonspor'un altyapısından yetişen "öz çocuklar"dan biri. Yedek kaldı ama yılmadı. Eleştiriler karşısında soğukkanlılığını korumasını bildi ve sonunda orta sahanın değişmeyen elemanı oldu. Savaşçı ve mücadeleci kimliğiyle takdir topladı. Trabzonspor'da yıldız olmayan futbolcu için hayatın zor geçtiğini söylüyor ve "Yıldız değilim, bunu kabul ediyorum. İşte bu yüzden de büyük zorluklar çekiyorum. Taraftarlar sahada 11 tane yıldız görmek istiyor. Ancak herkesin görevi farklı. Sahada yıldızların farkı varsa, onların çabalarını tamamlayacak emekçiler de lazım" diyor.

Trabzonspor'da 6 değişik teknik direktörle çalıştın ve çoğu zaman karşılaşmalara yedek kulübesinde başladın. Bu durum son dönemlerde değişmeye başladı. Ancak geçmişte neden böyle olduğunu hiç düşündün mü?

Sadi Tekelioğlu ve Hans-Peter Briegel dönemlerinde sürekli oynayan bir oyuncuydum ancak Samet Aybaba'nın göreve gelmesinin ardından yedek kalmaya başladım. Neden yedek kaldığımı bir türlü anlayamıyordum. Bunun sadece kendi performansıma bağlı olduğunu düşünmüyorum. İstikrar biraz da oynayarak kazanılır ama teknik direktörler bu şansı vermeyince benim de katkım sınırlı kaldı. Hiçbir zaman teknik direktörlerime gidip de "Neden beni oynatmıyorsun?" diye sormadım, sormam da. Çünkü bana yakışmaz. Yedek kalsam da ilk 11'de başlasam da hiç sorun yapmıyorum. Teknik direktör beni iki dakika için bile oyuna alsa, o kısa süre zaman zarfında Trabzonspor'a faydalı olabilmek için elimden gelenin en iyisini yaparım.

Neler değişti de seni ilk 11'de görmeye başladık?

Yedek kaldığım zaman hiçbir serzenişte bulunmasam da içimde bunun yarattığı huzursuzluğu hissettim. Çünkü daha fazla maç oynayabilseydim takıma nasıl bir katkı yapabileceğimi biliyordum. Böyle düşündüğüm için de hırsla daha fazla çalıştım ve formayı aldım. Oynadıkça da daha iyi performans sergiliyorum. Ama emin olun Trabzonspor'da değil de başka takımda oynasaydım çoktan ayrılmıştım.

"Her şey Trabzonspor için"

Bugüne kadar kendine koyduğun hedeflerin ne kadarına ulaştın?

Ben Trabzonluyum ve Trabzonsporluyum. Ekmeğimizi futboldan kazanıyorsak aldığımız paranın hakkını vermeye mecburuz. Benim mantalitem budur. Allah'ın bana verdiği yetenekle nereye kadar gidebilirsem oraya kadar devam edeceğim. Henüz yaşım genç ve futbolculukta istediğim düzeye gelmiş değilim. En büyük hayalim Trabzonspor'da şampiyonluk sevincini yaşamak ve futbolu da Trabzonspor'da bırakmak. Daha sonra da bu şehrin futboluna antrenör ya da spor yazarı olarak katkı yapmak isterim.

Trabzonlu bir futbolcu olarak kendi doğduğun şehrin takımında oynamak sana zorluklar yaşatıyor mu?

Yıldız olmayan her Trabzonlu futbolcu için hayat zordur. Ben yıldız değilim, bunu kabul ediyorum. İşte bu yüzden de büyük zorluklar çekiyorum. Taraftarlar sahada 11 tane yıldız görmek istiyor. Ancak unuttukları bir nokta var; o da takımda herkesin bir görevi olduğu. Kimi oyun kuracak, kimi savaşacak, top kapacak, kimisi savunma yapacak. Sahada yıldızların farkı varsa onların çabalarını tamamlayacak başka emekçiler de lazım. Yıldızın olmazsa maç kazanamazsın ama emekçiler olmazsa da takım olamazsın. Bunu geçtiğimiz sezonun Real Madrid örneğinden görebilirsiniz. Takımda belki herkes yıldızdı ama yine de bu durum maç kazanmalarını garanti etmiyordu.

"Taraftar baskısı verimimizi düşürüyor"

Baskılar derken ne tür davranışlardan söz ediyorsun? Hangi noktada şikâyetlerin var?

22 yıllık şampiyonluk hasreti artık futbolcular üzerinde bir baskıya dönüşmüş durumda. Böylesine bir atmosferde kapasitemiz yüzde 50 düşüyor. Bir arkadaşımın seyirciler tarafından protesto edildiğini ya da ıslıklandığını gördüğümde benim de moralim bozuluyor. Taraftarımız bir noktayı iyi anlasın; Trabzonspor'da kötü futbolcu zaten barınamaz. Biz sadece sabır istiyoruz. Tüm şehir bize güven duyar ve destek verirse sonuçta herkes sevinecek. Önceki sezonlara göre bana daha çok sempatiyle bakıldığını hissediyorum. Eskiden hata yapmaktan çok korkuyordum ama şimdi böyle bir endişem yok. Taraftarlar da kimi zaman kızıyor, kimi zaman gülüyor, kimi zaman da destekliyor. Taraftardan bir isteğim de kimseden yersiz beklenti içinde olmamaları. Koşucu bir oyuncudan hava toplarında olağanüstü işler çıkarmasını, savunma oyuncusundan da mükemmel goller atmasını beklemesinler. Söylediklerim benim için de geçerli.

