TamSaha 173. Sayı / Nisan 2019

malı bir seçim olduğu su götürmez bir gerçekti. Nitekim iki tarafın yıl- dızı pek de barışmayacak ve Chel- sea, Premier Lig’de üçüncü sıradan yukarıya tırmanamayacaktı. UEFA Avrupa Ligi’ndeyse Maviler; Sparta Prag, Steaua Bükreş, Rubin Kazan ve Basel gibi çok da zorlu olmayan rakipleri geçerek finale geldikten sonra Benfica’yı 2-1 mağlup ederek kupanın sahibi olmuştu. Fakat bu kupa, Benitez’in kulüpteki ömrü- nün uzaması için kâfi gelmeyecekti. İkinci Mourinho dönemi 2013-14 sezonuna girilirken, yakla- şık altı yıllık bir ayrılığın ardından Jose Mourinho, Chelsea’ye geri dönüyordu. Bundan birkaç hafta evvel, Mourinho’nun ilk Chelsea döneminde kendisine en çok zorluk çıkartan rakibi olan Sir Alex Fergu- son’ın emekliye ayrılması da Porte- kizli teknik adam adına bir fırsat olarak görülebilirdi. Gelgelelim Mourinho’nun ilk dönemine göre bu kez karşısında büyük bir dezavantaj da vardı, o da Arap sermayesinin desteğini alan Manchester City’nin artık Abramovich’in Chelsea’sinden bile çok para harcayabilmesiydi. Nitekim ikinci Mourinho döneminin ilk sezonunda da Chelsea ligi üçüncü sırada tamamlarken Manc- hester City şampiyon oluyordu. Maviler, Şampiyonlar Ligi’ne ise sezonun flaş ekibi Atletico Madrid’e yarı finalde elenerek veda etmişti. Aslında bu performans, Mourin- ho’nun ilk gönderildiği dönemle kıyaslandığında, Portekizli teknik adama bir kez daha yol verilmesi için bir sebep olarak görülebilirdi. Fakat Abramovich, uzun süre sonra ilk kez tercihini sabır göstermekten yana kullanıyor ve 2014-15 sezo- nuna da Mourinho ile girme kararı alıyordu. Sezona David Luiz’in Paris St. Germain’e, Romelu Lukaku’nun da Everton’a satılmasıyla kazanılan paraları Cesc Fabregas, Diego Costa ve Filipe Luis’e yatırarak başlayan Chelsea, bu yatırımlarının karşılı- ğını alacak ve ligde beş yıllık şampi- yonluk hasretine nokta koymayı başaracaktı. Fakat Şampiyonlar Ligi’nde ikinci turda PSG’ye 1-1 ve 2-2’lik skorlarla elenilmesi, kulüp- teki ortamın sütliman olmasına pekmüsaade etmeyecekti. 2015-16 sezonuysa Abramovich döneminde Chelsea’nin gördüğü en büyük kâbus olarak kayıtlara geçecekti. Takımbir anda bütün ahengini yitirmiş bir görüntü için- deydi. Lige peş peşe puan kayıpla- rıyla başlanmıştı. Şampiyonluk hesapları daha baştan kapatılmıştı zira takım alt sıralardan bir türlü kurtulamıyordu. 16. haftada Leices- ter City deplasmanında alınan 2-1’likmağlubiyet sonrasında da Chelsea 15 puanla 16. sıraya inmişti. Hal böyle olunca, kulüpteki ikinci Mourinho dönemi de mecburen sona eriyordu. Sezonun kalan kısmı içinse yedi yıl evvel olduğu gibi bir kez daha Guus Hiddink ile emanetçi teknik adam olarak anlaşılacaktı. Hiddink, beş aylık görev süresi içinde takımı birazcık toparladıysa da sezon 10. sırada tamamlanıyor, Şampiyonlar Ligi’ne de ikinci turda bir kez daha PSG’ye elenilerek veda edilmesi sonucunda da Chelsea, Abramovich döneminde 2016-17 sezonunda ilk kez Avrupa