TamSaha 167. Sayı / Ekim 2018

de sahip olduğu birkaç inekle küçük çaplı bir çiftlik oluşturmaya çalışarak ailesini geçindirmeye gayret ediyordu. Babasının gece gündüz çalışıyor olması, Gento’yu da ister istemez etkilemişti. Baba- sını işlerinde yalnız bırakmaya içi el vermiyordu ve bunun neticesinde 14 yaşında, ortaokulu bitirir bitir- mez daha fazla okumamaya, onun yerine babasına yardımcı olmaya karar verecekti. Böylece babasının sık sık uzun yola çıkmasının da etkisiyle çiftlikteki ineklerin bakı- mından artık o sorumlu oluyordu. Gento bir yandan ailesinin geçimine yardımcı olabilmek için kollarını sıvasa bile bir yandan da en önemli hobisi olan futbola zaman ayırmak istiyordu. 15 yaşına geldiğinde mahalli bir kulüp olan Nueva Mon- tana’nın kapısından içeri adımını attığında, birkaç yıl içerisinde kıta- nın en önde gelen futbolcularından birine dönüşeceğini doğrusu kendisi bile hayal etmemişti. O esnadaki en büyük beklentisi, günün birinde Cantabria bölgesinin en önemli takımı konumundaki Racing Santander’in formasını giyebilmekti. Gento, Nueva Montana’da futbolun yanı sıra atletizmbranşına da kaydolmuştu ve müthiş süratini burada yaptığı antrenmanlara borçlu olduğunu da sonraları belirtecekti. Daha sonra Union Club Astillero ve Rayo Cantabria kulüp- lerine geçen Gento için bu duraklar- dan özellikle ikincisi önemliydi zira Rayo Cantabria, o günlerde Racing Santander’e oyuncu yetiştirmesiyle bilinen bir kulüptü. Nitekim Gento’nun yetenekleri, Santander üstyapısının da dikkatini çok geçmeden çekecek ve genç oyuncu, 19 yaşına geldiğinde, hayallerini gerçekleştirerek Racing Santander’e transfer olacaktı. Gento, 1952-53 sezonunda, Santan- der formasıyla La Liga’da 10maça çıkarken bu karşılaşmalarda iki de gol atmıştı. Ligin vasat takımların- dan birinde, az sayıda maçta oyna- masına rağmen başta sürati olmak üzere, top tekniği, oyun zekâsı ve etkili paslarıyla kısa sürede dikkat çekmişti. Sol çizgide topla buluştu- ğunda şimşek gibi bir anda rakip kaleye gidebiliyordu zira 100met- reyi 11 saniyenin altında koşabil- mekteydi. O dönem atletizmde erkeklerde 100metre dünya reko- runun Britanyalı McDonald Bai- ley’nin 10.20 saniyelik derecesi olduğu düşünüldüğünde, Gento’ya yeşil sahaların “Flash”ı demenin abartı kaçmayacağı da aşikârdır herhalde. Üstelik bu ele avuca sığmaz sol açık, çoğumeslektaşının aksine, topla ilerlerken de süratin- den hiçbir şey kaybetmeyen kusursuz bir dripling yeteneğine sahipti. Böylesine bir cevherin, Santander’de fazla kalmayacağı muhakkaktı. Hatta gideceği adres bile belliydi: Real Madrid! Başkent ekibinin isteyip de alamayacağı oyuncu, hele ki o tarihlerde neredeyse yoktu. NitekimGento da çocukluğunda tuttuğu Santan- der’deki macerasına 10maç so- nunda noktayı koymak zorunda kalarak soluğu hemen Madrid’de alacak ve en büyük efsanelerinden biri haline geleceği yeni kulübüne imzayı atacaktı. Santander’den hızlıca Madrid’e Santander’de geçen sadece bir se- zonun sonrasında, 19 yaşındayken başkentin yolunu tutan Gento, Beyaz Şimşeklerdeki ilk yılında lig şampiyonluğu sevincini yaşayacak, ertesi sezondan itibaren de takımın değişmez parçalarından biri haline gelecekti. Gento, söz konusu ikinci sezonunda da La Liga şampiyonlu- ğuna ulaşıyordu. Genç yıldızın kari- yerindeki asıl dönümnoktasıysa, 1954 yılında kurulan UEFA’nın, bundan