TamSaha 174. Sayı / Mayıs 2019
UNUTULMAZ BEŞ FİNAL Tottenham5-1 AtleticoMadrid (15Mayıs 1963, Rotterdam) Slovan Bratislava 3-2 Barcelona (21 Mayıs 1969, Basel) Real Zaragoza 2-1 Arsenal (10Mayıs 1995, Paris) Aberdeen 2-1 Real Madrid (11 Mayıs 1983, Göteborg) Atletico Madrid, Kupa Galipleri Kupası’nın ikinci sezonunda, ilk sezonun şampiyonu Fiorentina’yı devirmeyi başarmıştı. Bundan bir sezon sonrasında Atletico Madrid yine finaldeydi ve bu kupayı üst üste ikinci kez kazanmasıyla arasında kalan son engel Tottenham’dı. Ancak Rotterdam’daki finale etkili başlayan taraf, İngiliz ekibiydi ve ilk yarıyı da Jimmy Greaves ile JohnWhite’tan gelen gollerle 2-0 önde kapatmışlardı. İkinci yarının başlarında Enrique Collar’ın penaltı- dan attığı gol Atletico’yu umutlandırsa da devrenin ortalarında Terrry Dyson bir kez daha farkı ikiye çıkartıyor ve İspanyolların umudunu da büyük ölçüde kırıyordu. Maçın son on dakikası içinde de Greaves ile Dyson birer kez daha sahneye çıkıyor ve attıkları gollerle Tottenham’ı 5-1’likmüthiş bir galibiyete, dolayısıyla da kupaya taşıyorlardı. Kupa Galipleri Kupası’nda son şampiyonların unvanlarını koru- yamama lânetinin sonmağdur- larından biri de Arsenal olacaktı. Bir yıl önce, bir başka son şampi- yon Parma’yı tek golle devirerek bu kupayı müzesine götüren Ar- senal, bir kez daha finale gelmişti ve rakibi olan Real Zaragoza’ya göre de ağır bir biçimde favori sayılırdı. Her ne kadar Zaragoza yarı finalde bir başka Londra ekibi Chelsea’yi elemiş olsa da Chelsea’nin o yıllarda Avrupa futbolunda günümüzdeki gibi bir ağırlığı olmadığının da altını çiz- mek lâzım. Ne var ki Arsenal de sıkça vurguladığımız o lânetin etkisindenmidir bilinmez, Zara- goza’ya karşı beklenen oyunu ortaya koyamıyor, uzun süre golsüz devam edenmaçta dengeyi bozan isimse 68. daki- kada Zaragoza’nın golcüsü Juan Esnaider oluyordu. Arsenal, dokuz dakika sonra John Hartson ile skoru eşitleyince de maç uzatmalara taşınacaktı. Uzatmalarda da 30 dakika hemen hemen tükenmişti ve artık penaltılar bekleniyordu. Ancak Zaragozalı Nayim, son saniyeler içerisinde sağ çaprazda, kaleye yaklaşık 45 metre mesafede topu önünde bulduktan sonra Arsenal kalesine doğru beklenmedik bir aşırtma şut gönderiyor ve havada süzülen top, önde yakalanan David Seaman’ın üzerinden aşarak filelerle buluşuyordu. Bu sıra dışı son dakika golü sayesinde de Zaragoza, iki saatlik mücadeleden 2-1 galip ayrılarak kupayı müzesine götüren taraf oluyordu. Kupa Galipleri Kupası’nı dört de- fayla en çok kazanan takımolan Barcelona, bu kupadaki ilk finali 1969 yılında oynamıştı. Rakibiyse, Çekoslovakya’nın kupa galibi Slovan Bratislava’ydı. Barcelona’nın söz konusu dört za- ferinden ilkini bu finalin netice- sinde kazandığını düşünenlereyse yanıldıklarını peşinen söyleyelim. Zira Slovan Bratislava, kupa tarihinin önemli sürprizlerinden birisine imzasını atacaktı. Çekoslovak ekibi, final yolunda Porto, Torino ve Dun- fermline’ı elerken, Barcelona ise Lugano, Lyn ve Köln’ü saf dışı bırakmıştı. Aslında bu tabloya ba- kıldığında, Slovan Bratislava’nın hiç de yabana atılacak bir yanı ol- madığı görülmekteydi ama buna karşın yine de finalinmutlak fa- vorisi, Barcelona olarak kabul ediliyordu. Ne var ki Basel’deki fi- nale Slovan fırtına gibi giriyor ve henüz ikinci dakikada Ludovit Cvetler ile 1-0 öne geçiyordu. Bar- celona, bu gole cevap vermekte çok gecikmezken 16. dakikada Jose Zaldua skoru 1-1’e getirmişti. Ancak ilk yarımsaat dolmak üze- reyken Vladimir Hrivnak ağları sarsınca Slovan bir kez daha öne geçiyor ilk yarının bitimine üç da- kika kala da Jan Capkovic’in go- lüyle çok büyük bir avantaj yakalıyordu. 3-1 sona eren ilk yarının ardından 52. dakikada Carles Rexach’ın golü Barça’yı umutlandırsa da Slovan sonra- sında skoru korumayı başaracak vemaçtan da 3-2’lik galibiyetle ayrılarak kupayı Çekoslovak- ya’ya götürecekti. 1980’lerin başında İskoçya’da genç bir teknik adam, Celtic-Rangers hegemonyasına kafa tutmasıyla dikkat çekmek- teydi. 1978’de, 37 yaşındayken Aberdeen’in başına geçen Alex Ferguson, geçmişte sadece 1955’te kazandığı bir lig şampi- yonluğu olan kırmızı-beyazlı ekibi 1980’de tarihinin ikinci lig şampiyonluğuna taşımış, 1982’de de İskoçya Kupası’nı kazanmıştı. Ferguson’ın takımı, bunun ardından 1982-83 sezonunda Kupa Galipleri Kupası’nda da harikulade bir performans ortaya koymuş, Sion, Lech Poznan ve Bayern Münih gibi takımları saf dışı bırakarak finale kadar gelmişti. Ancak karşılarında da Real Madrid gibi bir dev vardı ve finalde neredeyse kimse Aberdeen’e şans tanımıyordu. İsveç’in Göteborg şehrinde oynanan finalde Aberdeenmaça tamamen İskoç oyunculardan oluşan kadrosuyla çıkarken henüz yedinci dakikada golü buluyordu. Bir köşe atışı sonrasında ceza sahasında oluşan karambolde fırsatçı Eric Black, topu altıpas üzerinden filelere göndermeyi başarmıştı. Real Madrid, 14. dakikada Juanito’nun penaltı golüyle skoru eşitlese de sonrasında Aberdeen geri adım atmıyor ve müthiş bir direnç göstererekmaçı uzatma- lara da taşıyordu. Dakikalar 112’yi gösterdiğindeyse, karşılaşmanın kaderi çizilecekti. Sol kanattan ceza sahasına giren Mark McGhee topu ortaya çeviriyor ve normal sürenin sonlarında ilk golün sahibi Black’in yerine oyuna girmiş olan John Hewitt’in kafayla ağları bulmasıyla Aberdeen 2-1’lik üstünlüğü yakalıyordu. Ferguson’ın öğrencileri kalan kısıtlı sürede de bu üstünlüğümuhafaza edecek ve kulüp tarihinin en büyük başarısına imza atacaktı. 38 39
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==