Page 122-123 - TAMSAHA 114

Basic HTML Version

Sovyet ve Rusya flampiyonluklar›yla
dolu “flanl›” geçmifline ra¤men,
2000’lerdeki kriz ortam›ndan ç›ka-
mam›flt›. Efsane hoca Oleg Romant-
sev’in gitmesinden sonra kal›c› bafla-
r› ve istikrar bir türlü gelmedi. Son
flampiyonluk, 2003’te kazan›lan
Rusya Kupas›’yd›. Bu ayn› zamanda
Lukoil ba¤lant›l› Rusya zenginlerin-
den Leonid Fedun’un kulübü sat›n
ald›¤› y›ld›. Karpin göreve geldi¤in-
de Spartak’›n amac› neydi? Stadyu-
munu tamamlamak, fiampiyonlar
Ligi’nde yer almak ve ne olursa ol-
sun bir kupa kazanmak. Elbette bun-
lar›n peflinden maddi s›n›rlar› aflma-
dan, olanaklar› olabildi¤ince fazla
zorlayarak.
Karpin’in geri dönüflünden sonra
olaylar, belki de beklenenden h›zl›
geliflmeye bafllad›. 2007’de tak›m›n
bafl›na geçen Stanislav Cherche-
sov’un önderli¤inde kulübün lig
ikincili¤ine kadar yükselmesi, yeni
yat›r›mc› grubun yüzünü güldürmüfl-
tü. Fakat aranan istikrar bir türlü gel-
miyordu. 2008 yaz›nda, fiampiyon-
lar Ligi ön elemesinde Dinamo Ki-
ev’e karfl› ald›¤› a¤›r yenilgiyle tur
umudunu yitiren Spartak, teknik di-
rektörünün biletini an›nda kesti.
Cherchesov da t›pk› Karpin gibi ku-
lübün eski evlad›yd› ama eski okul
hocal›¤› temsil ediyordu. Art›k Spar-
tak özel bir iflletme oldu¤una göre,
daha karizmatik, otoritesi tart›fl›lma-
yacak bir yabanc› hoca hiç fena fikir
de¤ildi. Bununla birlikte, Karpin’in
reform flablonunda iflin teknik k›sm›-
n› önce kendi dilini bildi¤i ve ileti-
flim kurabildi¤i yabanc› hocalara b›-
rakmak niyetinde oldu¤unu, fakat ifl-
ler biraz kötü gitmeye bafllad›¤›nda,
kendi seçimi ya da de¤il, son derece
pratik bir çözümle ipleri eline ald›¤›-
n› görüyoruz.
Elbette, o dönem ülkede a¤›rl›¤› his-
sedilen Holland›lar, Dick Advocaat
ve Guus Hiddink deneyimlerinin de
yabanc› hoca seçimlerine etkisini
unutmamak gerekir. Kulüp, “yaban-
c› bir hocayla Avrupaî bir Spartak
oluflturmak” fikrine yöneldi ve riskli
bir kararla hocal›k aç›s›ndan yolun
bafl›na bulunan fakat ‹spanya’n›n
düflük bütçeli Madrid kulüplerinden
Getafe’yle beklentilerin aksine nere-
deyse Bayern Münih’i geçip UEFA
Kupas›’nda son dörde kalmaya yak-
laflan bir ekip yaratan Laudrup’u
seçti. Rusya’daysa her fley farkl›yd›.
Danimarkal› hoca neye u¤rad›¤›n›
flafl›rm›fl biçimde 3-0’l›k bir kupa ye-
nilgisiyle Rusya’dan ayr›ld› ama ona
göre sebep hiç de sonuçlarla ilgili
de¤ildi. Zaten tak›m lige iki galibi-
yet, iki yenilgi ve bir de beraberlikle
bafllam›flt›. Laudrup, neredeyse hiç-
bir fley anlamad›¤› bu mecaras›n›
daha sonra de¤erlendirirken hem
hiçbir fley söylemiyor hem de çok
fley söylüyordu asl›nda:
“Ben zaten tak›mla lige bafllayal› sa-
dece befl maç geride kalm›flt›. Bu du-
rumda ben, gönderilmemin pek de
sonuçlarla ilgili oldu¤unu düflünmü-
yorum. Bana Karpin’i mi sordunuz?
Hiçbir fley söylemiyorum. Özellikle
onun hakk›nda hiçbir fley söylemi-
yorum.”
Bu baflar›s›z ortakl›ktan sonra Kar-
pin, tak›m› uzunca bir süre idare et-
ti ama problemler yok de¤ildi. 2012-
2013 sezonuna girerken bir karar
verilmesi gerekiyordu. Karpin’in
oyuncu piyasas›na hâkim olmas›,
“para ifllerinden” anlamas› ve oyun-
cularla iletifliminin iyi olmas›, taraf-
tar›n onu çok sevmesi, modaya uy-
gun giyim kuflam›yla modern bir
menajer görünümünde olmas›n›n
yan›nda görevde kald›¤› üç sezon
boyunca tak›ma tam bir yap› oturta-
mad›¤› aç›kt›. Çare yine yabanc› ho-
cayd›. Bir kez daha ‹spanya’ya yöne-
linecek ve bu kez Laudrup’dan daha
tecrübeli, kendisini daha güçlü bi-
çimde ispat etmifl bir isme baflvuru-
lacakt›: Unai Emery.
