TamSaha 163. Sayı / Haziran 2018
nazik biri oluşu üzerinde birleşi- yor. Son olarak Jürgen Klopp da başarılı öğrencisini aynı çizgide tarif ediyor: “Ona ilgi gösteren hayranlarına karşı gayet müte- vazı biri. Tamamen kibirsiz ve gerçekten çok iyi bir insan. Hem Liverpool hemMısır özelinde onun üstündeki ilgiyi düşünürse- niz, bu denli alçakgönüllü ve nor- mal kalabilmek çok büyük bir başarı. Melwood’daki tümperso- nel onu çok seviyor. Herkese karşı inanılmaz kadirşinas bir duruşu var ve onlar da buna bayılıyor. Te- şekkür etmeyi hiç ihmal etmiyor ve diğerlerini kolayca övebiliyor. Üstelik bunları çok içten yapıyor, rol olsun diye değil. Güzel zaman- lar geçirdiğinin farkında ve sanı- rımher an bunun tadını çıkarıyor. Bireysel gelişiminin getirdiği mut- luluğu reddetmiyor ancak bunun takım sayesinde mümkün olduğunun kesinlikle farkında.” Azminin önünde hiçbir şey duramıyor Salah’ı Klopp gibi şeffaf bir isim- den daha iyi kimse bu şekilde ta- nımlayamazdı. Peki, bu karakterin oluşmasının altında yatan ne? Evet, küçük bir kasabada doğdu ve popüler bir futbolcu olunca bile sıradan insanlarla bağını hiç ko- parmadı. Fakat asıl bu iki uç nokta arasında yaptıkları onu bugünkü sağlamkarakterli Salah haline getirdi. Henüz küçük bir çocuk- ken sadece antrenmanlara katıla- bilmek için günde 8 ila 10 saatini Nagrig ile Nasr şehirleri arasında gidip gelmekle harcıyordu. Nasr’daki El Mokawloon kulü- büyle çalışabilmek için bazen beş kez otobüs değiştiriyordu. Öylesine bir azmi vardı ki, kulüp de onu görmezden gelemedi. Henüz 13 yaşındayken Nasr’da bir otele yerleşti. Böylece ailesinden çocuk yaşta ayrılmak ve antren- man disiplinine sıkıca sarılmak onu yaşıtlarına göre çabuk olgun- laştırdı. Ayrıca nereye giderse gitsin kendini geliştirmesine ve ortama adapte olabilmesine yardımcı oldu. Nihayet 20 yaşına geldiğinde Basel onu keşfetti. Salah gibi bir yeteneğin İsviçre’de ismini yay- gınlaştırması çok zaman almadı. Yıldızlarla dolu Chelsea’de kendini kanıtlaması hiç kolay değildi. Ama bu yolda önce Fiorentina, sonra da Roma’ya kiralanmak Salah için problemolmadı. Roma’ya kalıcı olarak transfer olduğunda bugünkü Salah’ın haberini verir gibiydi aslında. Geçtiğimiz yaz Liverpool kapıya dayandığında Roma, onu finansal fair play yüzünden satmak zorunda kaldı. İngiltere’de henüz kapanmamış bir hesabı vardı. Onu da bir sezonda 32 gol atıp Premier Lig rekoru kırarak darmadağın etti Salah. Kısacası El Mokawloon’da kök salabilmek için çocuk yaşta ailesinden kopuşu, Chelsea’de yer edinmeye çabalaması, Fiorentina ve Roma’da kendini kanıtlamaya çalışması komple bir sabır örne- ğiydi. O buralara kolay yollardan gelmedi. Kayda değer bir ortamda altyapı eğitiminden de geçmedi. Kendini hep geliştirdi ve basa- makları ikişer üçer değil, adım adım çıktı. Nagrig’de yetişen küçük bir çocu- ğun ülkesinde Sfenks, Piramit ve Arap Baharı etkisi yapmasını kim beklerdi ki? Muhammed Salah tümMısır’ı her Liverpool maçında 90 dakikalığına birleştirmeyi bildi. Liverpool’un geçirdiği başarılı sezonda da başrol oynadı. Bunları yaparken Nagrigli çocuk, hemşerilerinin deyimiyle kendini hiç bozmadı. Liverpool mutlu, Mısır mutlu, Salah ise umut verici... Belki de sırada benzer hayalleri Dünya Kupası’nda kurabilmek var. 178
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==