Page 54-55 - TAMSAHA 120

Basic HTML Version

s›t›yordu. Bu ruhu yans›tanlardan biri de ligimizde
ikinci sezonunu geçiren Slaven Bilic.
2008 Avrupa şampiyonas›’nda H›rvatistan’la karş›-
laşt›ğ›m›zda “Teknik Direktör Bilic”le tan›şm›ş ol-
duk. Elemelerde ‹ngiltere’yi saf d›ş› b›rak›p grup bi-
rincisi olarak kupaya kat›lmaya hak kazanan H›r-
vatistan’›n baş›nda teknik direktör olarak o yer al›-
yordu. Eleme grubu maçlar›na f›rt›na gibi başlayan
H›rvatistan’›n as›l dikkat çeken performans›
Wembley’de, ‹ngiltere’yi 3-2 yenerek ‹ngilizlerin
şampiyonaya kat›lma şans›n› sona erdirmesiydi.
H›rvatistan grup birincisi olarak şampiyonaya ka-
t›lma hakk› elde ederken, ‹ngiltere d›şarda kalm›ş-
t›. Mutlak kazanmas› gereken ‹ngiltere karş›s›nda,
hem de deplasman tak›m› olarak oynatt›ğ› oyun ve
cesareti, o dönem için büyük takdir toplam›şt›.
Daha sonra 2012 Avrupa şampiyonas› eleme grup-
lar›nda ikinci olarak play-off oynama hakk› kaza-
nan Millî Tak›m›m›z, H›rvatistan’la eşleşti. Bu eş-
leşme s›ras›nda da Bilic’i yak›ndan tan›ma f›rsat›
bulduk. Futbolculuğu döneminden bildiğimiz mü-
cadeleci ve h›rsl› karakteri, saha kenar›nda da yan-
s›t›yordu. Ancak tüm bunlar›n yan› s›ra özel haya-
t› dikkatleri çekti. Bir rock grubunda çal›yor olma-
s›, asi karakteri özellikle Beşiktaş taraftarlar›n› ken-
dine çekmişti. Oynanan iki maç sonunda H›rvatis-
tan, Millî Tak›m›m›z› elemeyi başard› ve kupaya
gitmeye hak kazand›. Kupa sonras› da Bilic Millî
Tak›m’daki görevinden ayr›ld›.
Ayn› dönem Beşiktaş’ta teknik direktör aray›şlar›
vard› ve özellikle taraftarlar tak›m›n baş›-
na Bilic’in getirilmesini istiyorlard›. O se-
zon için bu gerçekleşmedi. Moskova’n›n
yolunu tutan Bilic, başar›s›z geçen bir se-
zonun ard›ndan istifa ederek tak›mdan
ayr›ld›. Ayn› dönemde mâli krizlerle uğra-
şan ve yeniden yap›lanmaya çal›şan Be-
şiktaş’ta futbol direktörlüğü görevine Ön-
der Özen getirilmişti ve Özen, teknik di-
rektör aray›ş›ndayd›. Bilic tekrar gündeme
geldi ve yap›lan görüşmeler sonucu Be-
şiktaş’›n teknik direktörü oldu. Klopp gibi
o da çok kötü bir dönemde tak›m›n yöne-
timini eline ald›. K›s›tl› bütçe ve saha s›-
k›nt›lar›yla geçen ilk sezonda asl›nda bek-
leneni veremedi. Ancak tak›m karakterin-
de yapt›ğ› değişiklikler, oyuncular›n saha-
ya koyduğu performans tarafl› tarafs›z
herkesin takdirini toplad›.
Simone ve Klopp gibi o da elindeki ürünü
en iyi şekilde değerlendirmeyi ve potansi-
yeli ortaya ç›karmay› bilen bir yap›ya sa-
hip olduğunu göstermeyi başard›. Yap›lan mâliye-
ti düşük transferler ve genç oyuncularla iyi bir kim-
ya oluşturmay› bildi. Bu oyun zirvesini özellikle
geçtiğimiz Ağustos ay›nda Arsenal’le oynanan iki
şampiyonlar Ligi ön eleme maç›nda ve Avrupa Li-
gi’nde deplasmandaki Tottenham maç›nda yapt›.
Bu üç maçta, ilerde bask›l›, tempolu ve mücadele
gücü yüksek bir tak›m izlettirmeyi başard› Bilic.
Son dönemlerde Atletico Madrid ve Borussia Dort-
mund örneğinde olduğu gibi o da heyecan verici
bir tak›m oluşturmay› nihayet başarabilmişti.
Bu üç teknik adam›n, oyuncular› ve taraftarlarla
girdiği etkileşim bak›m›ndan birbirleriyle benzeşti-
ği, diğer meslektaşlar›ndan ayr›ld›ğ› noktalar var.
Klopp’un oyuncular›yla iletişimi bir teknik direk-
törden öte, arkadaş gibi. Kazan›lan bir maç sonra-
s› onu koşarak oyuncular›n üzerine atlarken de gö-
rebilirsiniz, genç bir oyuncusunu tokatlayarak ga-
libiyeti kutlad›ğ›n› da. Kazan›lan bir kupadan son-
ra eline mikrofon al›p taraftarla birlikte şark›lar
söyleyip, tezahürat yaparken kendinden geçtiği de
olmuştur. Simeone ise maç esnas›nda o kadar he-
yecanl›d›r ki, baz› anlarda sahada oyuncular›n›n,
tribünde taraftar›n düştüğü anlarda kendisi onlar›
coşturmak için bağ›rmaya başlar, tribünleri ayağa
kald›r›r. Bilic’i ise hafta içi bir akşam yemek yemek
için tek baş›na, Beşiktaş taraftar›n›n evi olan Beşik-
taş Çarş›’da, ya da Galatasarayl› taraftarlar›n uğrak
yerlerinden olan Nevizade’de, Galatasarayl› taraf-
tarlarla fotoğraf çektirirken görebilirsiniz.
54
TamSaha
*