TamSaha 172. Sayı / Mart 2019

oynayacak Abdullah Çevrim’in kariyerindeki en parlak yıl ise 1968 senesi olacaktı. Fenerbahçe, 1967-68 sezonunda Yavuz Şimşek, Şükrü Birant, Levent Engineri, Şeref Has, Ercan Aktuna, Yılmaz Şen, Ogün Altıparmak, Fuat Saner, Abdullah Çevrim, Can Bartu, Yaşar Mumcuoğlu, Numan Okumuş, SelimSoydan, Ziya Şengül, Nedim Doğan, Birol Pekel gibi döneminin yıldız oyuncularından oluşan kadrosuyla hem ligi hemde Türkiye Kupası’nı kazanıyor, bu başarılarına Spor Toto ve Balkan Kupalarını da ekleyerek erişilmesi güç bir zafere ulaşıyordu. Unutulmaz zaferin hikâyesi Lig şampiyonluğu yoluyla gidilen Şampiyon Kulüpler Kupası’nda da Fenerbahçe’yi çok büyük bir zafer daha beklemekteydi. Kurt teknik direktör Macar Ignace Molnar yönetimindeki Fenerbahçe, İngilte- re’nin önemli markalarından Manchester City ile eşleşmişti. İki yıl önce dünya şampiyonu olmuş İngiltere’nin lig şampiyonu Manc- hester City sadece bu turun değil, kupanın da favorisiydi. İlkmaç 1968’in 18 Eylül’ünde Manches- ter’de oynanıyordu. Omaçı ve ön- cesinde yaşananları, Abdullah Çevrim’in, torunu Tufan Karayel’e verdiği röportajdan aktaralım: “Maç öncesi uçakla İngiltere’ye gidiyoruz. Rahmetli Faruk Ilgaz Başkan, ‘Gel bakalımüniversiteli’ dedi ve ‘Sence takıma ne kadar tur primi vermeliyiz?’ diye sordu. Baş- kana döndüm, ‘Ya Faruk Bey, Allah için ne turu, ne primi?’ dedim. ‘Dalga mı geçiyorsunuz; fark yeme- den dönelimyeter.’ Neyse İngiltere’ye indik, başkan tur primini açıkladı; tambeş bin lira. Zamanın iyi parasından bahsediyo- ruz. Maça ilk 11 başladım. Taktik di- zilişimiz, abartmadan aktarıyorum 1-9-1 şeklindeydi. İlerideki gariban 1’i ben temsil ediyordum. Molnar bana dedi ki; ‘Santra çizgisinden bizim sahamıza girmen yasak, rakip yarı alanda ne istiyorsan yap.’ Kalecimiz Yavuz hayatınınmaçla- rından birini oynadı. Aynı şekilde ben de o gün tek başıma savaşıyo- rum İngilizlerle ama gerçekten tek başıma! Topu indiriyorum sağıma kimse yok, duvar olmak istiyorum kimse yok, baskı yapıp topu kaza- nıyorum, yere düşüyorumyardıma gelen yok. Yine bir pozisyonda topa ayağımı soktum tökezledim, düş- tüm. Adamlar bana bakıp ‘Crazy’ falan bir şeyler deyip güldüler. Tabiî çok sinirlendim. Bir pozisyonda nasıl olduysa ceza sahasına bir orta gelebildi çok şükür. Benimde sıçramamve zamanlamam iyidir. Topa bir sıçradımhavada kafayı yapıştırdım, kaleciyi geçti ama direkte patladı. O günmaç 0-0 bitti ama biz de bittik. Savunma hari- kaydı, Yavuz inanılmazdı. O gün maç öncesi rahmetli İslamÇupi beni tarttı. Maç sonunda ise bir daha tarttı; hiç unutmam tam tamına 2.5 kilo vermişimmaç bitiminde. Ama bu sonuç bize inanılmaz moral ve özgüven verdi. Rövanşın öncesinde Vefa ile ligma- çımız vardı. Ben yedektim. Çünkü Manchester Citymaçında oynaya- cağım. Kulübeye bile girmiyorum yani maçı tribünden takip ediyo- rum. Maç 0-0 gidiyor, sıkışacak gibi. İkinci yarı Molnar, ‘Apo buraya gel, oyuna giriyorsun!’ diyor. ‘Ama nasıl olur?’ diyorum, ‘Şortumbile yok.’ Kulübeden birisinin şortunu, formasını veriyorlar, saha kena- rında üzerimi değiştirip oyuna giriyorum, golü atıyorumve 1-0 kazanıyoruz. Keyfimyerinde. Manchester Citymaçına 11’de çıka- cağım, artık o maçı düşünüyorum. Fakat Molnar yine yapıyor yapaca- ğını. Soyunma odasında 11’de olmadığımı öğrenince başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor. Kramponları bir yana fırlattım, duşların oraya gittimbağıra çağıra. Herkes beni sakinleştirmeye çalışı- yor. Futbol öyle bir oyun ki, futbo- lun cilvesi diye bir sözü boşu boşuna söylememişler. İlk yarı Co- leman’ın golüyle geri düştük. Devre arasında içeri girerken Can Bartu çok sinirli, herkese bağırıyor uyan- maları için. Soyunma odasında yine hadiseler…Molnar-Can arasında bağrışmalar falan derken ikinci yarıya Fuat Saner’in yerine benim oyuna girmemkararlaştırılıyor. Oyuna başlamak üzere sahaya çıkıyoruz. Santrada Ogün ve ben varız. Ogün’e diyorumki, ‘Hızlı baş- lıyoruz.’ Öyle de oluyor. Santrada bir pas Nedim’e, o Can Bartu’ya, biraz oyalanma derken arka direğe şişirilen topa ben dokunuyorumve gol. 46. dakikanın 38. saniyesi gibi bir şey, durum 1-1. Mithatpaşa sevinçten yıkılıyor. Futbolculuk hayatımda öyle bir ses duymamış- tım. Maç dengeye geldi ama avantaj hâlâ City’de. Biz 1-1 moraliyle sal- dırmaya başladık ve 78. dakikada bir duran topta ikinci golü bulduk. Can Bartu duran topu arka direğe doğru kaldırdı. Top beni aştı; bir ‘Bıraaak’ sesi duydum. Top sonra Ogün’ün önünde kaldı ve gol oldu. Maçın geri kalanında direndik ve İngiltere şampiyonunu turnuva dı- şına ittik. Maç sonu Avrupa ajans- ları maçı 2-1 Manchester City ka- zandı olarak geçiyor. Çünkü kimse ihtimal vermiyor bu sonuca. Sonuç sonradan teyit edilebiliyor ancak.” Evet, Fenerbahçe Manchester City’yi eledikten sonra Ajax enge- line takılır ve ligde de ilk ikiye gire- mez. Ama 1969-70 sezonunu bir kez daha şampiyon olarak tamam- lar. Bu şampiyonluk, Abdullah Çevrim’in sarı-lacivertli formayla katkıda bulunduğu son başarı olur. 1970-71 sezonunda bir başka sarı- lacivertli takımın yolunu tutar ve iki sezon Ankaragücü’nün forma- sını giyer. 1971-72 sezonunda kariyerinin son kupa armağanını da Ankaragücü’nde Türkiye Ku- pası’nı kazanarak alır. Başken ekibi o sezon Osmaniye Gençlik, Sarıyer, Beşiktaş ve Bursaspor’u eleyerek geldiği finalde Altay’a 0-0 ve 3-0’lık skorlarla üstünlük sağlayıp kupayı tarihinde ilk defa müzesine götü- rür. Sezon sonunda artık 30 yaşına ulaşan Abdullah Çevrim, kısa süre- lerle Gaziantepspor ve memleke- tine vefa borcu olarak Hatayspor’da oynayıp futbolculuk kariyerine nokta koyar. Jübilesi Hatayspor ile Fenerbahçe arasında oynanır. Futbolculuk kariyerinden sonra uzun süre televizyon yorumculuğu ve köşe yazarlığı yapan Abdullah Çevrim’i rahmetle yad ediyoruz. Fenerbahçe’nin 1968’deki Manchester City zaferinde Abdullah Çevrim’inmaçı çevirip galibiyet kapısını araladığı unutulmaz gol... 113 112

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==