TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Yaşamın kıyısında 30.04.2010
Yaşamın kıyısında

Peri masalı gibi başlayıp kâbusa dönüşen bir yol hikâyesi bizimkisi. Ümit Milli Takımımız, 6 takımlı Avrupa Şampiyonası eleme grubuna iki deplasman galibiyetiyle başladığında, her şey toz pembeye bürünmüştü. Ancak sonrasında ağır darbeler üst üste geldi. Deplasmandaki Gürcistan yenilgisinin yaraları Eskişehir'deki Ermenistan galibiyetiyle sarıldı derken, Trabzon'daki 3-1'lik İsviçre yenilgisi ve Rize'deki 0-0'lık Estonya beraberliği Ümit Millilerimizin yolunu bir anda dikenli çalılarla kapladı. Bizim dinlendiğimiz Mart ayında Gürcistan'ın Estonya'yı 2-0 yenmesi su serpti yüreğimize biraz. Ancak gruptaki son duruma baktığımızda yine de pek avantajlı olduğumuz söylenemez. Öncelikle statüyü bir hatırlatalım. Elemeler 10 grupta gerçekleştiriliyor. Gruplarını ilk sırada bitiren 10 takımın yanı sıra tüm grupların en iyi dört ikincisi play-off'a yükselmeye hak kazanacak. Bu 14 takımın ikili eşleşmesini kazanan 7 takımla birlikte ev sahibi Danimarka, 2011 Avrupa Şampiyonası'nın finalistlerini oluşturacak.

Bu bilgi ışığında baktığımızda en iyi dördün arasına girmek şartıyla ikincilik de önemli bir hedef. Ancak play-off'u garantiye almanın yolu elbette grup birinciliğinden geçiyor. Bu anlamda önümüzdeki en keskin viraj bu ayda gizli. Çünkü U21 Takımımız bu ay içinde iki güçlü rakibiyle deplasmanda karşı karşıya gelecek. 23 Mayıs'ta Estonya bir maç fazlasına rağmen1 puan gerimizdeki Estonya'yla oynayacağız. 26 Mayıs'taki rakibimiz ise 1 maç fazlasıyla 6 puan önümüzde yer alan İsviçre. Son iki maçımız ise 4 Eylül'de Gürcistan, 7 Eylül'de de İrlanda Cumhuriyeti ile iç sahada.

Ümit Milli Takımımız, Mayıs'taki bu iki önemli maçın kısa süre öncesinde bir teknik kadro değişikliği yaşadı. Takımın başında geçmişte tam 7 yıl bu görevi üstlenmiş Raşit Çetiner bulunuyor. Çetiner'le hem Ümit Milli Takımımızın yeniden yapılanma sürecini hem de eleme grubundaki şansını konuştuk. Çetiner göreve gelir gelmez iki hazırlık maçında elindeki kadroyu tartma fırsatı bulmuş ve "Milli Takım forması altındaki performansla ligdeki performans arasında farklılıklar yaşanıyor" demişti. Raşit Hocadan bu sözünü açmasını istiyoruz ve şu cevabı alıyoruz:

Milli forma kutsaldır

"Bu yaş grubundaki çocukların performansı, kendi oynadıkları takımla özdeşleşiyor. O takımın ligdeki yeriyle paralellik gösteriyor. Sonuçta bu çocuklar genç oyuncular. Kendi takımlarında oynamaya başladıktan sonra gelip bizim takımımızda oynadıktan sonra performanslarında farklılıklar olabiliyor. Şartlar ne olursa olsun, maçın türü ne olursa olsun milli forma kutsaldır. Biz onlardan bu forma altında kendi yeteneklerinin, performanslarının en üst seviyesinde mücadele etmelerini istiyoruz. Çünkü bizim Milli Takım'a bakışımız çok farklı. Ümit Milli Takım hem yetiştirici hem de yarışmacı bir takım. Dolayısıyla bu iki hedefe bir arada gidebilecek mental sağlamlığa kavuşmuş olmaları çok önemli. Oyuncuların bu performans farklılıklarını anlıyoruz ancak bir yerde de onlardan rica ediyoruz, milli maçta performans en üst düzeyde olmalıdır."

Önümüzde gerçekten de zorlu bir eleme süreci ve birbirinden çetin 4 maç uzanıyor. Bu süreçte hangi tip oyuncular takımda oynama şansı bulacak? Raşit Hoca bu soruya da "Zaten bu düzeye yükselmiş oyuncuların tümü ülke futboluna hizmet etmek için aday olmuş ve seçilmişler. Biz onların içinden hem yarışacak hem ülkesini iyi temsil edecek hem de gelecekte ülke futboluna hizmet edecek oyuncuları seçmeye çalışacağız. İyi mücadele eden, futbol oynamaya çalışan, bunu yaparken disiplinden taviz vermeyen, milli formasını çok seven ve takım oyuncusu olmayı beceren oyuncuları seçeceğiz. Yeteneklerini takım oyunu için kullanan oyuncular bizim için makbul oyuncular" cevabını veriyor.

