TamSaha 174. Sayı / Mayıs 2019
ŞAMPİYONLUK LÂNETİ Hiçbir son şampiyon unvanını koruyamadı SPORTİNG’DENMÜTHİŞ REKOR Bir maçta 16 gol Kupa Galipleri Kupası’nın en ilginç özelliklerinden biri, son şampiyon olarak kupaya katılan hiçbir takımın, üst üste ikinci şampiyonluğunu kazanıp bu unvanını koruyamamasıydı. Bu durumu zorlaştıran faktörlerden biri de kuşkusuz aynı sezon içinde hemKupa Galipleri Kupa- sı’nı kazanan hemde kendi li- ginde şampiyon olan takımların, ertesi sezon Şampiyon Kulüpler Kupası’na katılmalarıydı. 1961’den 1999’a kadar düzenle- nen kupada 1968’de Milan, 1974’te Magdeburg, 1975’te Dinamo Kiev, 1984’te Juventus ve 1986’da yine Dinamo Kiev, Kupa Galipleri Kupası’yla bir- likte lig şampi- yonluğu da yaşamış ve son- raki sezon için Şampiyon Kulüpler Kupası’na rezervasyon yaptırmışlardı. Ayrıca 1985’te şampiyon olan Everton da aynı yıl kendi ligini zirvede tamam- lamış fakat İngi- liz kulüplerinin Heysel Faciası sonrasında Avrupa kupalarından topluca men edilmesi neticesinde Şampiyon Kulüpler Kupası’na da katılamamıştı. 1972’de kupayı kazanan Rangers ise final maçı sonrasında taraftarlarının çıkar- dığı olaylar nedeniyle 1972-73 se- zonu için bir men cezası almıştı. Dolayısıyla turnuvanın ilk sezonu da değerlendirme dışı kaldığında, geri kalan 38 sezonda son şampi- yonlar 31 kez unvanlarını koruma fırsatını bulmuştu. Söz konusu son şampiyonlar, sekiz kez finale kadar da geldi ancak bunların hepsinde gülen taraf, rakipleri oldu. İlk olarak, kupanın düzenlendiği ilk se- zonda şampiyon olan Fiorentina, ertesi sezon da son aşamaya kadar gelmiş, ancak tekrar maçına giden finalde Atletico Madrid’e mağlup 3-0mağlup ol- muştu. Atletico Madrid ise bunu izleyen sezonda finale çıkacak fakat onlar da finalde Tottenham karşısında 5-1’lik ağır bir yenilgi alarak unvanlarını bırakacaktı. 1973’te bu kupayı ikinci kez müzesine götüren Milan ise 1973-1974 sezonunda üst üste ikinci, toplamda üçüncü zafer içinmücadele etmiş lâkin finalde Demokratik Almanya temsilcisi Mag- deburg’a, sürpriz bir biçimde 2-0 mağlup olmuştu. 1976’da, Bel- çika’ya bir Avrupa kupası getiren ilk takım olmayı başaran Anderlecht ise ertesi sezonda yeniden final oynadıysa da Hamburg karşı- sında tutuna- mamış ve sahadan 2-0’lık yenilgiyle ayrılarak unva- nını rakibine devretmişti. Bundan sonraki 10 yıl içerisinde son şampiyonlar, ertesi sezon final dahi göremi- yordu. 1987’deki finalde Lokomo- tive Leipzig’i tek golle deviren Ajax, ertesi yıl bir kez daha finale kaldığındaysa bu kez mevzuba- his lâneti kıracağa benziyordu zira karşılarında, 50 bin nüfuslu ufak bir şehrin takımı olan ve şa- TümAvrupa kupaları içerisinde, 90 dakikalık süre zarfında elde edilen en farklı galibiyete, Portekiz’in Sporting ekibi, 1963-64 sezonunda Kupa Galipleri Kupası’nda imza atmıştı. Turnuvanın ilk turunda Atalanta ile karşılaşan ve rakibini uzatma- lara giden üçüncümaçta zor da olsa geçen Sporting, ikinci turda Kıbrıs temsilcisi APOEL ile eşleşmişti. APOEL ise ilk turda Norveç’ten Gjövik-Lyn’ü 6-0 ve 1-0’lık skorlarla geçmişti. Elbette bir taraf güçlü, diğer taraf zayıf bir rakiple oynamış olduğu için ilk turdaki bu sonuçlar, ikinci tur eşleşmesi için bir gösterge sayıl- mazdı ve Sporting, APOEL karşı- sında favori olan taraftı. Ne var ki ortaya çıkacak skor, kimsenin tahmin edebileceği cinsten de- ğildi. Sporting, 13 Kasım 1963’te Lizbon’da oynanan ilkmaçın ilk 20 dakikası geride kaldığında ikisi Mascarenhas’tan, biri de Pinto’dan gelen gollerle 3-0’ı bul- muştu. 24. dakikada Andreu farkı ikiye indirip APOEL’e bir nebze umut aşılasa da çok geçmeden Mascarenhas hat-trick yapacak, ilk yarı bitmeden Lino ve Lou- ro’dan gelen gollerle de devre arasına 6-1’lik skorla girilecekti. Lâkin ikinci yarı görülecekti ki, ilk yarıda olanlar sadece uvertür niteliğindeymiş! Günün kahra- manı Mascarenhas bu devrede üç gol daha bulurken, Figueiredo da hat-trick yapan bir diğer oyuncu oluyor, Augusto Martins iki gol kaydediyor, Pinto ve Perides de birer kez fileleri havalandırınca mücadele, 16-1’lik akıl almaz bir skorla sona eriyordu. İki hafta sonra oynanan rövanş maçıysa, bu karşılaşmaya kıyasla hayli rö- lantide geçmiş ve bu kez 2-0’lık galibiyetle yetinen Sporting, çey- rek finale yükselmişti. Sporting daha sonra sırasıyla Manchester United, Lyon ve MTK’yı da devire- rek o sezon kupayı müzesine götürmeyi başarmıştı. şırtıcı biçimde finale kadar gelen Belçika’nın Mechelen ekibi vardı. GelgelelimStrasbourg’da oyna- nan finalde Avrupa kupalarında tüm zamanların en sürpriz neticelerinden biri yaşanıyor ve Mechelen, Ajax’ı 1-0mağlup ederek kupayı müzesine götürmeyi başarıyordu. 1990’lı yıllarda da bu duruma dair üç örnek daha görüldü. İtalya’nın bu dönemdeki flaş ekiplerinden Parma, 1993’te Antwerp’i yene- rek bu kupayı müzesine götür- mesinden bir sene sonra tekrar finale kadar gelmiş fakat bu maçta Arsenal’e 1-0’lık skorla boyun eğmişti. Arsenal ise kazandığı bu şampiyonluktan bir sonraki yıl finalde bu sefer Real Zaragoza’ya rakip olmuştu lâkin sahadan gülerek ayrılma sırası İspanyollardaydı ve mücadeleyi de uzatmalarda 2-1’lik galibiyetle tamamlıyorlardı. Son olarak 1996’daki finalde RapidWien’i 1-0 yenerek kupayı alan Paris St. Germain, ertesi sezon çıktığı finalde Barcelona’ya aynı skorla teslim oluyordu. 1964’te son şampiyon Atletico’yu hezimete uğratan Tottenhamve 1986’de en büyük sürprizi yapan Mechelen 36 37
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==