TamSaha 170. Sayı / Ocak 2019
talya’da yıllardır hem Juventus’un çok iyi durumda olması hemde Milan ile Inter’in ciddi bir kriz içinde bulunması neticesinde zirvenin rengi hep siyah-beyazdı. Juventus, üst üste yedi sene şampiyon olarak bu alanda zaten kendine ait olan rekoru biraz daha geliştirirken, yaz transfer döneminde dünya futbolunun son 10 yıldaki en gözde iki isminden biri olan Cristiano Ronaldo’yu da renklerine katarak ülkesinde iyice rakipsiz hale gelmeye kararlı olduğunu da açıkça göstermişti. Ronaldo transferi sonrasında elbette Juventus için öncelikli hedefin artık Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu olduğu düşünül- mekteydi. Buna paralel olarak, konsantrasyonunun büyük bir kısmını Devler Ligi’ne odaklaya- cak olan Juventus’un, Serie A’da bir rehavete kapılıp kapılmayacağı da sorgulanıyordu ve böyle bir durumda belki de yedi yıllık şampiyonluk serisinin son bulabileceği düşünülüyordu. Ne var ki Juventus, Serie A’da şu ana kadar, önceki yıllardan bile daha etkileyici bir performans ortaya koydu. Lige sekizde sekiz yaparak giren siyah-beyazlılar, sadece dokuzuncu haftada kendi evlerinde Genoa önünde sürpriz bir beraberlik aldı. Bunun ardın- dansa yeni bir sekiz maçlık galibiyet serisine imza attılar, sonrasında da Atalanta ile deplas- manda 2-2 berabere kalarak 18 haftayı 50 puanla tamamladılar. Üstelik bu periyotta lig ikincisi Na- poli’yi 3-1, üçüncü sıradaki Inter’i 1-0, dördüncü durumdaki Lazio’yu da 2-0mağlup ederek rakiplerine karşı doğrudan üstünlük sağla- mayı da ihmâl etmediler. Juventus’ta performansı en çok merak edilen isim tabiî ki Ronaldo’ydu. Real Madrid kariye- rinde oynadığı maç sayısından fazla gol atarak akıl almaz bir başarı yakalayan Portekizli yıldız, Juventus formasıyla ligde bu denli rekorlara göz kırpacak bir istatis- tik yakalamasa da yine de takımı- nın en skorer ismi olmayı bildi ve rakip fileleri de 12 kez havalan- dırdı. Bu sezon Juventus’u takip etmeye çalışan takımsa, son üç sezonda iki kez lig ikincisi olan, hatta geçen sene ikinci sırayı alırken, nor- malde şampiyonluk için gani gani yetecek 91 puan toplayan Napo- li’ydi. Ancak Napoli’nin 18maçta topladığı 41 puan, onların ancak Juventus’u uzaktan izlemelerine yetebildi. Yeni yıl öncesindeki son maçta Napoli’yi bir son dakika go- lüyle 1-0mağlup eden Inter ise 36 puanla üçüncü sırada yer alıyor. Juventus bu çizgisini sezonun tamamına yayıp rekorları param- parça edecekmi? Yoksa bir noktada tökezlerlerse Napoli bu fırsattan istifade edip zirve müca- delesine ortak olabilecekmi? Şu anda Serie A için cevabını bekleyen sorular bunlar. Ligin alt sıralarına bakıldığındaysa henüz galibiyeti olmayan, üstelik üç puan da ceza alan Chievo’nun, beş puanla son sırada kaldığı ve bu cendereden çıkmasının da hayli zor olduğu gözüküyor. Dokuz puanlı Frosinone ve 13 puanlı Bo- logna da düşme hattında yer alan diğer takımlar. Dördüncü sıradaki Lazio ile 12. sıradaki Parma ara- sında sadece altı puanlık bir farkın olmasıysa, Serie A’da bu sezonki asıl mücadelenin, önümüzdeki yıl Şampiyonlar Ligi’ne gidecek dördüncü takımı belirlemek adına verileceğini göstermekte… Serie A Juventus yeni rekora koşuyor İ aris St. Germain, 2011’de Katarlı- lar tarafından satın alınması sonrasında Ligue 1’de oynanan yedi sezonun beşinde şampi- yonluğa ulaşarak Fransız futbo- lunda yepyeni bir döneme girildiğini zaten kanıtlamıştı. 