‹stikrars›zl›k ad›na, Emery de çok
fazla bir fleyi de¤ifltiremedi. Lig bafl-
lang›c›nda ezeli rakiplerden Dina-
mo’yu d›fl sahada 4-0 yenen ekip,
gelip kendi sahas›nda Zenit’e 5-0’la
yeniliyordu. Ayn› görünüm fiampi-
yonlar Ligi’nde de mevcuttu. Barce-
lona’n›n en güçlü zamanlar›nda,
Camp Nou’da son 10 dakikaya ka-
dar 2-2 götürdükleri maç›
80’de Messi’nin golüyle
kaybetseler de alk›fl alm›fl-
lard›. Fakat Emenike’nin iki
golüyle 2-1 öne geçtikleri
hemen ertesi maçta, 90’da
Samaras’›n vurufluyla Cel-
tic’e ma¤lup olmalar› anlafl›-
l›r ifl de¤ildi. Sonunda, Ka-
s›m 2012’deki Moskova der-
bisinde Dinamo karfl›s›nda
al›nan 5-1’lik yenilginin ar-
d›ndan Emery gitti ve yeni-
den dümene geçen Kar-
pin’le sezon nispeten iyi bit-
ti. En az›ndan ilk dördün içi-
ne girmeyi baflarm›fllard›.
Emery ve Laudrup gibi her
gitti¤i kulüpte baflar› kazan-
m›fl bu hocalar›n bu denli k›-
sa süre içerisinde Spar-
tak’tan ayr›lmas› garip. Aca-
ba futbolcular›n Karpin’le
olan yak›n iliflkisi, Emery’nin
tak›ma al›flmas›n›, daha do¤-
rusu, oyuncular›n ona al›fl-
mas›n› engelleyici bir faktör
müydü? Hatta Karpin,
Emery’ye karfl› baz› oyuncu-
larla bir anti-Emery kamp›
oluflturdu mu? Bunlar sade-
ce dedikodu. Fakat Unai
Emery’nin flu sözlerini unut-
mamak gerekir: “Karpin’le
hiçbir zaman birlik olama-
d›k, futbolculardan baz›lar›,
yöneticilerden Ashabadze
ve Popov bana karfl›yd›.”
Üstelik ortada, Emenike’nin
Dinamo Kiev maç›nda
oyundan al›nd›ktan sonra
Emery’nin “elini s›kmama
vakas›” da varken ortada hiçbir idari
ya da en az›ndan iletiflim problemi-
nin bulunmad›¤›n› iddia etmek, ek-
sik bir de¤erlendirme yapm›fl olmak-
t›r.
Finansal tabloya bak›nca, Karpin’in
gelir-gider tablolar›yla olan münase-
betlerinde hiç de fena bir ifl ç›karma-
d›¤›n› görüyoruz. Sovsport gazete-
sinden iki blog yazar›n›n transfer-
markt.de’den derledikleri transfer
bazl› gelir-gider tablosundaki ra-
kamlar, Karpin’in döneminde kulü-
bün 63.5 milyon euro kaybetti¤ini
yans›t›yor ki Rubin’deki “efsane ho-
ca” Berdiyev’in eksi 121 milyon eu-
ro civar›nda bakiyesi oldu¤unu gö-
rürsek, Karpin’i pahal› transferler ve
har vurup harman savurmakla suçla-
mak, en az›ndan di¤er hocalara
oranla pek de mümkün gözükmü-
yor.
Karpin’in hocal›¤›
Yukar›da da özetlemeye çal›flt›k;
Karpin, muhtemelen Spartak’a dö-
nerken akl›ndaki öncelikli düflünce
teknik direktör olmak de¤ildi. Fakat
flartlar onu, bu görevi reddemeyece-
¤i bir noktaya getirmifl olacak ki, bu
maceraya at›lmaktan kendini alama-
d›. Antrenörlü¤ü, hocal›¤›, taktiksel
yetkinli¤i, oyun stratejisindeki derin-
li¤i hep tart›fl›ld›. Sonuçta var›lan
nokta, Karpin’in di¤er bütün yönleri-
ne k›yasla, iflin psikolojik taraf›nda
baflar›l› oldu¤uydu.
Laudrup’un ayr›lmas›ndan sonraki
geçifl sürecinde (2009-2010), teknik
yetkili göreviyle alan›n› geniflleten
Karpin’le Spartak, ligin son haftalar›-
na dek flampiyonluk için çarp›flt›.
Görünüfle göre onun pragmatik yak-
lafl›m› ve iletiflim bazl› tak›m yönet-
me yöntemi olumlu sonuç vermiflti.
Ne var ki ligin son üç haftas›nda ge-
len Krilya Sovetov (kaleci hatalar›)
ve tabiî öne geçti¤i maçta CSKA’ya
3-2 yenilmesi, Karpin’e hocal›k ha-
yat›ndaki ilk “final sendromunu” ya-
flatacakt›. Fakat sezon sonundaki
tablo, onun yeni görevini sevmeye
bafllad›¤›n› gösteriyordu. O sezonki
bir röportajda gelen, “Yeni sezonda
teknik meselelere mi yoksa kulübün
PR çal›flmalar›na m› öncelik vere-
ceksiniz?” sorusuna, “En iyi PR çal›fl-
mas›, tak›m›n iyi futbol oynamas›”
diyecekti. Karpin’in yaklafl›m› ya
bafllang›ca göre de¤iflmiflti ya da ta
en bafl›ndan beri akl›ndaki tek
adaml›k modelini yürürlü¤e sokma
f›rsat›n› buldu¤u anda ipleri eline al-
m›flt›.
Elbette 2009-2010’da gelen ikinci-
122
TamSaha
TamSaha
123