TamSaha 164. Sayı / Temmuz 2018
Bundan üç yıl önce birisi Zinedine Zidane’ın Real Madrid ile üst üste üç Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ka- zanacağını iddia etse herhalde ken- disine en iyi ihtimalle gülerlerdi. Hatta belki de bu iddiayı Zidane’ın bizzat kendisi bile duysa fazla cid- diye almazdı. Ancak Fransız teknik adam, 2016 yılının başında Real Madrid’de teknik direktörlük görevine gelmesinin ardından, yaklaşık 29 aylık bir süre zarfında takımına peş peşe üç Şampiyonlar Ligi zaferi yaşatarak, futbol dünya- sında bir daha eşine kolay kolay rastlanamayacak bir başarı öyküsünün kahramanı oldu. Ne var ki Zidane, Mayıs ayı sonunda, Liverpool’u 3-1 mağlup ederek kazandığı üçüncü Şampiyonlar Ligi şampiyonluğundan sadece beş gün sonra, değişim zamanının geldiğini söyleyerek görevini bırakıyor ve herkesi şaşkına çeviriyordu. Bu karar sonrasında kimileri, Devler Ligi’nde üst üste dört şampiyonlu- ğun neredeyse imkânsız olduğunu ve Zidane’ın bu noktada görevden ayrılarak bir bakıma Real Madrid kariyerini zirvede tamamladığını, ileriki yıllarda da zaten bu başarıları ışığında, istediği zaman yine Madrid ekibine geri dönebileceğini söyle- yerek, Zidane’ın aldığı bu şaşırtıcı kararı mantık çerçevesinde değer- lendirmenin yollarını aramaya çalışsa da kısa süre içerisinde Zida- ne’ın Katar Millî Takımı’ndan rekor bir teklif aldığı haberleri basında yer almaya başladı. Buna göre 2022 Dünya Kupası’nın ev sahipliğini üstlenen Katar, bu turnuvada figü- ran olmak istemiyor ve iddiasını pekiştirebilmek için de Zidane’ı millî takımın başına getirmeyi amaçlı- yordu. Yine de Haziran ayı sonu itibarıyla bu dedikodulardan henüz resmi bir sonuç çıkmamıştı. Real Madrid’in Zidane’ın yerine yeni teknik direktör olarak kiminle anlaşacağıysa büyükmerak ko- nusu oldu. İlk etapta isimleri en çok ön plana çıkan adaylar, Tottenham’ı çalıştırmakta olan Arjantinli Mauri- cio Pochettino, Chelsea’den ayrıl- ması gündemde olan İtalyan Antonio Conte, yine Napoli ile yol ayrımına gelen bir başka İtalyan Maurizio Sarri ve Arsenal’deki 22 yıllık görevini noktalayan Arsene Wenger’di. Ancak Real Madrid yönetimi, sürpriz bir tercihte bulunarak, İspanya Millî Takımı’nı çalıştırmakta olan Julen Lopete- gui’de karar kıldı. İşin garibi, 12 Ha- ziran’da, Real Madrid’in Dünya Kupası sonrasında Julen Lopete- gui’nin takımın başına geçeceğini açıklamasından bir gün sonra, İspanya Futbol Federasyonu, turnu- vada Portekiz’le oynanacak ilk maça neredeyse 48 saat kala, Lopetegui’ninmillî takımla ilişiğini kesme kararı alıyordu. Lopetegui, böylece yeni kulübünde erken iş- başı yapabilecekti belki ama daha eşofmanlarını giymeden, büyük bir tartışmanın da odak noktasında yer alma talihsizliği yaşamıştı. Lopetegui, futbolculuğunun büyük bölümünü yedek kaleci olarak ge- çirmiş bir isimve kariyerinde hem Real Madrid’de hemde Barcelo- na’da da forma giymişti. Teknik adamlık kariyerinin ilk döneminde, 2008-2009 sezonunda Real Mad- rid’in B takımını da çalıştıran Lope- tegui, daha sonrasında, 2010-2014 döneminde İspanya’nın U19, U20 ve U21 takımlarında da görev yapmıştı. En somut başarılarını da bu dö- nemde elde eden Lopetegui, 2011’de U19 takımıyla, 2013’te de U21 takı- Real Madrid (Giden: Zinedine Zidane, Gelen: Julen Lopetegui) BayernMünih (Giden: Jupp Heynckes, Gelen: Niko Kovac) mıyla Avrupa şampiyonluk- ları yaşadı. 