2013-16 aralığında elde ettikleri üst üste dört şampiyonluğun ardından 2017’de zirveyi Mo- naco’ya kaptırmışlardı belki ama sonrasında hemMonaco’nun genç yıldızı Kylian Mbappe’yi hem de Barcelona’dan Neymar’ı rekor meblağlar karşılığında renklerine bağlayarak ne denli ihtiraslı olduklarını bir kez daha gözler önüne sermişler, bunun neticesinde de geçen sezonu Monaco’nun 13 puan önünde, fazla zorlanmadan şampiyon olarak tamamlamışlardı. PSG, bu sezona bakıldığındaysa, yeni teknik direktörüThomas Tuchel yönetiminde eskisinden de daha güçlü ve rakip tanımaz bir halde… Ligde şu ana dek 17 maç oynayan başkent ekibi, bu karşılaşmaların 15’ini kaza- nırken sadece iki kez berabere kaldı ve beş büyük ligde Juven- tus ile birlikte en yüksek puan ortalamasını yakalayan iki takımdan biri oldu. PSG bu maç- larda 50 gol atarken kalesinde sadece 10 gol görmesiyle de ra- kiplerinin gözünü iyice korkuttu. Fransa’da son haftalarda yaşanan protesto gösterileri nedeniyle bazı lig maçlarının ertelenmesi, yılsonuna gelindi- ğinde puan cetvelinde, oynanan maçlar bazında, dengesiz bir görüntü ortaya çıkardı. Örneğin PSG 17 maç yapmışken, ikinci sıradaki Lille ise 19 maçı geride bırakmış durumda. Lâkin bu iki maçlık farka rağmen PSG’nin, rakibinin 13 puan önünde olması, onların bu sezon zirvede ne denli yalnız kalacağının belki de en net kanıtı. Sezonun kalan bölümünde PSG’nin önünde artık iki hedef var. Birincisi, Fransa Ligi tari- hinde bugüne dek örneği olma- yan namağlup şampiyonluk (1994-95 sezonunda Nantes sa- dece bir maç kaybedip şampiyon olmuştu ve bu alandaki en iyi derece onlara ait) ikincisiyse, 1959-60 sezonunda Stade de Re- ims’in attığı 109 golle ele geçir- diği en golcü takım unvanını 59 yıllık bir aranın ardından devral- mak. İlk 17 maçlarında ortaya koydukları performansa baktıklarında da şu an bu iki hedefe ulaşmaları da gayet olası gözüküyor. Ligue 1’de sezonun ilk yarısında en dikkat çekici noktalardan bir diğeriyse, iki yıl öncesinin şam- piyonu olan Monaco’nun adeta kâbus gibi bir dönemden geç- mesiydi. Son olarak 2010-11 se- zonunda küme düşen, yine de Ligue 2’de geçirdiği iki yılın ardından güçlü bir şekilde geri dönmeyi bilen ve devamında hem şampiyonluk hem de Şam- piyonlar Ligi’nde yarı final gör- meyi başaran Monaco, bu sezon bir türlü istediği sonuçları alamadı ve 18 maç sonunda da toplayabildiği 13 puanla sondan ikinci sırada yer alıyor. Hatırlat- mak gerekirse, Ligue 1’de son iki sıradaki takımlar direkt küme düşerken, sondan üçüncü sırada yer alan takımsa Ligue 2’nin üçüncüsüyle play-out oynuyor ve Monaco şu an, bir üstündeki Dijon’un bile üç puan gerisinde… Peş peşe gelen kötü sonuçlar nedeniyle, iki yıl önceki şampi- yonluğun mimarlarından olan teknik direktör Leonardo Jardim ile de dokuzuncu hafta sonunda yolların ayrıldığı Monaco’da, Portekizli teknik adamın yerine, kulübün yetiştirdiği en büyük efsanelerden olanThierry Henry getirildi. En son Belçika Millî Takımı’nda Roberto Martinez’in yardımcılığını yapmakta olan Thierry Henry, böylece ilk kez kulübede birinci adam olarak görev alıyordu. Lâkin onun gelişi de kötü gidişi değiştirebilme adına pek bir etki yaratamadı ve Jardim ile çıktığı dokuz maçta altı puan alabilen prenslik ekibi, Henry yönetiminde de dokuz maçta yedi puanda kaldı. Ligue 1 Paris St. Germain ve ötekiler P 125 124
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==