TamSaha 176. Sayı / Temmuz 2019
Havaalanı eziyeti Ancak İzlanda, maçı sahada oynamakla yetinmeyeceğini Millî Takımımızın Keflavik Havaalanı’na inişinden itibaren ortaya koydu. Millî Takımımızı 6.5 saatlik yorucu uçak yolculuğunun ardından havaalanında ‘İzlanda eziyeti’ bekli- yordu. İki saat boyunca pasaport kontrolüne tâbi tutulan oyuncuları- mızın el çantaları ve bavulları didik didik aranıyor, parfümlerine dahi el konulmak isteniyordu. Emre Belözoğlu’nun basınmensuplarına açıklama yaptığı sırada ortaya çıkan birisi de kaptana tuvalet fır- çası uzatıyor ve bu olayı telefonuyla kaydediyordu. İlginçtir, Millî Takımı- mızı didik didik aramasını bilen İzlandalı güvenlik görevlilerinin hiç birisi bu olay yaşanırken ortada görünmüyordu. Burak Yılmaz, olayı “Bize işkence yaptılar” cümlesiyle aktarırken, Emre Belözoğlu, “Böyle rezillik yok. Hiç şık olmadı Gereksiz bir arama yapıldı. Çok gerildik. Bizimülkemize kurban olsunlar” sözleriyle hem tepkisini dile getiri- yor hemde takımın içine düşürül- düğü psikolojik gerilimi ortaya koyuyordu. Güneş’ten ders gibi sözler Millî TakımTeknik Direktörü Şenol Güneş, maçtan bir gün önce düzen- lediği basın toplantısına, havaala- nında yaşanan çirkinliklerle ilgili değerlendirmede bulunarak başlıyor ve bu kötümuamelede bulananlara karşı ders niteliğinde cümleler kuruyordu. Güneş, “Bu- rada 43 yaş üstünde olan var mı? Hepinize selam ederim” diyerek başladığı konuşmasında, “Futbola dostluk, fair-play ırk, din, dil ayrımı olmadan insanları birleştiren bir olgu olarak bakıyoruz. İzlanda, Avrupa ve dünya şampiyonalarında sempati topladı. Her milletin olduğu gibi onların da büyük bir hikâyeleri vardır. Ben 43 sene önce, 1976’da buraya geldim. Saha aynı olabilir ama şehir çok değişti, büyüdü ancak belli ki kafalar küçülmüş. Çok güzel bir ülkeydi, havası temiz, soğuktu ama insanları sıcak ve samimiydi. İzlanda aklımda hep iyi izlenimler bırakmıştı ama şu an o izlenimler yok.Bir çok İzlandalı oyuncu Türkiye’de oynuyor, biz neyin peşindeyiz? İki memurun yaptığı terbiyesizliği mi konuşaca- ğız. 53 yıldır futbolun içindeyim. Bu dediğimiz gümrük değil… X-Ray cihazından giriyorsunuz bu ülkeye. X-Ray cihazına konulmaz insan. Memur, pasaportu aldı bana sallı- yor. Kremleri, parfümleri telefonları alıyorsun, ne yapmaya çalışıyorsun. Burası nüfus olarak küçük bir ülke ama biz bunun insanlık değerleri- nin büyük olduğunu düşünüyorduk, küçülttünüz mü bunu? Bunun sa- haya etkisi yok ama ben sadece durum tespiti yapıyorum. Büyük bir devletiz, büyük bir milletiz küçük işlerle uğraşmayız” şeklinde konuşuyordu. “Üç puan ilk anahtar” İzlanda maçının önemine de deği- nen Güneş, ‘Burada onları hiç yene- medik, umarımki yarın bir ilk olur. İyi bir takımla oynayacağız. Takım oyunu oynayan, koşan, agresif oynayan, sertliğe biraz dönüştüren, disiplinli, savunmayı iyi yapan, oyun formatını bildiğimiz bir takımla oynayacağız. Onlar da biz de iddialıyız. Fransa maçının sonucu ne olursa olsun bizim için İzlanda maçı önemli olacaktır. Alacağımız 3 puan bizi 2020 Avrupa Şampiyo- 28 29 nası’na götürecek olan ilk anahtar olacaktır. Kazandığımız takdirde yüzde 70’in üzerinde avantajımız olur” diyordu. Roller değişti Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet MuharremKasapoğlu, TFF