TamSaha 171. Sayı / Şubat 2019
106 107 iyi bir başlangıç yapıyordu. Arjantin, bir sonraki maçında da Şili’yi Batis- tuta’nın tek golüyle 1-0mağlup edecek, ardından Paraguay önünde alınan 4-1’lik galibiyette de golcü oyuncu takımının ilk sayısına imzasını atacaktı. Batistuta sadece gruptaki sonmaç olan 3-2’lik Peru galibiyetinde boş geçecekti. Turnuvanın final aşamasıysa, ilk tur gruplarını ilk iki sırada tamamlayan Arjantin, Şili, Brezilya ve Kolom- biya’nın tek bir grupta bir araya gelmesinden oluşmaktaydı. İlkma- çında ezeli rakibi Brezilya ile karşı- laşan Arjantin, bu zorlumücadeleyi 3-2 kazanırken Batistuta yine bir gol atarak kendisini göstermişti. Arjantin, sonrasında Şili ile golsüz berabere kalsa da sonmaçında Kolombiya’yı 2-1 yenerek şampi- yonluğa ulaşacaktı. Bu karşılaş- mada bir gol daha bulan Batistuta ise altı golle turnuvayı gol kralı olarak tamamlamıştı. Copa America’daki bu büyük çıkı- şın da etkisiyle Batistuta, turnuva sonrasında İtalya’nın Fiorentina ekibine transfer oluyordu. Serie A’daki ilk sezonunda her ne kadar ülkeye adaptasyonla ilgili biraz sıkıntı çekse ve takımın tecrübeli isimlerinden Dunga ve Massimo Orlando ile de ufak sürtüşmeler yaşasa da attığı 13 golle takımının en golcü oyuncusu olmayı bilmişti. Ertesi sezonsa Batistuta, kariyerin- deki en acı tecrübelerden birini tatmıştı. Kendisi ligde bu kez rakip filelere 16 gol göndermişti belki ama Fiorentina, sezon sonunda Brescia ve Udinese’nin üçlü averajda gerisinde kalarak küme düşüyordu. Kulüpler düzeyinde böylesine tatsız bir durumla karşı karşıya olsa da Batistuta’nınmillî takımlar seviye- sindeki başarılarıysa devam et- mekteydi. 1993 yılında düzenlenen Copa America’da Arjantin, bu kez dörderli üç gruptan oluşan ilk turda Kolombiya, Meksika ve Bolivya’ya rakip olurken, ilkmaçında Boliv- ya’yı Batistuta’nın golüyle 1-0mağ- lup etmiş, ardından da Meksika ve Kolombiya karşısında 1-1’lik bera- berlikler alarak çeyrek finale yük- selmişti. Çeyrek finalde Brezilya’yı, normal süresi 1-1 bitenmaç sonunda penaltılarla deviren mavi-beyazlılar, yarı finalde de Kolombiya’yı, golsüz eşitlik sonrasında yine penaltılarla saf dışı bırakmış ve finale yükselmişti. İlk maçtan sonra peş peşe dört maçı golsüz geçen Batistuta ise Meksika ile oynanan finalde bunun acısını çıkartacak ve takımının elde edeceği 2-1’lik galibiyette iki gole birden imzasını atarak günün kahramanı olacaktı. Böylece Arjan- tin de üst üste ikinci kez Güney Amerika’nın en büyüğü oluyordu. İlk Dünya Kupası hat-trick’i 1993-94 sezonunu Fiorentina ile birlikte Serie B’de geçiren Batistuta, 16 gol atarak takımının şampiyon- luğa uzanıp yeniden Serie A’ya dönmesinde aslan payına sahip ol- muştu. Sezon bitiminde de ABD’de düzenlenecek olan Dünya Kupası için Batistuta yenidenmillî takım kadrosundaki yerini alıyordu. Arjantin, turnuvanın ilk turunda, Yunanistan, Bulgaristan ve Nijerya ile birlikte D Grubu’nda yer alırken ilkmaçını Yunanistan’la yapıyor ve harikulade bir oyunun ardından sahadan 4-0’lık galibiyetle ayrılır- ken, Batistuta da hat-trick yaparak karşılaşmanın yıldızı oluyordu. Arjantin, bir sonraki maçında da Nijerya’yı, Claudio Caniggia’nın golleriyle 2-1 mağlup edecekti. İleride Batistuta-Caniggia ikilisi ve arkalarında da Diego Maradona ile Arjantin, müthiş bir hücumgücüne ulaşmış durumdaydı ve ilk iki maç sonunda da şampiyonluk için en ciddi aday haline gelmişti. Ancak Nijerya maçından kısa bir süre sonra Maradona’nın ‘ephedrine’ adlı bir yasaklı madde kullandığının tespit edilmesi ve bu sebeple de yıl- dız oyuncunun kariyerini bitirecek nitelikte bir cezaya çarptırılması, Arjantin’in bütün düzenini altüst edecekti. Son Bulgaristanmaçına adeta sersemlemiş bir vaziyette çıkan Güney Amerika temsilcisi, bu karşılaşmayı 2-0 kaybedip grubu averajla üçüncü sırada tamamlasa da yine de en iyi üçüncüler arasına girip son 16’daki yerini almıştı. Gelgelelim ikinci turda Romanya karşısında da Maradonasızlığın şokunu atlatamamış bir vaziyette sahaya çıkmak, onlar adına turnu- vaya nokta konulacağının haberci- siydi. Nitekim zorlumücadeleden Romanya 3-2’lik galibiyetle ayrılı- yor, Batistuta’nın bumaçta attığı bir gol de Arjantin’e pek yardımcı olamıyordu. Dünya Kupası, Arjantin adına tatsız bir biçimde noktalandıysa da Batistuta, yeryüzündeki en iyi santrforlardan biri olduğunu artık her futbolsevere göstermiş sayılırdı. 