TamSaha 170. Sayı / Ocak 2019

ediyordu. Sürekli oynamaya alışmış bir oyuncuyken yedek kalmak bana göre değildi. Bu günler sıkıntılı geçti diyebilirim. Tümbu dönemboyunca millî takımkariyerin de başarılı bir şekilde devam etti. Fransa doğumlu olmana rağmen Tunus’u seçtin. Öncelikle bu tercihi neden yaptın? Fransa’dan sana teklif mi gelmedi? Açık konuşalım, Fransa Millî Takı- mı’ndan teklif gelebilmesi için şu anki performansımdan çok daha iyisini göstermemgerekirdi. Demek ki onların gözünde bu performansı gösterememişim. Ama Tunus’ta oynadığım için de mutluyum. Bugüne kadar 48 kez Tunus Millî Takımı formasını giydin. 2018 Dünya Kupası’nda da iki maçta oynadın. Millî takımla ilgili düşüncelerin nedir? Dünya Kupası’nda oynamak çok farklı bir tecrübeydi. Ama açıkçası bizim için işler çok istediğimiz gibi gitmedi. İngiltere’den bir puan alabilecekken 90. dakikada Harry Kane’in golüyle son anda maçı kaybettik. Sonrasında bizim için işler daha da karmaşıklaştı. Belçika yenilgisinden sonra Pana- ma’yı mağlup etsek de gruptan çıkamadık. Yine de Dünya Kupası tecrübesi yaşamak güzeldi. Caen’den sonra Kasımpaşa’ya geldin. Seni bu kulüpte ilk kim fark etti ve transferin nasıl gerçekleşti? Beni ilk keşfeden kişi o dönemki teknik direktörümüz Kemal Öz- deş’ti. Ama açıkçası Kemal Hoca beni izlemek için gelmemişti. Mısır’daydık ve Kemal Hoca da Trezeguet’yi izlemeye gelmişti. Ancak benimde performansımı beğenmiş. Kasımpaşa’da oyna- mak isteyip istemeyeceğimi sordu. Ben de biraz düşünüp araş- tırdıktan sonra olumlu cevap verdim. İstanbul zaten çok güzel bir şehir. Gelip tesisleri gezdikten sonra da transfer teklifini kabul ettim. Kasımpaşa’nın tesisleri tek kelimeyle muhteşem. Transfer olduğun günden beri uyum sorunu yaşamadığını görüyoruz. Kasımpaşa’da nasıl bir ortambuldun? Takımın havasını bize biraz anlatır mısın? Evet, burada uyum sorunu yaşa- madım. Takıma çok çabuk adapte oldum. Çünkü Kasımpaşa’daki her şey gerçektenmuhteşem. Bir futbolcunun isteyebileceği her imkân var bu kulüpte. Tesisler muhteşem, teknik ekip çok iyi, çalışanlarla iletişimimharika. İs- tanbul çok güzel bir şehir. Taraf- tarlarımız bizi destekliyor ancak baskı yüksek değil. Bu bazen takım için iyi bir durum olabiliyor. Bu yüzden de Kasımpaşa’da bugün başarılı bir tablo sergiliyo- ruz. Ama bazen taraftar baskısını da özlemiyor değilim. Fransa, İngiltere, Tunus ve Romanya’dan sonra Süper Lig’i nasıl değerlendirirsin? Diğer liglere ve ülkelere oranla Türkiye’nin farkları nedir? Türkiye’de futbol sadece atak üzerine kurulu… Tabiî herkesin kendi görüşü farklı olabilir ve şu an söyleyeceğim şeyde yanlış da anlaşılmak istemem. Ama ben hayatımda ilk kez bir hocadan, “Yediğimiz golden daha fazlasını atmamız gerekiyor” diye bir cümle duydum. Evet, çok gol atmak önemli ama taktiksel açı- dan çok fazla varyasyon yok Türkiye’de… Ben bir defans oyuncusuyumve öncelikle gol yememeyi düşünürüm. Bu açıdan bakınca burada durum farklı. Diğer ülkelerde daha çok taktiğe önemveriliyor diyebilirim. Kasımpaşa bugün