Önümüzdeki yaz aylarında turnuvanın ismi dördüncü defa değiştirilerek "UEFA Europa League" adını alacak. İlk yıllarda turnuvanın ismi "International Industries Fairs Inter-Cities Cup" iken 1966'da "European Fairs Cup" olarak değiştirilmişti. 1971'de yapılan yeni bir düzenlemeyle birlikte "UEFA Cup" adını alan turnuvanın ismi 38 yıl aradan sonra tekrar değiştirilmiş olacak.
Turnuvanın ilk yıllarına geri dönüldüğünde, ilk maç oldukça tuhaf bir tarihte oynanmış olduğu için bu durum Avrupa futboluna örnek teşkil etmiştir. İlk maç 4 Haziran 1955 günü İsviçre'de Charlton Athletic ile FC Basel arasında oynanmış ve Charlton Athletic takımı maçı 5-0 kazanmıştır. Turnuvanın ilk golünü Charlton Athletic takımının Güney Afrikalı golcüsü Eddie Firmani atmış; turnuvada ilk hat-trick yapan oyuncu ise Arsenal'in forveti Cliff Holton olmuştur.
UEFA Kupası, 27 yıl süresince UEFA'nın düzenlediği eleme usulü turnuvalar arasında, bir üst tura çıkacak ve kupayı alacak olan takımın çift ayaklı maçlar (Bir maç kendi sahasında, bir maç deplasmanda) sonucunda belirlendiği tek turnuva olarak tarihteki yerini almış olsa bile bu formül yakın dönemde Bayanlar UEFA Kupası ve UEFA Futsal Kupası için de kullanılmıştı. Tek ayaklı oynanan ilk UEFA Kupası final maçı, 1998'de Paris'te bulunan Parc des Princes Stadı'nda Inter ve Lazio arasında yapılmıştı. Bir önceki sene çift ayaklı olarak yapılan son final maçında son golü atan Ivan Zamorano, ilginç bir şekilde tek ayaklı oynanan ilk final maçının da ilk golünü atmayı başarmıştı. Maçın dördüncü dakikasında gol perdesini açan Şilili forvet oyuncusu, 3-0'lık İnter zaferinin temelini atmış oldu.
Sadece iki teknik adam UEFA Kupası'nı iki sene ard arda kazanmayı başardı. Bunlardan ilki, 1985-1986 yıllarında Real Madrid'in başında bu başarıyı elde eden Luis Molowny oldu. Juande Ramos ise Molowny'yi takiben 2006-2007 yıllarında Sevilla takımının antrenörü olarak aynı başarıyı tekrar etti.
2008 yılında Manchester'da oynanan final maçı, 50 "Fairs Cup" finali arasında yabancı bir teknik direktörün kupayı kazanan takımların başında görev yaptığı altıncı maç oldu. FC Zenit St. Petersburg'un Hollandalı antrenörü Dick Advocaat, 1962 ve 1963 yıllarında Valencia'nın hocalığını yapan ve iki kez kupayı kazanmış olan Alejandro Scopelli ile başlayan listeye adını eklemeyi başardı. İskoç Bill Shankly (Liverpool FC - 1973), Hollandalı Huub Stevens (FC Schalke 04 - 1997) ve Fransız Gérard Houllier (Liverpool FC 2001) ise UEFA Kupası'nı kazanan diğer yabancı teknik direktörler olmayı başardılar.