1994-95 sezonundaysa bu konu artık tamamen tartışmaya kapalı hale geliyordu zira Batistuta, Serie A’da 26 golle gol krallığına ulaşıyordu. Onun önderliğinde Fiorentina da yeniden yükseldiği ligde bu kez korkulu rüya görmemiş ve orta sıralara tutunmayı bilmişti. İtalya’ya geldikten kısa bir süre sonra Fiorentinalı taraftarların ken- disine yakıştırdığı ‘Batigol’ lâkabını da futbol dünyasındaki neredeyse herkes kullanmaya başlamıştı. 1995 yazında Arjantin Millî Takımı, üst üste üçüncü Copa America şampiyonluğu için, turnuvanın düzenleneceği komşu Uruguay’a gelmişti. Ne var ki Tangocular, tur- nuvaya, çeyrek finalde Brezilya’ya penaltılar neticesinde elenerek veda edecekti. Batistuta ise dört maçta attığı dört golle burada da gol kralı olmayı başarmıştı belki ama açıkçası bu, teselli ikramiyesinden pek de farklı sayılmazdı. Fiorentina’ya iki kupa kazandırdı Fiorentina, 1995-96 sezonuyla bir- likte artık Serie A’da üst sıraları zorlayan bir takımkimliğine de bürünmekteydi. Mor Menekşeler, o sezon ligi dördüncü sırada ta- mamlarken, İtalya Kupası’nda da zafere ulaşmışlardı ve başroldeki isimde yine Batigol’dü. Arjantinli yıldız, özellikle yarı finalde Inter’i 3-1 ve 1-0’lık skorlarla devre dışı bı- raktıkları eşleşmede takımının tüm gollerini atarak günündeyken adeta tek başına takım olduğunu göstermişti. Fiorentina, finaldeyse Atalanta ile karşı karşıya gelmiş ve bu eşleşmede de 1-0 ve 2-0’lık skorlarla gülerek kupaya uzanır- ken, Batistuta her iki maçta da birer gol kaydetmişti. Mor Menekşeler, ertesi sezona da İtalya Süper Kupası’nda Milan’ı devirerek başlayacaktı. 2-1’lik gali- biyette iki golün de kimden geldiğini artık özel olarak belirtmemize gerek yok herhalde! Evet, tekmaç üzerinden, üstelik de Milan’ın sahası San Siro’da oynanan finalde Batistuta rakip filelere iki güzel gol daha bırakmış ve artık kaptanlığını da yaptığı takımı adına bir kupa daha kaldırmıştı. Fiorentina, sezonun devamındaysa ligde inişli çıkışlı bir grafik çizse de Kupa Galipleri Kupası’nda Gloria Bistritsa, Sparta Prag ve Benfica’yı eleyerek yarı finale kadar ilerle- mişti. Mor Menekşelerin bu turdaki rakibiyse, Barcelona’ydı. Camp Nou’daki maçın ilk yarısını ev sahibi ekip, aynı zamanda Rafael Nadal’ın amcası olan Miguel Angel Nadal’ın golüyle 1-0 önde tamamlasa da ikinci yarının ortalarında Batistuta, ceza sahası dışındanmüthiş şutla- rından birini daha çıkartarak hedefi bulmuş ve mücadele de 1-1’lik eşit- likle sona ermişti. Yıldız oyuncunun gol sonrasında tribünlere yaptığı ‘sus’ işaretiyse, en unutulmaz gol sevinçlerinden biri olarak hafızalara kazınacaktı. Ne var ki, ilkmaçta elde edilen bu avantajlı skora rağmen Fiorentina, Floransa’daki rövanşta rakibi karşısında çabuk çözülecek ve gollerden birinin de Pep Guardiola’dan geldiği mücade- leyi 2-0 kaybederek final fırsatını kaçıracaktı. Batistuta, yıllardır şampiyonluk he- defleyen bir takımda oynamamak- taydı ve bu yüzden de kariyerinde sınırlı sayıda kupa bulunuyordu. Kulüp başkanı Cecchi Gori, onun İtalya’nın büyük kulüplerinden birine transfer olması fikrine kesin- likle karşıydı. Haliyle Juventus ve 1990’lı yıllarda Fiorentina demek Batistuta demekti... Batistuta, Yunanistanmaçındaki üç golünün sevincini Sensini ile yaşıyor
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==