TamSaha 176. Sayı / Temmuz 2019
kadar 18 kere bu kupayı kazanır- ken, Barcelona da 12 kez bumutlu- luğu yaşamıştı. Real Madrid’se 9 kupa zaferiyle bu iki takımın gerisinde kalmıştı. Di Stefano’lu Real Madrid’in perfor- mansı, önceki yıllardakine göre çok başka olacaktı. Yıldız oyuncunun beyaz formayı terlettiği 11 sezon sü- resince La Liga’da sekiz kez şampi- yonluğa ulaşan Real Madrid, rakipleriyle arasındaki farkı kapa- yıp öne dahi geçecekti. Di Stefano Madrid’den ayrıldığında Beyaz Şimşekler artık 10 şampiyonlukla La Liga’yı en çok kazanan takım konumundaydı. Söz konusu peri- yotta iki şampiyonluk elde eden Barcelona toplam şampiyonluk sayısını sekize çıkartırken bu dö- nemde bir kez ipi en önde göğüsle- yen Athletic Bilbao ise toplamda altı şampiyonluğa ulaşmıştı. Real Mad- rid, Di Stefano zamanında yakala- dığı bu ivmeyi 1980’lerin sonuna kadar sürdürecek ve La Liga şampi- yonluklarında ezeli rakipleriyle ara- sında kolay kolay kapatılmayacak bir fark oluşmasını da sağlayacaktı. Ancak Di Stefano’yu Real Madrid tarihinde asıl özel kılan başarılar, bu La Liga şampiyonluklarından ziyade, Avrupa’da elde edilen zafer- lerdi. “Sekiz lig şampiyonluğundan daha değerli ne olabilir ki?” deme- yin sakın. Di Stefano’nun önderli- ğinde Real Madrid beş sezon üst üste Avrupa’nın en büyüğü olarak bugüne dek kırılamayan ve bugün- den sonra da kırılması kolay kolay hayal edilemeyen bir rekorun sahibi olacaktı ve yine bu rekor sayesinde Beyaz Şimşekler günümüzde de en çok Avrupa şampiyonluğu bulunan takımkonumunda. Şampiyon Kulüpler Kupası zaferleri HemDi Stefano hemde Real Madrid açısındanmevzubahis o yepyeni dönemin başlangıç noktasını 1955-56 sezonu teşkil ediyordu. UEFA o sezon, Avrupa’da kendisine üye ülke federasyonlarının düzen- lediği liglerde şampiyon olan takım- ları bir araya getiren ve Avrupa’nın 1 numaralı kulüp takımını belirle- meyi amaçlayan yeni bir turnuva düzenlemeye başlamıştı: Şampiyon Kulüpler Kupası. Real Madrid de kupanın bu ilk sezonunda, La Liga’nın son şampiyonu olarak İspanya’yı temsil edecekti. 16 takımın katılımıyla düzenlenen kupanın ilk turunda İsviçre’nin Ser- vette ekibini saf dışı bırakan Beyaz Şimşekler, çeyrek finalde Partizan, yarı finalde de Milan’ı geçerek adla- rını finale yazdırmıştı. Karşıların- daysa Fransa şampiyonu Stade de Reims vardı. 13 Haziran 1956’da Paris’in Parc des Princes Stadı’nın ev sahipliğini yaptığı finalde Fransız temsilcisi maça hızlı başlamış ve henüz ilk 10 dakika içinde Leblond ve Templin’in attığı gollerle 2-0 öne geçmişti. Ancak bu hızlı başlangıca ilk tepki Di Stefano’dan gelecek ve dört dakika içinde fark bire ine- cekti. Toparlanan Real 30. dakikada da Rial ile skora dengeyi getirmeyi başaracaktı. İlk yarının bu skorla bitmesinin ar- dından ikinci yarıya hızlı giren taraf da Reims oldu ve 62. dakikada Hidalgo’dan gelen gol Fransızları bir kez daha öne geçirdi. Fakat 67’de Marcos Alonso ile bir kez daha eşit- liği sağlayan Real, 79’da da Rial’in ikinci defa sahneye çıkmasıyla 4-3’ü buluyor ve dev kupanın tarih- teki ilk şampiyonu olma unvanını elde ediyordu. Ertesi sezona gelindiğinde Şampi- yon Kulüpler Kupası’nda bu kez RapidWien, Nice ve Manchester United’ı eleyerek finale kalan Real Madrid, unvanını korumak için Fiorentina’nın karşısına çıkıyordu. Üstelik bu kez saha avantajları da ellerindeydi, nitekimmaç Bernabeu Stadı’nda oynanacaktı. Ne var ki 30 Mayıs 1957’de oynanan finalde 124 bin taraftarının desteğine rağmen Real uzun süre İtalyanların