TamSaha 172. Sayı / Mart 2019
Rahmetli babanız Vedat Okyar, Türk futboluna ismini altın harf- lerle kazımış, tüm sporseverlerin gönlünde taht kurmuş büyük bir efsaneydi. Suat Okyar, babasını nasıl anlatır? Onun bıraktığı izler bizim için çok büyük bir miras. Bunun keyfini yaşıyorum. Bununla gurur duyuyo- rum. İşimizle ilgili gittiğimiz her yerde ona gösterilen büyük saygı ve yakınlık, gerçekten doğru izler bıraktığını gösteriyor. Bize de evlâdı olarak bıraktığı çok fazla şey var. Koca bir bütünden bir cımbızla çe- kerek tek bir örnek vereyim size… Birçok kötü alışkanlığı, kötü davra- nışı olan bir kişi düşünelim. Onunla ilgili bir şey söylersiniz. Dersiniz ki bu adam şöyle kötüdür… Bizim sö- zümüzü keser, “Ama şu oğlanın da şu şeyi çok iyidir. İyi çocuktur” der ve muhabbeti keserdi. Yani bakış açısı böyleydi. Her zaman pozitifti. Çok takılmazdı. Kendine özel bir hayatı vardı. Kimseyi karıştırmazdı. Kibarca görüşlerini söylerdi. Kendi doğruları vardı. Kimseyi kırmadan bütünlük içinde yapardı bunları. Efsane bir futbol adamının oğlu olmak nasıl bir durumdur? Ben bunu her zaman güzel karşıla- dım. Daima bu ağırlığı taşıdım. Daha olgun bir çocukluk geçirdim. Çünkü benimde davranışlarımhep kont- rollüydü. Ama içimden gelen de buydu zaten… Halen daha bunun aksiyonlarını yaşıyorum. Babama çok büyük bir hürmet ve ilgi vardı. Bu da zaten cenazesini kaldırdığı- mız gün açıkça ortaya çıktı. Türkiye’nin aynı konu üzerinde yo- ğunlaştığını gördük. Televizyonlar canlı yayınladı cenazeyi. Farklı camiaların kıymetli başkanları, yöneticileri, Türkiye Futbol Fede- rasyonu’nun başkanları, yönetici- leri, tatil zamanı olmasına rağmen (20 Temmuz 2009) hepsi geldiler ve cenazede bulundular. Herkese min- nettarım. Allah rahmet eylesin, hakkını o dönemde aldı diyebilirim. Siz de babanızdanmiras kalan futbolu seçerek yolunuza devam ettiniz. Beylerbeyi, Bakırköyspor, Çengelköy, Pendikspor, Vefa ve Ümraniyespor formalarını terlettiniz. Futbolculuk döneminizi nasıl anlatırsınız? Çocukluğumdan beri sahanın içindeydim. Dedemin, babamın, da- yımın sporcu olması gibi bir kültür- den geliyordum. Çocukluk zamanı daha çok aktif oyun imkânı vardı. Bilgisayar, telefon gibi etkenler yoktu. Reflekslerimiz gelişiyordu ve bizi spora yönlendiren çok fazla sebep vardı. Çok resimler var kafamda… Benim için her zaman mutlu olduğumbir dönemdi. Belki babanın da yaşantısından gelen bir şeydi. Bumesleği yaparken aynı zamanda çok sevdiğimbir oyunu oynar gibi düşündüm. Kariyerimde çok zirveye çıkamadım. Bakırköy- spor ile 1. Lig’e yükselmek için final maçları oynadım. Ama o bölümol- madı. Tabiî bu dönemin futbolculuk anıları, saha içi yaklaşımlar, bu oyunun çok tılsımlı oluşu beni çok etkiledi. Mesela basketbolda, vo- leybolda bir set oluyor… Çok nizami bir şekilde koşacakları, blok yapa- cakları, sıçrayacakları yerler belli. Ama futbolda hava durumu, saha durumu gibi etkenlerle maçlar her türlü sürprize açık. Rakip hep aynı aksiyonu yapmıyor. Siz