TamSaha 163. Sayı / Haziran 2018

yiyorsunuz darbeyi. Hangisinin bilerek, hangisinin istemeyerek olduğunu tefrik etmeniz gerekir. Onu da futbol oynayan çok iyi tespit edebilir.” Dünya Kupası gururu İlk uluslararası müsabakasını 1964 yılında yöneten Doğan Babacan’ın ismi, 1974 yılında Almanya’da dü- zenlenecek Dünya Kupası’nda maç yönetecek hakemler arasında da vardır ve bu durumTürk hakemlik tarihinin zirvesi anlamına gelmek- tedir. Aslında perşembenin gelişi çarşambadan bellidir çünkü Baba- can kısa bir süre önce Afrika’da Tunus ile Mısır arasında oynanan bir final maçını FIFA’nın ismen da- vetiyle yönetmiş, 1972 Münih Olimpiyatları’nda düdük çalan hakemlerin arasına da girip B Grubu’nun finali olan Danimarka- Rusya müsabakasını da idare et- miştir. Ama asıl sinyal, Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı final ma- çına çıkmasıyla gelir. Doğan Baba- can, Dünya Kupası finallerinden kısa bir süre önce, 10 Nisan 1974 günü İskoçya’nın Celtic ile İs- panya’nın Atletico Madrid takımları arasındaki yarı final ilkmaçında düdük çalar. 1974 Dünya Kupası fi- nallerinde ise 14 Haziran günü ev sahibi Batı Almanya ile Şili arasın- daki maçı yönetir. 68’inci dakikada Berti Vogts’a vuran Şilili Carlos Caszely’yi kırmızı kart göstererek oyundan atması kupa tarihine geçer. Çünkü ihraç cezası zaten vardır ama Dünya Kupası’nda kırmızı kart uygulaması bir ilktir ve bu ilk de Doğan Hocaya nasip olmuştur. Süper Kupa finalinde Doğan Babacan, 1975 yılında ise Süper Kupa finalinde hakemlik ha- yatının zirve noktalarından birisine daha çıkar. O dönemde Süper Kupa finalleri iki ayak üzerinden oynan- maktadır ve Münih’teki ilkmaçı Di- namo Kiev, Oleg Blokhin’in golüyle 1-0 kazanmıştır. Doğan Babacan, 6 Ekim 1975’te Kiev’de oynanan rövanşın hakemidir ve Dinamo o maçı da Blokhin’in golleriyle 2-0 kazanıp Süper Kupa’nın sahibi olur. Hakemlik hayatı boyunca, yıldız oyuncuyu koruma, oyunun akışını kesmeme ve saha olayları sırasında anons yaptırma gibi o dönemde devrim sayılabilecek uygulamaları da hayata geçiren Doğan Babacan, hakemliği de elmayı yarıdan kesmek olarak değerlendirir: “Sporda tolerans yanlış benim değerlendirmeme göre. Elmayı ya- rıdan kesmeyi bilmek gerekir. Tam ortadan, yarısı oraya, diğer yarısı öbür tarafa olacak şekilde bölmek gerekir. Bir tarafa bir karar veriyor- sanız aynı hareket için öbür tarafa da düdük çalmak lâzım. Birine ver, diğerine verme olmaz. Bütün prob- lemler bundan kaynaklanıyor.” Ve iyi hakemin tarifini de şöyle yapar Doğan Hoca: “Önce futbolu bilmeli. Futbolu bildikten sonra oyuncunun perfor- mansını tanımalı. Yapılan hareket- leri iyi değerlendirmeli, o hareketin nedenlerini de bilmeli. Sahada o hareketlerin yapıldığı pozisyonları çok iyi değerlendirebileceği yerleri tutabilmeli ve doksan dakika oyundan başka hiçbir şey düşünmemeli. “ 1978’de Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında oynanan Cumhurbaşkan- lığı Kupası maçını yöneterek aktif hakemlik hayatına nokta koyan Doğan Babacan, o tarihten sonra da çok sevdiği futboldan ve hakemlik- ten kopmaz. Oyuna o derece kafa yormuştur ki, FIFA’ya yapmış olduğu bazı teklifler, Futbol Oyun Kuralları’na girer. 1992-1995 ve 1996-1997 yılları arasında iki dönemMHK Başkanlığı yapan, hakemlik üzerine dört kitap yazan Doğan Babacan, ömrünün son demlerine kadar da Türkiye Futbol Federasyonu’nda uzmanlığıyla hizmet etmeye devam eder. Bilgisi, görgüsü, tecrübesi ve insanlığıyla abide şahsiyetler arasında değerlendirilen Doğan Babacan’ı sevgi, hürmet ve rahmetle yâd ediyoruz. Gönülden Kaleme Bizleri dokuz ay karnında taşıyan, dünyaya getirdikten sonra bir ömür boyu koruyucu meleği olan annelerin anneler gününü kutlarım. Hakkın rahmetine kavuşan meleklerimize Allah’tan rahmet dilerim. Maalesef öfkemizi kadın-erkek ilişkileri başta olmak üzere, toplum olarak kontrol edemiyoruz. Neden bu kadar öfkeliyiz? Örneğin kadın ve erkek evlenirler, bir müddet sonra bir şekilde çiftler arasında anlaşmazlık başlar, kadın boşanma davası açar, boşanma gerçek- leşir. Kadın için yeni bir hayat başlar ama erkeğin gururu kırılmıştır; nasıl olur da kadın erkeği boşar? Bir kere evlenmeyle kadının sahibi olarak görmeye başlamıştır kendini. Bunun sebeplerinden biri de toplumun örf ve ananelerinin yansımasıdır. Erkekle- rin büyük bir kısmı aynı