TamSaha 179. Sayı / Ekim 2019

yısıyla annesinin gözünde Marco adeta bir yabancıya dönüşmüştü. Marco da bunun üzerine gelecek- teki eşi Liesbeth ile ayrı bir eve çıkma kararı alacaktı ama çocuklu- ğundaki travmanın üstüne bir de annesiyle ilgili bu travmayı yaşamış olması, iyice içine kapanıp kalma- sına da yol açmıştı. 1986-87 sezonuysa van Basten’in kariyerindeki ilk Avrupa başarısına sahne oluyordu. Hollanda’yı Kupa Galipleri Kupası’nda temsil eden Ajax, sırasıyla Bursaspor, Olympia- kos, Malmö ve Zaragoza’yı eleyerek finale yükselmişti. 13 Mayıs 1987’de Atina Olimpiyat Stadı’nda, Demok- ratik Almanya’dan Lokomotive Leipzig’e karşı oynanan finalde tek gol, 20. dakikada van Basten’in ka- fasından geliyor ve Ajax, 1970’lerin başında üst üste üç kez kazandığı Şampiyon Kulüpler Kupası şampi- yonluklarından sonra bir kez daha bir Avrupa kupası kazanmanın sevincini yaşıyordu. Finale gelene kadar takımı adına beş gol atan van Basten’in finaldeki tek golde de im- zasının olmasıysa onu bu başarının saha içindeki en büyükmimarı ya- pıyordu. Golcü oyuncu o sezon ay- rıca ligde 31 ve Hollanda Kupası’nda da altı gol atarak toplamda 43 gole ulaşmış ve kariyerinin en verimli çağını yaşamıştı. Ajax, Kupa Galip- leri Kupası’na ek olarak Hollanda Kupası’nı da bir kez daha müzesine götürürken, ligdeyse yine PSV engelini aşamamış ve ikincilikle yetinmişti. Bu başarılar neticesinde van Bas- ten’in Ajax’ta daha fazla kalması da açıkçası pekmümkün değildi. Nitekim 1987 yazında İtalya’nın en büyük kulüplerinden Milan kendi- sini 1.75 milyar liret karşılığında renklerine bağlıyordu. Van Bas- ten’in Milanmacerası, 13 Eylül 1987’de Pisa’ya karşı 3-1 kazandık- ları maçla başlamış ve Hollandalı golcü takımının son sayısını penal- tıdan kaydederek Serie A’ya güzel bir giriş yapmıştı. Ne var ki bu ilk sezon, kısa süre içinde adeta bir kâbusa dönecekti. Zira van Basten, birkaç sene sonra erkenden futbol- dan kopmasına yol açacak ciddi bilek sakatlıklarının ilkini o yıl yaşı- yor ve kırmızı-siyahlı formayla ligde sadece 11 kez sahaya çıkabili- yordu. Attığı sol sayısıysa üçle sınırlı kalmıştı. Hollanda liginde üst üste dört yıl gol kralı olmuş ve bu süreçte 120’ye yakın gol atmış bir oyuncu için bu durum tam bir felaketti. Portakalları Avrupa şampiyonluğuna taşıdı Neyse ki golcü oyuncu sezon so- nuna doğru sağlığına kavuşmuştu. Böylece Hollanda’nın katıldığı 1988 Avrupa Şampiyonası’nda millî for- mayı giyme şansını da yakalıyordu. Sezonun büyük bir kısmında oyna- mamış olmasına rağmen tecrübeli teknik adamRinus Michels’in gö- zünde de Hollanda’nın hücumdaki en büyük silahı, van Basten’den başkası değildi ve genç oyuncu bu alandaWimKieft ile John Bosman’ın önünde birinci tercih durumundaydı. Ne var ki, Avrupa Şampiyonası da Hollanda için hiç de iç açıcı bir baş- langıca sahne olmayacaktı. Porta- kallar ilkmaçlarında SSCB’ye tek golle boyun eğmişti. Hollanda, ikinci maçını ise tıpkı kendisi gibi turnu- vaya yenilgiyle giren İngiltere’ye karşı oynayacaktı ve bumaçı kay- beden taraf da erkenden elene- cekti. İngilizlerin ilk dakikalarda Glenn Hoddle tarafından çekilen bir şutu direkten dönerken, 23. daki- kaya gelindiğinde Ruud Gullit’in sol taraftan getirdiği topu ceza sahası içinde kaleye sırtı dönük kontrol eden van Basten, ani bir dönüşle Tony Adams’tan sıyrılıyor ve sol luğa ulaştığında, bu zaferde az da olsa onun da katkısı istatistik kâğıtlarına yansımış olacaktı. 1982-83 sezonuyla birlikte van Bas- ten, Ajax’ın ilk 11’inde sıklıkla kendisine yer bulmaya başlamış ve ligde dokuz kez rakip fileleri hava- landırarak, takımın birinci santrforu WimKieft’in ardından Amsterdam ekibinin en golcü ikinci ismi oluver- mişti. Ajax ise ligde üst üste ikinci şampiyonluğunu elde etmişti. Amsterdam ekibi ayrıca Hollanda Kupası’nı da finalde NEC’i 3-1 yene- rekmüzesine götürmüş ve duble yapmıştı. 