Toplamda yarım yüzyıldan fazla bir zamandır varolan "Fuar Şehirleri Kupası" veya "UEFA Kupası" turnuvaları boyunca sadece İspanyol kulüplerinin şampiyonluklarını başarıyla koruyabildikleri; 2006 ve 2007 yıllarında Sevilla'nın arka arkaya iki defa UEFA Kupası'nı kazanmasıyla birlikte bir kez daha vurgulanmıştır. FC Barcelona (1958,1960) ve Valencia CF (1962,1963) Fuar Şehirleri Kupası'nın ilk yıllarına damgasını vurmuş ve söz konusu durumun başlangıcını yapmışlardır. 1985 ve 1986 yıllarında kupayı ard arda iki kez kazanmış olan Real Madrid bu başarıyı elde eden ilk ve tek takım olmuş ancak Juande Ramos'un Sevilla'nın başındayken Hampden Park'ta aynı başarıyı yakalamasıyla birlikte "Kupayı arka arkaya kazanan tek takım" ünvanını yitirmiştir ve bu durum, sekiz takım tarafından başarıyla korunmuş olan Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'yla zıtlık yaratmıştır. Halbuki UEFA Şampiyonlar Ligi'ni aynı şekilde başarıyla koruyabilen hiçbir kulüp olmamıştır.
İki defa arka arkaya UEFA Kupası finali'ni oynamış fakat kazanamamış üç kulüpten ilki olan VfL Borussia Mönchengladbach, 1979'da kupayı kazanmış fakat 1980'de deplasmanda attığı gol sayısının daha az olması sebebiyle elenmiştir. Bunlardan ikincisi olan RSC Anderlecht, SL Benfica'yı 1983'te yenerek şampiyon olmuş ancak bir sonraki sezon Tottenham Hotspur'a penaltı atışları sonucunda finali kaybetmiştir. Tarihte bugüne kadar bu durumu yaşamış üçüncü ve son takım olan Inter Milan ise 1997'de Schalke 04'e penaltı atışları sonucunda yenilerek madalya ile yetinmiş olsa da, 1998'de kupayı müzesine götürmeyi başarmıştır.
2009'da Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanacak olan son UEFA Kupası Final maçı, İstanbul'da oynanacak ikinci final maçı olmasına rağmen stadyumun Asya yakasında olması sebebiyle Avrupa dışında oynanan ilk UEFA Kupası final maçı olmuş olacak. Hatırlandığı üzere, 2005'te AC Milan ve Liverpool FC takımlarının yer aldığı UEFA Şampiyonlar Ligi Finali İstanbul'da oynanmış fakat Atatürk Olimpiyat Stadı'nın Avrupa yakasında bulunmasından dolayı bu durum söz konusu olmamıştı.
İlk olarak 1998 yılında Paris'te tek ayaklı bir şekilde oynanmış olan UEFA Kupası finali daha sonra Moskova, Kopenhag, Dortmund, Rotterdam, Sevilla, Göteborg, Lizbon, Eindhoven, Glasgow ve Manchester'da da aynı şekilde oynanmıştır. Yani 2009 UEFA Kupası Finali'nin oynanacağı şehir olan İstanbul, bu finalin oynandığı onikinci farklı şehir olmuş olacak. Diğer bir deyişle Hollanda'nın UEFA Kupası finaline iki kez ev sahipliği yapmış olmasından dolayı Türkiye, finalin oynandığı onbirinci farklı ülke olarak tarihe adını yazdıracak.
Çift ayaklı oynanan finaller arasında yer alan maçlardan dördü yanlış şehirlerde oynanmıştır. 1979 yılında VfL Borussia Mönchengladbach'ın FK Crvena Zvezda'yı yenerek kupayı aldığı maç Mönchengladbach yerine Düsseldorf'ta, 1986'da FC Köln'ün Real Madrid ile oynadığı final maçı Köln yerine Berlin'de, ACF Fiorentina ile Juventus arasında oynanmış ve 0-0 lık skorla biten maç Floransa yerine Avellino'da ve 1995'te Parma'nın Juventus'u 1-0 yendiği maçın rövanşında beraberlikle sonuçlanan final maçı ise Torino yerine Milano'da oynanmıştır.
UEFA Kupası tarihinde en çok oynamış olan ilk iki oyuncu, bu başarıyı Inter Milan formasıyla elde etmişlerdir. Listede adı ilk sırada yer alan Giuseppe Bergomi, kupa tarihinde 96 maça çıkmış ve hiç gol atamamıştır. Toplam 69 kez forma giyerek listede ikinci sırada bulunan Walter Zenga'nın da golü bulunmuyor.