her zaman aynı pası atıyorsunuz ama top bir yerden sekiyor, rüzgârdan dönüyor gibi sürprizlere açık. Zayıf takımla- rın güçlü takımları yenebileceği bir ortamvar. Mesela bir basketbolda makas çok açık. Çok iyi bir takım mağlup olamıyor ama futbolda her zaman sürpriz payı var. Bu beni çok ayakta tuttu ve oyuna bakışımı hep değiştirdi. Orta saha oyuncu- suydum. Oyunun her iki yönünü de elimde tutan, oyuna yön veren ke- yifli bir mevkideydim. Sahalardan güzel anılarla ayrıldım. Anneniz Asuman Okyar da çok önemli bir faktördü… Kendisinden biraz bahseder misiniz? Başarılı bir erkeğin arkasındaki kadın çok önemlidir mâlûm. Böyle derler. Çok güzel bir birliktelikleri oldu. Çok iyi taşıdı babamı… Şöhre- tin ağırlıklarını güzel karşıladı. Kırmadan, dökmeden, birbirlerini karşılıklı çok severek yaşadılar. Bu dengeyi tutan kadın faktörü çok önemli. Bu faktörü tutturamayan birçok futbolcu büyüklerimiz daha mutsuz bir hayat yaşayabiliyor. Kazandıklarını sonradan kaybede- biliyorlar. Annembir balans niteliğindeydi. Dünyaya çok olumlu bakan bir kadın. Aralarındaki sevgiyi birlikte yaşadılar. Birbirlerine çok katkıları oldu. Zannedersem annemin babama katkısı biraz daha fazla olabilir. Peki, sizin arkanızda nasıl bir kadın var? Gerçekten babamla annemin arasındaki ilişki gibi eşimNil’le aramızda böylesine büyük bir sevgi var. Bir oğlumuz var. İsmi Orkun Vedat Okyar… İşimle ilgili duydu- ğum ilhamda, ailemin varlığının çok büyük payı var. Onların desteğini hissetmek çok önemli. Bu yüzden kendileri iş hayatımda çok önemli bir yer kaplıyor. Siz hep İstanbul’da yaşadınız ama ailenizin hayatında Bursa bölümü de çok önemli. Babaannemler Arnavut göçme- niydi. Dedemde Bursa’ya yerleş- mişti. Bursaspor’da futbolcu ve aynı zamanda sanayiciydi. Bursaspor’un 1. Lig’e çıkışında babam takımkap- tanıydı. O dönemkupayı Bülent Ecevit’ten almışlardı. Daha sonra “ 72 73 Bizimgibi çok üst seviyeye çıkmamış oyuncular, bakış açılarıyla bir yerlere gelebiliyor. Oyunu oynarken çok dikkatliydim. Birçok teknik adamla çalıştım. Beni mutsuz eden, kötü etkileyen ne varsa hayatımdan çıkartıp, kendimi iyi hissettiren ve sonuç aldığımız antrenman taktiklerini, motivasyonlarını biriktirip bir sentez yaptım. Vefa’da Abdullah Avcı Hocamızla oynadık. Bakırköyspor’daki Tevfik Saygılı Hocamız tavrı, yaşayışı ve oyun üzerine düşünceleriyle fark yaratmıştır. Zeytinburnuspor’da Kemal Yıldırımvardı; siz bir şeyi konuşursunuz, o 20 farklı yerden bakar ve sizi ikna ederek bir tez ortaya koyar. Bu tip oyuncularla birlikte olmak, yaşamak beni çok geliştirdi. “ 7 sene beden eğitimi öğretmenliği yaptım. Futbol takımımızla dünya üçüncüsü olduk. Organizasyonda “Kız futbol takımınız var mı?” diye sordular. Benimde okulda tespit ettiğim tek bir kız vardı. O kız üzerinden, “Evet takımımız var” dedim. Sonrasında takımı kurduk, Türkiye Şampiyonu olduk. O kız Başak Gündoğdu’ydu. Şimdi AMillî Takımımızın kadrosunda. “
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==