TamSaha 176. Sayı / Temmuz 2019

zin içinde Kempes topu göğsüyle Bertoni’nin önüne indiriyor, Bertoni tekrar ona oynuyor ve ardından da golcü oyuncu yakınmesafeden bir kez daha ağları sarsarak farkı üçe çıkartıyordu. Golle birlikte Arroyito Stadı’nın tribünlerinden de adeta bir gök gürültüsü yükselmişti. Artık her şey Arjantin’in istediği kıvama gelmişti ve önlerindeki 42 dakika içinde finale çıkabilmeleri için sadece bir gole ihtiyaçları vardı. Lâkin Arjantin’e öyle 42 değil, sa- dece iki dakika yetecekti. Nitekim dakikalar 50’yi gösterirken Luque topu ağlara gönderiyor ve skor 4-0’a geliyordu. Bundan sonrasıysa artık işin gösteri kısmıydı. 67. daki- kada Rene Houseman farkı beşe çıkartacak, 72. dakikadaysa Luque maça noktayı koyacak ve böylece sahadan 6-0’lık galibiyetle ayrılan Arjantin, 48 yıllık bir aranın ardın- dan Dünya Kupalarında adını finale yazdıracaktı. Arjantin’in finaldeki rakibiyse, dört yıl önce yine bu sevi- yeye gelmiş fakat kupayı Federal Almanya’ya kaptırmış olan Hollan- da’ydı. Arjantin-Perumüsabakasının ardındansa özellikle Brezilya cep- hesinde, maçta şike yapıldığına dair çok fazla söylenti çıkıyordu. Hatta bir komplo teorisine göre Arjan- tin’in başındaki diktatör Jorge Ra- fael Videla ile Peru’nun başındaki bir diğer darbeci General Francisco Bermudez, maçı Arjantin’in gereken farkla kazanması için anlaşmış- lardı. Bunun karşılığında da Arjan- tin, Peru’ya hemgıda hemde silah yardımında bulunacak, ayrıca Pe- rulu bazı muhaliflerin de yakalanıp işkenceyle sorgulanması görevini de Arjantin ordusuna bağlı güçler üstlenecekti. 1973-77 yılları arasında, yani CIA’in Latin Ame- rika’daki Akbaba Operasyonu’nun en hararetli döneminde ABD Dışiş- leri Bakanlığı ve ulusal güvenlik danışmanlığı görevlerini yürüten Henry Kissinger’ın da turnuva sıra- sında birkaç defa Arjantin’e gidip gelmesi, hatta söz konusu Arjantin- Perumaçı öncesinde iddialara göre Jorge Videla ile birlikte Peru soyunma odasını ziyaret etmesi de bu komplo teorisini güçlendiren ayrıntılardandı. Ancak bütün bunlar bir kenara ko- nulup sadece maça bakıldığında da Peru’nun ilk çeyrek saat içinde iki ciddi gol pozisyonuna girdiği ve bunlardan birinde topun direkten döndüğü de bir gerçekti. Arjantin’in golleri gelmeye başladığında Peru- luların çabuk havlu atmaları da çok anormal sayılmazdı çünkü zaten maça herhangi bir iddiadan yoksun vaziyette çıkmışlardı. Tarihi zaferin baş mimarı 25 Haziran 1978, Arjantin futbolu tarihinin o ana kadarki en önemli günü olacaktı. Başkent Buenos Aires’teki Dünya Kupası finalinde Hollanda karşısına çıkan Arjantin, tarihinin ilk şampiyonluğunu he- defliyordu ve turnuvanın ikinci tu- runda nihayet gol orucunu bozan, bozmakla da kalmayıp dört gole birden imzasını atan Mario Kempes de finalde Arjantinlilerin en çok şey bekledikleri isimdi. Karşılıklı ataklarla, yüksek bir tem- poda başlayanmaçta ilk çeyrekte iki taraf da birkaç kez gole yaklaş- tıysa da bir sonuç çıkmıyordu. Me- rakla beklenen golse 38. dakikada gelecekti. Golde imzası olan isimse Kempes’ten başkası değildi. Rakip yarı alanın ortalarında, hafif sol ta- rafta topla buluşan Osvaldo Ardiles, iki Hollandalıyı ekarte ettikten sonra topu Leopoldo Luque’ye aktarıyor, Luque fazla beklemeden yarımyuvarlak içindeki Kempes’i görüyor ve Kempes de güzel bir ilk dokunuşla önündeki iki stoperin