74
TamSaha
Sadece Arsenal’in de il, belki de dünya
üzerindeki tüm futbolseverlerin ortak de eri
olan Thierry Henry 20 y›ll›k kariyerine nokta
koydu. Onu geni kesimlere bu kadar sevdiren
ey att› › goller veya kazand› › kupalardan
fazlas›yd›. Oyun felsefesi, çal› ma disiplini,
ya ad› › gelgitlerden her zaman daha güçlü
ç›k› › ve adaptasyon kabiliyetiyle Henry, bir
futbol sembolü olarak veda etti.
ulüp ve millî tak›m formas›yla kazan›labilecek tüm
zaferleri elde etmiş çok da fazla futbolcu bulunmu-
yor. Yine de bu isimlerden hepsi futbolseverler tara-
f›ndan ayn› derecede sayg› görmüyor. Hatta evinde
büyük kupalardan baz›lar› noksan kalmas›na rağ-
men ilâh olarak bilinen futbolcular da yok değil.
Thierry Henry de kupa koleksiyonu eksiksiz efsane-
lerden biri s›fat›yla kramponlar›n› as›yor ancak onun gördüğü
sayg› bunlardan bir hayli bağ›ms›z.
21 yaş›nda kazand›ğ› Dünya Kupas› olmasayd› da onun kari-
yeri benzer iniş ç›k›şlara karş›n zirveye yürüyecekti. Premier
Lig’i yenilgisiz tamamlad›klar› sezon olmasayd› bile o yine
Emirates Stad›’n›n girişindeki heykelle ölümsüzleşebile-
cekti. Hatta art›k kesinlikle eskisi gibi olamayacağ› düşü-
nülürken 32 yaş›nda kariyerinin tek büyük eksiği şampi-
yonlar Ligi’ni kazanmam›ş olsa dahi yine de benzer say-
g›y› görebilecekti. Peki, Henry gibi herhangi spesifik stil
veya hareketle öne ç›kmayan bir futbolcuyu bu denli
özel k›lan neydi? Böylesine parlak bir kariyeri birkaç
cümleye s›ğd›rmak elbette kolay değil ama
Henry’nin olgun felsefesini ve başar›s›n› sürekli k›-
lan unsur, 20 y›l boyunca oyundaki h›zl› değişime
ayak uydurabilecek iş disiplinini sevmesiydi. B›-
rakma karar›n› aç›klamadan önce verdiği son rö-
portajda (The Blizzard dergisi) bu sayg›n›n şifrele-
rini fazlas›yla aç›klad› Henry.
Henry kurallar›
20 y›ll›k kariyerinde 915 resmî maça ç›k›p 401 kez
fileleri havaland›rm›ş bir oyuncunun bugün “Gol
Bir Kral Henry geçti
K
Mustafa Akkaya
TamSaha
75
atmak için doğuştan bir yeteneğim yoktu”
cümlesini kurmas› ilk bak›şta çok garip ge-
lebilir. Henry’nin 1994’te ilk kez sahaya
ç›kt›ğ› gün ile geçen ay son kez forma giy-
diği an aras›ndaki bu fark› yaratan şey azim-
li ve planl› çal›şmak. Doğal yeteneğini
“h›z” olarak tan›mlayan Frans›z oyuncu, ka-
riyerinin ilk zamanlar›nda bir pozisyonu go-
le çevirebilmek için ayağ›na 10 kez f›rsat
gelmesi gerektiğini de söyler. Ancak bu
şanslar› her zaman elde edemeyeceğini an-
layan genç Henry daha vurucu olmay›
amaçlar.
Henry gibi bir ilâha “bir forvet için en zor
an›n ne olduğu” sorulduğunda verdiği ce-
vap, kalecinin karş›s›nda fazla düşünme-
mektir. Asl›nda gençlik y›llar›ndaki bitiri-
cilik eksiğinin üstüne h›rsla gidip onu ka-
patarak nas›l bir ders ald›ğ›n› özetler bu
söz. Nitekim gol vuruşu an›nda düşünme
süresini Monaco’da Claude Puel’in de
desteğiyle olabildiğince k›saltan Henry,
böylece o ölümcül darbeyi giderek oto-
matize hâle getirir.
Kariyerine h›zl› bir kanat oyuncusu
olarak ad›m atan Henry elbette orta
açma üzerine de uzun çal›şmalar
yapt›. Arsenal’de bir forvete dönüştü-
ğünde ise ona asist yapan arkadaşla-
r›n› çok iyi anlayabiliyordu. Gol
atabilecekken pas vermeyi futbol-
daki en güzel şey olarak benim-
sedi Henry. Zira bu şekilde
tak›m arkadaş›n›n gözle-
rinde o mutluluk p›-
r›lt›s›n› görebili-
yordu. Hemen
her golünden
sonra kollar›n›
omuz hizas›n-
dan
yukar›
kald›r›p açma-
s› bir ego gös-
terisi olarak
bilinse de, ak-
sine, tak›m ar-
k a d a ş l a r › n ›
kuc a k l a y an
bir kutlama
d a v e t i y d i .
G e n ç k e n
Michael Jor-
dan’› örnek
alm›şt›; çünkü
ona göre Jor-
dan tak›m için-
de bir y›ld›zd›
ve arkadaşlar›
olmadan o bile
bir hiçti. K›saca-