TamSaha 178. Sayı / Eylül 2019

Geçen sezon, Liverpool tarihinin en parlak sezonu olabilirdi aslında. Tabiî eğer Manchester City’nin o akıllara zarar performansı olmasaydı. Şam- piyonlar Ligi’nde 14 yıl aradan sonra tekrar zirveye çıkan ve toplamda da altıncı defa Avrupa’nın en büyüğü olan Kırmızılar, yurt içinde de 29 yıl- lık şampiyonluk hasretini noktala- maya çok yaklaşmışlardı. Ligdeki 38maçta sadece bir kez yenilen, 97 puan toplayarak lig tarihinde kendisine ait en yüksek puanı elde eden, tümzamanlar açısından da en iyi üçüncü performansa imza atan bir takımın şampiyon olama- ması ancakmucizelerlemümkün olabilirdi ki omucizeyi gerçekleşti- ren taraf da az önce de değinildiği üzereManchester City olmuştu. Liverpool’dan, böyle bir sezonun ar- dından beklenense, kadrosunu daha da alternatifli hale getirip, hatta mümkünse bir-iki flaş transferle ilk on birin kalitesini daha da yükseltip, geçen sezon kaçırdığı şampiyonluğu bu sezon artık ne pahasına olursa olsun almasıydı. Ancak Jürgen Klopp ve Liverpool yönetimi, belli ki çok daha farklı planlar içindeydi. NitekimKırmızılar transferde Hollanda’nın Zwolle takımından 17 yaşındaki defans oyuncusu Sepp van den Berg ve Fulham’dan 16 ya- şındaki kanat oyuncusu Harvey Elliott haricinde yedek kaleci olarak West Ham’dan ayrılanAdrian’ı kad- rolarına kattı. Takımdan ayrılanlar arasında da Liverpool adına kayıp sayılabilecek bir isimyoktu. En bili- nenleri Daniel Sturridge, Alberto Moreno ve SimonMignolet gibi isimler ki bunlardan zaten geçen sezon neredeyse hiç yararlanılma- mıştı. Böyle bir durumda Liverpo- ol’un, uzun süreli bir sakatlığın ardından takıma dönenAlex Oxlade-Chamberlain’ı adeta yeni bir transfer olarak kabul edip, Rhian Brewster, Yasser Larouci ve Curtis Jones gibi genç yıldız adaylarını takıma daha fazla entegre etmesi muhtemel. Özellikle 19 yaşındaki golcü Rhian Brewster’dan beklenti- ler büyük… Genç oyuncu, İngilte- re’nin şampiyonluğuyla neticelenen 2017 U17 Dünya Şampiyonası’nda gol kralı da olmuştu. Son olarak, Manc- hester City’nin nasıl ki bu sezon Premier Lig’den ziyade Şampiyonlar Ligi’ne daha çok ağırlık vermesi bekleniyorsa, Liverpool adına da bunun tersi bir beklenti söz konusu. Dolayısıyla iki kulüp arasında geçen sezona göre roller değişirse herhalde buna kimse şaşırmayacaktır. Liverpool RomanAbramovich’in kulübü satın aldığı 2003 yılından sonra Premier Lig’in en etkili takımlarından biri haline gelen ve o günden sonra ligde beş şampiyonluk, dört ikincilik ve biri de geçen sezon olmak üzere dört üçüncülük yaşayan Chelsea, bu se- zona transfer yasağı kriziyle girdi. 18 yaş altı oyuncuların transferinde yapılan usulsüzlükler nedeniyle FIFA tarafından verilen bu ceza, 2019 yaz ve 2020 Ocak transfer dö- nemlerini kapsayacağı için Chelsea bu sezon genelinde hayli sorun ya- şayacağa benziyor. Geçen sezon ki- ralık olarak yine Chelsea’de oynayan ve bu yaz transfer dönemi için satın alma anlaşması da o zamandan yapılmış olanMateo Kovacic, Chel- sea’nin resmi olarak kadrosuna kattığı tek isimkonumunda. Geçen sezon devre arasında Dortmund’dan alınan ve sezon sonuna kadar yine Alman ekibine kiralanan Christian Pulisic iseMavilerin fiilen yaptığı tek takviye olarak gösterilebilir. Oyuncu getirilemiyor olması başlı başına bir sorunken, takımın son yıllardaki en etkili silahı niteliğindeki Eden Ha- zard’ın 90milyon sterlin karşılığında Real Madrid’e transfer olması, savunmanın tecrübeli isimlerinden Brezilyalı David Luiz’in de transferin son gününde 8milyon sterline Arsenal’e gitmesi, bir diğer savun- macı Gary Cahill’in sözleşmesinin bitmesinin ardından Crystal Palace ile anlaşması da hesaba katıldığında Chelsea’nin kadrosunda ciddi bir daralma yaşandığı da bir gerçekti. Mavilerdeki bir başka değişimse, teknik direktörlükmakamında ya- şandı. Geçen sezon takımı çalıştıran İtalyan teknik adamMaurizio Sarri, Juventus’un başına geçmek için kulüpten ayrılınca Chelsea yönetimi, kulübün başlıca efsanelerinden olan ve teknik adamlık kariyerine de bir yıl evvel Derby County’de başlayan Frank Lampard’ı takımın başına getirme kararı alacaktı. Lampard, teknik direktörlükteki çaylaklık se- zonunda Derby ile Premier Lig’e yükselmeye çok yaklaşmış fakat play-off finalinde Aston Villa’ya kaybetmişti. Futbolculuğundaki oyun zekâsı, Chelsea’yi çok iyi tanı- ması ve Derby’de iyi bir başlangıç yapması gibi faktörler yan yana geldiğinde Lampard’ın Chelsea için uzun vadede çok ideal bir isimolabi- leceği söylenebilirdi. Ancak transfer dönemindeki sorunların üstüne, ligin ilk haftasında çıkılanManches- ter United deplasmanında 4-0’lık ağır bir yenilgi alınması büyük talih- sizlikti. Bumaçtan üç gün sonra İstanbul’da oynanan Süper Kupa fi- nalindeyse Chelsea, Liverpool karşı- sında normal süresi 1-1, 120 dakikası da 2-2 bitenmücadelenin ardından kupayı penaltılarla rakibine kaptırdı. Sadece sonuçlara bakıldığında en- seyi karartacak birmanzara olsa da Chelsea’nin bu iki maçta da rakipleri karşısında oyun olarak çok da geride kalmadığı bir gerçekti. Buna ek olarak transfer yasağının da etkisiyle Tammy Abrahamve MasonMount gibi genç yıldız adaylarının bu sezonMavilerde çok şans bulacağının belli olması, Lampard’ın en azından orta vadede ortaya çok canlar yakabilecek bir takımçıkarabileceğine dair sinyaller olarak değerlendirilebilir. Chelsea 60 61