beklentilerin ötesinde bir seviyede. Takımdaki gidişat sence nasıl? İyi oyunculardan kurulu bir ekibiz. Yapabileceklerimize inanıyoruz. Takımdaki ortamda her şey futbol oynamaya müsait. Tesisler, stat, taraftar, personel, yönetimgibi her etken aslında bizim iyi futbol oynamamız için dizayn edilmiş gibi. Bu yüzden de başarılı oyun ve iyi sonuçlar geliyor. Mustafa Denizli ülkemiz için çok önemli ve çok tecrübeli bir teknik adam. Kendisiyle nasıl bir ilişkin var? Mustafa Hocayı birlikte ça- lıştığın diğer teknik adamlardan ayıran farklar neler? Mustafa Hocanın gelişiyle birlikte takımda çok farklı bir hava ya- şandığı kesin. Gerçekten çok tec- rübeli ve ne istediğini bilen bir teknik adam. Sahada bir şey anla- tırken vücut diliyle bile istediği mesajı oyunculara verebiliyor. Mustafa Hocanın, “28-29. haftaya liderin 3-4 puan gerisinde girer- sek şampiyon oluruz” diye bir söylemi var. Bu sözlere ne diyorsun ve şampiyonluk konusunda senin görüşün nedir? Bu kadar bilgili ve tecrübeli bir teknik adambu sözü söylüyorsa tabiî ki derinlemesine düşünmek gerekir. Mustafa Hoca bizi şampi- yon olabileceğimize inandırdı. Takıma bu inancı verdi. Bugün oyuncusundan personeline kadar herkes şampiyon olabileceğimize inanıyor. Ama tabiî bu çok kolay bir şey değil. Ligdeki büyük ta- kımlar şu an için kötü durumda. Ama eminimki ikinci yarıyla bir- likte bu takımlar da çıkışa geçip, yarışa dâhil olacaktır. Lig uzun bir maraton ve bumaratondan başa- rıyla çıkabilmek için de büyük bir istikrar gerekiyor. Mustafa Hoca şampiyonluklara alışkın bir isim. Bu süreçle nasıl baş edeceğini biliyor. Bu bizim için büyük bir avantaj. Ligin ikinci yarısının çok daha zor ama bir o kadar da zevkli geçeceğini düşünüyorum. İstanbul’da nasıl bir hayatın var? Kesinlikle dünyanın en güzel şehirlerinden birisindeyim… İstanbul çok canlı. Her an, her saniye yapacak bir şeyler bulabi- liyorsunuz. İyi yemek yiyebilece- ğiniz çok sayıda alternatif var. Ailemle vakit geçirmeyi seven bir insanım. Hobilerin neler? Sporun her dalı aslında benim favorim. Sporun her türlüsünü yapmayı severim. Denizde vakit geçirmeyi de çok seviyorum. Gerek Fransa, gerek Tunus’ta de- nizde çok vakit geçirdim. Teknede olmak bana huzur veriyor. İstan- bul’da da zaman zaman tekne ge- zileri yapıyorum. 32 33 “ Mustafa Hoca bizi şampiyon olabileceğimize inandırdı. Ama tabiî bu çok kolay bir şey değil. Eminimki büyük takımlar ikinci yarıyla birlikte çıkışa geçip, yarışa dâhil olacaktır. Mustafa Hoca şampiyonluklara alışkın bir isim. Bu süreçle nasıl baş edeceğini biliyor. Bu bizim için büyük bir avantaj. Ligin ikinci yarısının çok daha zor ama bir o kadar da zevkli geçeceğini düşünüyorum. “ Türkiye’de futbol sadece atak üzerine kurulu… Şu an söyleyeceğim şeyde yanlış anlaşılmak istemem. Ama ben hayatımda ilk kez bir hocadan, “Yediğimiz golden daha fazlasını atmamız gerekiyor” diye bir cümle duydum. Evet, çok gol atmak önemli ama taktiksel açıdan çok fazla varyasyon yok Türkiye’de…

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==