1983 yazına gelindiğindeyse van Basten, Hollanda U20 Millî Takı- mı’yla Dünya Gençler Şampiyo- nası’nda yer alarak kariyerinin ilk önemli uluslararası tecrübesini de edinecekti. Van Basten, turnuvanın ilk turunda SSCB’yi 3-2 yendikleri grupmaçında da takımının galibi- yet golünü kaydetmişti. Ancak Hollanda, ikinci turda Arjantin’e elenmekten kurtulamayacaktı. 19 yaşında gol kralı Öte yandan 1982 yılında Avrupa’da Altın Ayakkabı ödülünü kazanan WimKieft, 1983 yazına gelindiğinde daha fazla Ajax’ta durmuyor ve o dönembirçok parlayan futbolcunun yaptığı gibi şansını Serie A’da denemek isteyerek Pisa takımına transfer oluyordu. Bu ayrılığın son- rasındaysa, henüz 18 yaşında olan van Basten bir anda Ajax’ın en büyük gol umudu haline gelmişti. Kendisinden beklentiler hayli yük- sekti belki ama o, bu beklentilerin de kat kat ötesinde bir performans ortaya koyacak ve 1983-84 sezo- nunda ligde 26maçta 28 kez gol se- vinci yaşayarak Eredivisie tarihinin en genç gol krallarından biri ola- caktı. Bu başarısı ona aynı zamanda Avrupa gol krallığı yarışında Gümüş Ayakkabı’yı da kazandırmıştı. (Altın Ayakkabı ise Liverpool’dan Ian Rush’ın olmuştu) Van Basten, Amillî takıma da ilk kez bu sezon çağrılıyordu. 7 Eylül 1983’te İzlanda ile oynanan 1984 Avrupa Şampiyonası elemeleri ma- çında genç oyuncu turuncu formayı ilk kez sırtına geçiriyor, üstelik de sahaya ilk on birde çıkıyordu. Van Basten, Portakallar adına ilk golü- nüyse bundan iki hafta sonra, Brüksel’de Belçika ile oynadıkları bir dostlukmaçında atacaktı. Söz konusumüsabakaysa 1-1’lik skorla neticelenmişti. Bu sezonun Ajax adına hikâyesiyse biraz tuhaftı. Zira kulübün efsanesi Cruyff bir sezon daha futbol oyna- mak istediğinde Ajax yönetimi ona yeni bir sözleşme önermemişti. Buna kızan Cruyff da son sezonunu geçirmek üzere ezeli rakip Feyeno- ord’a gitmişti. Ajax’ın, Cruyff’lu Feyenoord ile karşılaştığı ilkmaç, o sezon Eredivisie’nin yedinci hafta maçıydı ve Amsterdam’daydı. Ajax, karşılaşmada tarihi bir zafere imza atıp rakibini 8-2 mağlup ederken van Basten de hat-trick yaparak maçın kahramanı olmuştu. Ancak Feyenoord sonrasında Ajax’ı ilk ola- rak Hollanda Kupası’ndan eleyecek, ardından ligin ikinci devresinde Rotterdam’daki maçta da ezeli raki- bini 4-1 mağlup edecek ve sezon bitiminde de hem ligi hemde kupayı kazanan taraf olacaktı. 1984-85 sezonundaysa Ajax bu kez ligde yeniden şampiyonluğa ulaşır- ken van Basten de rakip ağları 22 defa sarsmıştı. Van Basten, UEFA Kupası’ndaysa Ajax’ın, Lüksem- burg’un Red Boys takımını 14-0 yendiği maçta beş gol birden kay- dederek Avrupa çapında da adın- dan söz ettirmeye başlamıştı. Ne var ki Ajax, bu kupada fazla ilerle- yemeyecek ve ertesi turda Bohe- mians Prag’a penaltılarla elenerek büyük hayal kırıklığı yaşayacaktı. Altın Ayakkabı’nın da sahibi Van Basten, asıl gol patlamasınıysa bir sonraki sezonda gerçekleştire- cekti. Bunda, sezon öncesinde Ajax’ ın başına Johan Cruyff’un bu kez teknik direktör olarak geçme- sinin de büyük etkisi vardı. Ajax, sezon boyunca ligde rakip filelere 120 gol gönderirken, van Basten de oynadığı 26maçta tam 37 kez gol sevinci yaşamıştı. Yıldız oyuncu böylece iki yıl önce az bir farkla kaçırdığı Altın Ayakkabı’yı da kazanacaktı. Van Basten’in sezon içerisinde birer maçta Sparta Rot- terdam’a altı ve Heracles’e de beş gol atmasıysa ayrı bir sansasyon yaratmıştı. Lâkin bumüthiş gol istatistiklerine karşın Ajax, ligde PSV’nin ardından ikinci sırada kal- mıştı. Hollanda Kupası’nın, finalde RBC Roosendaal’ın 3-0mağlup edilmesi üzerine kazanılmasıysa bir tür teselli olmuştu. Sezon, van Basten adına ne denli güzel geçtiyse, futbol dışı yaşantı- daysa bunun tam tersi bir durum söz konusuydu. Zira annesi Leny’nin, kendisinin 24. yaş günün- den 15 gün evvel geçirdiği beyin kanaması neticesinde nörolojik fonksiyonları büyük zarar gör- müştü. Leny, hafızasını yitirdiği gibi unuttuklarını yeniden hatırlayamı- yor, hatta yeni yaşanan şeyleri de hafızasına kaydedemiyordu. Dola- 114 115

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==