TamSaha 167. Sayı / Ekim 2018

Avrupa futbolunda, özellikle Almanya’da, son yıllarda genç teknik adamların sayısındaki artış dikkat çekiyor. Başta Hoffenheim’ı küme düşme potasından alıp Şampiyonlar Ligi’ne taşıyan Julian Nagelsmann olmak üzere, 40 yaşın altında olmasına rağmen şimdiden bir hayli sivrilen teknik adamları masaya yatırdık. Genç Teknik Direktörler Akıl yaşta değil başta! Onur Erdem Julian Nagelsmann (23 Temmuz 1987) - Hoffenheim Julian Nagelsmann, listemizdeki teknik adamlar içerisinde hemyaşı en genç olanı hemde adından en çok söz ettireni… Hoffenheim’ı çalıştırmakta olan 31 yaşındaki Nagelsmann, bu göreve geldiğinde henüz 28 yaşındaydı. Nagelsmann’ın futbolculuk kari- yeri, dizinden geçirdiği peş peşe sakatlıklar sonrasında henüz 19 yaşındayken sona ermişti. Bunun sonrasında tahsil hayatına ağırlık verip işletme ve spor bilimleri üzerine eğitimgören Julian Nagelsmann, sonrasında teknik adamlık kariyerine, Augsburg’un alt yaş takımlarında görev yaparak başlaya- caktı. Ardından 1860 Münih ve Hoffenheim’ın da genç takımlarında çalışan Nagelsmann, 2013-14 sezonunda HoffenheimU19 takımını Almanya şampiyonluğuna taşırken, bir son- raki sezonda da takımıyla yine finale kadar gelmiş fakat bu kez Schalke’ye kaybederek ikinci olmuştu. 2015-16 sezonu, Hoffenheim için çok sıkıntılı başlamıştı. Bundesliga’da yer aldığı önceki yedi sezonun altısında orta sıralarda yer alan ve sadece bir kez küme düşme korkusu yaşayıp onda da play-out ile ligde kalan Hoffenheim, bu sefer ligin dibine demir atmış durumdaydı. İlk beş maçında 1 puandan fazlasını alamayan takım, ligin ilk yarısı bittiğinde de sadece 13 puana sahipti ve son sırada yer alıyordu. Sezona Markus Gisdol ile giren, ardından dizginleri Huub Stevens’a emanet eden Hoffenheim, Stevens’ın da görevi bırakması üzerine U19 takımında başarıdan başarıya koşan Nagelsmann’ı A takımın başına getirme kararı alıyordu. Nagelsmann, böylece 28 yaşında Hoffenhe- im’ın teknik direktörlük koltuğuna oturarak Bundesliga tarihinde bu alandaki en genç isimolmuştu. Ancak göreve son derece zorlu bir zamanda geldiği de aşikârdı. İşbaşı yaptığı Şubat 2016’da Hoffenheim, Bundesliga’da düşme hattında yer alıyordu. Takımın 20maçta 14 puanı bulunu- yordu. Hemen üstlerinde, play-out hattında yer alanWerder Bremen ise 19 puandaydı. Bir üst sıradaki Eintracht Frankfurt’un ise 21 puanı vardı. Tablo hayli karanlıktı belki ama Hoffenheim, bazı futbolcula- rından bile daha genç olan yeni teknik adamı yönetiminde oynadığı kalan 14maçta 23 puan toplayarak 15. sıraya tırmanıyor ve play-out’a dahi gerek duymadan kümede kalmayı başarıyordu. Nagelsmann 2016-17 sezonunaysa adeta fişek gibi bir Hoffenheim hazırlamıştı. Sezonu çok iyi giren Hoffenheim, uzun süre yenilgi yüzü görmezken hep zirvenin etekle- rinde dolaşıyor, sezon sonunda da 62 puan toplayarak ligde dördüncü sırayı alıyordu. Bu, Hoffenheim’ın dokuz sezonluk Bundesliga geçmi- şinde elde ettiği en iyi dereceydi ve bu sayede takım, bir sonraki sezon Şampiyonlar Ligi ön elemesinde yer alma hakkı da elde ediyordu. Ne var ki Hoffenheim, 2017-18 sezo- nuna girilirken, söz konusu eleme turunda şanssız bir kura çekerek Liverpool’la eşleşti ve Şampiyonlar Ligi’nde