2014-15 sezo- nunda Porto’nun başına geçen Lopetegui, buradaysa istediği başarıyı elde edeme- yecekti. İlk sezonunda ligi Benfica’nın ardından ikinci sırada tamamlayan Basklı çalıştırıcı, ikinci sezonun- daysa, ligin ortasına gelindi- ğinde üçüncü sıradayken Porto yönetimi tarafından görevden alınmıştı. Aslında bu kötü deneyim sonrasında Lopetegui adına ilk sürpriz gelişme, EURO 2016’nın ar- dından kendisine İspanya Millî Takımı Teknik Direktör- lüğünün teklif edilmesiyle gelecekti. İspanya’nın başında çıktığı 20 maçta yenilgi yüzü görme- yen Lopetegui, takımını 2018 Dünya Kupası elemelerinde de İtalya’nın önünde grup li- deri yapmış ve sorunsuz bir biçimde Rusya’ya taşımıştı. Fakat biraz önce de belirtil- diği üzere kendisi federasyon tarafından görevden alınınca, Dünya Kupası’nda saha ke- narında yer alma şansını da kaçırdı. Lopetegui açısından Zidane’dan sonra görev yap- mak ise hembir avantaj hem de bir dezavantaj içerecek. Avantajı, Zidane’ın göreve gelmeden önce ciddi bir tek- nik adamlık kariyerine sahip olmaması… Zira bu şekilde, kendisinin Real Madrid için yeterli tecrübesinin olup ol- madığının sorgulanmasın- dan, en azından ilk aylarda, büyük ölçüde kurtulacaktır. Ancak dezavantajıysa, tabiî ki selefinin üst üste üç Avrupa şampiyonluğu kazanarak kendisine bayrağı devretmiş olması. Dolayısıyla, Lopete- gui, çokmucizevi işlere imza atmadığı sürece Zidane’ın gölgesini hep üstünde hisse- debilir. Josep Guardiola’nın Manchester City’ye gitmesinin ardından Bayern Münih, bir başka ünlü teknik adama, Carlo Ancelotti’ye emanet edilmişti. Ancak bu birliktelik, Münihlileri pek de tatmin etmeyecekti. 2016-17 sezo- nunda, Bundesliga’da şampiyon olun- muştu belki ama bu zaten Bayern için artık kanıksanmış bir başarıydı. Şampiyonlar Ligi’ndeyse çeyrek finalde, tartışmalı hakemkararlarının gölgesinde geçenmaçlar neticesinde Bayern, Real Madrid’e elenmekten kurtulamamıştı. Ancelotti 2017-18 sezonuna da Bayern’in başında girdiyse de Şampi- yonlar Ligi’nde ikinci hafta alınan 3-0’lık Paris St. Germain yenilgisi sonrasında ipler kopacaktı. Bayern yönetimi bu nok- tada kısa vadeli çözümü, Jupp Heynckes’i emek- lilikten geri dönmeye ikna et- mekte bulmuştu belki ama sezo- nun bitimiyle bir- likte Heynckes’in yeniden emekli yaşantısına geri döneceği de biliniyordu. Bayern yönetimi, 2018-19 sezonu içinse tercihini, Hırvat teknik adam Niko Kovac’tan yana kullandı. Kovac, futbolculuğunda iki sezon süresince Bayern Münih forması giymişti ve kulübe yabancı bir isim sayılmazdı. Ayrıca 20 yıla yakın futbolculuk kariyerinin de tamamını Almanya’da geçirmişti. Kovac, teknik direktörlü- ğeyse 2012’de Hırvatistan’ın U21 takı- mında başlamış, bir yıl sonra da Amillî takımın başına geçmişti. Hır- vatistan ile 2014 Dünya Kupası’nda da boy gösteren Kovac, burada istediğini bulamayıp turnuvaya ilk turda veda etmesinden yaklaşık bir yıl sonraysa, istikrarsız sonuçlar sebep gösterile- rek, Hırvat Futbol Federasyonu tarafından görevden alındı. Kovac, 2016 yılının Mart ayındaysa Eintracht Frankfurt’ta işbaşı yaptı. O sezon takımıyla kümede kalma savaşını kazanan Hırvat teknik adam, ertesi sezon ligi 11. sırada tamamlar- ken, takımına Almanya Kupası’nda final oynatmasıyla dikkat çekti ancak Dortmund’a kaybetmekten kurtula- madı. 2017-18 sezonundaysa Kovac’ın Frankfurt’u, Bundesliga’da uzun süre Şampiyonlar Ligi’ne katılabilme adına mücadele verse de sezonu sekizinci sırada ta- mamladı. Öte yan- dan Frankfurt, bir kez daha Almanya Kupası’nda finale yükselmişti. İşin il- ginci, Frankfurt’un finaldeki rakibi Ba- yern’di ve final maçı öncesinde de Kovac’ın sezon sonunda Bavyera ekibine geçeceği netleşmişti. Buna rağmen Eintracht Frankfurt, Bayern Münih karşısında 3-1’lik sürpriz bir galibiyet elde etti ve kupayı 30 yıllık bir aranın ardından kazanmanın sevincini yaşadı. Kovac’ın Bayern Münih’in başında yurtiçinde pek zorlanacağını düşü- nen neredeyse yok. Almanya do- ğumlu ve futbol hayatının tamamını da Almanya’da geçirmiş olması, onun ülke futbolu ve Bayern’le ilgili bütün dinamikleri ezbere bilmesini sağlıyor zaten. Ancak Bayern’in asıl hedefi olan Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu için Kovac’ın ne denli yeterli olabile- ceği, şimdilik bir muamma. 44 45
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==