TamSaha 171. Sayı / Şubat 2019

bu ligde mücadele ediyorsun. Uzun yıllar bu ligde forma giymek ve her zaman tercih edilen bir futbolcu olmak senin için nasıl bir duygu? Bu istikrarı sürdürebilmek için neler yapıyorsun? Kader diye bir şey vardır ama insan biraz da çalışarak yolunu belirler. Ben, bir ku- lağından girsin, diğer kulağından çıksın tarzı bir insan değilim. Gördüğümü öğ- renmeye çalışan ve hatalardan ders alan bir insanım. İdmanda da olsa hata yaptı- ğımda onu geriye dönüp düşünebiliyo- rum, “Böyle yapsaydımdaha iyi olurdu” diyebiliyorum. Bir de takım arkadaşla- rımı izlerdim. Neyi iyi yapıyorlarsa ken- dime katmaya çalışırdım. İnsan, her gün hatta her dakika bir şey öğrenebiliyor. Ben buna inanıyorum. Öğrenmenin, ge- lişmenin yaşı yok. Bunu hâlâ da yapıyo- rum. “Oldum” dedinmi bırakacaksın. Bu seneki performansıma gelirsek, şimdi 33 yaşına geldim. Bana, “İkinci baharını yaşıyorsun” diyorlar. Aslında ilkbaharı çok yaşamadım. İyi dönemler geçirdiğim zamanlar olmuştu ama bence ilkbaharı daha yeni yaşıyorum. Oynayabildiğim kadar oynamak istiyorum. Burada en kötü şey sakatlık. Allah kimseye verme- sin. Çünkü zor bir sakatlık da geçirdim. O da bana çok şey kattı aslında. Kara- bük’teyken çok iyi bir sezon geçiriyor- dum. Çapraz bağımkoptu. Ama aslında bana çok şey kattı bu sakatlık. Geri git- medim, daha da ileri gittimdiyebilirim. Geriye dönüp baktığında futbol hayatına Avrupa’da devam etmek ister miydin? Aslında öyle bir düşüncemolmadı. Belki orada kalsaydım futbolcu olmayabilirdim. Çünkü orada şartlar Türkler için biraz daha zor. Ama çıtayı geçtinmi de her şekilde önün açılıyor. Mesela takım arkadaşımMevlüt Erdinç hep anlatır. Avrupa’da Türk olarak oynamanın zor olduğunu söyler. Mevlüt bunu başarmış biri. Karabükspor’un ligde en parlak zaman- larını geçirdiği sezon çok talihsiz bir bağ sakatlığı yaşadın ve sahalardan uzun süre uzak kaldın. Her sezon en az 20 maç oynayan bir oyuncu olarak bu ciddi sakatlıktan dönmek senin için zor oldu mu? Eski formuna dönebilmek için nasıl bir yol izledin? Karabük’ün de yeri ayrıdır bende. Belki istemeyerek gittiğimbir yer ama hayatı- mın en güzel zamanlarını geçirdiğim bir şehirdi. Çokmutluydum. Şehir çok küçük ve yapacak hiçbir şey yok. Ama inanılmaz bir arkadaşlık ve aile ortamı vardı. Herkes, herkesi tanıyor. Hatta UEFA Avrupa Ligi’ne gittik o sene. Şehir- deki o ahengi size anlatamam. Ama evet, bu kadar güzel anılarımolsa da kötü ha- tıralarımda vardı. Çok ciddi bir sakatlık yaşadım. Sakatlandığımda, aynı durumu yaşamış futbolcu abilerimi aradım. Ne yapmamgerektiğini söylediler bana. Ben de onları dinledim. Almanya’da ameliyat oldumve orada iki buçuk ay kaldım. Ameliyatın ardından bir buçuk ay yürü- yemedim. Değneklerle yürümeye çalıştım. Allah kimseye vermesin. Ama günde sabah dört, akşamdört saat çalış- tım. 6-7 ay boyunca yapılması gereken her şeyi yaptım. Sonucu da iyi oldu. Bazen uzun süreli sakatlıklar oyuncuya geriye doğru çekilip yaşadıklarına uzaktan bakabilmek ve bir muhasebe yapabilmek için fırsat verir. Ciddi sakat- lıklar sonrasında çok daha iyi biçimde geri dönen oyunculara şahit oluruz. Senin açından da böyle bir dönemin yaşandığını söyleyebilir miyiz? Gerçekten çok çalışarak bu sakatlığı yendim. Evet, benim tarzımda yaşanan sakatlıklar sonrası çoğu oyuncu futbolu bırakıyor. Ama benmücadele etmek istedimve kazanan taraf oldum. Sakatlıktan döndüğümde UEFAmaçına çıktım, golü de attım. Hatta Karabük’ün Avrupa tarihindeki ilk golüydü. Rosenborgmaçıydı. Korkuyordum o maça çıkarken. Çok çalışarak karşılığını görüyorsun ki ben de omaçta bunu öğrendim. O sakatlık bana onu öğretti. Karabükspor, Rosenborg’u eleme başarısı gösterdi ancak bir üst turda çok şanssız bir biçimde St. Etienne’e penaltı atışlarıyla kaybetti ve Avrupa Ligi’ne veda etti. Bir