TamSaha 167. Sayı / Ekim 2018

olmamasına yol açacaktı. Didier, futbola karşı da elbette ilgisiz sayılmazdı. Ancak diğer sporlarla okul bünyesinde haşir neşir olma- sına karşın başlangıçta futbol onun için sokak aralarıyla sınırlı kalmıştı. Ailesinin de beklentileri doğrultu- sunda okulunda derslerini aksat- mayan, çalışkan bir öğrenci olan Didier, futbolu sadece okul haricin- deki boş vakitlerinde, arkadaşla- rıyla güzelce zaman geçirmek için bir araç olarak görmekteydi. Hatta ilkokul günlerinde, ileride bir fut- bolcu olabileceğine dair kafasında en ufak bir hayal kırıntısı dahi yoktu. Hobileri arasında da futbol oynamanın başlarda geldiği söyle- nemezdi. Bunun yerine balık tut- mak veya babası ve ağabeyiyle ava gitmekten daha çok hoşlanıyordu. Bu bakış açısı, ilkokulu bitirdiği sene değişecekti. Aviron Bayonnais kulübünde futbol oynamaya karar vermiş ve kulübün altyapısına kaydolmuştu. Çalışkanlığı ve saha içerisinde kendisinden yaşça büyük olan takım arkadaşlarını bile yönetecek düzeydeki oyun görüşü ve liderlik vasfıyla da çok geçme- den altyapıda en çok el üzerinde tutulan isimhaline gelecekti. 15 yaşında Nantes tarafından keşfedildi Fransız kulüpleri, 1980’lerin başında bile çok gelişmiş scout sistemlerine sahiplerdi ve çoğu kulüp, ülke genelindeki altyapıları da tepeden tırnağa taramaktaydı. Bu sayede, Deschamps’ın yetenekleri de henüz 15 yaşına geldiğinde birçok büyük kulüp tarafından keşfedilmişti. Bunların içinde en bilinenleri St. Etienne, Bordeaux, Nantes ve Auxerre’di. Sonunda Deschamps, tercihini Nantes’tan yana yapacaktı. Bunda en etkili olan faktör, Nantes’ın, kendisinin okul yaşamını da en iyi şekilde sürdürmesini sağlayacak şekilde bir eğitim programını sunması olmuştu. Benzer fırsatlarla karşılaşan yaşıtları hemen defteri kitabı bir kenara fırlatıp soluğu top sahasında alırken Deschamps’ın eğitim hayatından taviz vermeye yanaşmaması, kuşkusuz onun ileride de -futbolculukta veya tek- nik adamlıkta- karşılaştığı durum- ları çok daha akılcı ve geniş bir bakış açısıyla değerlendiren bir karakter olmasını sağlayacaktı. Henüz 15 yaşındayken doğup büyüdüğü Bayonne’dan ayrılan ve 500 kilometre kuzeydeki Nantes’ın yolunu tutan Deschamps, ailesin- den uzakta, tek başına kalmasına karşın hem okuluna hemde futbola adeta dört elle sarılarak yaşıtların- dan beklenmeyecek bir disiplin örneği ortaya koyacaktı. Yeni kulübünün genç takımlarında iki yıl boyunca forma giyerken, bir yandan da derslerini başarıyla tamamlayan Deschamps, 17 yaşına geldiğinde hem lisedenmezun oluyor hemde Nantes’ın A takımına yükseliyordu. Deschamps, 1985-86 sezonunda Nantes formasıyla profesyonel kariyerine ilk adımlarını atarken ligde yedi maçta sahaya çıktı. Bir sonraki sezon bu sayı 19’a yükselirken, 1987-88 sezonundan itibaren Deschamps, Nantes’ın değişmez oyuncularından biri haline gelecekti. Fransa’nın alt yaş gruplarındaki millî takımlarında zaten birkaç senedir forma giy- mekte olan Deschamps’ın Amillî takımdaki ilkmaçıysa 29 Nisan 1989’da, Yugoslavya’ya karşı oyna- nan 1990 Dünya Kupası eleme maçıydı. Deschamps, karşılaşma- nın son 15 dakikasında, teknik direktör Michel Platini tarafından Daniel Xuereb’in yerine sahaya sürülmüştü. Deschamps, ofansif anlamda sahada pek göze batan bir isim değildi