TamSaha 177. Sayı / Ağustos 2019
Gönülden Kaleme Sözlük, “Kişiliğiyle herkesten ayrılan, kendine özgü tutumve davranışı olan kişi” diye tanımlıyor “nevi şahsınamünhasır”ı. Sayın Özkan Sümer de böyle biriydi. Sezona ÖzkanHocayla başlamıştık Trabzon- spor’da üçüncü sezonumdu; ilk iki se- zonumüthiş geçirmiştim. İlk on birin banko oyuncusuydum. Oynamadığım maç sayısı iki sezonda üçü geçmezdi. Hocanın oyun kriterlerine uymadığım için beni yedek bırakıyor, antrenman- lardaki çalışkanlığımve tuttuğum formu görerek defansmevkiinde bir sıkıntı olduğunda beni on birde oynatı- yor veya sonradan oyuna sokuyordu. Ben hoca için acil durumlarda camı kıran çekiç gibiydim; mecbur kalma- dıkça oynatmıyor, mecburiyet hâsıl olduğunda da çekinmeden oynatı- yordu. Alacağı verimi biliyor, ben de hocamı yanıltmıyordum. Oyuncunun sakatlık veya cezası bittiğinde, beni yine yedek bırakıyordu. Ali Sami Yen Stadı’nda Galatasaray’la oynuyorduk. Maç başlamış, biz de ku- lübede yerimizi almıştıkki, kulübenin tamarkasında oturan, taraftar de- meye dilimin varmadığı holiganın biri ÖzkanHocayı tahrik etmeye başladı. Nasıl küfürler ediyor anlatamam. Bu aradaHoca gayet sakin…Bizler tepki gösterdiğimizde de sakin olmamız ko- nusunda uyarıyordu. Sinkaflı hakaret- ler otuz dakika kadar sürdü. Hocamın, olmazsa olmazı gözlükleri vardı. Holiganın “ÖzkanHoca senin o kara gözlüklerini…” diye başlayan sinkaflı cümlesi sabır taşını çatlatmış, bu çat- lama volkan etkisi yaparak, o ana kadar kendisini tutan hocanın kontrolünü kaybetmesine sebep olmuş ve hocanın tellere tırmanma- sıyla sonuçlanmıştı. ÖzkanHoca haftanın ilk antrenmanı öncesi soyunma odasına iner, cezaları açıklardı. Galatasaraymaçı sonrası da cezaları açıklamaya başladı. En sonunda, “Özkan Sümer beş bin lira, kontrolünü kaybedip tellere tırmanarakkötü örnek olduğu için…” diyerek, kendine de ceza vermişti. lll Hocanın kelime dağarcığı oldukça genişti. Boztepe’de çamların arasında antrenman yapıyorduk. Antrenmanın bir bölümünde hoca “Herkes partne- rini bulsun” dedi. Tümoyuncular eşleşmiş, bir tek Lemi ağaçlar arasında dolaşıp duruyordu. Hoca, “Lemi ne yapıyorsun?” diye sorduğunda “Park yerini arıyorum” cevabını aldı. Meğer arkadaşımız partneri, park yeri anlamış. Bu yanlış anlama gülümsemelere sebep olmuş, antrenmana neşe katmıştı. lll Hoca eleştirirken bile özlü sözler söy- lemeyi severdi. Sezon sonuna doğru tesislerimizde antrenman yapıyorduk. İdmanda yükleme yapılmış, ceza sa- hası içinde aktif dinlenmeye geçmiş- tik. Hoca orta sahadan bize doğru ismimizi söyleyerek yüksek top atıyor, bizimde gelen topu havada kontrol ederek ikinci vuruşta hocaya atma- mız gerekiyordu. Hocanın “İsmail” dediğini duydum, gelen yüksek topa giderek ayak içimle havada bir kez sektirdimve ikinci vuruşumla adrese teslimgeri gönderdim. Bunun üzerine Hoca, “Ölecek olan karınca kanatlanıp uçarmış” dedi. Takımarkadaşlarım “Sezon sonu gidicisin galiba” diyerek gülümsedi. OysaHoca benden bekle- mediği ölçüde hareketi tamamladığım için bu sözü söylemişti. lll Avrupa kupalarında Barcelona ile eş- leşmiştik. İlkmaçı sahamızda oynaya- caktık. Ben de bumaçta oynamayı çok istiyordum. Hocanın bana bakışını da biliyordumama ortambeni oynat- masınamüsaitti ve oynama şansımı fazla gördüğüm için beklentimde bü- yüktü. Hoca tesislerdemaçın kadro- sunu açıkladı, ben ilk on birde yoktum. Hocanın tercihi beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Toplantı bitmiş, maç saatini beklemek için odalarımıza çekilmiş- tik. Moral bozukluğunu gören yardımcı hocaAli Kemal Denizci arkamdan odaya gelerek beni teselli etmeye çalıştı. Ogün ilk defa on birde oynaya- madığım için ağlamıştımhocanın ya- nında. Maçın on beşinci dakikasında bir oyuncu sıkıntı yaşadığını belirterek kulübeye haber gönderdi, ÖzkanHoca hemen benim ısınmamı söyledi. Çabuk çabuk ısındım. Arkadaşımın sıkıntısı hafiflediği içinHocaya, “İdare ederim” dedi. İlk yarı bitmişti ama hoca benim ısınmaya devametmemi istemişti. İkinci yarı başladığında da benim ısınmamdevamediyordu. Hoca kulübeye çağırdı, nerede görev yapacağımı söyledi. Nihayet oyuna girebilecektim. Oyuna girdiğimde dakikalar yetmiş beşi gösteriyordu. Daha ilk topa kayarakmüdahale etmek isterken ayağımçime takıldı, bileğimden çat diye bir ses geldi. Hakemhemen yanımda olduğu için çıkan sesi duymuş, biraz yanımda duraksamış, kırık olmadığını anladığında oyunu devamettirmiş ve oyun durduğunda sahaya sağlık ekibini çağırmıştı. Opozisyonda bilek bağlarımda kısmi kopmameydana gelmişti. Sağlık ekibi ayağıma bandaj yaparak oyuna devametmemi sağ- ladı. Maçı 1-0 almış, Trabzonspor ola- rak yazdığımız futbol destanlarına bir yenisini daha eklemiştik. Oynamak uğruna ağladığımmaçta sakatlanmış- tım. Bu da bana çok istemek yerine hayırlısını istemenin doğru olduğunu göstermişti. Yaşama sevinciniz hiç bitmesin. Sağlıkla kalın… İsmail Gökçek Nevi şahsına münhasır 128
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==