TamSaha 167. Sayı / Ekim 2018

devam ettim. 2015’te 20 yaşındayken şimdiki kulübün Çaykur Rizespor’a transfer oldun. Transfer hikâyeni bizimle paylaşır mısın? O dönemde Ankaragücü’nde oynuyordum. Yaşımgenç olmasına rağmen iki senedir düzenli forma giyiyordum. Süper Lig’den düştü- ğümüz sezonun son döneminde oynama fırsatı bulmuştum. 2. Lig’de de 18maça çıktıktan sonra düzenli forma giymeye başladım. Kaleyi bana emanet ettiler. TFF 1. Lig’de de oynadım. Teklifler gelmeye başladı. En ciddi teklif Çaykur Rizespor’dan gelmişti. O zaman takımın başında Hikmet Karaman vardı. Kaleci antrenörü de Ahmet Ziya Yüce’ydi. Ahmet Ziya Hocamgörüşmemizde bana, “Seni daha önce izlediğimde çok büyük kaleci olacağını bildiğim için transferin konusunda çok ısrar ettim. Gaziantepspor’da çalıştığım dönemde de seni çok istemiştim ama olmamıştı” dedi. Bana bu kadar güvenilmesi çok güzeldi. Bu nedenle Çaykur Rizespor’u tercih ettim. Geçmişte birlikte yola çıktığın arkadaşının çoğu futbolcu olamadı ama sen başardın. Diğer arkadaşla- rına göre neleri farklı yaptın da bugün AMillî Takımkadrosunda- sın? Benim artılarımdan biri çok küçük yaşta profesyonel olmaktı. 12 ya- şında profesyonel olmak, üzerime ciddi bir sorumluluk yüklemişti. Amatör arkadaşlarım, “Futbolu bırakıyorum, oynamayacağım” dediği zaman kimse hesap sora- mazdı. Ama ben profesyoneldim, futbolu çok seviyordumve çalış- mak zorunda olduğumu biliyordum. Gerçekten de çok çalışarak bu seviyelere geldim. Ankaraspor’daki ortamın çok iyi olduğunu söylemiş- tim. O dönemde benimle birlikte birçok oyuncu çıktı. Şimdi Bursa- spor’da oynayan Furkan Soyak, Emre Taşdemir ve Onur Atasayar, dönemin Ankaraspor’unda takım arkadaşlarımdı. Basamakları teker teker çıkan bir oyuncusun. Bu sezon Çaykur Rizespor ile Süper Lig tecrübesi yaşıyorsun. Diğer liglerle Süper Lig arasındaki farkları bize anlatır mısın? Geçen sezon TFF 1. Lig’de şampiyon olduk biliyorsunuz. Bu sezon da Süper Lig’de oynuyoruz. Aradaki fark kesinlikle kalite… Oyuncular daha kaliteli, daha bilinçli. Ne yap- tıklarını biliyorlar. Girilen pozisyon sayısı az ama sonuçlandırma oranı daha yüksek. Herkes bilinçli bir şe- kilde kompakt oynamaya çalışıyor. Bu yüzden Süper Lig daha zor. Bugüne kadar U15, U16, U19 ve Ümit Millî Takım formalarını terlettin. Bugün ise AMillî Takımkadrosun- dasın. Burada olmanın farkı ne? Duygularını bizimle paylaşır mısın? AMillî Takım’da olmak, bu forma için çalışmak, antrenman yapmak, oturmak, kalkmak, her şeyiyle çok farklı. Gerçekten tarif edilemez bir mutluluk. Çok sorumluluk gerekti- ren bir forma var sırtımızda. Alt yaş gruplarında oynarken aslında hep buranın hayalini kuruyordum. “İnşallah bir gün Amillî oyuncu olabilirim” diyordum. Bu hayalimve duamgerçekleşti. Çokmutluyum. Zaten önemli olan buraya gelip gitmek değil, kalıcı olmak. Benim hayalim, hedefimAmillî formayı en iyi şekilde taşıyıp kalıcı olmak. AMillî Takım’da nasıl bir ortam buldun? Herkes çok samimi. Hiçbir şekilde art niyet yok. Çok sevecen ve çok cana yakınlar. Ben ilk kez geliyo- rum ama hiç yadırganmadığımı gördüm. Zaten oyuncuların çoğunu tanıyorum. Ağabeylerimle, kardeşlerimle birlikte de oynadık. Çok çabuk alıştım. Sanki ilk kampımdeğilmiş gibi. Çok güzel bir ortamvar. Geçmişte AMillî Takım’a yükselen bazı oyuncuların daha sonra kariyerlerinde gerilemeler yaşadığına şahit olduk. Böyle bir tehlikenin farkında mısın? Gerçekten de böyle örnekleri hepimiz biliyoruz. Bunun tek sebebi bence rehavete kapılmak. “Ben oldum, artık en üst düzeye gittim, bu benim için yeterlidir” demek çok tehlikeli. Ama ben Millî Takım’ın ne kadar değerli olduğunu çok iyi biliyorum. Buraya bir anda gelme- dim. Basamak basamak tırman- dım. Her aşamayı gördüğüm için geldiğimyerin kıymetini çok iyi biliyorum. Burada kalıcı olmak için her zaman daha iyisini yapmak zorunda olduğumun farkındayım. Acaba oyuncu rehavete kapıldığını fark etmiyor olabilir mi? İnsan ne yaşadığını çok fazla anla- yamıyor. Çünkü hâlihazırda devam eden bir kariyerin var. Bunun için dışardan bir göz lâzım sana… Çok inandığın, çok güvendiğin, seni yönlendirebilecek bir göz olduğu zaman bu durumdeğişir. Yaptığın yanlışları, hataları göremiyorsun. Ama senin yanında böyle birisi olduğu ve sana hatalarını söylediği zaman olay çok farklı oluyor. İdrak etmen kolaylaşıyor. “Ben bunu nasıl yaptım” deyip, oturup düşünme şansın oluyor. Var mı böyle bir gözün? Evet, böyle bir gözümvar. Çok şükür buraya gelmemde çok etkisi var. Futbolda inişler, çıkışlar, sakatlıklar oluyor. Bu durumda beni yönlendiren, bana yardım eden çok önemli bir göz var. İsim söylemeyeyim, bana kalsın. Genç bir kaleci olarak kendini geliştirmek için neler yapıyorsun? Kendine hangi sporcuları örnek alıyorsun? Kalecilik hata kaldırmayan bir yer. En iyisi olmak için her zaman ekstra çalışmak gerekir. “Bu bana yeter” dediğimiz anda geriye gideriz. Kalecilikte pozisyon açısı ve zenginliği çok farklı olduğu için her şeye çalışmamız gerekiyor. Kariye- rini beğenerek takip ettiğimkaleci- ler elbette var. Buffonmüthiş bir “ 12 yaşında profesyonel olmak, üzerime ciddi bir sorumluluk yüklemişti. Amatör arkadaşlarım, “Futbolu bırakıyorum, oynamayacağım” dediği zaman kimse hesap soramazdı. Ama ben profesyoneldim, futbolu çok seviyordumve çalışmak zorunda olduğumu biliyordum. Gerçekten de çok çalışarak bu seviyelere geldim. 44 45

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==