Page 32-33 - fgd-bulten2

Basic HTML Version

Günümüz futbolunda teknik direk-
törlerin fonksiyonu ve takımüzerinde-
ki katkısı çok sık tartışılan konulardan
biridir. Geçmiş dönemlerdeki teknik
direktörlerin yaptıkları işler ile günü-
müz teknik direktörlerinin uğraşları
arasında ciddi farkların olduğu görül-
mektedir. Futbolda teknik konularda-
ki uzmanlaşmanın artmasıyla birlikte
teknik direktörlerin, pek çok işi bizzat
yapmak yerine o işin uzmanlarının
çalışmalarından yararlandığı, öneri-
lerini değerlendirdiği ve nihai kararı
veren bir yönetici konumuna geldiği
görülmektedir. Profesyonel kulüple-
rin teknik ekiplerine bakıldığında he-
men hepsinde bir kondisyoner, kaleci
antrenörü, analist ve mentore rast-
lanmaktadır. Geçmişte tek bir teknik
direktörün başa çıkmak zorunda ol-
duğu tüm konular bugün bu uzmanlar
tarafından ayrı ayrı ele alınıp değer-
lendirilmekte, çözüm önerileriyle su-
nulmakta ve teknik direktörün almış
olduğu karar doğrultusunda işlemler
yine bu uzmanlar tarafından yürütül-
mektedir. Yöneticilik fonksiyonunun
bu denli ağır bastığı bir ortamda tek-
nik direktörlerin teknik anlamdaki işi
nedir sorusu sorulduğunda akla önce-
likli olarak “taktik belirlemek” cevabı
gelmektedir. Taktik konusu futbolun
teknik konuları arasında yer almakla
birlikte kavramsal olarak strateji bi-
liminin kapsama alanına da giren bir
konudur. İşte bu nedenle bu ayki ya-
zımızda “strateji ve taktik” konusunu
ele alacağız. Bunu yaparken konunun
futboldaki teknik boyutundan çok
strateji bilimine dair bazı yaklaşımlara
değinerek teknik direktörlerin konuya
bakışında bir farklılık yaratmaya çalı-
şacağız.
Strateji ve taktik kavramları arasın-
daki farklılık
Kaynaklara bakıldığında strateji
ve taktik kavramlarının birbirine ben-
zer kavramlar olduğu görülmektedir.
Strateji bilimsel bir disiplin olarak ge-
lişmesini askeri alanda taşıdığı öneme
borçludur. Pek çok kaynakta strateji,
bir savaşta sonuca gitmek için taraf-
lardan birinin silahlı kuvvetlerini, bir-
liklerini en uygun şekilde yerleştirme
ve gerektiğinde hareket ettirme sa-
natı olarak tanımlanmaktadır. Taktik
ise yerleştirilen güçlerin harekete ge-
çirilmesi yani uygulanması ile ilgilidir.
Futbol dünyasında bu iki kavramın
birbiriyle iç içe geçmiş olduğu, tak-
tik kelimesinin daha sık kullanıldığı
görülmektedir. Karışıklığı gidermek
adına şu küçük açıklamayı yapmakta
yarar vardır. Strateji sahaya sürülen
takımın dizilişi, taktik ise oyuncuların
oyun içerisinde ne şekilde hareket
edeceğinin belirlenmesi ile ilgilidir.
Farklı disiplinler içerisinde strateji
konusunun ele alındığı pek çok kay-
nak bulunmakla birlikte Sun Tzu’nun
yüzyıllar önce yazmış olduğu “Savaş
Sanatı” isimli kitabın günümüzde
Yazan: Dr. Erden Or - Kadın Futbolu Müdürü
Stratejik futbol
Her alanda olduğu gibi futbolda da strateji günümüzün en önemli kavramlarından biridir. İyi bir
strateji zaferi getirebileceği gibi kötü bir strateji büyük başarısızlıklara sebep olabilir. Bu neden-
le teknik direktörlerin kendilerini futbolun teknik boyutunda olduğu kadar felsefi ve yönetsel
konularda da geliştirmesi gerekir. Futbol dünyasında farklılık yaratmış teknik direktörlerin pek
çoğunun bu sırrı keşfetmiş olması rastlantı değildir.
spor, siyaset, sanat, yönetim gibi pek
çok alanda başarıya ulaşmış kişilere
rehberlik ettiği bilinmektedir. Bu ne-
denle stratejik düşünce anlayışını ge-
liştirmek ve bunun sonucunda iyi bir
stratejist olmak isteyen tüm teknik di-
rektörlerin bu kitabı mutlaka okuması
tavsiye edilmektedir.
Genel kabul görmüş askeri strate-
ji ilkelerine bakıldığında bu ilkelerin
futbolda da ne denli geçerli olduğu
çarpıcı bir biçimde görülmektedir. Bu
nedenle bu ilkelerin tüm teknik direk-
törler tarafından bilinmesi, benim-
senmesi ve uygulanması gerekir.
1. Güçlü olma ilkesi
: Düşman kar-
şısında bir ordu askeri güç, araç ve
gereç bakımından en güçlü durumda
olmalıdır. Bu ilke futbol için de büyük
önem taşımaktadır. Sezon başında
transfere harcanan paraların, sezon
öncesi ve sezon içi yapılan hazırlıkla-
rın amacı rakip takımlar karşısına güç-
lü bir takım ile çıkabilmektir. Futbol-
da güçsüz bir takımın
güçlü bir rakibi yen-
mesi mümkün olmak-
la birlikte zor bir iştir.