belki ama defansif açıdan takımına sağladığı katkı muaz- zamdı. Pozisyon bilgisi kusursuzdu ve top rakipteyken takımının gardını alabilmesi adına durması gereken en uygun yer neresiyse hemen orada bitiveriyor, ayrıca takım arkadaşlarını da pozisyon almaları konusunda yönlendirmek- ten geri kalmıyordu. Bu anlamda saha içerisinde tambir savunma lideriydi. Tabiî rakipten topun kapıl- ması sonrasında da o topu hücum- cularla en iyi şekilde buluşturacak pas becerisine ve oyun görüşüne de sahipti. Dolayısıyla hemen hemen her teknik direktörün, orta sahanın gerisinde görev vermek isteyeceği türden bir oyuncuydu. Marsilya ile Avrupa’nın zirvesinde 1980’lerin sonunda Fransız futbolu- nun yükselen yıldızı Marsilya kulübüydü. Güney ekibi, 1988-89 sezonunda şampiyon olmuştu ve ihtiraslı başkanları Bernard Tapie, Fransız futbolunda büyük bir hâki- miyet kurmak için kolları sıvamıştı. Bu uğurda takıma uzun vadeli hizmetlerde bulunabilecek genç ve kaliteli oyuncuların da kadroya katılması gerekiyordu ve hedefteki isimlerden biri de Deschamps’dı. Neticede 1989 Kasım’ında da Marsilya nihayet Deschamps’ı Nantes’tan transfer ediyordu. Deschamps, yeni takımındaki ilk sezonunda aynı zamanda kariyeri- nin ilk lig şampiyonluğunu da yaşı- yordu. Marsilya, Şampiyon Kulüpler Kupası’ndaysa yarı finale kadar ilerlemiş ancak bu turda Benfica’ya elenmekten kurtulamamıştı. Tecrübe kazanması için 1990-91 sezonunda Bordeaux’ya kiralanan Deschamps, bu sezonun ardından Marsilya’ya geri dönmüş ve bekle- nen aşamayı da kat ederek takımın önemli oyuncularından biri haline gelmişti. Deschamps, Marsilya ile 1992 ve 1993’te birer lig şampiyon- luğu daha yaşarken, asıl tarihi başarıyı Avrupa kupalarında yaşayacaktı. Şampiyon Kulüpler Kupası, 1992-93 sezonuyla birlikte Şampiyonlar Ligi adını almıştı ve yeni adıyla düzen- lendiği ilk sezonda da Marsilya, ilk turda Glentoran’ı, ikinci turda da Dinamo Bükreş’i devre dışı bıraka- rak grup aşamasında boy göstere- cek sekiz takımdan biri olmuştu. Bu aşamada A Grubu’nda Rangers, Club Brugge ve CSKAMoskova’ya rakip olan Marsilya, oynadığı altı maçta üç galibiyet, üç de beraberlik elde ederek grubunu lider tamam- lamış ve diğer grubun birincisi Milan’la finalde karşılaşmaya hak kazanmıştı. 26 Mayıs 1993’te Münih’te oynanan finalde Marsilya, güçlü rakibini 43. dakikada Basile Boli’nin attığı tek golle deviriyor ve böylece bu kupayı Fransa’ya geti- ren ilk ve şu ana kadarki tek takım oluyordu. Maçta sahaya kaptan çıkan Deschamps ise 24 yaşını ge- ride bırakalı henüz yedi ay olmuştu ve bu sayede Şampiyonlar Ligi’ni kazanan en genç takımkaptanı unvanını da elde etmişti. Ne var ki Marsilya adına rüya kısa sürede kâbusa dönüşecekti. Zira bazı rakip futbolcuların, Marsilya Başkanı Bernard Tapie’nin ligdeki bazı maçlarda kendilerine şike teklif ettiğine dair itiraflarda bulunması üzerine Fransa Futbol Federasyonu, kulüp hakkında so- ruşturma başlatmıştı. Deschamps, bu zor zamanda takımdan ayrılma- mıştı ve Marsilya, 1993-94 sezo- nunu da ligde ikinci sırada tamamlamıştı belki ama buna rağmen soruşturmanın sona ermesiyle birlikte federasyon, 1993’teki lig şampiyonluğunun iptaline ve kulübün bir alt lige düşürülmesine karar verecekti. 78 79

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==