boy gösterme şansını da böylece değerlendiremedi. Sonra- sında Avrupa Ligi’ne yatay geçiş ya- pıldıysa da Nagelsmann bu kulvara fazla ağırlık vermeyi tercih etmeye- cek ve burada, ligmaçlarında fazla şans veremediği oyuncularını kul- lanma yoluna gidecekti. Sonuçta Hoffenheim; Başakşehir, Braga ve Ludogorets ile birlikte yer aldığı grupta son sırada kalarak bu macerayı da erkenden noktaladı. Ancak Nagelsmann’ın lige ağırlık verme stratejisi de sezon sonuna gelindiğinde meyvelerini verecekti. Hoffenheim, bir önceki sezona kı- yasla yedi puan eksik toplamıştı belki ama buna rağmen puan cetvelinde bu kez bir basamak yukarıya çıkmışlardı. Elde edilen lig üçüncülüğünün neticesinde de 2018-19 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılmaya hak kazanmışlardı. Nihayet, Hoffenheimve Nagels- mann’ın Şampiyonlar Ligi’yle tanış- ması, 19 Eylül’de gerçekleşti. Takım, Devler Ligi’ndeki ilkmaçında deplasmanda Shakhtar Donetsk’in konuğu oldu. Hoffenheim, karşılaş- mada iki kez öne geçse de 90 daki- kanın sonunda skor tabelası 2-2’lik beraberliği işaret ediyordu. Yine de Şampiyonlar Ligi’nde yıllardır, özellikle evinde, istikrarlı bir biçimde pozitif sonuçlar alan bir ekibe karşı bu beraberliği almak da fena sayılmazdı. Öte yandan Nagelsmann ve Hoffenheim adına asıl şanssızlığın, aynı gün gruptaki diğer iki takım arasında oynananmaçta Lyon’un, Manchester City’yi deplasmanda 2-1 yenmesi olduğu söylenebilir. Turnuvanın favorileri arasında yer alan City’nin, bumağlubiyet sonra- sında daha fazla puan kaybına tahammülü olmadığı açık ve bu da bir bakıma Lyon’un gruba, bonus niteliğinde üç puanla başladığı anlamına geliyor. Lyon, diğer rakipleriyle arasında bir denge durumu olması halinde bile bu puanlar sayesinde üst turu g örebilir. Dolayısıyla Nagelsmann’ın, ikinci turu hedefliyorsa özellikle Lyonmaçlarından asgari dört puan çıkartması gerekecektir. Yine de üç yıllık kariyeri göz önüne alındığında Nagelsmann’ın Avrupa futbolunda geleceği en parlak teknik adamlar arasında yer aldı- ğını söylemek, hiçbir şekilde abartı olmayacaktır. Zaten Alman futbol kamuoyuna göre kendisi birkaç sene içerisinde ya Bayern Münih’in ya da Almanya Millî Takımı’nın başına gelecek. Eğer böyle bir durumgerçekleşirse Şampiyonlar Ligi veya Dünya Kupası şampiyon- lukları içeren bir kariyer öyküsüne sahip olması hiç de sürpriz sayılmaz herhalde. Guardiola - Villalonga - Munoz Efsane gençler! Şampiyonlar Ligi döneminde, takımını zafere taşıyan en genç teknik adam, Barcelona’yı 2008-2009 sezonunda şampiyon yapan Josep Guardiola oldu. Katalan teknik adam, bu başarıyı yaşadığında 38 yaşındaydı. Şampiyon Kulüpler Kupası dönemini de işin içine katacak olursak, Kupa 1’i kazanan en genç teknik adam ise kupanın düzenlendiği ilk sezonda Real Madrid’in başında yer alan Jose Villalonga’ydı. Villalonga, İspanyol devi ile kupaya uzandığında 36 yaşını dolduralı beş ay olmuştu. Bu başarısını bir sonraki sezon da tekrarlayan Villalonga, ardından görevi kendisinden bir ay küçük olan Miguel Munoz’a teslim etmişti ve Munoz da Şampiyon Kulüpler Kupası’ndaki ilk şampiyonluğunu 1957-58 sezonunda elde ettiğinde 38 yaşındaydı. 64 65

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==