Bu nedenle baştan
güçlü bir kadro kurup
bu kadroyu rekabete
hazır halde tutmak
gerekir.
2. Güçleri, kuvvet-
li olunan nokta etra-
fından birleştirerek,
düşmanı zayıf olduğu
yerlerden çökertmek
ilkesi:
Her ordunun
güçlü ve zayıf olduğu
yanlar vardır. Kimisi havada, kimisi ka-
rada kimisi ise denizde güçlüdür. Her
açıdan kendisini güçlendirmeyi ba-
şarmış orduların dahi nispeten zayıf
olduğu veya açık verebileceği bir yan
bulunur. Futbolda da en güçlü takım-
ların bile zayıf olduğu noktalar vardır.
Bu konuda “Bir zincirin gücü en zayıf
halkası kadardır.” sözünün çok anlam-
lı olduğunu vurgulamak gerekir. İşte
bu en zayıf halkayı tespit edip, bu hal-
ka üzerinden rakibi aşmak gerekir. Bu
zayıf halka rakip takımdaki etkisiz bir
oyuncu da, rakip takımın oyun anlayı-
şındaki bir eksiklik de olabilir.
3. Amaç araç uygunluğu ilkesi:
Elde bulundurulan araçların savaşı
kazanmak için en etkili biçimde kul-
lanılması gerekmektedir. Oyuncuları
verimli oldukları mevkide, yetenek-
lerini en üst düzeyde kullanabilecek-
leri şekilde, doğru zamanda sahaya
sürmek bu ilke ile özdeşleşmektedir.
Kanatlardan rakibe baskı kurmayı ve
yüksek toplar ile gol bulmayı planla-
yan bir teknik direktörün forvet hat-
tında uzun boylu ve kafa vuruşları
etkili olan oyunculara yer vermesi
gerekir. Güçlü bir rakip karşısında
kontratak oynayacak bir takımın ileri
uçta topla süratli bir forvete ihtiyacı
vardır. Bu ilkeyi dikkate almayan bir
teknik direktörün yukarıda örnek ve-
rilen durumlara uygun olmayan oyun-
cu tercihleri yapması istenilen sonuca
ulaşmasını zorlaştıracaktır.
4. Esneklik, uygarlık ve sakıntı
ilkesi:
Koşullarda ve olanaklarda za-
man içinde meydana gelebilecek de-
ğişiklikleri dikkate alarak yeni duruma
kolayca uyabilmek ve üstün durumu
koruyucu tedbirler alabilmek gerek-
lidir. Maç sırasında yaşanan rakip ta-
kımdaki oyuncuların sakatlanması,
cezalı duruma düşmesi, oyuncu deği-
şikliği, skorda değişimin olması veya
rakip takımın taktiksel değişiklikler
yapması durumunda teknik direktö-
rün tepkisiz kalmadan gerekli ham-
leleri yapması gerekir. Günümüzde
bazı teknik direktörlerin en çok oyu-
nu okuyamamak, atalete düşmek, her
maça aynı diziliş ve taktik ile çıkmak
gibi eleştiriler alması bu ilkenin fut-
bolda da ne denli geçerli olduğunu
göstermektedir.
5. Güçlerin ekonomisi veya etkin
bir biçimde kullanılması ilkesi:
Bu ilke
elde bulundurulan askeri güçleri en
etkili olacakları bölgelere dağıtarak
onlardan azami yarar sağlama, kayıp-
larını da asgari ölçüde tutabilme zo-
runluluğunu belirtmektedir. Futbolda
oyuncuların hangi mevkide ne şekilde
oynayacağının kararını teknik direktör
verir. Ancak her oyuncunun kendisini
iyi hissettiği ve etkili olduğu belli bir
mevki vardır. Teknik direktörün alaca-
ğı kararlarda bu konuyu da gözden ka-
çırmaması gerekir. Bu ilke ile ilgili bir
başka husus da takım kadrosunda yer
alan oyuncuların fiziksel durumlarının
gözetilerek dönüşüm-
lü olarak kullanılma-
sıdır. Geniş ve kaliteli
bir oyuncu kadrosuna
sahip olan pek çok
teknik direktörün ta-
kımdaki tüm oyuncu-
lara yeteri kadar şans
vermesi ve nispeten
önemsiz
maçlarda
veya skor avantajının
elde edildiği maçlar-
da yedek oyunculara
da şans vererek as
oyuncuları dinlendir-
mesi gerekir.
6. Ateş ile hareketi kombine et-
mek ilkesi:
Askerlikte karşı tarafın
askeri harekatını frenleyecek şekilde
hareket edip dengeyi sağladıktan son-
ra hücuma geçmeli veya karşı hare-
katta bulunulmalıdır. Bu ilke özellikle
güçlü takımlar karşısında deplasman-
da sahaya çıkan takımlarca benim-
senmektedir. Rakibin baskı kurmaya
çalıştığı süre zarfında kapanıp maçın
son bölümünde rakibin yorulduğu an-
larda kontratağa kalkmak bu ilke ile
Futbol Gelişim
30
31
Futbol Gelişim