Ziya Doğan'ın gelişiyle birlikte kazanılan Beşiktaş ve Galatasaray maçlarının ardından patlama yapmanız beklenirken bir düşüş içerisine girdiniz. Bunu neyle açıklayabilirsin?

Ziya Hoca geldikten sonra konsantrasyonumuz ve moral-motivasyonumuz çok üst düzeye çıktı. Bunu da ilk maçlarda sergilediğimiz performansla kanıtladık ancak sonra bizim de anlayamadığımız bir biçimde üst üste gelen kötü sonuçlardan dolayı bocaladık. Takım galip gelemedikçe futbol kalitesinde düşüş oluyor. Trabzonspor'un baskı kuran futbolunu göremeyen rakiplerimiz de bize karşı daha dirençle mücadele ediyor. Üzerine bir de şanssızlık eklenince kendi kendimize "Acaba yine mi yenileceğiz?" sorusunu sormaya başlıyoruz. Olmadık goller yiyoruz ve yüzde yüz gollük pozisyonları kaçırıyoruz. Taraftarlarımız ve tüm camiayı üzdüğümüzün farkındayız ama durumumuza en çok üzülenler de biz futbolcularız. Bizim mutluluğumuz Trabzonspor'un durumuyla doğru orantılı. Ailelerimiz de bundan etkileniyor.

Ziya Hoca bu durumda sizleri motive etmek için neler yapıyor?

Elimizden geldiğince hırslı oynamaya sevk etmek için uyarılarda bulunuyor. Futbolda her şeyin olabileceğini ve toparlanmamız gerektiğini her fırsatta söylüyor.

"Yattara'nın eksikliğini çok hissettik"

Yattara'nın sakatlığı kötü gidişte büyük bir etken miydi?

Yattara adam eksilten, gol pası atabilen, rakiplerin korkup üstüne gidemediği, bizim için çok önemli bir oyuncu. Eğer o aramızda olsaydı her şey farklı olurdu.

İkinci yarıdan ümitli misin?

Şu andaki puan cetveline bakarsak şampiyonluk şansımız bile var. İkinci yarıda büyük bir çıkış yakalamak istiyoruz. Bir de FORTIS Türkiye Kupası'nı alıp, üzdüğümüz taraftarlarımızın yüzünü bir nebze olsun güldürmek istiyoruz.

Ziya Doğan'ın sistemi Lazaroni'den farklı mı?

Ziya Hoca'nın sistemi daha çok kondisyona dayalı, sahada sürekli pres isteyen özellikler taşıyor. Ancak çarşamba-pazar maçları nedeniyle henüz bu sistemi oturtamadı. Çünkü yeterli taktik çalışması yapamadık. Sezon başında Ziya Hoca'nın sistemine göre antrenman yapmamamızın da bunda rolü var. Teknik direktörümüz, devre arası kapında yapacağı yüklemeyle kendi anlayışını takıma adapte edecektir. O sistemin ne kadar başarılı olduğunu iki sezon önce görmüştük.

Gençler çevreyi dinlemesin

Trabzonspor altyapısından yetişen bir oyuncu olarak bugünün gençlerine ne tür tavsiyeler vermek istersin?

Taraftarlarımızın yerli futbolcuya gösterdikleri sabır oldukça yetersiz. Bu yüzden altyapıdaki genç arkadaşlarımızın işi gerçekten zor. Umarım bu zihniyet değişir. Aksi halde altyapıdan futbolcu yetişmesi güç olur. Tayfun Cora ve Mehmet Yılmaz hep bu sabırsızlık ve taraftar tepkisi yüzünden takımdan ayrılmak zorunda kaldı. Yine de gençlerimiz asla ümitlerini kaybetmesin. Altyapıdan gelip A takımda devamlı oynamak kolay bir iş değil. Çok çalışmaları gerekli. Bu arada çevreyi fazla dinlemesinler. Çünkü çevrede, "Seni niye oynatmıyorlar? Neden seni A takıma almıyorlar?" diye akıllarını karıştıranlar olabilir. Sonuçta da kendi şehrinin takımında oynamanın ne kadar güzel bir duygu olduğunu bilsinler.

Futboldan arta kalan vakitlerinde ne yapıyorsun?

Mecbur kalmadıkça kalabalığa girmiyorum. Genellikle dağlara çıkıyorum ve doğada huzur buluyorum. Doğayla iç içe sessizliğin sesini dinlemek beni hem dinlendiriyor hem de bütün stresimi alıyor. Doğada yaptığım yürüyüşlerden sonra kendimi çok daha enerjik hissediyorum. Ayrıca büyüklerimi ziyaret eder, herkesin duasını almaya özen gösteririm.

TamSaha - Türker Tozar