UEFA Kupası'nı toplam üç kere kazanmış olan üç oyuncu arasından sadece Ray Clemence, bu kupayı farklı kulüplerin formasıyla kaldırmayı başarmıştır. 1973 ve 1976 yıllarında Liverpool FC formasıyla şampiyonluğa ulaşmış olan Ray Clemence, 1984 yılında ise final maçında attığı gol sayesinde Tottenham Hotspur takımıyla da kupaya uzanma başarısını göstermiştir. Kupayı üç defa kazanmış olan diğer iki oyuncu ise Giuseppe Bergomi ve Nicola Berti'dir. Bu futbolcular 1991, 1994 ve 1998 yıllarında Inter formasıyla şampiyon olmuşlardır.
UEFA Kupası'nın başlamış olduğu 1971/72 sezonunun ilk turunda oynanmış maçlardan biri olan Eintracht Braunschweig - Glentoran FC (İrlanda takımı) maçı, Eintracht Braunschweig'in 6-1 lik galibiyetiyle sona ermiştir. 28 Eylül 1971 tarihinde oynanan bu maçta Ludwig Bründl beş gol birden atarak tarihe geçmiş ve bu rekor bugüne kadar egale edilmiş olsa bile henüz geçilememiştir. 15 Eylül 1976 günü bir bezybol sahasında oynanmış olan Derby County - Finn Harps FC (İrlanda takımı) maçı ise 12-0 bitmiş ve Derby County forması giyen Kevin Hector bu maçta beş gol atarak Ludwig Bründl'in rekoruna ortak olmuştur. Bu olayın tekrarlandığı; günümüze en yakın dönem göz önüne alındığında, 1992 yılında Uruguaylı forvet Daniel Fonseca'nın SSC Napoli formasıyla Valencia'ya beş gol atarak aynı rekora ortak olan bir diğer futbolcu olduğu görülmektedir.
1976 - 1992 arasında geçen süreç incelendiği zaman, 1984/85 sezonunda AFC Ajax'ın bir Lüksemburg takımı olan FC Red Boys Differdange'ı yendiği maç hemen göze çarpmaktadır. AFC Ajax'ın oyuncusu olan Marco Van Basten, sözü geçen maçta tam beş gol atarak UEFA Kupası tarihinde bunu başaran üçüncü oyuncu olmayı başarmıştır. İlk ayağı 0-0 biten maçın ikinci ayağı Amsterdam'da AFC Ajax'ın 14-0 lık üstünlüğüyle tamamlanmıştır. Ayrıca Ronald Koeman (3) ile Frank Rijkaard'da bu maçta gol atanlar listesine isimlerini yazdırmışlardır. 14-0 lık bu galibiyet hala UEFA'nın mazisindeki en farklı galibiyet olarak yerini korumaktadır.
1972/73 sezonunda bir başka Lüksemburg takımı olan US Rumelange, çift ayaklı maçların toplamında 21-0 lık bir farkla Feyenoord'a elenerek tarihe geçmiştir. Aralarında yaptıkları ilk maçın ilk onyedi dakikasında üç gol atmayı başaran Feyenoord, Rotterdam'da oynanan bu maçı 9-0 kazanmıştır. İkinci ayak maçında ise ilk on dakikada üç gol atan Hollanda takımı, deplasmanda oynadıkları bu maçta 12-0 lık bir skor elde etmiştir. Ayrıca oynanan iki maçta toplam onbir farklı futbolcu gol atma başarısını göstermişlerdir.
Jürgen Klinsmann, bir sezon içerisinde UEFA Kupası'nda turnuvasında en fazla gol atan oyuncu olma rekorunu hala elinde bulundurmaktadır. 1995/96 sezonu finalinde Zinedine Zidane'ın formasını giydiği FC Girondins de Bordeaux'u toplamda 5-1 lik averajla yenerek şampiyon olan Bayern Münih'in, o sezon attığı 32 golün 15 tanesine imza atan golcü futbolcu; 1980/81 sezonunda FC Ipswich Town formasıyla 14 gol atan John Wark'ın rekorunu kırmayı başarmıştır. Bobby Robson'ın ekibi Ipswich Town 1980/81 sezonu finalinde AZ Alkmaar'ı toplamda 5-4 lük averajla yenerek şampiyon olmuştu.