bir yıl sonra, üyesi olan ülke federasyonlarına bağlı takımlar arasında bir uluslararası turnuva düzenleme kararı almasıydı. Evet, günümüzde Şampiyonlar Ligi adı altında devam eden Şampiyon Ku- lüpler Kupası’ndan bahsediyoruz; hani Gento’nun altı kez kazanma başarısını gösterdiği o büyük kupadan… 1955-56 sezonunda Real Madrid, ligde şampiyonluğu Athletic Bil- bao’ya kaptırmıştı belki ama ilk kez düzenlenen Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Servette, Partizan ve Milan’ı eleyerek finale yükselmiş, Fransa Şampiyonu Stade de Reims ile Paris’te oynadığı finalde de raki- bini 4-3 mağlup ederekmutlu sona ulaşmıştı. Gento, henüz 22 yaşında ilk Avrupa şampiyonluğu sevincini yaşıyordu. Ertesi sezona gelindiğinde Real Madrid, ligde şampiyon olduğu gibi, Şampiyon Kulüpler Kupası’nda da RapidWien, Nice ve Manchester United engellerini aşarak finale gel- mişti. Real’in sahası olan Santiago Bernabeu Stadı’nda oynanacak fi- naldeki rakipse, İtalyan şampiyonu Fiorentina’ydı. Uzun süre golsüz gidenmaçta kilidi 69. dakikada Alfredo di Stefano’nun attığı penaltı golü açarken, 75. dakikada Gento sahneye çıkıyor ve skoru belirleyen golü atarak Real Madrid’in üst üste ikinci kez Avrupa şampiyonluğuna ulaştığını ilân ediyordu. 1957-58 sezonunda da senaryo değişmeyecekti. Real Madrid, La Li- ga’da da Avrupa’da da zirvedeki ye- rini koruyordu. Şampiyon Kulüpler Kupası’nda bu kez Antwerp, Sevilla ve Vasas’ı saf dışı bırakarak final vizesi alan İspanyol temsilcisi, Brüksel’deki finalde Milan’la karşı karşıya gelmiş ve açıkçası uzunca bir süre de ecel terleri dökmüştü. Golsüz sona eren ilk yarının ardın- dan gol perdesini Milan adına 59. dakikada Juan Schiaffino açmıştı. 74’te Di Stefano skora den- geyi getirdiyse de üç dakika sonra Ernesto Grillo, İtalyan ekibini bir kez daha öne geçirmişti. 79’da Hector Rial’den gelen golse maçı uzatma- lara götürecekti. Uzatmaların ilk devresinde de eşitlik bozulmazken, 107. dakikaya gelindiğinde Gento topu ağlarla buluşturacak ve bu golle birlikte Real Madridmaçı 3-2 kazanarak üst üste üçüncü kez Avrupa’nın en büyüğü olacaktı. Bir sonraki sezon, Real Madrid’in La Liga’daki hâkimiyetine Barcelona son vermişti belki ama Avrupa arenasında Beyaz Şimşekleri tah- tından edebilmek yine mümkün olmamıştı. Beşiktaş, Wiener SC ve Atletico Madrid’i eleyerek finale adını yazdıran Real Madrid, finalde, üç yıl öncesinde olduğu gibi yine karşısında Stade de Reims’i bulmuş ve Stuttgart’taki mücadelede, Mateos ile Di Stefano’dan gelen gollerle rakibini 2-0mağlup ederek dörtte dört yapmıştı. Üst üste beşinci Avrupa zaferi 1959-60 sezonundaysa Real, ligde şampiyonluğu yine Barcelona’ya, üstelik bu kez sadece iki gollük bir averaj farkıyla kaptırıyordu. Lâkin bunun acısı da önceki yılki gibi Avrupa’da fazlasıyla çıkartılacaktı. Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Jeu- nesse Esch ve Nice’i eledikten sonra yarı finale gelen Real Madrid, bu turda ezeli rakibi Barcelona’yla eş- leşmişti. Barcelona da ligde üst üste ikinci şampiyonluğuna gitmekte olduğundan da anlaşılacağı üzere o dönemde müthiş formdaydı. Hatta yarı finale gelirken de Milan’a iki maçta yedi, WolverhamptonWan- 88 89 Şampiyon Kulüpler Kupası’nı üst üste beş kez kazanan Real Madrid kadrosu Di Stefano, Gento ve Puşkaş

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==