arasından sıyrılmasının ardından yerde kayarak son vuruşu yapıyor ve topu, kaleci Jan Jongbloed’un al- tından ağlarla buluşturuyordu. Golle birlikte Latin Amerika futbolunun bütün hırsı, tutkusu ve çılgınlığının özeti de tribünlerde tezahür ediyordu. Kulakları sağır eden bağırışlar, depremhissi yaratacak tepinmeler ve sahayı kaplayan konfetiler…Mücadelenin ilk yarısı da Arjantin’in 1-0’lık üstünlüğüyle sona eriyordu. İkinci yarıda Arjantin, skor avanta- jını da göz önünde bulundurarak ister istemez biraz geriye yaslanır- ken turnuvanın yıldızlarından olan kalecileri Ubaldo Fillol, Hollanda’nın bu bölümdeki ataklarının sonuçsuz kalmasının baş müsebbibiydi. Arjantinliler dünya şampiyonluğu için artık geri sayıma hazırlanmaya başlamıştı ki 82. dakikada Monu- mental Stadı’nda adeta çıt çıkma- masına neden olacak bir gelişme yaşandı. Arie Haan, sağdan güzel bir bindirme yapan Rene van de Kerk- hof’un önüne çok güzel bir şandel pas bırakıyor, van de Kerkhof da hiç bekletmeden bu topu ortaya çeviri- yor ve oyuna 58. dakikada Johnny Rep’in yerine dâhil olmuş olan Dick Nanninga da kale sahasının köşe- sinde çok iyi yükseldikten sonra düzgün bir kafa vuruşuyla fileleri havalandırıyordu. Hollanda, skoru 1-1’e getirmişti ve Buenos Aires şoktaydı. Arjantinlilerin yaşadığı bu şok, çok daha büyük boyutlara ulaşabilirdi. Karşılaşmanın duraklama dakika- larına geçildiği esnada Arjantin ceza alanına doldurulan bir topa Rob Rensenbrink çok iyi hareket- lenmiş ve kalesinden çıkan Fillol’dan önce davranarak topu Arjantin file bekçisinin yanından kaleye göndermişti. Fakat top gidip kale direğine çarpıyor ve Hollan- da’nın dünya şampiyonluğu da tam manasıyla direkten dönmüş oluyordu. 90 dakika, tarafların yenişebilmesi için yeterli olmamıştı. Mecburen 30 dakikalık uzatma bölümüne geçilecekti. Arjantin’i içine düştüğü buhrandan kurtaracak isimse yine Kempes olacaktı. İlk uzatma devresinin so- nuna gelinirken Daniel Bertoni’den aldığı pasla ilk goldekini andıran bir biçimde iki savunmacının arasın- dan süzülerek ceza sahasına giren Kempes vuruşunu yapıyor, kale- sinden iyi bir zamanlamayla çıkan Jongbloed şutu karşılasa da seken top yine Kempes’in önüne düşüyor ve golcü oyuncu bu kez ağları bularak takımını 2-1’lik üstünlüğe taşıyordu. Arjantin, 115. dakikaya gelindiğindeyse yine Kempes’in gö- bekten Hollanda savunmasını delip geçtiği bir pozisyonda son vuruşu yapan Bertoni’nin ağları havalan- dırmasıyla farkı ikiye çıkartacak ve böylece maçı 3-1’lik galibiyetle tamamlayarak tarihinin ilk dünya şampiyonluğuna uzanacaktı. Turnuvayı ikisi finalde olmak üzere altı golle tamamlayan Kempes ise gol krallığını da elde ederek bu tarihi başarıda en çok parlayan isim olmuş ve ülkesinde bir ulusal kahramana dönüşmüştü. Sakatlıklar kariyerini örseledi Kempes, bumuazzambaşarıdan sonra İspanya’daki parlak kariye- rine de kaldığı yerden devam edi- yordu. 1979 yılında Kral Kupası’nı kazanan Valencia, bu sayede bir sonraki sezonda katıldığı Kupa Ga- lipleri Kupası’nda da Rangers, Bar- Kempes İspanya’da oynadığı dönemde Valencia’nın en büyük yıldızıydı ve ligde iki defa gol krallığı yaşamıştı... 88 89 1978 Dünya Kupası finalinde Hollanda’yı yıkan Kempes, Arjantin’e tarihinin ilk Dünya Kupası zaferini yaşatan oyuncuların başında geliyordu....

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==