A Milli Takım'ın sistemi uygulanacak

Milli Takımların yeniden yapılanmasında geçmişe göre bir farklılık var. Geçmişte bir arada düşünülen A ve Ümit Milli Takımlar şimdi farklı çatılar altında toplanmış durumda. Ancak Raşit Çetiner bu yapının bir sorun oluşturmayacağını söylüyor. "Bizler genelde yukarıya oyuncu yetiştiren ve yarışan insanlar olarak tabii ki A Milli Takım'ın sistemi neyse onunla birlikte hareket edeceğiz" diyor ve ekliyor: "Tabii burada futbolcu arkadaşların kimliğini geliştirmek adına bir takım sistemlerimiz olacak. Onların futbolculuğuna da futbol hayatlarına da katkı sağlayacak çalışmalar yapacağız. Biliyorsunuz bu birimin başında Ersun Hoca var. Onunla birlikte oturup eğitim programlarımıza hazırlayacağız. Hiddink geldiğinde kendisini ziyaret edeceğiz, oturup konuşacağız. Muhakkak ki onun bizden talep ettiği, beklediği şeyler olacak. Biz de buna göre planlamalarımızı yapacağız. Biz oyuncuları A Milli Takım'a en kısa sürede hazırlamakla mükellefiz."

Deplasmanda da kazanırız

Futbol gerçekleriyle fazla uyuşmasa da kamuoyunun aklından "İçeride yenemediğimiz İsviçre ve Estonya'yı deplasmanda nasıl yeneceğiz?" gibi bir soru mutlaka geçiyor. Raşit Çetiner ise bu konuda son derece rahat. "Futbol böyle bir şey değil" diyor ve devam ediyor:

"Eğer bir hedef varsa ve bu takım da yarışmak ve hedefine ulaşmak için yüreğini ortaya koyacaksa, turnuvanın sonuna doğru futbolculukları olgunlaşmış oyuncuların da bunun bilincinde olması gerekir. Biz de aynı duyguyla düşünüyoruz. Performansımızı en üst düzeye çıkartıp rakiplerimizi deplasmanda yenmenin yollarını arayacağız ki, hem bizim için çok önemli olan finallere katılalım hem de ülke futboluna uzun yıllar hizmet edebilecek insanları doğru tespit ettiğimize inanalım."

Rol modeller önemli

Raşit Çetiner, Ümit Milli Takım oyuncularının önünde rol modeller olduğuna da dikkat çekiyor ve "O rol modeller dikkatle incelenmeli. Doğruları kimin yaptığı iyi gözlenmeli. Şu anda önümüzde Genç Milli Takımlardan gelmiş, Ümit Milli Takım aşamasını geçmiş ve uzun süredir A Milli Takım'a hizmet eden oyuncular var. Emre, Semih, Hamit-Halil kardeşler, Servet gibi oyuncuların hepsi rol model. Bugün Ümit Milli Takım'da forma giyen kardeşlerimiz bu rol modelleri kendisine örnek alır ve onların yaptıklarını bizim ricalarımızı yerine getirmekle birleştirirlerse, A Milli Takım düzeyine daha kolay çıkabilirler" ifadelerini kullanıyor.

Oyuncu oynayacağı takıma gitmeli

Raşit Hocanın genç oyuncular için "olmazsa olmaz" önerilerinden birisi de oynayacakları takımları seçmeleri. "Futbolcunun belli bir yaşa kadar oynayabilmesi çok önemli" diyen Çetiner, "Özellikle Ümit Milli Takım'da oynayan futbolcular açısından bunun sıkıntısını çok çekiyoruz. Oyuncular kendilerine uygun, oynayabilecekleri takımları seçmeli ve mental devamlılığı sağlayarak olgunluğa erişmeli. 'Bir takıma transfer yapayım, orada yedek bekleyeyim' düşüncesiyle değil, adım adım devam edip olgunlaşmaları çok daha doğru olur" diyor.

En kritik dönem

Raşit Hocaya kritik maçlar öncesinde nasıl bir hazırlık dönemi geçirileceğini soruyoruz ve şu cevabı alıyoruz:

"Bosna-Hersek'le bir hazırlık maçı yapacağız. İki günlük bir kampla bu hazırlık sürecini geçireceğiz. Bu maçlar da ne yazık ki ligin en kritik dönemine rastlayacak. Dolayısıyla uzun süreli bir hazırlık kampı yapma şansımız yok. Tarih de Mayıs-Haziran sendromu gibi sıkıntılı bir sürece rastlıyor. Geçmişte de bu tarihlerdeki maçlarda büyük sıkıntılar yaşadık. Çünkü tam transfer dönemine rastlayan bir tarih. Dünya Kupası'ndan dolayı lig erken bitiyor. Bu süreçte oyuncularımızı kampa alacağız ve iki önemli maç oynayacağız. Umarım onlar da mental olarak hazır gelir ve iyi sonuçlar alırız. Son iki maçımıza da bu moralle çıkarız. Ligin bitiyor olması, futbolcuların beyninin tatile girmesi demek. Ancak biz futbolcu arkadaşlarımızdan bu dönemde hazır olmalarını istiyoruz."