Başkanı Nihat Özdemir, TFF YönetimKurulu Üyeleri Servet Yardımcı, Mehmet Baykan, SelimSoydan, Erdal Bahçı- van, Ali Düşmez, Hasan Akıncıoğlu, Hamit Altıntop, Yılmaz Büyükaydın, Nuri Akın, Alkın Kalkavan, Mustafa Çağlar ve Genel Sekreter Kadir Kar- daş, milletvekilleri Alpay Özalan ve Saffet Sancaklı’nın Türk taraftarla- rın arasında izlediği maça Millî Takı- mımız, Fransa on birindenmecburi iki değişiklikle çıktı. Cenk Tosun, Okay Yokuşlu ve Ozan Kabak’ın sakatlanıp kadrodan çıkarılmasının ardından Cengiz Ünder ve Mahmut Tekdemir de takımdaki yerlerini alamamıştı. Aynı şekilde sakatlığı bulunan kaptan Emre Belözoğ- lu’ndan da yararlanamayacaktık. Takımımız kalede Mert Günok, savunmada Zeki Çelik, Kaan Ayhan, Merih Demiral, Hasan Ali Kaldırım, orta sahada Ozan Tufan, Dorukhan Toköz, İrfan Can Kahveci, ileride de Kenan Karaman, Burak Yılmaz, Hakan Çalhanoğlu on biriyle saha- daydı. İzlanda ise sakat olan sağ bekleri Birkir Saeversson dışında artık ezberlenmiş bir on birle saha- daydı. Kalelerinde Hannes Halldórs- son, savunmalarında Hjörtur Hermannsson, Ragnar Sigurdsson, Kári Árnason, Ari Skúlason, orta sahalarında Johann Gudmundsson, Emil Hallfredsson, Aron Gunnars- son, Birkir Bjarnason, forvetlerinde ise Gylfi Sigurdsson ve Jón Dadi Bödvarsson forma giyiyordu. Ne yazık ki bizimFransa karşısın- daki bütün olumlu taraftarlarımızı bu defa İzlandalılar yüklenmişti. Bir makine düzeni içinde alanı daraltıp oyuncularımızın üçüncü bölgeye sızmasını önlüyor, çok hızlı atak- larla da kalemizde önemli tehlikeler üretiyorlardı. Bizimse Fransa ma- çındaki halimizden eser yoktu. Top bizim ayağımızda daha çok dolaşsa da genellikle savunmamızın kendi arasındaki yan pasları tehlike böl- gesine taşımayı bir türlü başaramı- yor ve kritik noktalarda yaptığımız top kayıplarıyla da İzlanda’ya gol fırsatları ikram ediyorduk. Henüz 3’üncü dakikada sol kanatta savunmamızdan sıyrılan Bödvars- son’un ceza sahamıza paralel gönderdiği topu altıpasın yakın köşesinde hamle yapan Bjarnason şutluyor, iyi yer tutan kalecimiz Mert Günok üzerine gelen topu kolayca tutuyordu. 15’inci dakikada ise Aron Gunnarsson’u sağdan geti- rip ortaya çevirdiği topta Merih Demiral araya girip tehlikeyi kor- nerle savuşturdu. 21’inci dakikada ise klasik bir İzlanda golünü kale- mizde görecektik. İzlanda takımı en tehlikeli yönü olan duran top silahını kullanıyor, sağ kanattan kazanılan serbest vuruşta Johann Gudmundsson’un sağ ayak içiyle arka direğe kestiği topu stoperle- rinden Ragnar Sigurdsson kafayla ağlarımıza gönderiyordu: 1-0. Kısa süre sonra orta saha oyuncu- larımızdan Dorukhan Toköz’ün rakip atağı keserken gördüğü sarı kart da işlerin hiç de istediğimiz gibi gitmediğinin bir başka işaretiydi. Hız kesmeden üzerimize gelen İz- landa’nın 23’üncü dakikada ikinci golü bulmasına kalecimiz Mert Gönok izin vermeyecekti. Bu daki- kada Aron Gunnarson çapraz bir pasla sol kanattan bindiren Bjarna- son’u görüyor, açıyı kapatan Mert, İzlandalının vuruşunu önledikten sonra boşta kalan topu ikinci bir hamleyle kornere gönderip tehlikeyi savuşturuyordu. Üç dakika sonra Bödvarsson’un sağ aut çizgisine inip içeri çevirdiği topa ön direkte Bjarnasson topuğuyla vuruyor ama Mert Günok bir kez
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==