TamSaha 168. Sayı / Kasım 2018
Tek istedikleri spor yapmamdı. Daha sonra da Karlsruhe’den beni izlemeye geldiler ve 10 yaşınday- ken de takımlarına aldılar. Her sene üstüne koya koya ilerledim. İlerledikçe de daha çok fark edildim. Okul hayatın nasıldı bu arada? Derslerim iyi gidiyordu. Oradaki en üst seviyedeki okula gidiyor- dum. Stuttgart’a transfer olduktan sonra okulla arama biraz mesafe girdi. Daha çok futbola yöneldim. Okul takımı var mıydı? Okulda futbol oynuyor muydun? Yok. Okul takımımız yoktu. Herkes bireysel olarak spor yapıyordu. Alman disiplini diye bir şey var… Bu disiplini sana nasıl bir yön verdi? Nasıl bir altyapı eğitimine tâbi tutuldun? Dediğiniz gibi, Almanya’da her şey disiplinli. Her özelliğinize bakıyorlar. Karlsruhe’nin kapısın- dan girdiğimde 10 yaşındaydım. O zaman bile bize takımolmanın ne olduğunu öğretiyorlardı. Top- luca yapılan herhangi bir etkinliğe geç kalmanın cezası vardı. Çok disiplinliydi. Bu disiplini küçük yaştan itibaren işlediler. Peki, topla eğitimnasıl başladı? Sana orta saha oyuncusu olacağını kaç yaşındayken, kim söyledi? Karlsruhe’ye orta saha oyuncusu olarak gelmiştim. Sonrasında de- fans oynadım. Çünkü o zamanlar yaşıtlarıma oranla biraz daha ka- lıplıydım. Karlsruhe’ye gelenlerin hemen hemen hepsi de 10 nu- mara pozisyonunda forma giyen çocuklardı. Ancak yaşıtlarıma göre fiziğimdaha güçlü olduğu için defansta forma giydim. 14 ya- şına geldiğimde hocama defansta değil orta sahada oynamak iste- diğimi söyledim. Çünkü defansta yapabildikleriniz sınırlı. Ben daha çok yaratıcı oyunun içinde var olmak istemiştim. Hocamda beni orta sahaya koydu. 1 sene orada oynadım. Sonra da zaten Stuttgart’a transfer oldum. Seninle birlikte futbola başlayan birçok arkadaşın bugün futbolcu olamadı ama sen bunu başardın. Seni arkadaşlarından ayıran özelliklerin nelerdi? Neleri doğru yaptın da bugün AMillî Takım’a yükselebilen bir oyuncu oldun? Bazı arkadaşlarımbana o dönem- ler, “Sen gençliğinden çok şeyi kaçırıyorsun. Çocukluğunu yaşa- mıyorsun. Kendini sadece futbola adıyorsun” diyorlardı. Bizim ço- cuklar dışarı çıktığı zaman ben çıkmaz, sahada kalıp idman ya- pardım. Oynamadığım zaman- larda da çok idman yapardım. Kesinlikle özveri gösterdim, birçok şeyden fedakârlık yaptım. Çok çalıştım. Karlsruhe’den sonra yolun Stuttgart’la nasıl kesişti? U15 Alman Millî Takımı’nda oynu- yordum. Beni orada görmüşler. Sonra Karlsruhe’deki maçlarımı izlemeye geldiler. Sonrasında beni takip ettiler ve transferim gerçekleşti. Gurbette olan her futbolcu, günün birinde yaşadığı ülke ile Türkiye arasında bir tercih aşamasına ge- liyor. Sen önce Almanya’da oyna- yıp sonra Türkiye’yi tercih ettin. Bu kararı süreci nasıl gelişti? İlk teklif Alman Millî Takımı’ndan gelmişti. Türkiye’den hiçbir bağ- lantımyoktu. Beni kimse bilmi- yordu. Almanya’dan gelen teklifi kabul ettim. Sonrasında Almanya beni U16 Millî Takımı’na çağırmadı ve açıkçası bağımız koptu. Tambu sırada Türkiye’den beni aradılar. Türkiye’nin