TamSaha 172. Sayı / Mart 2019

Kupa koleksiyonerliğinin piri Futbol dünyasının gelmiş geçmiş en büyük teknik direktörlerinden olan Giovanni Trapattoni, bu ay 80. yaş gününü kutlayacak. TamSaha olarak yaşayan efsaneyi tebrik ediyor, kendisine daha da uzun ömürler diliyoruz. Giovanni Trapattoni 80 81 “D ünya futbol tarihinde, kulüpler düzeyinde kazanılabilecek her türlü kupayı kazanan ve bun- ların yanı sıra beş ayrı takımı lig şampiyonluğuna taşıyan tek teknik direktör kimdir?” diye bir soru sorulacak olursa aklınıza kimler gelirdi? Pep Guardiola mı? Henüz sadece üç ayrı takımda çalıştı. Jose Mourinhomu? O da dört ayrı takımda şampiyonluk yaşadı. Carlo Ancelotti’nin beş ayrı takımda şampiyonluğu bulu- nuyor fakat o da Avrupa’da Kupa 1’i üç defa kazansa da Kupa 2 ve Kupa 3’te bir zafer elde edemedi. İpucu da burada aslında. Kupa Galipleri Kupası ve UEFA Kupası şampiyonluk- ları da koleksiyona dâhil ol- malı… O zaman belli ki biraz daha eskilere bakılacak. Alex Fergusonmı? Kupa 1 ve Kupa 2 mevcut ama Kupa 3 yok. Johan Cruyff’un UEFA Kupası, Bob Paisley ile Louis van Gaal’ın Kupa Galipleri Kupası, Bobby Robson ile Bill Nicholson’ın da Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonlukları yok. Bu üç kupayı kazanan Udo Lattek var mesela ama onun da UEFA Süper Kupa ve Kıtalararası Kupa şampiyonlukları olma- dığı gibi kendisi iki farklı takımda lig şampiyonluğu yaşamıştı. İsterseniz bilmeceyi daha fazla uzatmayıp cevabı verelim. Söz konusu teknik adam, Giovanni Trapattoni’dir. İtalyan futbolunun yaşayan en büyük efsanelerinden olan Trapattoni; Şampiyon Kulüpler Kupası, Kupa Galipleri Kupası, UEFA Süper Kupa ve Kıtalararası Kupa’yı birer kez, UEFA Kupası’nıysa üç defa kazanma başarısı göstermiş, ayrıca Juventus, Inter, Bayern Münih, Benfica ve Salzburg kulüpleriyle de toplam 10 lig şampiyonluğu elde etmiştir 17 Mart 1939 tarihinde, günü- müzde Milano içinde kalan ancak o günlerde şehir dışında ufak bir kasaba olan Cusano Milanino’da dünyaya gelen Trapattoni, beş çocuklu bir ai- lenin en küçüğüydü. Aslen bir çiftçi olan babası Francesco, Cusano Milanino’ya bir tekstil fabrikasında çalışmak için gel- mişti. Ancak 14 saat fabrikada çalışmasına karşın, 1939 so- nunda İtalya’nın da dâhil olduğu II. Dünya Savaşı nede- niyle ekmek iyice aslanın ağzındaydı ve Francesco, fabrikadaki işinden çıktıktan sonra da civar çiftliklerde birkaç saat daha çeşitli işlerde çalışıyor ve deyimye- rindeyse eve sadece uyumak için gelebiliyordu. Giovanni’nin babasını en çok gördüğü anlarsa, ona evden yemek götürdüğü zamanlardı. Bunun dışında Giovanni, kalabalık bir ailede olsa da biraz tek başına büyümek zorunda kalmıştı. İşin kötüsü, çocukluğunun ilk döneminin savaş yıllarına denk gelmesi, sokağa da normalde çıkabileceğinden çok daha kısıtlı süreler içinde çıkabilmesine neden oluyordu. Giovanni’nin az da olsa sokakta oynadığı saatlerdeyse en sevdiği şey, futbol topunun peşinde koşmaktı. Ancak top dediysek lâfın gelişi tabiî… Onun ve arkadaşlarının kul- landığı oyuncak, standart bir Onur Erdem futbol topu değil, futbolun prehis- torik dönemlerinde kullanıldığı türden bir içi doldurulmuş domuz mesanesiydi. Savaş, Giovanni ilk- okul çağına gelene dek sürmüştü. Sonrasında da İtalya’nınmağlup devletlerden biri olması dolayısıyla bir müddet de ekonomik açıdan savaşın açtığı yaraların sarılma- sıyla geçecekti. Haliyle Giovanni ve arkadaşlarının sokakta normal bir futbol topuyla oynayacak varlık ve bolluk içinde olmaları o günler için pekmümkün görünmüyordu. Lâkin Giovanni’nin futbola duyduğu merak, bir domuz mesanesi tek- melemekle giderilecek seviyenin çok çok üzerindeydi. Sonunda, 14 yaşındayken, ACMilan’ın altya- pısına kaydolmayı başardığındaysa bir bakıma muradına eriyordu. Babası bankacı olmasını istiyordu Giovanni, belki altyapı eğitimine başlayana dek gerçek bir futbol topuyla haşir neşir olmamasının da etkisiyle, top tekniği çok üst düzey bir oyuncu değildi. Fakat buna rağmen oyun bilgisi ve sezgileri o kadar kusursuza yakındı ki, ken- disi top rakipteyken takımı adına çok önemli bir savunma silahına dönüşebilirdi. Bunu gören altyapı hocaları da onu genellikle bir de- fans oyuncusu olarak kullanmaya başlamışlardı ve bir savunmacı için