TamSaha 170. Sayı / Ocak 2019

Kara Panter’in anısınasaygıyla… 143 Futbol dünyasının gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden biri olanPortekizli Eusebio da Silva Ferreira’nın vefatının üzerinden beş sene geçti. Eusebio, müthiş futbolculuğuyla sadece Portekiz’i dünya futbolunun önemli güçlerinden birine dönüştürmekle kalmamış, aynı zamandaAvrupa futbolunda siyahların kendilerini kabul ettirebilmesinin de öncülerinden olmuştu. 2 Eusebio 5 Ocak 1942’de, o tarihlerde Portekiz Doğu Afrika’sının (günümüzde Mozambik) baş- kenti olan Lourenço Marques’te dünyaya gelen Eusebio’nun çocukluğu, büyük yokluklar içerisinde geçmişti. Öyle ki, en büyük tutkusu olan futbolu bile anca ara sokaklarda teneke kutularını veya çorapların içine gazete kâğıdı tıkılarak yapılan topları tekmeleyerek oynayabil- mekteydi. Lâkin Eusebio’nun yetenekleri elbette bu yokluk- larla sınırlanacak değildi. Nitekim 15 yaşına geldiğinde Sporting’in kentteki temsilcisi olan Sporting Lourenço Marques’in altyapısına kaydolu- yordu. İşin ilginci, Eusebio üç sene sonra Sporting’in ezeli rakibi Benfica tarafından transfer edilecekti. Eusebio, Benfica’ya 1960’ın sonlarında geldiyse de resmi lisansının çıkması 1961 Mayıs’ını bulacaktı. O tarihlerde Benfica, Avrupa’nın en önemli futbol güçlerinden biri olma yolun- daydı. Lizbon ekibi, Şampiyon Kulüpler Kupası’ndaki beş yıllık Real Madrid hegemonyasını da yıkacak ve 1960-61 sezonunda finalde Barcelona’yı 3-2 mağlup ederek bu kupayı Real Mad- rid’den sonra kazanmayı başaran ilk takımolacaktı. Lisansı geç çıktığı için o sezonki Avrupa macerasında takımının formasını giyemeyen Eusebio, ertesi sezona girildiğindeyse Benfica’nın ilk on birindeki ye- rini almıştı. Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yine doludizgin giden Benfica’ysa, bir kez daha finale yükselmişti. Benfica, Real Madrid’le oynanan finalde 2-0 geriye düşse de maçı 5-3 kaza- narak üst üste ikinci kez Avrupa’nın en büyüğü olurken, Eusebio da takımına galibiyeti getiren son iki gole imzasını atmıştı. Eusebio’lu Benfica, bir sonraki sezon bu kupada üst üste üçüncü kez finale kaldıysa da Eusebio’nun golüyle 1-0 öne geçtikleri maçta Milan’a 2-1 mağlup olmaktan kurtulamaya- caktı. Benfica, iki yıl sonrasında bir final daha görürken bu sefer de Inter’e tek golle teslim oluyordu. Portekiz futbolundaki atılımsa, millî takımın 1966’da ilk kez Dünya Kupası’na katılmasıyla sürüyordu. Portekiz, turnuvanın ilk turunda oynadığı üç maçı da kazanıp grup lideri olarak çey- rek finale kalırken, özellikle son 142 iki kupanın şampiyonu Brezilya’yı 3-1 mağlup edip elemesiyle bir anda en çok dikkat çeken takım- lardan birine dönüşmüştü. Eusebio da ikisi Brezilya’ya olmak üzere attığı dört golle, Pele sonrasındaki yeni kral olarak görülmeye başlanmıştı. Çeyrek finalde Portekiz’in karşısında sürpriz bir ekip, ilk turda İtalya’yı kupanın dışına iten Kuzey Kore vardı. Koreliler, Porte- kiz önünde de 3-0 öne geçerek ne denli çetin ceviz olduklarını ortaya koyuyor fakat sonrasında sahneye çıkan Eusebio peş peşe dört gol atarak takımını 4-3’lük üstünlüğe taşıyordu. Portekiz maçı da 5-3 kazanarak yarı finaldeki yerini alacaktı. Ancak bu turda ev sahibi İngiltere karşısında tutunamıyorlar ve Eusebio penaltıdan bir gol atma- sına karşın İngilizler maçı 2-1 ka- zanıyordu. Portekiz sonrasındaysa üçüncülükmaçında SSCB’yi 2-1 mağlup edecek, bu karşılaşmada da bir gol bulan Eusebio ise turnu- vayı dokuz golle gol kralı olarak tamamlayacaktı. Eusebio, Portekiz’le elde ettiği bu önemli başarı sonrasında Benfica ile de uluslararası düzeyde önemli işler yapmayı sürdürecekti. 1967-68 sezonunda bir kez daha Şampiyon Kulüpler Kupası’nda finale kadar giden Lizbon ekibi, Manchester United ile giriştiği mücadeleyi ise uzatmalarda 4-1 kaybedecekti. Öte yandan 1968’in Eusebio adına en anlamlı yanların- dan bir diğeriyse, o yıl ilk kez düzenlenen Altın Ayakkabı ödülünü, ligde 43 gol atarak kazanmasıydı. Eusebio bu başarıyı 1972-73 sezonunda attığı 40 golle bir kez daha tekrarlayacaktı. 1975 yılında ilerleyen yaşı ve bir dizi sakatlıklar yaşaması sonrası Eusebio’nun Benfica ile yolları ayrıldığında geride müthiş bir kariyer vardı. 14 senede 11 Portekiz Ligi, beş Portekiz Kupası ve bir Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğu kazanmış, ligde, kupada ve Avrupa kupalarında çıktığı 449maçtaysa 473 kez rakip fileleri havalandırmıştı. 5 Ocak 2014’e gelindiğindeyse hayatın en nihaî, en acımasız ve ne yazık ki aynı zamanda en karşı konulmaz gerçeğinin Eusebio’nun da kapısını çalacağı tutmuştu. Buna vesile olarak da kalp yetmezliğini seçmişti. Eusebio gibi bir ismin ardından çok özel bir şeyler söylemeye gerek yok aslında. Ancak kendisi hakkında son olarak önemli bir ayrıntının da altını çizmek lâzım. Eusebio, II. Dünya Savaşı’nın üzerinden çok geçmemişken, yani Avrupa’dan faşizmin izleri henüz çok silinme- mişken, dahası Portekiz de Salazar gibi aşırı sağcı bir diktatörün yöne- timi altındayken ve Avrupa’da futbol sahalarında siyahî oyunculara henüz pek rastlanmaz- ken, Afrika’dan gelip bir siyah olarak kısa sürede tümkıtaya kendisini kabul ettirmiştir. Eusebio, böylece Avrupa futbo- lunda sonraki yıllarda sayıları hızla artacak siyahî oyuncular için de harika bir öncü olmuştur. Onur Erdem

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==