şehir takımının Avrupa kupalarındaki ilk golünü atan oyuncu olmak nasıl bir etiket? Sakatlıktan dönen ve şehrin takımının tarihine geçecek bir gole imza atmak gerçekten gurur verici. Şu anki takım arkadaşımMevlüt Erdinç de rakip takımda oynuyordu. Karabük için UEFA’da oynamak çok tarihi bir olaydı. Rosenborg’la ilkmaçta 0-0 berabere kalmıştık. Oradaki maç da 1-1 bitti. Öyle eledik. St. Etienne ile de sahamızda oynadık ve 1-0 yendik. İkinci maçta da onlar bizi 1-0 yendi. Maç penaltılara gitti. Aslında ilk üç penaltıyı biz attık, onlar da attı. Ama onlar dördüncüyü kaçırdı. Turu atladık derken biz de dört ve beşinci penaltıları kaçırdık. Olmadı. O sezon da küme düştük zaten. UEFA Avrupa Ligi’nde oynayıp da küme düşmek biraz acı bir olay. Bu noktada şuna da değinmek lâzım... Anadolu takımlarının hemAvrupa hem de ligmaçlarını kaldırması zor oluyor sanırım. Kadro derinliğin yoksa evet, kaldırama- yabilirsin. O dönemKarabük’te 25 kişi- lik kadronun 13-14’ü oynuyordu. İki koldan gidebilecek kadro derinliği lâzım. Olmayınca bu sefer ligde sıkıntı yaşıyorsun ya da Avrupa’da hedef koyamıyorsun. Kasımpaşa dönemine benzer bir şekilde yarım sezon Sivasspor’da oynadın ve devre arasında Medipol Başakşehir’e transfer oldun. Oynadığın diğer kulüplerle karşılaştırdığında Medipol Başakşehir’in özellikleri nelerdi? Başakşehir kulübünün bugün şampiyonluğun en önemli adayı olmasını o camianın içinde yaşamış biri olarak nasıl anlatırsın? Başakşehir, her futbolcunun oynaması gereken bir kulüp. Hem saha dışı hem da saha içinde her anlamda mükemmel yönetiliyor. Çok sistemli, düzenli ve di- siplinliler. Herkes işini yapıyor. Futbolcu sadece futbol düşünüyor. Hocanın belli bir sistemi var. Şimdi şampiyonluğa oynuyor evet ama oraya gelmek için de belli yollardan geçtiler. İlk sezon ligi dördüncü sırada bitirdiler ki ekstra bir kadroları yoktu. Ertesi sezon kadronun üstüne biraz daha ekleme yaptılar. O sezon da çok iyi geçti. Ertesi sezon biraz daha takviye yaparak kaliteyi daha da arttırdılar. Adım adım, aşama aşama gittiler. Bence o aşamaları çok iyi geçtiler ve şu an şampiyonluğun en büyük adayı onlar. Abdullah Hoca çok disiplinli, işini seven, araştıran ve geliş- tiren biri. Sahada, gerçekten ne istedi- ğini biliyor. Oyuncu da onu iyi anlıyor. Başakşehir takımına karşı oynamak zordur. Ama bu 4-5 senelik bir çalışma- nın ürünü. Orada çok şey öğrendim. İki sezon, futboluma gerçekten çok şey kattı. 29 yaşındayken Başakşehir’e transfer oldum. Ama o yaşa kadar fut- bolu öğrenmediğimi anladım. Geçmişte çok iyi hocalarla çalıştım. Hepsinin ayrı ayrı katkısı var. Ama Başakşehir çok ayrı bir yer. Gerçekten o yaştan sonra futbolu öğrendim. Belki bu tecrübenin de verdiği bir etkidir ama evet, futbolu o yaştan sonra öğrendim. Medipol Başakşehir’deki ikinci sezo- 34 “ Bana, “İkinci baharını yaşıyorsun” diyorlar. Aslında ilkbaharı çok yaşamadım. İyi dönemler geçirdiğim zamanlar olmuştu ama bence ilkbaharı daha yeni yaşıyorum. Oynayabildiğimkadar oynamak istiyorum. Burada en kötü şey sakatlık. Allah kimseye vermesin. Çünkü zor bir sakatlık da geçirdim. O da bana çok şey kattı aslında. 35 Benim tarzımdaki sakatlıklar sonrası çoğu oyuncu futbolu bırakıyor. Ama benmücadele etmek istedimve kazandım. Sakatlıktan döndüğümde UEFAmaçına çıktım, golü de attım. Karabük’ün Avrupa tarihindeki ilk golüydü. Çok çalışarak karşılığını görüyorsun ki ben de o maçta bunu öğrendim. “ “ 29 yaşındayken Başakşehir’e transfer oldum. Ama o yaşa kadar futbolu öğrenmediğimi anladım. Geçmişte çok iyi hocalarla çalıştım. Hepsinin ayrı ayrı katkısı var. Ama Başakşehir çok ayrı bir yer. Gerçekten o yaştan sonra futbolu öğrendim. Belki bu tecrübenin de verdiği bir etkidir ama evet, futbolu o yaştan sonra öğrendim.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==