düşüncede olduğundan, bu duygu erkek üzerinde baskı yaratır ve kadına sonu ölümle biten şiddet uygular. Aslında evliliğin rıza işi, ayrılmanın da doğal bir davranış şekli olduğu gerçek- liğiyle hareket etse, “kimne der?” baskısıyla hareket etmeyeceğinden dolayı, öfke sebeplerinden önemli biri daha ortadan kalktığı için kadına şiddet büyük oranda azalacaktır. Profesyonel futbolda öfke kontrolü var mı? Bu soruya cevabım futbolun tümkatmanlarındamaalesef yok. Çünkü futbolun eğlenceli bir oyun olduğunu unutuyo- ruz. Nalıncı keseri gibi kendi çıkarları için uğraşan, lig ikinciliğini başarısız bir sezon olarak gören yönetici ve kulüpler, bu düşünceyle tribüne gelen taraftarların yarattığı baskı, sahada hakemyönetimi nedeniyle haksızlığa uğrama duygusu, basında çıkan eleştiri sınırını aşan, hakarete varan yorumlar, profesyonel futbolcuların ruh halini bozmakta, maçlarda agresif bir görüntü ortaya çıkarmaktadır. Profesyonel futbolcuyu, “yaptığı işin inceliklerini bilen, o iş için gerekli donanıma sahip, yetenekleriyle para kazanan kişi” şeklinde tanımlayabiliriz. Konumuz fut- bol olduğuna göre her türlü zor şartlarda sahada işini iyi yapan kişidir profesyonel futbolcu. Nabız yüz kırk, yüz altmışa çıkmışken sağlıklı karar verebilmektir profes- yonellik. İster şampiyonluk, ister kümede kalma hede- fiyle oynadığınmaçta, bir anlık öfkeye yenik düşerek, itirazdan takımını eksik bırakmamaktır profesyonellik. Dünyanın en büyük takımlarından birinde başarıyla ül- kemizin futbolunu temsil eden Arda Turan’ın hakemi ite- rek gösterdiği tepkiyi irdelemek lâzım. Neden İspanya’da yapmıyor da ülkemizde yapabiliyor bu tür bir hareketi? Çünkü İspanya futbol kültürü büyük oranda futbolun oyun olduğu bilinciyle hareket ediyor. Futbolcunun saha ve takımdışında bir hayatının bulunduğu, oyuncunun saha dışındaki hayatına bakmak yerine, sahada yaptık- larına göre değerlendirmenin sağlıklı olduğu bilinciyle hareket ediyor. Bu davranış şekli futbolcu üstündeki baskıyı azaltarak, oyuncunun sadece futbolu düşünme- sine sebep oluyor. Dolayısıyla Arda, İspanya’da böyle bir hareketi aklına bile getirmiyor. Şunu gayet iyi biliyor; şampiyonluğu kaybetmiş ya da küme düşmüşse, saha içinde belki protestolar yaşanacak ama saha dışına çıktığında normal hayatına devam edecektir. Peki, ülkemizde neden bu tür olaylara karışıyor? Çünkü sürekli beklentilerle şarj ediliyor. Deşarj olmadığında da herhangi bir hedefi kaçırdığında, bir yerde patlayıveriyor. Bu durumArda örneğinde tüm oyuncular için geçerli. Ya- bancı oyuncuların fazlalığı nedeniyle, başlangıçta oyna- nan derbiler bile hakeme şiddetli itiraz olmadan bitmişti. Daha sonra onlar da bize ayak uydurdu. Şiddetli itirazlar- dan pek çok oyuncu takımını eksik bıraktı. Arda örneğini vermem, profesyonelliğin yoğun şekilde yaşandığı, en ufak bir suiistimalde formayı kaptıracağı bir takımda oynaması ve Türkiye’deki davranış şekli nedeniyleydi. Süper Lig’de oynayan tümoyuncular için söylüyorum… Ülkemizdeki şartlardan biraz bahsettim. Bu şartlarla baş edebilmek içinmutlaka kişisel gelişimdanışmanı ve psikologla çalışmalısınız ki, öfkenizi kontrol edebi- lesiniz. Yukarıda saydığımbaskı unsurlarını kısa za- manda değiştiremeyeceğinize göre, profesyonelliğin gereği olan bu ekibi kurup, mesleğinize ve takımınıza maksimumkatkıyı sağlayabilirsiniz. Profesyonel futbolcular içinmutlaka oyun kuralları sı- navı yapılmalı ve değişen oyun kuralları Merkez Hakem Kurulu tarafından seminerlerle oyunculara gösterilmeli. Seminer sonunda oyunculara sertifika verilmeli, karşılı- ğında oyunculardan oyun kurallarını ve verilecek ceza- ları anladığını bildiren taahhütname alınmalı. Oyun kurallarını da verilecek cezaları da bildiği ve altına imza- sını attığı için, oyuncu daha dikkatli hareket edecektir. Öfke kontrolünün en kolay yolumesleklerin ve insan ilişkilerinin öznesini değiştirmeden, başka anlamlar yüklemeden yalın haliyle kabullenmekten geçer. Ev- lilik kadar boşanmanın da doğal, futbolun üç sonuçlu bir oyun olduğunu, trafik kurallarının çiğnenmek için değil uyulmak için konulduğunu (bu örnekleri çoğal- tabiliriz) bilirsek davranışımız da ona göre olacaktır. Hayırlı Ramazanlar, sağlıkla kalın. İsmail Gökçek Ö﬍e kontrolü Doğan Babacan sonmaçında 194 195

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==