kupala- rına katılamıyordu. Conte ile taze başlangıç Bu noktada bir yeniden yapılan- maya ihtiyaç duyulduğu aşikârdı ve Abramovich bu sefer de Juven- tus’un hâlâ sürmekte olan şampi- yonluk serisini başlatan ve ardından İtalya Millî Takımı’nı da çalıştıran Antonio Conte’nin kapısını çalacaktı. İtalyan teknik adamın teklifi kabul etmesinin ardından da transfer için kollar sıvanıyor ve önceki sezonda Leicester’ın kazandığı sürpriz şam- piyonluktaki en büyük pay sahiple- rinden biri olan N’Golo Kante’nin yanı sıra Michy Batshuayi, Marcos Alonso ve PSG’den geri getirilen David Luiz için 120milyon sterline yakın para harcanıyordu. Oyuncu satışlarından elde edilen gelirse sa- dece 30milyon sterlin civarındaydı. Tümbu değişikliklerin sonuç ver- mesiyle birlikte de Premier Lig’de bir önceki sezon 50 puanda kalan takımmüthiş bir sıçrama göstere- rek 93 puan toplayacak ve en yakın rakibi Tottenham’ın yedi puan önünde şampiyonluğa uzanacaktı. 2017-18 sezonunaysa Chelsea, tuhaf bir transfer taarruzuyla giri- yordu. Tuhaf diyoruz zira Antonio Rüdiger, Tiemoue Bakayoko, Davide Zappacosta, Danny Drinkwater ve Alvaro Morata gibi henüz yıldız mertebesine eriştikleri söyleneme- yecek oyuncular için kulüp kasa- sından yaklaşık 200milyon sterlin çıkmıştı. Takımın orta sahasını Kante ile birlikte ayakta tutan isim olan Nemanja Matic ise 40milyon sterlin karşılığında Manchester United’a gitmişti. Diğer oyuncu satışlarıyla birlikte Chelsea’nin net transfer harcaması 83 milyon ster- lin ediyordu. Ancak bu sefer, önceki yıla kıyasla yapılan aşıların tuttuğu söylenemezdi. Nitekim takım ligi beşinci sırada tamamlıyor, Şampi- yonlar Ligi’nde ikinci turda Barcelo- na’ya eleniyor ve tek teselliyi de Federasyon Kupası’nı kazanarak buluyordu. Abramovich kriterlerine göre bir kez daha değişimkaçınıl- mazdı. Haliyle sezon bitiminde Antonio Conte ile de yollar ayrılıyor ve göreve bir başka İtalyan, Maurizo Sarri getiriliyordu. 13. teknik direktör Sarri Ranieri, Mourinho, Grant, Scolari, Hiddink, Ancelotti, Villas-Boas, Di Matteo, Benitez, tekrar Mourinho, tekrar Hiddink, Conte ve sonunda Sarri… Abramovich, 15. yılında 13. teknik direktörüyle çalışacaktı. Kendisinden evvel dört buçuk senede bir teknik adamdeğişikliği yaşanan kulüpte, onun yöneti- minde ortalama 14 ayda bir teknik direktör değişiyordu. Sarri, profesyonel futbolculuk geçmişi olmayan, teknik adamlığı da 40 yaşına kadar sadece amatör düzeyde icra eden ve asıl mesleği bankacılık olan birisi olmasına karşın, 50 yaşından sonra çok ilginç bir yükseliş hikâyesine imza atmış ve 2014’te Empoli’yi Serie A’ya taşıyarak adını duyurmasının ardından 2015’te başına geçtiği Napoli’yi, İtalya’nın belki de en pozitif futbol oynayan ekibi haline getirmişti. Sarri yönetimindeki Napoli, Serie A’da üç sezonda iki ikincilik, bir de üçüncülük elde ederken bu üç sezonun ikisinde ligin en çok gol atan ekibi de olmuştu. Sarri’nin Napolisi, Serie A’da maç başına 2.2 gol ortalaması