TamSaha 176. Sayı / Temmuz 2019
telafi edecekti. Real Madrid’in üst üste beşinci Avrupa za- ferine doğru ilerlediği 1959-60 sezonunda kupa yolundaki rakipleri ilk turda Lüksem- burg’dan Jeunesse Esch, çeyrek finalde Nice ve yarı finalde de ezeli rakipleri Barce- lona’ydı. Oynadığı altı maçta rakip filelere tam 24 gol gönderen Beyaz Şimşekler özel- likle Barcelona’yı her iki maçta da 3-1 devi- rerek kupayı kimselere kaptırmayacağının sinyallerini vermişti. Finaldeki rakipleri Eintracht Frankfurt’un bile muhtemelen böyle bir beklentisi yoktu. 18 Mayıs’ta Glasgow’un Hampden Park Stadı’nda oynanan final birçok rekora sahne olacaktı. Öncelikle 135 bin kişi tarafından izlenenmaç, Kupa 1 tarihinin en kalabalık finali olarak kayıtlara geçiyordu. Maç, Real Madrid’in 7-3’lük üs- tünlüğüyle sonuçlanınca bu skor da Kupa 1 finalleri tarihinin en gollü ve en farklı skoru oldu. Karşılaşmada Real Madrid’in gollerin- den dördünü Puşkaş, üçünüyse Di Stefano atmıştı. Puşkaş, attığı bu gollerle kupanın tek bir finalinde en çok gol atan oyuncu olurken Di Stefano ise üst üste beş final maçında ağları sarsarak kimsenin yanına kolay kolay yanaşamayacağı rekorunu iyice geliştiriyor, ayrıca kupanın finalle- rinde toplamda yedi gole ulaşarak bir başka rekorun daha sahibi oluyordu. Teknik adamlığa doğru… Di Stefano, Real Madrid’deki son yıllarında iki Şampiyon Kulüpler Kupası finali daha gördü. Ancak bunların ilki 1961 yılında Benfica’ya, Eusebio’nun yıldızlaştığı maçta 5-3, ikincisiyse 1964’te Inter’e, Sandro Mazzola’nın parladığı karşılaşmada 3-1’lik skorlarla kaybedildi. Inter’le oynanan final maçı aynı zamanda Di Stefano’nun Real Madrid formasıyla çıktığı son büyükmaçtı. Artık 38 yaşına gelmiş olan yıldız futbolcu o sezonun sonunda Madrid ekibinden ay- rıldı. Ancak futboldan kopmaya hâlâ niyeti yoktu ve bundan sonrasında iki sezon da Espanyol adına mücadele edecek, kram- ponlarınıysa 40 yaşına geldiğinde asacaktı. Di Stefano’nun 23 yıllık futbolculuk kariye- rinde kazandığı kupalara kısaca göz atacak olursak sekizi İspanya’da, dördü Kolombi- ya’da ve ikisi Arjantin’de olmak üzere toplam 14 lig şampiyonluğu, beş Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğu ve iki kere de aynı kupada finalistlik, bir İspanya Kral Kupası, bir Kıtala- rarası Kupa, bir Güney Amerika Kupası görmekteyiz. Özellikle kulüpler düzeyinde kazandığı başarıları dünyada elde eden kulüplerin sayısının bir elin parmaklarını geçmediğini de belirtelim. Bireysel olarak elde ettiği başarıların başlıcaları da beşi İspanya’da, ikisi Kolombiya’da, biri de Arjantin’de olmak üzere toplam sekiz gol krallığı ve iki kere Avrupa’da yılın futbolcusu seçilmesiydi. Kulüpler düzeyinde böylesine eşsiz başarıları olan Di Stefano’nun kari- yerindeki en büyük eksiklikse millî takımlar seviyesindeydi. Arjantin ve Kolombiya Millî Takımlarından sonra 1957-1961 yılları arasında İspanya Millî Takımı’nın da forma- sını giyen ve bu ülke adına da oyna- dığı 31 maçta 23 gol kaydeden yıldız oyuncu, 1958’de İspanya’nın Dünya Kupası’na katılmaması, 1962’de de sakatlığı nedeniyle Şili’deki turnu- vayı kaçırması sebebiyle kariye- rinde tek bir Dünya Kupası maçında bile sahaya çıkamadı. Zaten bu durumnedeniyle kendisinden çoğu zaman “Dünya Kupalarında oyna- yamamış en büyük futbolcu” diye de bahsedilmektedir. Muazzam futbolculuk kariyerinden sonra Di Stefano’yu, futbolculuğu kadar olmasa da parlak sayılabile- cek bir teknik adamlık kariyeri bekliyordu. Sekiz farklı takımda 12 kez görev yapan Di Stefano, en büyük başarılarınıysa Valencia’yı çalıştırdığı dönemlerde elde etti. Va- lencia ile 1980 yılında Kupa Galipleri Kupası’nı, finalde Arsenal’i penaltı- larla devirerek kazanan Di Stefano, ertesi sezon da Brian Clough’ın NottinghamForest’ını devirip Süper Kupa’yı havaya kaldırmayı başardı. 1982-83 sezonundaysa yeniden Real Madrid’e, bu kez teknik direk- tör olarak dönen Di Stefano, Valen- cia ile elde ettiği başarıya burada da çok yaklaştı ve o sezon takımını Kupa Galipleri Kupası’nda finale kadar taşıdı. Ancak karşısında o dönemin dünyadaki en iyi genç teknik adamlarından biri olarak sivrilen Alex Ferguson’ın çalıştırdığı İskoçya’nın Aberdeen takımı vardı ve kupa Aberdeen’e sürpriz bir biçimde kaybedilince, Real Mad- rid’deki teknik adamlık günleri, futbolculuğunun aksine beklenen- den kısa sürdü. Di Stefano’nun teknik adamlıktaki diğer başarıla- rıysa Arjantin futbolunun iki düş- man kardeşini, Boca Juniors ile River Plate’i birer kez lig şampiyonu yapmasıyla geldi. Teknik adamlığı da bıraktıktan sonra yaşantısının geri kalanını Madrid’de sürdüren ve bu süre zarfında kendisine Real Madrid’in onursal başkanlığı payesi de verilen Di Stefano, ilk ciddi sağlık sorununu 2005 yılının sonlarında geçirdiği kalp krizi neticesinde yaşadı. Her ne kadar bu krizin üstesinden geldiyse de artık iyice ilerlemiş olan yaşı nedeniyle durumu pek de iç açıcı sayılmazdı. Buna karşın Di Ste- fano’nun ihtiyar kalbi dokuz sene daha mücadele etmeyi bildi. 4 Tem- muz 2014’te 88. doğumgününü kutlamasının ardından sadece bir gün sonra gelen ikinci kriz ise artık dönüşü olmayan yola girildiğinin habercisiydi. Hastaneye kaldırılan Di Stefano, 7 Temmuz 2014’te son nefesini veriyor ve yaşayan efsane- ler takımından ölümsüz efsaneler takımına transfer olan unutulmaz futbolcular kervanına katılıyordu. MÜTHİŞ İKİLİ Di Stefano ve Puşkaş Di Stefano ve Alex Ferguson Diego Maradona Pele’den daha iyi bir futbolcu muyumbilmiyorum. Ancak hiç tereddüt etmeden şunu söyleyebilirimki Di Stefano, Pele’den daha iyiydi. “ Johan Cruyff Cristiano Ronaldo şu sıralar çok iyi oynuyor ancak Pele’nin veya Di Stefano’nun seviyesine erişebilmesine daha çok var. “ 76 77
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==