teklifini kabul edip U16 ve U17 Millî Takımlarında forma giymeye başladım. Tabiî Türkiye adına forma giydiğimi Al- manlar biliyordu. U19’da beni yine çağırdılar. Onlara, “Artık size gel- meyeceğim. Türkiye adına oyna- maya devam edeceğim. Beni U16’da istemediniz ama Türkiye beni hiç bırakmadı” dedimve tekliflerini reddettim. Türkiye’de kendimi çok iyi hissediyordum. Bana burada çok ilgi gösterildi ve çok değer verildi. Gurbetçi oyuncular yaşadıkları ülkeyle Türkiye arasında seçim yaparken neleri düşünüyor? U15’te bana gelen tek bir teklif vardı; Almanya davet etmişti, ben de kabul ettim. U16 döneminde da yalnızca Türkiye beni istedi ve kabul ettim. Ama U19 döneminde iki ülkeden birden teklif gelmişti. Ben o dönemde Türkiye için oynamaya karar vermiştim zaten. Başka oyuncular neden Al- manya’yı tercih ediyor sorusunun cevabı, çünkü Almanya Dünya Kupası’nda, Avrupa Şampiyo- nası’nda çok sayıda maç yapıyor, finale çıkıyor ve hatta kazanıyor. Türkiye henüz bu büyük turnuva- larda finalde mücadele edemedi. Açıkçası ben bu büyük başarıyı yaşamak için Türkiye’yi seçtim. Türkiye ile Dünya Kupası’nda, Avrupa Şampiyonası’nda final oynamak istiyorum. Bu benim tutkuyla bağlı olduğumbüyük bir hayal… Bunu gerçekleştirmek istiyorum. Türkiye ile bir ilki başarmak istiyorum. Almanya zaten bu kupaları kazandı. Diğer oyuncuları düşündüğümüz zaman sanırımbu işin pazarlama kısmı ağır basıyor ve tercihler de buna göre yapılıyor. Kesinlikle doğru. Pazarlama, karar verme aşamasında çok etkili bir unsur. Zaten çoğu kişi bana Almanya’yı seçmemi söyledi. Pazarlama yönünün çok daha güçlü olduğunu iddia ettiler. Ama ben bunu hiçbir zaman düşünmedim. Türkiye ile bir ilki başarmak istiyorum. Bu sebeple Türkiye’yi seçtim. “ 76 77 Aslen Hopalıyız ama ailem artık Kandıra’da yaşıyor. Almanya’da annemplastik kapak üreten, babamda demir sektöründe faaliyet gösteren bir firmada çalışıyor. Annemle babambir spor yapmamı hep destekledi ve beni futbola götürdüler. Daha sonra Karlsruhe’den beni izlemeye geldiler ve 10 yaşındayken de takımlarına aldılar. “ Almanya’da her şey disiplinli. Her özelliğinize bakıyorlar. Karlsruhe’nin kapısından girdiğimde 10 yaşındaydım. O zaman bile bize takım olmanın ne olduğunu öğretiyorlardı. Topluca yapılan herhangi bir etkinliğe geç kalmanın cezası vardı. Bu disiplini küçük yaştan itibaren işlediler. “ Karlsruhe’ye gelenlerin hemen hepsi 10 numara pozisyonunda forma giyen çocuklardı ve ben fiziğim daha güçlü olduğum için defansta oynatıldım. 14 yaşına geldiğimde hocama orta sahada oynamak istediğimi söyledim. Yaratıcı oyunun içinde olmak istemiştim. Hocamda beni orta sahaya koydu. “ Bazı arkadaşlarımbana, “Sen gençliğinden çok şeyi kaçırıyorsun. Çocukluğunu yaşamıyorsun. Kendini sadece futbola adıyorsun” diyorlardı. Arkadaşlar dışarı çıktığı zaman ben çıkmaz, sahada kalıp idman yapardım. Kesinlikle özveri gösterdim, birçok şeyden fedakârlık yaptım.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==