savun- masını aşmakta zorlanacaktı. Kilidi açmaksa yine Di Stefano’ya düşe- cek ve onun bitime 20 dakika kala attığı gol, Fiorentina’nın gardını düşürecekti. Real Madrid altı dakika sonra bir gol de Gento ile buldu ve 2-0’lık skorla da kupaya uzandı. Beyaz Şimşeklerin Avrupa’daki dur durak bilmez yolculuğu 1957-58 sezonunda da devam ediyordu. Bu sefer de final yolunda Belçi- ka’dan Antwerp, İspanya’da geçen sezonu ikinci bitirmesine rağmen o yılki statü sayesinde kupaya katılan Sevilla ve Macar şampiyonu Vasas’ı saf dışı bırakmışlardı. Finaldeki rakipleriyse Milan’dı. 28 Mayıs 1958’de Brüksel’in Heysel Stadı’nda oynananmaç, bir önceki sene Real’in Fiorentina karşısındaki mücadelesini anımsatır biçimde başlamıştı. İtalyanlar yine katı sa- vunmasıyla rakiplerinin golcülerine geçit vermiyor ve karşılaşma uzun müddet golsüz devam ediyordu. Ancak önceki senenin aksine bu sefer dengeyi ilk bozan taraf Milan olacaktı. Gol aradıkça savunması açık vermeye başlayan Real Madrid’in bu zaafını 69. dakikada Schiaffino ile değerlendiren kırmızı-siyahlılar büyük finalde 1-0 öne geçmişti. Buna karşın Di Stefano beş dakika içerisinde kendisini göstererek skoru yeniden eşitleyecekti. Fakat gollerin ardı ar- kası kesilmemeye başlamıştı. 78’de Milan, Grillo ile bir kez daha üstün- lüğü ele alacaktı. Lâkin sadece bir dakikalığına… Zira 79’da da Real Madrid, Rial’le durumu 2-2’ye geti- recekti. Peş peşe atılan bu karşılıklı goller sonrası gidilen uzatmalar- daysa son sözü Real Madrid’den Gento söyleyecek ve 3-2’lik galibi- yet, Beyaz Şimşeklere üst üste üçüncü kez Avrupa’nın en büyük kupasını getirecekti. 1958-59 sezonunun Real Madrid tarihinde apayrı bir önemi olacaktı. Efsanevi Macar Millî Takımı’nın 1 numaralı yıldızı Ferenc Puşkaş transfer edilmişti. Böylelikle hücum hattında futbol tarihinin gördüğü belki de en büyük ikili olarak göste- rilen Di Stefano-Puşkaş ortaklığı da doğmuş oluyordu. Müthiş ikiliyle birlikte konulan en büyük hedef de Avrupa’daki şampiyonluk rekorunu geliştirmekti. Şampiyon Kulüpler Kupası’nda ilk turda Beşiktaş’ı, çeyrek finalde deWiener Sportclub’ı eledikten sonra derbi niteliğinde geçen yarı finalde de Atletico Mad- rid’i kupanın dışına iten Real Mad- rid, finalde de kupanın ilk senesinde olduğu gibi, Fransa şampiyonu Stade de Reims’in karşısına çıkıyordu. Stuttgart’ta, 3 Haziran 1959’da oy- nanan final, üç sene önceki gibi bir gol düellosuna sahne olmayacaktı. Maçın henüz ilk dakikasında Enri- que Mateos ile 1-0 öne geçen Real Madrid, baştan sona üstün bir oyun sergilemiş, 47. dakikada Di Stefano’nun attığı golse skoru belirlemişti. Finalin futbolseverler açısından en negatif yönüyse, Puşkaş’ın sakatlığı nedeniyle karşılaşmada forma giyememesi ve Di Stefano’yu bir bakıma yalnız bırakmasıydı. Ancak süper ikili bu durumu bir sonraki sene fazlasıyla 74 75 Miguel Munoz Ona sahip olduğunuzda her mevkide sanki iki oyuncuya birden sahip oluyordunuz. Di Stefano’nun büyüklüğü buradaydı. “ Francisco Gento Onsuz bir Real Madrid nasıl olurdu, düşünmesi bile çok zor.… “ Real Madrid’inmuhteşem forvet hattı... Soldan sağa Raymond Kopa, Hector Rial, Alfredo Di Stefano, Ferenc Puşkaş ve Francisco Gento Ferenc Puşkaş Di Stefano çok büyük bir futbolcuydu ve sahada başka hiç kimsenin göremediği şeyleri görebi- lirdi. Oyunu her iki yönüyle de çok iyi bilirdi, her zaman gerek fiziksel gerek zihinsel olarakmaçlara en iyi şekilde hazırlanmasını da bilirdi. “
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==