da tutturmuştu ki, savunma anla- yışının ön planda olmasıyla meşhur bir ligde bu istatistiği tutturmak adeta bir devrimniteliğindeydi. Ancak Sarri’nin benzer bir düzeni Chelsea’de kurabileceğinin garanti- sini vermek, her an koltuğunun tehlikede olabileceği hesaba katıldığında, hayli güçtü. Chelsea, içinde bulunduğumuz sezona girerken 31.5 milyon sterline Real Madrid’e giden kaleci Thibaut Courtois’nın yerine, adını yeni yeni duyurmakta olan Athletic Bilbao file bekçisi Kepa Arrizabalaga’ya 72 milyon sterlin ödeyerek bir kez daha futbol kamuoyunu şaşkına çevirdi. Maviler ayrıca Sarri’nin Na- poli’den öğrencisi olan Jorginho için de 51 milyon sterlinlikmasrafa girdi. Sezona, ligdeki ilk beş maçlarını kazanarak başladıklarında da her şey güllük gülistanlık görünüyordu. Sonrasında gelen beraberliklerin de etkisiyle 12. haftayı Chelsea, lider Manchester City’nin dört puan gerisinde, üçüncü sırada kapat- mıştı. Fakat 24 Kasım’da Totten- ham’a 3-1 kaybedilenmaçla birlikte takım zirveden uzaklaşmaya başlı- yordu. İki hafta sonraWolverhamp- ton deplasmanından da mağlubi- yetle dönülmesi ve Noel arifesinde de iç sahada Leicester’a tek golle boyun eğilmesi, takımın bu sezon da ligde hedeflerinin uzağında kalacağını belli etmişti. Asıl felâketlerse Şubat ayında yaşandı. Ayın 10’unda Manchester City ile deplasmanda oynanan lig maçı 6-0 kaybedildi ki bu, kulübün Premier Lig tarihindeki en ağır ye- nilgisiydi. Bundan önceki en büyük hezimetse, 1991’de Nottingham Forest karşısında 7-0’lık skorla yaşanmıştı. Chelsea, bundan sekiz gün sonra Stamford Bridge’de oy- nanan Federasyon Kupası beşinci tur mücadelesindeyse Manchester United’a 2-0mağlup oldu. Son ola- rak, 24 Şubat’ta yine Manchester City’ye karşı oynanan Lig Kupası fi- nalindeyse 120 dakikası 0-0 biten mücadelenin ardından kupa penal- tılarla kaybedildi. Tabiî tümbu nahoş neticeler, Sarri’nin de suyu- nun artık ısınmaya başladığı ve Abramovich’in önümüzdeki sezona farklı bir teknik direktörle gireceği şeklinde yorumların fazlasıyla yapılmasına yol açtı. Chelsea için bu noktadan sonra kazanılabilecek tek kupa, son sekiz takım arasına kaldıkları UEFA Av- rupa Ligi… Ancak 2013’te bu kupayı kazanan Rafael Benitez ile sonraki sezona başlanmadığı hatırlanacak olursa, Sarri’nin kendisini kurtar- ması için böyle bir başarının dahi yeterli olamayabileceği söylenebilir. Ligde de dördüncü sıradaki Manc- hester United’ın bir maç eksiğiyle iki puan gerisinde, altıncı sırada yer alan Chelsea, hem ligde ilk dörde gi- remez, hemde Avrupa Ligi’ni kaza- namazsa önümüzdeki sezon da Şampiyonlar Ligi’nde yer alamaya- cak ki, bu da Abramovich yöneti- minde ilk kez Devler Ligi’nden üst üste iki sezon ayrı kalmaları anlamına gelecek. Hele ki böyle bir durumda, zaten kulübü bir teknik direktör değirmenine çevirmiş olan Rus patronun sükûnetini daha fazla koruması çok daha zor olacaktır. 117 116 Mourinho Conte

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==