UEFA Kupası tarihinin gol krallığı tacı şüphesiz Henrik Larsson'a ait. Feyenoord, Celtic ve Helsingborg takımlarıyla çıktığı maçlarda, attığı toplam 38 golle turnuvanın gelmiş geçmiş en golcü futbolcusu olan İsveçli forvet, 2003'te Sevilla'da oynanan final maçında Martin O'Neill'ın teknik direktörlüğünü yaptığı Celtic formasıyla 2 gol atmış olmasına rağmen Jose Mourinho'nun takımı Porto'ya uzatmalarda yedikleri golle 3-2 yenilerek kupaya uzanamamıştı. Gol krallığı listesinde ikinci sırada yer alan Dieter Müller ise sekiz sene boyunca formasını terlettiği FC Köln'ün 1985'te Real Madrid ile final oynadığı dönemde FC Girondins de Bordeaux'dan ayrılmış. Ayrıca Alman golcü Dieter Müller, Larsson gibi kupayı hiç kazanamamış. UEFA Kupası tarihinin en golcü futbolcuları arasında üçüncü sırada bulunan Shota Arveladze ise FC Dinamo Tbilisi, Trabzonspor, AFC Ajax, Rangers FC ve AZ Alkmaar formalarını giymiş; toplamda 4 ayrı ülkede, 5 farklı takımda oynamıştır.
UEFA Kupası'nın ilk yirmibeş yılı dikkate alındığı zaman (1971-1996), deplasmanda atılan gol sayısının fazla oluşu sebebiyle kupanın sahibinin belirlendiği sadece iki final maçı göze çarpar ve yine yalnız iki maçın penaltı atışlarıyla sonuçlandığı görülür. Son oniki final incelendiğinde ise durum çok farklıdır. Bu final maçlarının beş tanesinde uzatmalara gidilmiş ve bunlardan üç tanesi penaltı atışlarıyla sonuçlanmıştır. UEFA Şampiyonlar Ligi incelendiğinde ise; 1996'da Roma'da oynanmış olan Juventus - AFC Ajax finalinden beri oynanan tüm final maçları arasında uzatmalara gidilen beş maçta da uzatma devrelerinde gol olmayınca; kupanın sahibi serbest penaltı atışlarıyla belirlenmiştir.
UEFA Kupası tarihinin en olağandışı ve en acımasız yenilgisini 2001 yılında, ilk kez final oynayan Deportivo Alavés, Liverpool karşısında almıştı. Gérard Houllier'in takımı Liverpool, uzatmalarda Alavésli defans oyuncusu Delfi Geli'nin kafayla kendi kalesine attığı gol ile 5-4 lük dramatik bir galibiyet almıştı. Bu maç, şimdiki dönemde geçerli olmayan "Altın gol" kuralıyla belirlenmiş ve "Altın gol" kuralının kendi kalesine atılan gol ile devreye girdiği tek UEFA Kupası final maçı olarak tarihe geçmiştir.
FC Porto'nun şampiyon olduğu 2003 yılında gümüş gol kuralı geçerliydi. Uzatmalarda atılan ilk gol ile maçın sonlanmasını sağlayan "Altın gol" kuralından farklı olan "Gümüş gol" kuralının devreye girebilmesi için; gol atıldıktan sonra onbeş dakikalık uzatma devresinin aynı sonuçla bitmesi gerekiyor. 2003 yılında Porto ile Celtic arasında oynanan final maçında uzatmalara gidilmiş ve gol Derlei tarafından 115. dakikada atılınca pratikte farklı bir durum meydana gelmemiştir. |